Çeviri: Punchie Düzenleme: LordVioleGrace

Ning Xi, Regal Riveria Otel'in yedinci katındaki yeni evindeydi. Oturma odası oldukça rahat ve basit tarzda dekore edilmişti ve üç tane yatak odası vardı. Burası çok güzeldi, balkonu nehir manzarasına bakıyordu. Eski küçük dairesiyle kıyaslayınca, ikisi arasındaki fark dünya ve cennet arasındaki kadardı.

O ve Lu Tingxiao, artı şoför üç seferde bütün eşyaları taşımıştı.

Dairedeki ıvır zıvırlara bakarak, Ning Xi terini sildi. "Bir çanta daha var, onu almaya gidiyorum!"

Lu Tingxiao başıyla onayladı onu. "Pekala. Ben düzenlemeye başlıyorum."

"Bekle, bir şeyi unuttum..." Ning Xi kutuların birinden dikdörtgen bir kutu çıkardı.

"Bu ne?" Lu Tingxiao sordu.

Ning Xi esrarengiz bir edayla gülümsedi. "Bunu kızların gönlünü çelmek için kullan!"

Alt katta.

Ning Xi nihayet kalan son çantayı da aldı. Lobiye doğru yürürken, bayan resepsiyonistin onun nasıl biri olduğunu anlamaya çalıştığını gördü. Ning Xi'nin onu gördüğünü fark eder etmez, başını aşağı eğdi ve meşgul numarası yaptı.

Regal Riveria'da resepsiyonist birçok ünlü görmüştü ve buna alışıktı, ama Ning Xi son zamanlarda bayağı popüler hale gelmişti, bu yüzden ansızın onu görünce biraz şaşırmıştı, yanında gizemli bir adamla gelmesi de cabasıydı...

Ning Xi genç kıza hafif gülümsedi, sonra ona doğru adımladı.

Resepsiyonist kendisine doğru yürümesine hayret etti, sonra karman çorman vaziyette konuştu, "Sen Ning Xi'sin, değil mi?"

Ning Xi başıyla onayladı. "Evet, bugün buraya taşındım."

Dedikten sonra, ona siyah renkli bir hediye kutusu uzattı. "Tanıştığıma memnun oldum, bu senin için küçük bir hediye, umarım iyi geçiniriz!"

"Ah... bu... bunu kabul edemem!"

"Sorun değil, bana da birisi vermişti, bana hiçbir masrafı olmadı, lütfen kabul et! Çok güzel dudakların var, eminim sende çok güzel duracaktır!"

Kız utanarak, refleksle dudaklarına dokundu. "Öyleyse... teşek- teşekkür ederim!"

"Rica ederim."

Ning Xi gittikten sonra, genç kız göz atmak için kutuyu açtı ve bu onun için büyük sürpriz olmuştu.

Aslında bunlar on iki farklı renkte rujdu.

Tanrım! Markasını sevmişti, ama bu satın almak için oldukça pahalıydı ve erkek arkadaşı hep tuhaf şeyler vermek yerine, böyle şeyler almayı akıl edemeyecek kadar saftı. Kahretsin, ona bir tane ruj aldırması bile o kadar zordu ki!

Ning Xi'nin böylesine iyi birisi olduğunu hiç beklememişti...

Birçok ünlüden hediye alsa da, hepsi küstahça hareketler yaparak verirdi, kimisi de artık istemediği şeyleri verirdi, tıpkı sadaka verir gibi.

Ning Xi farklıydı, bu onu çok mutlu etmişti! Hediyenin özenle hazırlandığı tek bakışla bile belli oluyordu.

Çoğu kişi onun gibi çalışanları hor görürlerdi. Aslında işi göz önüne alındığında, bildiği o kadar sır vardı ki...

Asansörde.

Asansörün kapısı kısık bir çınlamayla açıldı.

Kapının dışında, Ning Xi içerideki kişiyi net olarak görmüştü ve bununla birlikte kaşları çatılmıştı; burada Chang Li'yle karşılaşmayı hiç beklemiyordu.

"Ning Xi..." Chang Li hayretle konuştu, sonra bir hırsıza hitap eder gibi devam etti. "Burada ne arıyorsun?"

Ning Xi gözlerini devirdi. "Burası senin evin mi? Buraya girebilen tek kişi sen misin?"

Chang Li kollarını önünde bağladı ve tepeden tırnağa toz içinde olan kızı küçük görerek baktı. "Hah, benim evim olmasa da, yine de senin gibilerin gelebileceği bir yer değil!"

Ning Xi asansöre binmek için direk yanına geçti ve kapıları kapatmak için tuşa bastı. "Kusura bakma da, ben burada yaşıyorum!"

Chang Li şüpheyle taş kesildiğinde, kapanan kapıda bir noktaya bakakalmıştı.