Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

İnatçı ve saf kıza bakarken Ning Xi daha fazlasını söylemek istemedi, ama Lu Tingxiao'nun kuzeni olduğu için, sonunda bir şeyler söyledi. “Genç bayan, başkasının adaleti için savaşarak dürüstlük kendini elçisi olarak gösterdin ama hiç kuzeninin düşüncelerini kendisine sormayı düşündün mü?”

“Daha önce Guan Ziyao'yu gerçekten seviyor muydu? Sizce onunla Guan Ziyao arasındaki ilişki düşündüğünüz kadar masum ve sevgi dolu mu?”

“Sadece bir yabancının o ve kız arkadaşının ilişkisini mahvettiği bir söylemine dayanarak kuzeninizin seçimini tekrar tekrar sorgulamaya devam ediyorsunuz. Bir sorun olduğunu düşünmüyor musunuz?”

"B-Ben ..."

Ning Xi çok şey söylemişti, ama Lu Xinyan, adeta dili bağlanmıştı.

Guan Ziyao'ya bir idol gibi davrandığı doğruydu çünkü ona hayrandı; yetenekli, seçkin ve zeki biriydi. Daima onun yanında olacaktı. Kuzenine gelince, onu hiç anlamaya çalışmamıştı, sadece ona bir hain gözüyle baktı ...

Bunu düşündüğü zaman, Guan Ziyao ile yaptığı sohbetler sırasında, bilinçli bir şekilde, her zaman Guan Ziyao'nun gençken yaşadıkları şeyleri anlattığından, ideal bir çift olarak gördü onları. Bununla birlikte, Guan Ziyao, ona şuan aralarının nasıl oldukları hakkında kesin bir cevap veremedi.

Aslında, Ning Xi haklıydı. Lu Tingxiao ile çıkmaya başladığında, ikisi de bekardı, peki üçüncü kişi kimdi?

Birdenbire, Lu Xinyan kendini kaybolmuş hissetti.

Ancak, yine de, önce bu kadına kızdı. “... Üçüncü kişi olmasan bile, kuzenimin samimiyetini, insanları gösteriş yapmak, ya da kıskandırmak için kullanamazsın. Bunun Sis Ziyao için ne kadar üzücü olduğunu bilmiyor musun? Sen onu üzecek bir şey yaptın ve şuan Sis Ziyao'nun nerede olduğunu bilmiyoruz. Biraz bile pişman değil misin! Nasıl bu kadar kötü biri olabilirsin ki ... "

Lu Xinyan öfkeyle onu suçlarken, Ning Xi'nin ifadesi, aniden değişti ve ona doğru şimşek hızıyla koşmaya başladı.

Ning Xi'nin dokunduğu Lu Xinyan, iğrenç bir şey ona dokunmuş gibi davrandı ve aniden onu itti. "Ne yapıyorsun? Bana dokunma!"

Ning Xi, Lu Xinyan'ın onu aniden itmesini beklemiyordu. Lu Xinyan'ı güvenli bölgeye çekmesine rağmen çökmekte olan uçurumun dibine itilmişti. Tepki veremeden, vücudu dengesini kaybetti ve uçurumdan düştü ...

Lu Xinyan, şaşkın bir şekilde Ning Xi'nin silüetinin çok hızlı bir şekilde küçülerek kayboluşunu izledi. Birkaç saniye sonra bir çığlık duyuldu, "Ahh !!!"

“Xinyan! Ne oldu ?!”

"Ne oluyor?!"

Yakındakilerden birkaçı Lu Xinyan'ın çığlıklarından etkilendi.

"Ning Xi! Ning Xi aşağı düştü! Onu kurtarın! Hemen onu kurtarın!" Lu Xinyan haykırdı.

Bunu söylediği an, herkesin ifadesi değişti.

"Ne dedin?"

“Ning Xi neden birdenbire düşsün?”

“Tam olarak ne oldu? Xinyan, açıkça konuş!” Mo Lingtian ciddi bir ifade ile sordu.

"Bro Tian! Ne yapacağız !? Ning Xi düştü! Onu kendim düşerken gördüm! Durduğum yer aniden çöktü. Beni kurtarırken düştü! Lütfen onu kurtarın! Çabuk kurtarın onu! Bro Tian! Onu kurtaracak birini getirin! "