Bölüm 70: Qi Yoğunlaştırmanın Dokuzuncu Seviyesine İlerlemek!

avatar
10592 28

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 70: Qi Yoğunlaştırmanın Dokuzuncu Seviyesine İlerlemek!


 

Bölüm 70: Qi Yoğunlaştırmanın Dokuzuncu Seviyesine İlerlemek!



Bu hap Mor Felek Tarikatının Büyük Usta Hap Şeytanı tarafından bizzat yapılmış. O… Genç Lord Ding, Büyük Usta Hap Şeytanıyla aranızdaki ilişki nedir…?



Fiyat söyle.” dedi Meng Hao. Kaşları çatılmıştı, gözlerini sanki istese de istemese de bu hapı satmaktan başka çaresi yokmuş gibi bir bakışla doldurdu.



Büyük Usta Hap Şeytanı tarafından yapılan bir hap açık artırmayla harika bir fiyata satılabilir. Bu hap…” Kadın bir an tereddüt etti, daha sonra bir karara varmış gibi göründü.

 

Size bu hap için iki yüz elli bin Ruh Taşı verebilirim!



Meng Hao bir an sessizleşti. En sonunda, başının aşağı yukarı salladı, “Peki.” ded, ve ayağa kalktı.



Kadın elini kaldırdı ve parmağını odanın ortasındaki tütsü kabına doğru fiskeledi. Berrak ve ezgili bir ses çınladı ve on saniye kadar sonra elinde yeşim bir tabak taşıyan genç bir kız üçüncü kattan aşağı indi. Kız çabukça Meng Hao’ya ulaştı ve sonra iki eliyle tabağı ona sundu.



Yeşim tabağın içinde bir depolama çantası vardı.



Meng Hao onu aldı ve içine baktı, daha sonra ardına dönerek merdivenlerden aşağı doğru yürüdü. Birinci kattaki Gelişimcilerin bakışları altında Samanyolu Atölyesinden dışarı adım attı ve uzaklara doğru yöneldi.



Bir süre sonra fazla kalabalık olmayan bir yere vardığında, bir sokak arasına daldı ve üst giyeceğini soyundu. hemen başka bir cübbe giydi ve sonra başı eğik bir şekilde hızlıca oradan uzaklaştı.



Bu sırada, Samanyolu Atölyesinin ikinci katında, o kadın yaşlı bir adamın yanında saygılı bir şekilde duruyordu. Yaşlı adam, gösterişli elbisesiyle pencerenin kenarında dikilmiş uzaklara bakıyordu. Elinde Meng Hao’nun sattığı Temel Kurulumu Hapı vardı.



Uzun bir sürenin ardından sonunda ağzını açtı. “Emin misin?” dedi sakince.



Bu küçüğünüz bazı kontroller yaptı.” dedi saygılı bir tonla. “Gerçekten de son günlerde Zhao Ülkesinde olan Mor Felek Tarikatından Ding soy isimli kişiydi.



Aynı kişi olduğundan emin misin?” dedi yaşlı adam yavaşça.



En başta, bu küçüğünüz emin değildi. Ne de olsa Ding Xin, Qi Yoğunlaştırmanın dokuzuncu seviyesindeydi ve bu kişi sekizinci seviyeydi. Fakat, birinci kattaki kibirli tavrı gerçekten de büyük bir Tarikatın öğrencisine benziyordu. Bu birinci işaretti.”



İkinci kata geldiğinde ne pencereye ne de merdivenlere yakın bir sandalye seçti, odanın tam ortasına oturdu. Bu onun özgüvenini gösteriyordu, sanki ona karşı herhangi bir hamle yapabileceğimiz umurunda değil gibiydi. Bu düzeyde bir özgüven sekizinci seviye birisi için imkansız, tabii ki büyük bir Tarikat öğrencisi değilse. Bu ikinci işaretti.



Daha sonra, bu küçüğünüz onun beyaz cübbesinin yanı sıra Mor Felek Tarikatına ait yeşim madalyonu gördü. O bilerek kimliğini ortaya çıkarttı, ama ne de olsa burası Zhao Ülkesi. Onun bazı tedbirler alması gerekiyordu. Bu üçüncü işaretti.



Dahası o, bu küçüğünüze şişeyi direk verdi, sanki o hapı alıp hemen yutacağımdan ya da kaçıracağımdan korkmuyor gibiydi. Küçüğünüz bunun nedenini sorduğunda, onun cevabı Zhao Ülkesi üyelerinin verebileceği bir cevap değildi. Bu dördüncü işaretti.



En sonunda, Temel Kurulumu Hapının üstünde Büyük Usta Hap Şeytanının mührü vardı. Hiç kimse böyle sahte bir hap yapmaya cüret edemez. Dahası, bu küçüğünüz bazı araştırmalar yaptı ve mührün hakiki olduğundan emin oldu.



Bu beş işaret sebebiyle, küçüğünüz o gelen kişinin Mor Felek Tarikatından Ding Xin olduğuna emin. Denilene göre iki yıl önce Büyük Usta Hap Şeytanı bu isimle bir çırak almış. Görünüşe göre bu gelen kişi bahsedilen çırak olmalı.” Kadın gülümsedi, ifadesi özgüven, açıkgözlülük ve zekayla doluydu.



Fakat…” Kadın aniden tereddütlü göründü.



Fakat ne?” diye sordu yaşlı adam, dönüp ona baktı, yüz ifadesi sıcak ve cesaret vericiydi.



Fakat o kişi son derece zekiyse ve bütün bu şeyleri bilerek yaptıysa iş değişir. Belki de kusursuz bir göstermelik öykü yaratmıştır ve Temel Kurulumu Hapının üstündeki mühür sahtedir. Ama, bunun olma ihtimali çok az. Zhao Ülkesinde Tarikat olarak sayılan yerlerin hiçbir öğrencisi böyle bir şeyi yapmayı başaramaz.” Kadının ifadesi bir kez daha özgüven ile doldu.



Doğru.” dedi yaşlı adam. “Tüm bu işaretleri bu şekilde ayıklayabilmen ne kadar zeki olduğunu gösteriyor, Mu’er. Görünüşe göre son bir kaç yıldır iyice sivrildin. Bu tıbbi hap gerçek. Yüzde seksen ya da doksan ihtimalle o kişi Ding Xin idi.” Yaşlı adam kadına şefkatle baktı.



Övgünüz için teşekkürler, Patrik!” dedi kadın gülümseyerek. Ona bakarak sordu, “Gerçekten de onun böyle çekip gitmesine izin verecek misiniz?



Mor Felek Tarikatıyla sıkıntı yaşamayı göze alamayız. Büyük Usta Hap Şeytanının Temel Kurulumu Hapına gelince…” yaşlı adam bir süre düşündü, daha sonra yumuşakça konuştu, “Mu’er, senin gizli yeteneğinin sıradan olduğunu hesaba katarsak, neden hapı babana vermiyorsun?



Kadın bunu duyunca, aniden gözleri parladı.



O geri mi döndü?” Sesi aniden sertleşti.



Bir kaç ay önce geldi. Yıllar önce ayrılıp Reliance Tarikatına katılmıştı, ama Tarikat dağıldı. Ve beklendiği gibi, daha Temel Kurulumuna ulaşamadı… Gidip onu görmelisin.” Ona bakan yaşlı adam kaşlarını çattı, daha sonra iç geçirdi.



Kadın bir süre sessiz kaldı. “Burada yerine getirmem gereken sorumluluklarım var.” dedi sakince. “Patrik bu hapı kime isterse verebilir, yani bunun benimle bir alakası yok.



O senin baban. Üstelik, bana kafasında oldukça ağır meseleler varmış gibi geldi ve tekrar ayrılabilir. Bu konuyu iyice düşünmelisin.” Yaşlı adam kafasını sağa sola salladı ve ardına dönerek ayrıldı.



Baba…” Shangguan Mu sessizce oturdu, pencereden dışarı bakan gözleri acıyla doluydu.



Meng Hao ise o arada elbiselerini değiştirmiş, siyah duvarlı Samanyolu Şehrini arkasına bile bakmadan terk etmişti. Şehirden biraz uzaklaşınca, değerli yelpazenin üstüne sıçramış ve vücudu prizmatik bir gökkuşağına dönüşmüştü.



Bir kaç günlük seyahat boyunca, onu takip eden birinin olmadığı belli olmuştu. Bu noktada, Meng Hao biraz rahatladı. Daqing Dağının biraz uzağındaki yabanda uçan kılıcını kullanarak bir Ölümsüz Mağarası oydu ve daha sonra orada kapalı meditasyona girdi.



Bu sefer, dokuzuncu seviyeye ilerlemeye kararlıydı.



Ruh Taşlarını Göksel Ruh Hapı kopyalamak için kullanacaktı. Yeterince Göksel Ruh Hapı tükettiğinde ve Gelişim merkezi uygun bir düzeye geldiğinde, sonraki seviye için zorlamaya başlayacaktı.



Zaman yavaşça aktı. Bir kaç ay geçti ve Meng Hao hala Ölümsüzler Mağarasındaydı. Orada bacaklarını çaprazlamış sessizce oturuyor, tıbbi haplar tüketiyor ve Gelişim Merkezini sirküle ediyordu. Zaman geçtikçe Gelişim Merkezinin saflığı daha da arttı.



Beşinci aya gelindiğinde, sınırsız gibi göründü. Gelişim Merkezi gürledi ve Çekirdek Denizi kaynadı. Sekizinci seviyenin zirvesine ulaşalı çok olmuştu. Dokuzuncu seviyeden ince bir kıymık kadar uzaklıktaydı, fakat bu ince kıymık uzaklığında iki aydır saplanıp kalmıştı.



Yüz bin Ruh Taşından fazlasını çoktan harcamış olduğu düşüncesi Meng Hao’nun kalbini acıttı. Fakat daha da acı olan o kadar Ruh Taşını harcamasına rağmen daha ilerleme elde edememişti.



Kıdemli Xu’nun dediğine göre dördüncü, altıncı ve sekizinci seviyeler darboğazlarmış. Dördüncü seviyeden çıkarken çok sayıda Kuru Ruh Hapı harcadım. Altıncı seviyeden çıkarken Kuzey Denizinin Tao göstermesi yardımcı oldu. Şimdi ise sekizinci seviyenin dar boğazındayım… Nasıl ilerleme elde edeceğim!?” Meng Hao kan çanağına dönmüş gözlerini açtı.



Sahip olduğu iki yüz binden fazla Ruh Taşından, şu an sadece elli bin civarında kalmıştı. Diğerlerinin hepsi Göksel Ruh Haplarına gitmişti. Şu an, Göksel Ruh Hapları da tükeniyordu.



Üzerinde düşündüğünde, Gelişim Merkezini tıbbi haplara bel bağlayarak yükseltirken hap kullandıkça etkilerinin gittikçe zayıfladığını tahmin etti. İhtiyacı olan miktar daha da artıyordu, şiddetli bir döngüye giriyordu.



Acaba başka insanlar böyle bir durumda ne yapar...” diye düşündü kaşlarını çatarak. Durumun üzerinde sürekli düşünse de, bir çözüm bulamamıştı.



Sanki ne kadar Göksel Ruh Hapı tüketse ve Gelişim Merkezi ne kadar büyüse de, son adımı atamayacak gibiydi.



Bir ay daha geçti. Meng Hao yarım yılını kapalı meditasyonda geçirmiş oldu. Bugün, gözleri kan çanağına dönmüş, saçı başı dağılmış bir şekilde orada oturuyordu. Son bir ayda, dokuzuncu seviyede etkili olan on tane Düzlük Hücum Hapı kopyalamıştı. Onları kullanarak darboğazdan ilerlemeyi ummuştu. Bazı etkileri görünse de, istediği sonucu vermemişti.



Qi Yoğunlaştırmanın dokuzuncu seviyesine ulaşmalıyım!” Dişerini gıcırdattı ve elli bin Ruh Taşından geriye kalanlara baktı. Hiç düşünmeden bakır aynayı çıkarttı. Temel Kurulum Hapını kopyalamaya karar vermişti!



Bir parıltı ortaya çıktıktan sonra önünde iki tane Temel Kurulum Hapı vardı. Orijinal olanı da dahil şu an toplamda üç tane hapa sahipti. Eğer bu hapları Güney Diyarının büyük Tarikatlarından birine mensup bir öğrenciye göstersen, hayretten ağızları açık kalırdı. Zhao Ülkesinde, bu haplar kanlı katliamlara bile neden olurdu.



Bugün Meng Hao bu hapları Temel Kurulumu aşamasına ulaşmak için değil, darboğazdan ilerlemek için kullanacaktı. Eğer biri bunu duysa bu israf karşısında deliye dönerdi.



Tarih boyunca, Qi Yoğunlaştırma darboğazından ilerlemek için böyle abartılı bir yöntem deneyen büyük ihtimalle bir kaç kişi vardı.



Meng Hao derin bir nefes aldı, daha sonra hapı kaldırdı, ağzına koydu ve onu yuttu. Zihnini gök gürültüsü gibi bir gürleme doldurdu ve vücudu sarsıldı. Daha önce hayalini bile kuramayacağı kadar haşmetli bir ruhsal enerji onu doldurarak tüm vücudu boyunca patlama yaptı.



...



Bu yarım yıllık kapalı meditasyonu boyunca, farkında olmadığı bazı olaylar meydana gelmişti. Bu olaylar tüm Zhao Ülkesini etkilemişti. Birincisi, Meng Hao’nun Mor Felek Tarikatı öğrencileriyle yaptığı işe dair söylenti yangın gibi yayılmıştı. Meng Hao’nun isminin tüm bölgede artık tanınması çok uzun sürmemişti.



Artık herkes Meng Hao’nun Mor Felek Tarikatı öğrencilerini merhametsizce kandırdığını biliyordu.



Bunun ardından, Soğuk Rüzgar Tarikatı ve Sarmal Dere Tarikatı birbirine savaş ilan etmenin eşiğine gelmişti. En sonunda, Tarikatların Nüve Formasyonu aşamasındaki keşişleri ortaya çıkmış ve olayları yatıştırmıştı. Bundan kısa bir süre sonra da, iki Tarikat ortak bir tutuklama emri çıkarmıştı.



Reliance Tarikatından kötü adam Meng Hao artık aranıyordu. Onu öldürene Ruh Taşları, tıbbi haplar ve büyülü eşyalar verilecekti. Yüzlerce yıldır ilk defa iki büyük Tarikat birlikte bir tutuklama emri çıkartmıştı. Bu haber Zhao Ülkesinin Gelişim dünyasında büyük bir sansasyon yaratmıştı.



Tabii ki, hiç kimse bu gümüş mızrakla kanlı bir kazaya sebebiyet veren adamın izini nasıl bulacağını bilmiyordu. Ama o cezalandırılacak kişi olarak damgalanmıştı ve haberler hızlıca yayılmıştı. Kısa bir sürede, Meng Hao bir kez daha bütün Zhao Ülkesi Gelişimcileri arasındaki tartışma konusu kişi haline gelmişti.



Gelişimciler ne zaman bir araya gelse, Meng Hao hakkında illa iki kelam ediyorlardı.



Duyduğuma göre o Reliance Tarikatındayken, Tarikata Güney Diyarının büyük Klanlarından birinden gelip katılan Wang Tengfei isimli bir herifi soymuş. O, İç Tarikat öğrencisi olduğunda ise, Wang Tengfei çılgına dönmüş.



O da bir şey mi. Reliance Tarikatının bazı eski öğrencilerinden duyduğuma göre Meng Hao orada bir dükkan açmış. Bir çok dost öğrenciyi kazıklamış. Hepsi de öfkeli olmasına rağmen, tabii ki bir şey söyleyememişler.



Vay, görünüşe göre bu hilekar kişiliğini bir süredir geliştiriyormuş. Mor Felek Tarikatı öğrencilerini kandırmasına şaşırmamak gerek, aynı zamanda Liu Daoyun ve Sun Hua’yı…



Görünüşe göre karşısına kim çıkarsa kazıklıyor. Reliance Tarikatı dağıldıktan sonra da insanları kandırmaya devam etmiş…



Buna benzer konuşmalar ve tartışmalar Zhao Ülkesi Gelişim Dünyasını doldurmuştu. Eğer boyutu bu olsaydı çok büyük bir mesele haline gelmeyecekti. En sonunda dedikodular kaybolup gidecekti. Fakat bu meydana gelmeden önce, üç büyük Tarikat en başta verdikleri tutuklama emrini hatırlatmış ve yeni bir mesele eklemişti. Bu hareketin elle tutulur bir nedeni yoktu.



Yeni tutuklama emri yine Meng Hao ile ilgiliydi. Fakat, onu öldürmek bu sefer yasaklanmıştı. Bu sefer verilecek ödüller onu öldürene değil, onu ele geçirene ya da nerede olduğuyla ilgili bilgi elde edene verilecekti!



Emire göre yaralanabilir ya da sakatlanabilirdi, ama öldürülmemesi gerekiyordu.



Böylesine tuhaf bir tutuklama emri baya bir insanın dikkatini cezbetmişti. En sonunda, bazı iyi bilgili adamlar ipuçlarını bir araya toplayarak neler olduğunu anlamıştı.



Üç büyük Tarikatın Nüve Formasyonu Tuhafları geçen ay Esin Ülkesini ziyaret etti. Lord Esin’e saygılarını sundular ve Patrik Reliance’ın ölüp ölmediğiyle ilgili kehanet sordular. Onun kehanetine göre, Patrik Reliance ölümün eşiğindeydi. Fakat, onun içinde bulunduğu Ölümsüzler Mağarası yalnızca bir İç Tarikat öğrencisi tarafından açılabilirdi. Lord Esin de şu an burada, Zhao Ülkesinde ve Patrik Reliance’ın kapalı meditasyona mühürlendiği yeri arıyorlar!”



Haberler yayılır yayılmaz, üç büyük Tarikat söylentileri ortadan kaldırmak için büyük çaba sarf etti. Bunu yayan her kim olursa ölüm cezasına çarptıracaklardı ve söylentinin ortaya çıktığı her şehir üç büyük Tarikat tarafından yapılan mühürleme büyüsüyle sarılacak ve hiç kimsenin oraya girip çıkmasına izin verilmeyecekti.




Fullbringer Notu: Patrik alayını emmikleyecek haberleri yok.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44261 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr