Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

O cumartesi, Tang Lang Küçük Hazine’ye Kung Fu'yu öğretirken, Ning Xi, Lu Jingli'ye nasıl kız tavlayacağını öğretiyordu.

Akşam, Lu Tingxiao, Ning Xi’yi bahçeye çağırdı.

"Büyük Patron, naber?" Lu Tingxiao'nun nasıl baktığını fark etti. Ona söyleyecek bir şeyi var gibiydi.

"Mmm, yarın akşam yemek planlarım var. Size eşlik edemem."

“Endişelenme, sen planına uy. Ben de planı uygulamak için Lu Jingli'yi dışarı çıkarmak zorundayım!”

Lu Tingxiao, “Bu, Guan ailesiyle birlikte.” dedi.

Ning Xi bunu duyduğunda, kaşları kalktı. “Ahh, ailen de benimle aynı şeyi düşünüyormuş gibi görünüyor?”

Ning Xi, Lu Jingli'ye bir kızı ayarlamaya çalışırken, ailesi de Lu Tingxiao için bir kız bakıyorlardı...

Şüphesiz, Lu Tingxiao ile olan ilişkisinin farkına vardıkları için kesinlikle bir yedek planları olacaktı...

Dürüst olmak gerekirse, Ning Xi kendisi bile Lu Tingxiao ile olan ilişkisinin bugünlere kadar geleceğini asla düşünmemişti. Gelecekte yüzleşmeleri gereken pek çok şey olacaktı, ama asla en ufak bir pişmanlık duymuyordu.

“Ning Xi, bana güveniyor musun?” Lu Tingxiao, ciddiyetle ona baktı.

Ning Xi cevap vermedi. Parmak uçlarında yükselerek onu dudaklarından öptü.

...

Pazar günü, İmparatorluk'taki elit seviye Western restoranında.

Ning Xi ve Lu Jingli oturmak için bir köşe seçti.

“Piyano çalan kişi Yang Shirou'dur. Aslında barda çalışıyordu, şu anki işi muhtemelen Yan Junhao tarafından ayarlandı…” Ning Xi, piyano çalan kızı işaret etti ve ona bakarlarken durumu Lu Jingli'ye özetledi.

Yang Shirou beyaz bir elbise giyiyordu ve beline uzanan yumuşak, siyah saçları vardı. İlk bakışta kızın nostaljik ama taze ve narin aurası hissediliyordu, bu bir erkeğin onu koruma dürtüsünü gerçekten kolaylıkla ortaya çıkarabilecek türdendi.

Lu Jingli, Ning Xi'nin kıza dikkatle baktığını gördü ve rahatsız oldu. Görüşünü engellemek için elini uzattı: “Hey, hey, hey, bakmayı bitirdin mi ?! Zaten kardeşimle birliktesin ama hala diğer kızlara bakıyorsun. Bu kadarı da fazla!”

Ning Xi elini uzaklaştırdı ve: "Sadece düşmanı gözlemliyorum!" diye devam etti.

Lu Jingli sinirli görünüyordu. “Sana kim inanır ki ?! Gözlerin yuvalarından fırlayacak! Siz sığ pislik erkekler!”

Ning Xi'nin dudakları heyecanla titredi: “Hey, söylediklerinde yanlış bir şeyler olduğunu düşünmüyor musun?”

Lu Jingli daha sonra gözlerini kırptı. Bir şey doğru değil gibi görünüyordu...

Ning Xi çenesini tuttu ve düşünceli bir şekilde ona baktı. “Lu Jingli, şimdi ciddileşelim. Her şeyi unut. Sadece görünüşüne bakarak, bu kız çekici görünüyor! Hiç bir şey hissetmiyor musun?”

Lu Jingli küçümseyip aştı. “Hayır! Bu sevdiğim tip değil!”

Ning Xi anında kaşlarını kaldırdı, "Ah, sevdiğin bir tip mi var? Bildiklerime dayanarak, ilişkin daha yeni bitti. Pek çok çekici kızla çıktın, zayıf ve şişman, belirli bir tip olmadan?"

Lu Jingli'nin yüz ifadesi karardı: “Elbette, sevdiğim bir tip var! Sanki hiç seçim yapmamışım gibi konuşma. Çok seçiciyim, sana söylüyorum! Açık fikirli, olağanüstü, kusursuz güzellikte olanları seviyorum. Bir kuş kadar hafif, zarifliği tahmin edilemez, güzel auralı, kuğu kadar zarif ve neredeyse doğaüstü kızlardan hoşlanıyorum!”

“Ha ha...” Ning Xi gözlerini devirdi ve elini salladı: “Sonsuza dek bekar kalmalısın!”

Bu adamın bir eş için seçim kriterleri çok fazlaydı!