Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

"Küçük Hazine, bizi rahatsız etmemek için bu meseleyi bizden gizlediğini biliyorum ama bir dahaki sefer olmasın, anlaştık mı?"

Küçük Hazine itaatkâr bir biçimde başını aslladı.

"Tamam, nerdeyse vakit geldi, hadi giyinelim!"

Ning Xi Sun Zhuangzhuang hakkında hala bir miktar endişeliydi. Küçük Hazine'ye okulda zorbalığu uğrayıp uğramadığını sormak istiyordu ancak parti neredeyse başlamak üzereydi o yüzden bunu sorma isteğini şimdilik ertelemişti.

Ancak, bu konu onu hala rahatsız ediyordu bu yüzden başka bir şey düşünmek zorundaydı... tek ve uzun süreli bir plan böylece Küçük Hazine bir daha okulda zorbalığa maruz kalmazdı.

Kıyafetlerini değiştirip salona girdikten sonra Ning Xi aniden bir şey hatırladı. Küçük tavşana baktı ve "Küçük Hazine, sana bir şey söylemeyi unuttum." dedi.

Küçük Tavşan kuşkuyla gözlerini kırpıştırdı.

Ning Xi öksürdü ve ardından Lu Tingxiao'ya baktı. "Um,ee... bunu nasıl ifade edeceğimi düşünmeme izin ver."

Küçük Hazine'ye bu haberi nasıl vereceğini düşünürken, Lu Tingxiao araya girdi, "Teyze Xiao Xi artık sevgilim."

Küçük Hazine kafasını salladı ve şaşkınca onlara baktı.

"Sevgili" kelimesine pek alışık değildi. Tek bildiği şey eğer Teyze Xiao Xi babasının karısı olursa, onunda annesi olacağıydı.

Lu Tingxiao" "Sevgili" demek Teyze Xiao xi senin yarım annen demek." diye açıkladı.

Ning Xi bu açıklama karşısında dut yemiş bülbüle dönmüştü. Bu doğru muydu gerçekten?

Yine de, bu açıklama Küçük Hazine'nin anlaması için yeterliydi. Yüzü aydınlandı ve bir doğrulama bekleyerek Ning Xi'ye dikti gözlerini. 

Babaya güven olmaz!

Ning Xi küçük tavşanı hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu. "Baban... büyük miktarda haklı. Anlamı neredeyse öyle! Senin iyiliğin için, okula geldiğimde, senin.... biricik ve tek annen olacağım!"

"Biricik ve tek anne"... kendi ifadesine bile şaşırmıştı.

Ama küçük tavşan zekiydi. Bu durumu anladı ve başını salladı.

"Pekiii, hadi eğlenelim!" Ning Xi iki kabarık eli tutup aralarına girdi.

Salona girdikleri anda, herkes susmuştu. Hepsi de girişe bakıyordu.

Ning Xi kabarık tatlı bir etek büyük kırmızı bir şapka giyiyordu. Ayrıca kolunda ufak bir sepet vardı tıpkı Kırmızı Başlıklı Kız masalındaki gibi.

Yanındaki tavşana gelince, ikisi de büyük kuyruklar, pofuduk gri takım elbiseler ve elbiselerine takılmış keskin kulaklar giyiyorlardı. Kaşları bile griye boyanmıştı kaş kalemiyle. 

Küçük kurt tatlı, büyük kurt yakışıklı ve Kırmızı Başlıklı Kız'da oldukça güzel gözüküyordu. Üçü de aniden ilgi odağı olmuşlardı.

Velilerin hiç birisi profesyonel değildi bu yüzden makyajları suratlarına attıkları bir kaç boya çizgisinden ibaretti. Hatta bazıları kağıttan yapılmış sahte şeyler giyiyordu.

Ning Xi gerçek bir profesyoneldi. Kostüm ve giyiniş konusunda oldukça katıydı, kurdun kürkü bile gerçek gibi görünüyordu.

Ning Xi herkesin bakışlarının üzerlerinde olduğunu görünce sırıttı. Lu Tingxiao'ya fısıldadı, "Abarttım mı ben biraz? Sanki bebeleri tokatlıyormuşum gibi hissediyorum."

"En iyisi benim karım."

Ning Xi öksürdü, bu adam rolüne çok çabuk aşina oluyordu! Küçük Hazine'nin biricik ve tek annesi olmak onun karısı olduğu anlamına gelmiyor muydu?