Çeviri: Deantrbl Düzenleme: LordVioleGrace

"Üçüncü Kıdemli Kız Kardeş, şimdi beni tanıyamadıysan bile, dövüş tarzım hakkında bilgi sahibi değil misin?" Ning Xi sordu.

"Benden kaçış şeklin oldukça tanıdıktı ama bizden biri olduğunu nasıl bilebilirdim?" Kadın ciddi bir şekilde dedi.

Ning Xi'nin kendini savunacak hiçbir şeyi yoktu, o yüzden "Üstün Kardeş, biraz daha düşünceli olamaz mısın?" diye bağırdı.

"Seni aptal küçük kız, neyin var? O zamanlar geri emmiş olsan bile bana karşı bir süreliğine dayanabilirdin, ama şimdi bir süreliğine bile dayanamadın Duruşun kötü ve dizlerin zayıf. Geçen sene eğitim görmedin, değil mi ?! Eğer Üstat bunu bilseydi, şu an bacağın kırılmış olurdu! ” Feng Xiaoxiao onu azarladı.

Ning Xi burnuna dokundu ve ne yazık ki "Çok meşgulüm, vakit yok ..." dedi.

Feng Xiaoxiao’nun takımınından yakışıklı, uzun boylu bir adam yürüdü ve Ning Xi’ye “Hey, Xiaoxiao, bu küçük tavşan kim?” diye ilgi göstererek baktı.

Feng Xiaoxiao, "Kaybol! Tavşan sensin! Bu benim küçük kız kardeşim. Hiç komik bir şey söyleyeyim deme yoksa senin üçüncü bacağını kırarım!"

Adam kasıklarını örterken hızla kaçtı.

Feng Xiaoxiao onlara tehditkar bir bakış attı ve sonra da Ning Xi ile konuşmaya geri döndü, "Peki, nasıl gidiyor? Ünlü olmak eğlenceli mi?"

"Bu oldukça ilginç. Bir dahaki sefere yan karakter olarak rol alabilirsin!" Ning Xi ona  gülümsedi.

Feng Xiaoxiao saçlarını fırçaladı, "Seni küçük dostum, her zaman sabırsız oldun. Bir gün bunu yapıyorsun ve başka gün bunu yapacaksın. Rol yapman söylendiğinde, sadece merak edeceğini ve birkaç gün sonra geri döneceğini düşünmüştüm. Bütün bir yıl boyunca ayrılacağını kim bilirdi… ”

"Seni gördüğümde seni bırakamayacağımdan korktum!" Ning Xi, neşeyle gülümsedi.

Feng Xiaoxiao gözlerini devirdi, sonra ona sordu, "Doğru, henüz sana sormadım ama neden buradasın?"

Ning Xi, "Bu uzun bir hikaye, evinizde seni bekliyordum, ama tesadüfen orada sana suikast düzenlemek için birileri vardı ve senin için endişelendim. Onları hallettikten sonra, ipuçlarını takip ettim ve sonunda buraya geldim, seni gördüm ve neredeyse beni öldürüyordun… "

Feng Xiaoxiao çabucak ona sıkıca sarılmaya başladı. Başını okşarken ona sordu, "Bana ihtiyacın olan acil bir şey mi var?"

Ning Xi, devam etmeden önce onu sessiz bir köşeye götürdü, "Üçüncü Kıdemli Kız kardeş, senin bir iyiliğine ihtiyacım var, lütfen bana yardım et!"

"Bu nedir? Sana kesinlikle yardım edeceğim!"

"Üstün Kardeş, bir insan hakkında daha fazla bilgi edinmeme yardım edebilir misin?"

"Bir kişiyi bulmak? Kolay! Kim olursa olsun, o kişi hakkında ihtiyacınız olan her şeyi alacağım."

"Şeytan".

"Kim ?!"

"Şeytan, Şeytan hakkında bilgiye ihtiyacım var!"

Feng Xiaoxiao, isteksizce, verdiği sözünü kırdı. "Yapamam!"

Ning Xi ona , "Üçüncü Kıdemli Kız kardeş, lütfen! Şimdi sadece sen bana yardım edebilirsin!" diye yalvardı.

Feng Xiaoxiao’nun ifadesi karardı, "O kişi hakkında neden bu kadar çok şey bilmek istiyorsun?"

"Sadece ihtiyacım var!" Ning Xi yalvarmaya devam etti.

Feng Xiaoxiao dizlerini tuttu, "Sana yardım etmek istemediğimden değil, bununla ilgili hiçbir şey yapamam. Eğer gerçekten bilmek istiyorsan, neden ona kişisel olarak sormuyorsun?"