Bölüm 16: Babasının Oğlu

avatar
4564 13

Hidden Marriage - Bölüm 16: Babasının Oğlu


 

Çeviri: Miyav Miyav Düzenleme: Kharsmi

 

Ertesi sabah Ning Xi alçak sesle konuşan bir adamın sesiyle uyandı.

 

Lu Tingxiao arkasından gelen ayak seslerini duyduktan sonra telefonunu bıraktı ve sıcak bir ses tonuyla, “Ben mi uyandırdım?” dedi.

 

Ning Xi karşısındaki adama baktı kızın gözleri fal taşı gibi açılmıştı.

 

Lu Tingxiao’nun üstünde bir şey yoktu. Kapıyı açtığında çıplak bir adamla karşılaşmıştı. Bu durumun etkisi büyüktü.

 

Burnunu kaşıdı, neyse ki utanmasını gerektirecek hiçbir şey yapmamıştı.

 

Lu Tingxiao onun bu anormal tepkisini görmemiş gibiydi. Hatta sakin bir şekilde, koltuktaki gömleğini giymek için aldı. Gömleğinin düğmelerini iliklerken, “İşte acil bir durum var, gitmem gerekiyor. Seni Küçük Hazine’yi uyandırma zahmetine sokabilir miyim?” dedi.

 

“Oh, tabii!” Ning Xi Küçük Hazine’yi çağırmak için acele ederken başıyla onayladı.

 

Ama onu uyandırmasına gerek kalmamıştı. Döndüğü an o narin ve mümkün olamayacak derecede tatlı olan Pikachu’yu görmüştü. Çok sevgili babasına, Lu Tingxiao'ya, gözünü bile kırpmadan bakıyordu. İfadesi göründüğü kadarıyla mutsuzdu.

 

Lu Tingxiao ceketini giydi ve “Küçük Hazine, git kıyafetlerini değiştir.” diye emir verdi.

 

Lu Tingxiao’nun buna aldığı tepki yatak odasının kapısının “Güm!” sesiydi.

 

Tamamen gaddarcaydı.

 

Lu Tingxiao: “……”

 

Ning Xi: “……”

 

Lu Tingxiao kapıyı açmayı denedi ve kapının kilitli olduğunu gördü.

 

Ning Xi’ye doğru baktı ve, “Anahtarın var mı?” dedi.

 

Ning Xi garip bir şekilde başını salladı ve, “Var ama odada kaldı.” dedi.

 

Lu Tingxiao kaşını kaldırdı ve soğuk bir ses tonuyla konuştu, “Lu Qingyu, sana üç dakika veriyorum. O zamana kadar gelmezsen bir daha gelmeyi aklının ucundan bile geçirme.”

 

Üç dakika geçtikten sonra içeriden hiçbir ses gelmedi.

 

“Lu Qingyu, dışarı çık! Eğer seni zorla dışarı çıkarmamı bekliyorsan, o zaman konuşmaya bu kadar hevesli olmayacağım!”

 

Hala hiçbir ses seda yoktu.

 

Bu kararlı küçük tavşan babasına en ufak bir şekilde bile yüz vermiyordu. 

 

Ning Xi bütün olanları kenardan izliyordu ve gülmemek için kendini zor tutuyordu, “İşe geç gideceğim, Küçük Hazine’nin biraz daha burada kalmasına ne dersiniz?”

 

Lu Tingxiao’nun yüzü birilerini aramak için telefonunu çıkardığında siyahlaşmıştı.

 

Ning Xi gizlice ona bir bakış attı ve psikiyatristi aradığını gördü. Bir anlığına dili tutuldu. Bu kadar küçük bir şey için psikiyatristi mi arıyordu? Resmen pireyi deve yapmıyor muydu?

 

Ning Xi hafifçe öksürdü ve, “Bırakın bir de ben deneyeyim?” önerisinde bulundu.

 

Lu Tingxiao bir dakikalığına tereddüt etti ve başıyla onayladı.

 

Ning Xi kapıya yaslandı ve yumuşak bir ses tonuyla konuşmayı denedi, “Küçük Hazine, teyzeciğin işe gitmesi gerekiyor ama seninle daha sonra ilgilenebilirim, ilk önce babanla eve gitsen?”

 

İçeriden hala bir ses gelmiyordu.

 

“Peki şuna ne dersin, birbirimize telefonlarımızı verelim ki istediğimiz herhangi bir anda birbirmizle iletişime geçebiliriz. Hatta görüntülü bile konuşabiliriz!”

 

İçeriden sarsak ayak sesleri geldi.

 

“Eğer teyzecik geç kalırsa yönetmen beni azarlar. Yönetmenimiz gerçekten çok despot, teyzecik çok acınası halde wuuuuuuu…”

 

Kapı açılmıştı.

 

Lu Tingxiao kendini uzun bir savaş vermeye hazırlamıştı. Bu yüzden yüzünde şaşkınlık belirtileri parlıyordu. Kafası karışmış gibi bir bakışla yanındaki kadına baktı.

 

Küçük Hazine’yi itaatkar bir şekilde sadece üç kelimeyle dışarı çıkmaya ikna edebilmişti.

 

Küçük Hazine son seferinde kendini evin tavanına kilitlemişti. Ailedeki 4 kişi, evin kahyaları ve hizmetçileri, psikiyatrist hatta bir uzlaşmacı bile dil dökmüştü. Bir öğleden sonranın tamamını dudakları kuruyana kadar konuşmuş olmalarına rağmen yapabildikleri tek şey kapıyı sökmekti. İşin sonunda aldıkları sonuç ise bir ay boyunca bu küçük adamın onları yok saymasıydı.

 

Ning Xi’nin bu olaydan haberi yoktu ve tabii ki çocuğun fazla uysal olduğunu düşünüyordu. Ning Xi küçük tavşanı kucağına aldı. Sefil bir haldeydi ama dışarı çıkmıştı çünkü onun azarlanması düşüncesine katlanamıyordu.Ning Xi onu övmeye başladı, “Küçük Hazine çok uysal, teşekkür ederim tatlım!”

 

Küçük tavşanın övülmesi onun modunu yükseltmişti. Çocuk sessizce bir dizi telefon numarasının yazılı olduğu kağıdı ona uzattı.

 

Ning Xi kağıdı aldı ve, “Eh? Bu senin numaran mı? Şahane, bunu saklıyorum. Boş olduğumda seni kesinlikle arayacağım!”

 

Lu Tingxiao garip bir şeylerin olduğunu düşündü. Küçük Hazine’nin telefonu yoktu ki bu telefon numarasını nereden almış olabilirdi?

 

Uzun boyu sayesinde kağıda göz attı- kendi numarasıydı.

 

Hiç fena değil, babasının oğlu!

 

……

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44246 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr