Çeviri: Deantrbl Düzenleme: LordVioleGrace

Qin Mufeng azarlandıktan sonra burnunu ovuşturdu, "Ama şimdi daha iyi bir seçenek yok ..."

Sigh, aslında, önerisinin çekilmesi zor bir şey olduğunu biliyordu. Onu karıştırmak bile çok zordu. Sadece düşüncelerinin yoğun bir savaşından sonra bunu söylemişti.

Bir psikolog olarak, sonunda endüstriden olmayan Ning Xi gibi birine güvenmek zorunda kalmıştı. Gerçekten kendinden utanıyordu ...

Küçük Hazine'nin durumunun gittikçe daha ciddi bir hal almasını izledikçe, Yan Ruyi yorgunluktan bayılana kadar ağladı. Lu Chongshan da sarsıldı ve artık dayanamadı.

Lu Tingxiao nefesi altında küfretti ve sonunda Ning Xi'yi çağırdı, "Xiao Xi ..."

"Lu Tingxiao! Küçük Hazine nasıl? O iyi mi? Bu mu çok büyük mesele değil?" Ning Xi sabırsızca bir nefeste sormuştu.

Lu Tingxiao için "Sen ... içeri gel! Bekle, seni almak için dışarı çıkacağım" demek zordu.

Kapattıktan sonra Lu Tingxiao hızla kapıdan çıktı.

Yan Ruyi, Lu Tingxiao'nun gerçekten dışarı çıktığını görünce endişelendi. "Tingxiao, Küçük Hazine zaten böyle, nereye gidiyorsun?"

Lu Tingxiao cevap vermedi, hızlı ve uzun adımlarla ilerlemeye devam etti. Geri dönmedi ve sadece dışarı çıktı.

Avlu kapısında, Ning Xi arabadan aşağı inmişti ve dışarıda ileri geri yürüyordu. Zaman zaman avluya endişeyle bakıyordu.

Sonunda Lu Tingxiao'nun gölgesini gördü ...

"Küç..."

Ning Xi daha fazla bir şey söyleyemeden önce, Lu Tingxiao avlu kapısını açtı ve daha fazla bir şey söylemeden onunla birlikte yürümesi için elini tuttu.

Lu Tingxiao'nun elini sıkıca tuttuğunu ve onun içinde durumun ne olduğunu tahmin edebileceğini düşündükçe, Ning Xi konuşamadı.

Küçük Hazine muhtemelen hayal edebileceğinden çok daha ciddi bir durumdaydı ...

Daha önce hissetmediği bir korku dalgası, ayağından kalbine kadar yükseldi ...

Şu anda, Küçük Hazine'nin odası bir kaos haliydi.

Sonra, arkalarından ayak sesleri geldi.

Herkes döndü ve Lu Tingxiao'nun yanında bir kız getirdiğini gördüler.

Lu Chongshan'ın ifadesi hemen bir öfkeye dönüştü. "Bu kadını neden buraya getirdin? Sence Küçük Hazine'nin durumu yeterince ciddi değil mi?"

Lu Chongshan'a göre, Ning Xi'nin varlığı muhtemelen bir cadıdan ya da medyumdan daha kötüydü.

Yan Ruyi mutlu olmasa bile, Lu Chongshan'ın yaptığı gibi onu reddetmemişti. Bütün rasyonaliteyi tamamen yitirmişti.

Lu Chongshan ağır bir şekilde nefes aldı ve kıpırdadı, "Onu hemen buradan çıkar!"

Lu Tingxiao, Ning Xi'nin elini sıkıca tuttu ve Ning Xi başını salladıktan sonra bir şey söylemek üzereydi.

Ning Xi, Lu Tingxiao'nun tahmin ettiği gibi yere düşmedi.

Bunun yerine, beklemediği şey, Ning Xi'nin yatağında ciddi şekilde hastalanan Küçük Hazine'ye karşı sakin tavrını görmekti. Lu Chongshan'ın şikayetlerini ve yüksek sesle azarlamasını umursamadı bile. Lu Tingxiao'nun elinden ayrıldıktan sonra, Küçük Hazine'nin yatağına doğru yol aldı ...

Açıkça zayıf ve kibar bir kıza benzese de, gözleri Lu Chongshan'ın emirlerini duyan ve Ning Xi'nin yolunu engellemek isteyen tüm doktorların ve köylülerin hepsi onun için yolunu bulduğu noktaya kadar kararlılıkla doluydu.

Lu Chongshan bunu görünce, "Dur orada, ne yaptığını sanıyorsun? Ne söylediğimi duymadın mı? Kim içeri girebileceğini söyledi ?!"

Lu Tingxiao kolunu dışarı çıkardı ve acele etmekte olan babasını bloke etti.

Şu anda, Ning Xi Küçük Hazine'nin başucunda oturmuştu. İlk olarak, paltosunu çabucak çıkardı, sonra Küçük Hazine'nin üstüne örtülen kalın battaniyenin altına ulaştı. Son olarak, kucağında, ateşli ve yumuşak küçük adamı dikkatlice tuttu...