Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Yüzündeki hayal kırıklığına bakarak, Lu Tingxiao elini Xi'nin saçlarında gezdirip onu rahatlatarak, "Daha iyi bir şeyler bulacaksın." dedi.

Ning Xi bu sözleri zorunlu bir rahatlama olarak görüyordu. Hala seçimlere katılamadığı için üzüntülüydü. Aslında, seçimlere katılmış olsa bile, aksiyon sahnesinde başarısız olurdu büyük ihtimalle. Şuan ki sakat bacağının durumuyla kesinlikle başarısız olurdu! Onun için çok kötü bir durum!

Şeytanın laflarının doğru olacağını ve daha iyi bir şeyler bulacağını umuyordu.

Mutsuzluğunu hissederek, Lu Tingxiao nazik tonda, "Yarın seni bir yerlere götüreceğim." dedi.

Ning Xi gözlerini heyecanla kırptı. "Gerçekten mi? Ne yapacağız? At sürme, kayak, paraşüt ya da atış poligonu mu?"

Lu Tingxiao ona sessizce baktı. "Manzaraya bakmaya."

Ning Xi konuşmadı.

Manzaralar...manzaralar... Ning Xi'nin yüzü korkuyla doluydu.

"Tamam, seninle olduğum sürece Patron, televizyon izlemek bile oldukça eğlenceli olur!" Ning Xi iyimserlikle söylemişti bunu. Dışarı çıkma şansı yakaladığı için bile şanslıydı!

"Tamam, şimdi dinlenelim. Yarın sabah gelip seni alacağım."

“Anlaştıık, iyi geceler!"

Geri dönüş yolunda, Lu Tingxiao araç sürerken telefonu çaldı.

Lu Tingxiao ekranda Mo Lingtian'ın ismini gördü. Bluetooth kulaklarını takıp telefonu açtı. "Merhaba."

Heyecanlı bir ses geldi karşıdan. "Lu Tingxiao bekarlar partimiz var yarın. Sadece yakın arkadaşlar davet edildi. Bize katılmak ister misin?"

Lu Tingxiao bir saniye bile düşünmeden cevap verdi. "Hayır."

"Ziyao daha yeni geldi. Bunu onun için bir hoş geldin partisi olarak düşün." diye ısrarda bulundu Mo Lingtian.

"Bir dahaki sefere."

Bu hafta onun için kritikti. Gereksiz şeylere vakit ayıramazdı.

Mo Lingtian ısrarından vazgeçmedi. "Bir sürü tatlı kadın da olacak partide! Xi hatununa benzeye kızlar da olacak! Hatta daha tatlıları bile! Bir dala tutunmana gerek yok. Hedefini değiştir!"

"Hayır."

Mo Lingtian sinirlenmişti. "Gerçekten gelmeyecek misin? Geleceğini söyledim herkese! Tüm gün ne yapıyordun evde? Çalışman gerektiğini söyleme. Son zamanlarda şirkette pek iş yok!"

Mo Lingtian sözlerini bitirdikten sonra Lu Tingxiao cevap verdi. "Temanız bana uygun değil."

"Ne demek bu? Ne demek bana uygun değil?" Mo Lingtian'ın kafası karışmıştı.

"Bekar değilim ben."

Mo Lingtian susmuştu.

Kısa bir sessizlik anından sonra, telefonun diğer ucundan korkunç bir kükreme yükseldi. "Ne?! Lu Tingxiao! Bana söylemeden kendine sevgili mi yaptın?! Baya iyi arkadaşız he! Seni hain!"

Mo Lingtian Lu Tingxiao'yu orada canlı canlı yakmak istiyordu!

Lu Tingxiao'nun beğendiğini birisi olduğunu yalnızca bir kaç ay olmuştu ve sonrasında bile, hayal gördüğünü düşünüyordu. Şimdiyse, akla gelmeyen başa gelmişti! Lu Tingxiao bizzat kendisi sevgili yaptığını söylemişti ona!

Efsanevi bekar adam Lu Tingxiao bekarlar liginden çıkmıştı! Mo Lingtian kayıplardaydı!

Mo Lingtian acıtıcı biçimde konuşmaya başladı. "Yarın gelmek zorundasın! Onu da getir! Ve herkesle tanıştır! Bu haber karşısında tek şok olan ben olamam!"

Açıkçası, son cümle asıl olaydı.

"Yarın müsait değilim."

"Bana yalan söyleme! Ne yapacaksın sanki?"

"Randevuya çıkacağım."

Mo Lingtian'ın söyleyecek bir sözü yoktu.