Çeviri: Deantrbl Düzenleme: LordVioleGrace

Ning Xi’nin sorusunu duyduğunda, dilenci kendisini tutuyormuş gibi göründü. Birdenbire, sessizleşti ve yere doğru uzandı, ondan kaçınıyordu.

Ning Xi çenesini ovuşturdu ve gitti.

Dilenci, Ning Xi’nin ayak izlerini duyduğunda gözlerini açtı, sonra geride bıraktığı History logolu kıyafetlerin çantalarına baktı.

Bir süre sonra, bazı ayak seslerini yaklaştığını duydu ve kişi tam önünde durmadan önce gözleri kapalıyken başını eğdi. İçinde biraz para olan kabını kasıp kavurdu, sonra yanında yüksek bir şekilde "güm" sesi duydu.

Gözlerini tekrar açtı ve önünde bir kutu bira gördü.

Dilenci oturdu ve çabucak birayı aldı, parıltılı boğazını gıdıklayan muazzam serinliği tadarak yukarı baktı ve kızı önünde gördü. Onun yanına bir düzine kutu bira koydu.

"Bu nedir?" dilenci şüpheyle sordu.

"Bunlar benden, senin için bir miktar içki aldım, ve karşılığında, anlatacak bazı hikayelerin var!" Ning Xi parlak bir şekilde söyledi ,üzerine oturması için yere bazı gazeteler koydu.

Dilenci bira kutusunu açıp, "Anlatacak hikayem yok" diye reddetti.

Ning Xi gülümsedi. Sabırlıydı ve içkinin onun dilini gevşeteceğine inanıyordu!

Ning Xi meraklı bir tip değildi ama onu ilgilendiren bir şey buldu, onun hakkında her şeyi bilmek zorundaydı!

Sonunda, alkol işi yaptı ve üç kutu biradan sonra konuşmaya başladı.

Ning Xi yüzünün önünde birayı salladı ve sordu, "Sana bir daha soracağım. Bu kıyafet hakkında ne kadar çok şey biliyorsun? Bunun eksik bir tasarım olduğunu nerden bildin?"

“Tabii ki ... tabii ki, biliyorum ... bu ... benim çocuğum…” dilenci konuştu.

"Huh? Çocuğun?"

"Çaldılar ... çocuklarımı çaldılar ..."

"Ne demek istiyorsun? Çocuklarını kim çaldı?"

"History ... benim Neon'umu çaldı!"

“Eh, hatta Neon'ı bile biliyor musun? Tam olarak kimsin? History'nin senin Neon'unu çaldığını söylemiştin. Neondan tasarımcı mıydın? Ama David, Neon için tasarımcı değil mi?” Ning Xi daha çok ilgiliydi ve ona içirmeye devam etti. "Gel, daha çok iç!"

Dilenci iki kutu daha karıştırdı ve "Neon için tasarımcıyım ... tek tasarımcı ..." diye devam etti.

Ning Xi, kaşlarını şüpheye düşürdü ve "Buna inanacağımı  mı düşünüyorsun? Eğer Neon tasarımcısıysanız, o zaman ben Tanrıyım!"

Dilencinin ifadesi karardı ve "Nasıl istersen!"

Ning Xi telefonunu çıkardı ve giydiği Neon kıyafetlerini içeren bir albümü açtı. “Eh, Neon'da tek tasarımcı olduğunuzu söyleyebiyorsan, test etmeme izin verin! Bu albümdeki tüm bu kıyafetler Neon'dan geliyor, bu yüzden ne zaman piyasaya çıktıklarını ve hangi serilerden olduklarını yeterince iyi bilmelisiniz. Gerçekten söylediğin kişiysen, o zaman bu senin için çocuk oyuncağı olmalı. "

Dilenci Ning Xi’nin albümüne bir bakış attı, ruhsuz gözleri aniden hayata döndü. Mırıldanmaya başladı, "Harika ... harika görünüyor ... kendilerine layık saygın bir mal sahibi bulmuşlar ..."

Ning Xi memnuniyeti ile başını salladı. Sonunda söyleyecek güzel bir şeyleri vardı.

Bu resimleri gördükten sonra dilenci cılız ve tazelenmiş görünüyordu. Onlardan birine heyecanla dokundu, "Bu da var mı sende?"