Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

"Sen de gerçekten harikasın! Ne kadar da yardımcı oldun! Gerçekten bunu giyeceğini beklemiyordum." Lu Tingxiao'nun kurt kulaklarıyla oynarken Ning Xi gülmemek için çok uğraşmıştı. "Gerçekten çok tatlısın!"

Patron havası tamamen yıkılmıştı.

Lu Tingxiao ona çaresizce baktı. "Birinin beni böyle görmesine izin verir miyim sanıyorsun?"

"Tamam, tamam! Senin için büyük bir fedakarlık biliyorum."

Lu Tingxiao ile konuşurken Küçük Hazine'nin eteğini çekiştirdiğini farketmişti. Gözlerinde ufak bir hayal kırıklığı ile bakıyordu ona.

"Ne oldu?" diye sordu Ning Xi.

Lu Tingxiao oğluna baktı ve "Kulakları." diye hatırlatmada bulundu.

"Ne? Ne oldu kulaklarına?" daha sonra hatırlamıştı Ning Xi. Güldü ve küçük tavşanın kurt kulaklarına dokundu. "Küçük Hazine de gerçekten çok tatlı görünüyor!"

Küçük tavşan Teyze Xiao Xi olan anın keyfini çıkarıyordu. Oh, artık Anne Xiao Xi'ydi o. Son derece memnundu halinden.

"Acıktın mı? Tatlı var burada. Biraz getireyim sana!"

Ning Xi mutlu bir biçimde tatlı masasına yöneldi. Tam bir browni alacakken, arkadan kocaman bir dirsek hissetti ve yan tarafa itildi. Daha önce Küçük Hazine'ye sataşan çocuk, Sun Zhuangzhuang, bir kaç tane keki kapıp ağzına tıkmıştı.

Sadece bu kadar da değildi, kalan tüm kekleri de alıp yanında getirdiği çantaya tıkmıştı.

Bazı veliler memnuniyetsizliklerini dile getiriyorlardı. "Hey, kimin çocuğu bu? Dikkat edin şuna! Tüm yemekleri alıyor. Biz ne yiyeceğiz?"

"Benim oğlum o. Bir sıkıntı mı var?" Oğluna sevgiyle bakan şişko bir kadın boş boş geziyordu. "Buradaki yiyecekleri yemek için getirmişler. Ne kadar yiyeceğin konusunda bir kural yok! Benim oğlum boylu poslu, tabii ki de fazlasına ihtiyacı var!"

"O kadar da olmaz ama. Nerdeyse 20 dilim var orada. Hepsini yiyebilir mi gerçekten?"

"Seni ilgilendirmez. Ufak bir çocukla bir kaç dilim kek yüzünden kavga etmeye utanmıyor musun?"

"Olay kekler değil. Senin çocuğun."

Bazı veliler hala onu ikna etmeye çalışıyorlardı. Çocuğun babası ayağa kalktı ve insanlara öfkeli gözlerle baktı bu yüzden herkes sesini kesti ve olayı akışına bıraktılar. 

Olay çok çabuk geçmişti. Ardından öğretmenler şarkı söyleme, dans etme ve interaktif oyunlar gibi bir sürü aktivite ayarladılar. Herkes oldukça keyif alıyordu.

Kapanış olarak da, gecenin en iyi kostümünü seçeceklerdi.

Beklendiği gibi, Ning Xi ve iki tavşanı kazanan olmuşlardı, onlara verilen oylar oldukça öndeydi.

Lu Tingxiao zaten bir ton fedakarlık yapmıştı. Eğer ödülü kazanırlarsa ancak o zaman değerdi buna.

"Lu Qingyu ve ailesine tebrikler! Üçü de çok tatlı görünüyorlar bu gece! Bize masallardaki kurtların bile tatlı olabileceğini hatırlattılar! Bizim ödülümüz de çok tatlı. Ne olabilir sizce? Açıklayayım size!"

Sahnede kocaman bir kutu vardı, öğretmen oraya gidip kutunun ipini çözdü.

Kalabalığın içerisinde, Ning Xi çocuklardan bile daha heyecanlıydı. Ne olduğunu gerçekten çok merak ediyordu.

Kutu açıldı ve içindeki şey devasa bir pofuduk ayıydı, Ning Xi'den bile büyüktü.

Ning Xi'nin gözleri parlamıştı. "Wow! Çok tatlıııı!"

Küçük Hazine büyük ayıyı ve Annesinin mutlu yüzünü gördü bu yüzden o da mutluluktan havalara uçtu.

Lu Tingxiao ikisinin de mutluluktan parlayan yüzlerine baktı ve kıyafetlerindeki tüylere dokunup buna değer diye düşündü.