Çeviri: Deantrbl Düzenleme: LordVioleGrace

Xiao Xi Xi neden kardeşimi öpüyor? Aaaaaah! Hayır hayır! Esas konu bu değil!

Esas konu, bu durumu başlatanın Xiao Xi Xi'nin olması.

Kardeşi çok kıskanmıştı ve yardım edememişti, onu bir kere öpmek mümkündü,  ama şu an bunu yapmak çok mantıksızdı.

Ning Xi, Lu Tingxiao'nun dudaklarından ayrıldıktan sonra, Xi Shiqing'e baktı. Sonra yüzünü tekrar Lu Tingxiao'ya çevirdi, gözleri gökte parıldayan yıldızlara benziyordu, başını yana eğdi ve Lu Tingxiao'ya "Kıskanç?" dedi.

Tamamen erkek arkadaşıyla alay eden bir kızın sesiydi...

Lu Tingxiao hala ona bakıyordu, hayretler içerisindeydi. Ning Xi gülümsedi ve devam etti, "Sevdiğim kişinin sen olduğunu zaten söylemiştim."

Bu sözler Lu Jingli'de  adeta soğuk duş etkisi yaratmıştı, her şey birbirine karışmıştı onun için.

Lu Tingxiao söylediği bu güzel sözleri dinlerken, sevgi dolu gözlerine bakıyordu onun, sonra Ning Xi'nin omuzlarından kavradı ve daha derinden öpmeye başladı onu. O anda yanı başında bir uçurum olsa umurunda olmazdı oradan düşmek.

Ning Xi'nin nefesi kesilene kadar öpüşmeye devam ettiler, Lu Tingxiao'nun omzunun üstünden gizlice Xi Shiqing'e bakmak istedi, Xi Shiqing çoktan ayrılmıştı oradan.

Ning Xi derin bir nefes  aldı. Kötü hissetmesine rağmen, bundan başka çıkar yolu yoktu.

Artık, Xi Shiqing sorunun çözüldüğünü, sonrasında bir problemle karşılaşmamak için dikkatli olması gerektiğini biliyordu. Durumu Şeytan'a açıklaması gerektiğini de biliyordu.

Birbirlerine karşı hafif bir çarpıntı hissediyorlardı, şaşırmışlardı.

Küçük bir baş ikisinin arasından kafasını çıkarttı, Küçük Hazine...

 Ning Xi, hala Küçük Hazine'yi taşıdığını, ve Küçük Hazine'nin ikisinin arasında ezildiğini fark edince "Hey, hey, Lu Tingxiao ... Küçük Hazineyi eziyorsun!"

Aaaah! Lanet olsun! Xi Shiqing'in hayallerini nasıl yıktığını düşünürken, Küçük Hazine'nin burada olduğunu unutmuş, kötü örnek olacak hareketler yapmıştı.

Ning Xi'nin dediğini duyduktan sonra rüyasından uyanmış, ve oğluna bakarak geri çekildi Lu Tingxiao.

Küçük Tavşan kaşlarını çatıp öfkeyle babasına baktı. Çok ileri gitmişti. Babası Xiao Xi'yi öpmekle kalmamış, kucaklamıştı da.

Bu durumdan rahatsız olmuş olsa da, kızgınlığı çok sürmedi.

Çünkü Teyze Xiao Xi babasını seviyorsa, Teyze Xiao Xi olarak kalmaya devam edecekti. Dur bekle! Anne Xiao Xi olacak bu durumda, teyze değil.

Bunu düşündükten sonra, babasını geçici bir süreliğine affetmesinde bir sakınca görmedi.

Lu Tingxiao onu serbest bıraktıktan sonra, Ning Xi Küçük Hazine'yi yere bıraktı, Lu Tingxiao'ya döndü "Üzgünüm, Büyük Patron! Emrinizden çıkmak istemedim, gelecekte karşılaşabileceğim bir sorunu bertaraf etmek için, Xi Shiqing'i hayal kırıklığına uğratmam gerekiyordu, bu yüzden size bazı sözler söyledim ve sizi öptüm. Gerçekten çok üzgünüm."

Arabanın içinde bekleyen Lu Jingli üst üste şok oluyordu.

Ne dolaplar dönüyor?

Kardeşi adına çok kötü hissediyordu. Sadece birkaç dakika önce, Xiao Xi Xi'nin onu sevdiğini düşünmüştü, sonra gerçekler birden parçalamıştı bu fantastik düşünceyi.

O anda, Lu Tingxiao  Ning Xi'ye baktı, hiçbir şey söylemiyordu.

Lu Tingxiao'nun ağzını açmadığını gördükçe Ning Xi suçluluk hissediyordu. Şeytan kızgın mıydı acaba?

Aslında, Ning Xi'nin buna cesaret etmesinin sebebi, Lu Tingxiao'nun onu anlayışla karşılayabileceğini düşünmesiydi, içinde bulunduğu koşulların farkında olabileceğini düşünüyordu, ama öyle değildi.