69. Bölüm | Dövüşler

avatar
1520 2

İnsan Tanrı - 69. Bölüm | Dövüşler


Turnuva günü, güneşin doğmasına yarım saat varken Yuzhou katılımcı bölgesine gitmişti. Orada farklı farklı kişiler duruyordu. Hepsi, geçen turnuvadaki kişilerden güçlüydü. Ne de olsa ikinci aşamaya kalabilmişlerdi.

 

Yuzhou, gözleri ile herkesi inceledi. Onu yenebilecek birisi var mı yok mu diye kontrol ediyordu. Gözüne birkaç kişi kesildi. Eğer onlar ile karşılaşmazsa kolay bir şekilde kazanırdı. Onlar ile karşılaşırsa biraz zorlanırdı.

 

-

 

Turnuva başlamak üzereyken, aynı adam arenanın önünde belirmişti. Geçen turnuvaya göre bu sefer seyirci alanları biraz daha doluydu. Çoğu kişi ilk günkü maçları izlemeye gelmemişti. Daha güçlü kişilerin maçları daha heyecanlı olur diye ikinci turnuvayı izlemeye gelmişlerdi.

 

Arenanın ortasındaki adam konuştu.

 

"Kurallar aynı. İsminiz okununca arenaya gelip dövüşeceksiniz." dedi ve ilk isimleri söyledi.

 

"Jast Myridan, Manath Craren, arenaya gelin."

 

Jast'ın saçları siyahtı. Yüzünde ise maskesi vardı yüzü görünmüyordu. Manath ise yüzünde birkaç yara olan birisiydi. Kahverengi saçlı ve ela gözlüydü.

 

Dövüş başladığında, Manath kılıcını kuşanıp hızla koşmaya başladı. Jast ise silahsız bir şekilde koşuyordu.

 

İkisi yan yana geldiğinde, Manath kılıcı ile bir saldırı yapmıştı, Jast o saldırıdan kaçınıp bir yumruk attı. Jast'ın yumruğu ilerlerken, elinde birden bir hançer belirdi. Manath bu yumruktan kaçınabileceğini düşünüyordu fakat hançer onun yüzünde bir yara bırakmıştı.

 

Jast durmayıp bir yumruk daha attı. Yumruk ilerlerken yine elinde bir hançer belirdi. Fakat Manath bu saldırıdan kaçınabildi.

 

"Aynı taktik iki kere işlemez!" dedi ve kılıcıyla yukarıdan aşağıya bir saldırı yaptı. Jast bir adım sola kaçarak saldırıdan kaçındı ve sağ ayağı ile kılıcın altından yukarıya doğru bir tekme attı ve aynı anda Manath'ın eline vurdu.

 

Manath'ın kılıcı elinden uçmuştu, Jast kılıcı havada tutup hızla Manath'a saldırdı. Manath kılıçtan kaçınabilse de, Jast anında kılıcı bırakmış ve hançeri elinde belirmiş saldırı yapmıştı.

 

Manath saldırının yüzüne gelmesinden son anda kaçınabildi fakat o zamanda hançer onun omzuna girdi. Manath acıyla bağırırken, Jast'ın diğer elinde de bir hançer belirdi ve onu Manath'a doğru saplayacakken,

 

"Pes ediyorum."

 

Manath pes etti.

 

-

 

İkinci dövüş başlayacaktı. İsimler söylendi.

 

"Wice Brierid, Miram Zoican, Arenaya gelin."

 

Wice, sarı saçlı ve yeşil gözlü, yakışıklı bir erkekti. Miram ise beline kadar gelen bakır rengi saçları ile kahverengi gözlü yakışıklı bir erkekti.

 

Wice'ın elinde bir kılıç belirdi, karşısındaki kadın olsa da hiçbir şekilde acımayacaktı. Miram'da da bir kılıç belirdi, fakat bu kılıç normal kılıçlardan daha uzun ve inceydi.

 

İkisi de birbirine koşarken, Miram'ın vücudunu mavi yıldırımlar kapladı, Miram'ın hızı olağanüstü derecede arttı, Wice bunu tepki veremedi.

 

Miram birden Wice'ın önünde belirip hızla Wice'ın vücudunda kılıcın ucuyla saplayarak onlarca yara bıraktı. Çok derine saplamıyordu fakat hızlı ve çok yara bırakıyordu.

 

Wice'ın göğsünde onlarca yara izi varken, Miram birden durdu ve kılıcını geri çekti, Kılıcı mavi yıldırımlarla kaplanıyordu. Son saldırısını, bitirici saldırısını yapacak gibiydi.

 

Fakat Wice, o kadar zayıf değildi. Kılıcını gelişi güzel savurdu, Miram bu saldırıdan kaçınmak için pozisyonunu bozdu. Saldırıdan kaçındıktan sonra bitirici bir saldırı yapmak yerine, hızla yaralar açmaya devam etti.

 

Wice, yaralardan dolayı iki dizinin üstüne çöktü. Miram kılıcını Wice'ın boynuna değirdi. Wice, pes ediyorum diyemeden yere düştü.

 

Miram'ın dövüşü bu kadar kısa sürede bitirmesinin sebebi ise, iki element kullanmasındaydı.

 

Yuzhou, gözlerinin yeni özelliği sayesinde bunu farkedebilmişti. Miram, yıldırım elementi ile vücudunu hızlandırıp saldırılarını güçlendirirken, rüzgar elementi ile de destek alıp daha hızlı oluyordu.

 

Birkaç dövüş daha oldu. Sıra Yuzhou'nun dövüşüne gelmişti.

 

"Yuzhou Kami, Riolas Glyniel, arenaya gelin."

 

Yuzhou arenaya indi, karşısında ise siyah saçlı ve siyah gözlü birisi vardı. Bu adamın görünüşü Pars Queen'e benziyordu.

 

Riolas'ın elinde birden bir yay belirdi. Yuzhou bu yayı görünce öfkesi artmaya başladı. Aklına Pars Queen geliyordu ve oldukça sinirleniyordu.

 

Öfkesi artmaya başlarken, aurası da yükseliyordu. Birkaç saniye içerisinde, aurası o kadar yükselmişti ki, izleyicilerden birkaçı kan kusmuştu, bazıları bayılmıştı, bazıları da auranın baskısına dayanamayıp yere düşmüştü.

 

Yuzhou'nun aurası tüm arenayı sarmıştı!

 

Riolas bile bu auraya karşı korkmuştu. Fakat ustası ve birkaç arkadaşı onu izliyordu, tek bir auradan dolayı geri çekilemezdi.

 

Yuzhou, Riolas'a baktığında gözleri parladı. Riolas korkarak yayına bir ok taktı ve gerdi. Oku o anda patlayıcı bir kağıt ile kaplıydı. Oku gri bir enerji ile kapladı, bu rüzgar elementiydi.

 

Riolas hızla oku fırlattığında, Yuzhou gözleri ile oku takip edebilmiş ve kaçınabilmişti. Oktan kaçındığında, patlayıcı kağıt patlamış ve onu geriye fırlatmıştı. Fakat bu patlayıcı kağıt en düşük kalitedeydi, yani daha alev elementini yeni öğrenmiş bir kişinin alevi kadar güçsüzdü.

 

Yuzhou'nun vücudu A seviyesinde olmasaydı, biraz hasar alabilirdi. Fakat A seviyesinde olduğu için çok az bir hasar almıştı, aldığı hasar da saniyeler içerisinde iyileşmişti.

 

Yuzhou, ayağa kalkarken,

 

"Şimdi, sıra bende." dedi.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44331 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr