Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Lu Tingxiao susmuştu.

Küçük Hazine çok büyük bir bonustu... ama biraz fazla değil miydi?

Birden 90 puan mı eklemişti?

Mutlu mu olsa mutsuz mu olsa bilemiyordu...

Kızın kurnaz sırıtmasını görünce Lu Tingxiao gözlerini kırptı "Sen..."

Ning Xi ve Lu Tingxiao yere indiklerinde, akşam olmuştu çoktan. Onları almaya sadece şoför gelmişti.

"Jingli nerde?" diye sordu sıradan biçimde Lu Tingxiao arabaya bindiklerinde.

Cevap verirken biraz garip gözüküyordu şoför. "İkinci usta meşgul, bu yüzden bizzat kendisi gelemedi."

Bunu duyunca Ning Xi kaşlarını kaldırdı ve "Meşgul mü? Sadece beni görmek istemiyor diye düşünüyorum!"

Şoför bir şey demedi.

Bir şeyler açığa çıkarmadan, Bayan Ning Xi çok doğru tahminde bulunmuştu.

İkinci Ustanın sözleri kelimesi kelimesine, "Gitmiyorum! O kadını tekrar görmek istemiyorum. Bu andan itibaren, ben neredeysem, o kadın yakınımda olmayacak ve o neredeyse ben orada olmayacağım!" olmuştu.

Lu Tingxiao da Lu Jinglinin gelmeme sebebini tahmin edebiliyordu. "Ona açıklayalım mı?" Ning xi kafasını salladı ve "Hayır! beni kendisi görene kadar bekle, onu şoke etmek istiyorum! hehe, boşboğaz olmak tam onun işi..."

Şoför arkada oturan ikisine baktı ve olanların garip olduğunu düşündü. Usta ve Bayan Xiao Xi baya iyi anlaşıyor gibi görünüyorlardı. Sorun neydi?

Öylesine yanındaki  asistan Cheng’e baktı şüpheyle ve "Nasıl gidiyor?" bakışı attı.

Bayan Ning Xi kurtarıldığından beri, hava çok değişmişti. ihtiyaç anında gerçek aşkı gördüklerinden şüpheleniyordu. Ancak, bu doğru olsa da olmasa da, biraz daha gözlemlemesi gerekiyordu...

Ne de olsa, D.C de , ikisi karı koca gibi davranmışlardı. yollarını kaybedip aşk gösterilerinin gerçek ya da sahte olduğunu söyleyemiyordu.

Cheng Feng bunu düşünürken, arka koltuktaki Lu Tingxiao aniden uzandı ve Ning Xi’yi öptü.

Arkada olanları izleyen şoför gördükleri karşısında şoke oldu ve eli kaydı, az daha direksiyon hakimiyetini kaybediyordu.

Patron! burada araba sürüyorum! birden şoke etmesen beni olmaz mı?!

Cheng Feng şoke olmuştu ve aklında kalan tek bir düşünce vardı: çok iyi, daha fazla gözlemlemeye gerek yok...

Taşlar şimdi yerine oturuyordu! patronun olgun tavrına bakınca, eğer karşısındaki kişi ilgisini çekmiyorsa kesinlikle böyle büyük bir hareket yapmazdı!

Aman Allahım! az önce olanları gördü mü? Hayal mi görüyordu? Patron bunun bugünün gelmesini bekliyordu! Ahhh! Neden kendi aşkından daha çok mutlu olmuştu?

Arkada, Ning Xi en az öndeki şoför ve Cheng Feng kadar şoke olmuştu. Hızla Lu Tingxiao’yu itti. Kendini tutamadı ve sakin olmaya çalışarak konuştu." Hey, napıyorsun?! gün ışığında böyle salakça şeyler yapma!"

Daha da önemlisi, ön tarafta başkaları vardı!

Lu Tignxiao kıza baktı ve normal şekilde, "Çok tatlı duruyordun, dayanamadım." dedi.

Ning xi susmuştu.

Ne oluyor? Yine mi onun hatası? Lu jingli’yi şoke etmek istediğini söylememiş miydi? Bu kadar tatlı ve dayanılmaz olan bu muydu? Ne onu baştan çıkartmıştı ki?

Cidden...bazen şeytanı anlayamıyordu...