Çeviri: Deantrbl Düzenleme: LordVioleGrace

Ning Xi hemen Küçük Hazinenin kafasını okşayıp onu savundu, "Büyük değil henüz sadece beş yaşında! Küçük Hazinenin şimdi ihtiyacı olan şey büyümek değil. İhtiyacı olan şey adım adım dört üç ve iki yaşına dönmek, küçük çocuk olmayı öğrenmesi gerek!"

Lu Tingxiao iç çekti ardından sesini yumuşattı. "Kollarının yorulmasından endişelendim."

Ardından kısık bir sesle. "Şimdi gidiyor musun?" dedi.

Ning Xi saatine baktı ve "Mmhmm, neredeyse randevu saati gelmiş" dedi.

Sabit bir bakışa dönmeden önce Lu Tingxiao’nun gözlerine bir şeyler çaktı. "Git, kendine dikkat et."

"Ederim." Ning Xi küçük çocuğu yere bıraktı ve her zamanki gibi kocaman öptü.

CEO'nun ofisinin dışında.

Menajer elinde dökümanları tutarken bacakları titriyordu, kalp rahatsızlığı için haplarını eline aldı içeri girmeden önce.

Arkasında, Lu Jingli bir kolunu adamın omzuna koydu ve kafasını sallayıp iç çekti. "Bırakmayı düşünmelisin, hiçbir hap seni kurtaramaz. Kardeşimin bugünkü haline bakarsak, içeri girersen ölürsün!"

Menajer bu sinir bozucu yorumu kimin yaptığını görmek için döndü. "İkinci Patron.... beni kurtarın..."

"Hakediyorsun bunu. Kardeşim son günlerde iyi bir moddayken, çok tembel davrandın, şimdi şanssızsın!" Lu Jingli kendi haline bakmadan adamı eleştiriyordu. Sadece bu sefer, iki arada bir derede kalmadığı için şanslıydı.

"İkinci Patron, bakmam gereken genç ve yaşlı insanlar var. Ayrıca karım ikinci çocuğumuza hamile!" Menajer neredeyse diz çöküp yalvaracaktı.

"Pfft! İçimdeki bekarı mı tetiklemeye çalışıyorsun?" diye patladı Lu  Jingli.

"Kesinlikle hayır! Öyle demek istemedim...." Menajer çaresiz görünüyordu. İkinci Patron neden bu kadar sinirliydi?

Lu Jingli birkaç kez küfür etti öfkeyle ve nazikçe konuşmadan önce şanssız işçisine baktı. "Bugün içeri girme. Kardeşimin senin meselenle uğraşacak zamanı yok, bu yüzden hızla gidip içeri girmeden önce teklifini hazırla!"

"Tamam, tamam, tamam, hemen yapacağım! Tavsiye için teşekkür ederim İkinci Patron!" dedi menajer ve hızla gitti.

Lu Jingli ofisin kapısını iterek açtı.

Pencerelere iliştirilmiş ekstra bir kilim gördü, belli ki Küçük Hazinenin Teyze Xiao Xi’nin dönüşünü izlemesi için bir kolaylık olarak oradaydı.

Zevkten ağzı titredi Lu Jingli’nin. Onu her gün görebiliyordu, neden hala sanki onu çok uzun zamandır görmüyor gibi davranıyordu?

Ardından, sağ elinde kalem sol elinde belgeler olan ciddiyetle oturan kardeşine baktı. İşe odaklanmış gibi görünüyordu ancak suratına bakarsan aklının başka yerde olduğunu anlayabilirdin!

Lu Jingli hafifçe öksürdü. "Kardeşim, bu kadar erdemli olmaya devam edecek misin? Biraz daha ileri gidersen karını kaybedeceksin! Sadece söylüyorum, Xi ailesindeki o herifi sabotaj etmek için ufak bir plan bulmalısın ki bu iş olmasın!"

Lu Tingxiao bezmiş bir bakış attı. "Ning Xi’nin böyle bir şeyin arkasında benim olmadığımı düşüneceğini mi sanıyorsun?" Gerçek şu ki, bu asıl problemi çözmeyecekti.

"Acaba...acaba o herifin eski sevgilisi olarak davranacak bir kadın bulup problem çıkartsam nasıl olur? Böylece Xiao Xi Xi haklı olarak oradan uzaklaşır?" Lu Jingli fikirleriyle Lu Tingxiaoyu boğmaya devam etti.

"Olmaz." Farkedilme olasılığı çok yüksekti. Lu Tingxiao kadar dikkatli birisi boşluklar olan bir plan uygulamazdı.

"Eğer bu da olmuyorsa fikrin ne? Kardeşim, tavsiye dinlemeyi sevmiyorum işi değil bu. Xiao Xi Xi sadece kendisini açıklamaya gittiğini söylese de ya o herif şans eseri Xiao Xi Xinin sevdiği bir tip çıkarsa? Her şey mümkün!" dedi Lu Jingli ciddiyetle.