Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Ne oluyor be?! Hiçbir şey yapmama rağmen neden saldırıya uğradım?! Neden bu adam birdenbire böyle bir Weibo hesabı bulmuştu? ''Bu açıkça beni mahvetmek için yapılmış bir şey! "Ning Xi, her şeyin ortaya çıkmasından çok rahatsız olmuştu.

"Hu Hongda'nın açıklama yapacağını düşünerek ona ulaşmak için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Ancak saat çok geç oldu ve çoktan uyumuş olmalı bu yüzden geçici olarak onunla iletişime geçemiyoruz. Eğer yanlış anlaşılmaysa, sadece şüpheleri gidermesi gerekiyor ama benim gördüğüm kadarıyla bu çok tesadüf oldu. Daha önce onunla bir skandala karıştığın söylenmişti ve şimdi de böyle yanıltıcı bir durum yayınladı. Korktuğum şey... "Ling Zhizhi düşüncelere dalmıştı.

"Birisi bilerek mi benimle uğraşıyor?" Ning Xi kaşlarını çattı. “Bu da doğru değil... Hu Hongda büyük bir CEO. Kim onu kontrol edip bana iftira atmasını sağlayabilir ki? Aslında kendisi ve benim gibi az ünlü biri için çok fazla sorun yaratmadı mı? Bu deli değil de ne?!"

Ling Zhizhi, "Bu yüzden hala yanlış anlama olasılığının daha muhtemel olduğunu düşünüyorum. Yarın sabah ilk iş Hongda'nın şirketini şahsen ziyaret edeceğim. Umarım, o zamana kadar başka bir şey olmaz."

Ning Xi başıyla onayladı. "O zaman yarına kadar bekliyoruz."

"Şimdilik hareket etmiyorsun. Eğer dışarı çıkarsan, fanlar daha da heyecanlanacak ve kimse açıklamanı dinlemeyecek. Bunu sadece Hu Hongda açıklayabilir."

"Tamam anladım."

Telefonu kapattıktan sonra Ning Xi uyuyamadı. İnternetteki tartışmaya bakmaya devam etti.

[Ahlaksız sanatçıları engellemeyi şiddetle tavsiye ediyorum. Ning Xi'nin tüm sahnelerini silin! Yoksa ''The World'' ü boykot etmeye kararlıyız.]

[Katılıyorum! Bu yılın başında yaptığı şey yüzünden ödediği bedel çok azdı. Diğer insanlara böyle zarar verdikten sonra hiç bir şey olmamış gibi yaşamaya devam edebilmesi çok iğrenç!]

[Tanrıçam Fang'ın karizması Ning Xi'yi ezer geçer! Hu Hongda kör mü?]

[Bu cadının tüm ailesini öldürün! Muye'mızdan uzak dur!]

...

Ning Xi çenesini ellerinin arasına aldı ve içini çekti.

Bu yılın fanları her şeyden çok etkileniyordu çünkü kimse bilgisayar ekranlarının arkasında kim olduğunu bilmiyordu, bu yüzden gördükleri herhangi bir şeyden sorumlu tutulmaları gerekmiyordu. Giderek daha da fazla klavye delikanlısı gerçeği önemsemeden sorumsuzca şeyler söylemeye devam ediyordu...

Saat bir olmuştu. Ning Xi, başka bir çıkar diye web sitesinde kaldı.

Uyanık kalmak için tam kendine biraz kahve yapmak üzereydi ki telefonuna mesaj geldi.

[Lu Lahana:  Uyuyamadın mı?]

Ning Xi cevap vermek üzereydi ki bir şey fark etti...

Çabucak pencereye doğru yürüdü ve dışarı baktı. Daha dikkatli olması gerekiyordu ama zar zor yavaş yürüyebiliyordu.

Gerçekten de, aşağıda park etmiş tanıdık bir araba vardı. Araba penceresinin yanında yanan bir sigaranın zayıf ışığı vardı.

[Tatlı Xiao Xi: Evin önünde misin?]

Ning Xi aydınlanan telefonuyla el salladı.

Çok geçmeden, Ning Xi arabanın kapısını açıldığını gördü ve birisi indi. Loş ışıkların altında bir gölge yukarı bakıyordu.

Yüzünü net göremese de tanıdık gözlerin onu izlediğini hissedebiliyordu.

Ning Xi'nin kalbi hızlandı ve hemen onu aradı. 

"Merhaba..."

"Mmm."

"Neden... Neden buradasın?" diye sordu Ning Xi.

"Bilmiyorum." Telefonun diğer ucundan, gece esintisine karşı yalnızlıkla yankılanan adamın sesini duyabiliyordu.

Bilmiyor muydu? Ne çeşit bir cevaptı bu?

Ancak, Ning Xi'nin kalbi anında eridi. "Arabanı fark etmeseydim bütün gece orada kalmayacaktın, değil mi?"

"Muhtemelen kalacaktım."

"Lu Tingxiao, yukarı gel." dedi Ning Xi.

Lu Tingxiao önce durdu, sonra "Belki gelmem." dedi.

"Gel buraya!"

"Tamam."