Çeviri: Deantrbl Düzenleme: LordVioleGrace

Telefonundaki oyun karakteri şiddetle bağırdı: OYUN BİTTİ!!!

Önünde duran sinirli adam beyaz tişört, açık mavi jean ve beyaz spor ayakkabı giyiyordu. Saçları kısa kesilmiş, alnını ortaya çıkarmıştı, utangaç bir gülümsemesi vardı.

Üniversiteden mezun olalı bir sene olduğunu söylemişti ancak hala oldukça genç gözüküyordu. Giydiği şeyler ona okul kapısından yeni çıkmış taze bir öğrenci imajı veriyordu.

Ning Xi uzun bir süre adama baktı ardından aniden ayağa kalkıp etrafında birkaç tur attı. Yüzünde inanamayan bir ifade vardı. "Wow...kim bilebilirdi! Sefil bir amca olduğunu düşünmüştüm. Aslında tatlı bir genç olduğunu kim bilebilirdi?! Stüdyomuzun gelecekte sözcüye ihtiyacı yok. Sen yapacaksın!"

Rastgele birisini seçmişti caddeden ve seçtiği adam yakışıklı genç bir adamdı! Ne şans!

Genç adam utandı, yüzü kızardı ve "Patron, hala isminizi bilmiyorum." dedi.

Ona "Patron" dediğini duyunca Ning Xi kendini tutamayıp güldü, "Bana Patron demene gerek yok. Bu çok resmi. Bu işte eşit partnerleriz biz! Ben Ning Xi, bana Xiao Xi diyebilirsin!"

"Benim adım Gong Shangze, Patron, size yine de "Patron" demek istiyorum. Bu önemli tanışmamızın benim için ne kadar anlamlı olduğunu tahmin bile edemezsiniz. Siz olmasaydınız yürüyen bir felaket olurdum sadece!"

"Mmm, tamam, nasıl istersen!" Ning Xi böyle ehemmiyetsiz şeyleri önemsemiyordu bu yüzden öyle demesine izin verdi.

Ancak bu ona birisinin ilk kez "Patron" diyişiydi ve ona inanılmaz bir keyif vermişti.

Ne de olsa, hayatının amaçlarına ulaşmasının ilk adımlarının sembolik bir anıydı!

"Tamam, stüdyonuzu Çinde mi açmak istiyorsunuz başka yerde mi?" diye sordu Ning Xi.

"Çinde yapalım, daha yeni başladık ve yabancı pazarlar için uygun değiliz." diye cevap verdi Gong Shangze.

Ning Xi kafasını salladı. "Tamam, yarın benimle Çine gel o zaman!"

Gong Shangze kabul etti, "Tamam"

Sonra soru sormadan önce bir an duraksadı. "Patron, Stüdyomuzun ismi ne olacak?"

Ning Xi kafasını kaşıdı ve "İsim bulmada çok kötüyüm, hiç fikrin var mı?"diye cevap verdi.

"Patron bence en iyisi sizin isim vermeniz! Bir isim bulabilirsiniz diye umut ediyorum. Bana her şey uyar" diye nazikçe cevap verdi Gong Shangze.

Ning Xi gözleirni kırptı. Neden sadık bir köpek edinmiş gibi hissediyordu?

"Bir isim bulmamı mı istiyorsun? Biraz düşünmeme izin ver!" Gong Shangzenin ısrarları yüzünden Ning Xi arkadaki odaya geçti ve kafa patlatmaya başladı.. "Mmm, "Spirit" nasıl?"

"Liu Yuxinin kitabı ‘Benim Mütevazi Evim’, kitabından esinlendim: "Dağlar yükseklikleri ile değil kutsallıklarıyla anılır, nehirler derinlikleri ile değil içindeki ejderlerin ruhsallıklarıyla anılır. Bu demek oluyor ki bir dağ ne kadar uzun olsa da kutsallığıyla bilinir ve suyun derin olması önemli değil ruhsallığındaki ejderler önemlidir. Sen benim çağırdığım ejderhasın, evimizin hazinesi, ve kesinlikle o küçük yılanı alt edeceksin!"

Gong Shangze Ning Xinin sözlerini duyunca gözleri doldu birden, "Patron, teşekkür ederim! Bu anlamlı isim için teşekkür ederim..."

Ning Xi onun ağladığını görünce sinirlendi ve hızla ona peçete verdi. "Haih, Usta lütfen ağlama olur mu? En dayanamadığım şey insanların ağlamasıdır!"

Özellikle de önündeki bu genç kız kadar tatlı olan adam için.

Gong Shangze ciddileşti ardından ve "Patron, düşmene izin vermeyeceğim! Kanımın son damlasına kadar savaşmam gerekse de markamız Spiriti yapacağım!" dedi.

Ning Xi hafifçe öksürdü "Öhö, öhö, kanını akıtmana gerek yok. Büyümeye devam edeceğimiz yolda yürümemiz gerek sadece!"

"Evet patron!"

"İyi çocuk!"

Konuşmaları biter bitmez Ning Xinin telefonu çaldı. Arayan kişi patronu Lu Tingxiaoydu.

"Merhaba Büyük Patron!"

"Mmm, reklam çekimleri nasıl geçti?" diye sordu nazik bir sesle genç adam telefonun diğer ucundan.

"Merak etme, her şey iyi geçti! Yarın öğlen uçağım var!"

"Yarın öğlen.... geldiğin zaman çoktan gece olmuş olacak. Yalnızsın ve Ling Zhizhi etraflarda değil. Yarın havalimanından alırım seni."

"Ah? Hiç gerek yok taksiyle gelirim ben! Ayrıca...."

"Şimdi toplantıya gitmem gerek. Kendine dikkat et. Yarın gece görüşürüz."

Ning Xi ona yalnız olmadığını ve endişelenmesine gerek olmadığını söylemek istemişti ancak Lu Tingxiao kapattığı için söyleyemedi.