Çeviri: Minemosyne Düzenleme: Kharsmi

Bunun sebebi Ning Xi’nin ‘baskıcı hareketi’ydi.

‘Baskıcı hareket’ sadece son derece deneyimli oyuncuların çekebileceği bir teknikti. Hareketlerini diğer insanları zihinsel olarak baskı altına almak için kullanabilirler, diğer davranışı anormal bir şekilde yaparak karşı tarafa söyleyeceklerini unutturabilirler. En yoğun baskı ise, diğer kişiye hayatları boyunca çözemeyecekleri bir blok vermeleridir.

Bu tekniği film sektöründe kullanabilen çok az sayıda insan vardı. En önemlisiyse, bu tekniği farketmek çok zordu, çünkü bunu yapan kişinin iyi rol yaptığını mı yoksa ‘baskıcı oyunculuk’ mu kullandığını söylemek zordu. Bu teknik hiç farkettirmeden başkalarına zarar verebilir.

Ning Xi, gözlerini ona doğru döndürdü “Hareketleri o kadar normal bir şekilde ortaya koyamam!”

İlk önce, bu tür bir hareketi kullanması için özel bir duruma ihtiyacı vardı. Örneğin bugünki sahne Jia Qingqing’i baskı altına almak için mükemmeldi. İkinci olarak, bu baskı hareketi filmin ilerlemesini etkileyecektir, o yüzden mecbur kalmadıkça kesinlikle kullanmayacaktı.

Jiang Muye bilinçsizce eski anılarını hatırladı ve dudağını kıvırarak konuştu, “Bundan şeref duydum, o zaman bu hareketi başlatan birkaç kişiden biri ol!”

Eskiden kendisi bu hareketi kullanan Ning Xi tarafından bastırılmıştı. Ancak, O Jia Qingqing gibi çöp bir oyuncu değildi. O sonunda baskının üstesinden geldi ve onun oyunculuk becerilerinde bundan sonra çok artış gözlemlendi.

Söyledikten sonra, Jiang Muye ona yakıcı bir bakış attı, “Bu gece birlikte yemek yiyor muyuz? Beni yalnız bırakmayacağına söz vermiştin! Ayrıca benimle başka bir gün oyun oynayacağına söz vermiştin!” dedi.

Bunu söylediği için pişman olan Ning Xi, çaresizce iç çekti ve şöyle dedi, ”Tamam, tamam, tamam. Seninle yemek yiyeceğim ve oyun oynayacağım, tamam mı? Sadece Lu Tingxiao’ya bir mesaj çekip haber vereceğim.”

Jiang Muye’ın ifadesi bunu duyunca hemen değişti, “Sen sadece orada geçici bir süreliğine Küçük Hazine için yaşıyorsun, niçin geri dönmeyeceğini haber vermek zorundasın? Onunla bir ilişkin mi var?”

“Mesajı Lu Tingxiao’ya atıyorum ama alıcı Küçük Hazine, tamam mı?”

Ning Xi onunla uğraşmak için çok yorgundu. Ve telefonuna bakıp bir mesaj yazdı: Canım sevgilim, Yengen bu akşam yoğun, dolayısıyla geç dönebilirim. Yemeğini yemeyi ve erken uyumayı unutma. Müsait olduğum zaman senin için çok tatlı kıyafetler alacağım! Seni seviyorum-

Jiang Muye mesaja baktı ve sinirden gözleri kırmızıya döndü, “Niçin Küçük Hazine’ye karşı bu kadar kibarsın! Birlikte olduğumuz zaman bana karşı bu kadar kibar değildin, biz kavga ettiğimiz zaman beni yemeye devam ettin!”

Ning Xi ona bir bakış fırlattı, “Bütün o dayakları haketmiştin! Küçük Hazine çok tatlı, onunla yarışabileceğinden emin misin?”

Jiang Muye’nin güzel gözleri güneş gibi parlıyordu, “Ning Xi! Beni o zaman hiç sevdin mi? Sadece bana yakınlaşmak için…”

Ning Xi şaşırmış bir şekilde ona baktı, “Bu saçmalık, tabii ki hayır.”

“ Sen… sen... sen…” Jiang Muye bir süre ona baktı ama konuşamadı.

Ning Xi yüzünü uzattı ve ona doğru gülümsedi, “Yani? Şimdi öfkeli misin? Hala yemek yiyecek miyiz?”

Jiang Muye dişlerini göstererek gülümsedi: “Yiyoruz!” Kesinlikle onun şeytani oyunlarına düşemezdi!

Aynı anda Lu dairesinde.

Lu Jingli bir yastığı kucaklayarak koltukta oturuyordu. Eğer arkasında bir kuyruk olsaydı, fırtınadan sallanırdı, “Abi, abi, abi, söyle bana, dün gece neler oldu?”

Ning Xi’nin bu sabah kendisine bir kadın bulması gerektiğini söylemesinden dolayı, Lu Tingxiao hala kasvetli görünüyordu. Lu Jingli’nin merakını giderebilmek için hiçbir tahmini yoktu.

K.N: Kolaysa git bir daha yatağına. Ning Xi doksana taktı resmen :D

“Yanan kalbini kontrol altına alamadığın için ona mı saldırdın? Ve sonra hareketlerini kontrol edemeyip Xiao Xixi’yi mi uyandırdın? Sonra orada sıkışıp uyurgezer taklidi yapmak zorunda kaldın?” Lu Jingli’nin ayrıntıları doldurma  yeteneği sadece bir şov değildi.

Lu Tingxiao kafasını kaldırdı ve ona baktı. Bu adam zekasını hep böyle şeylere mi kullanmıştı?

Değerli abisinin bakışlarını görünce, Lu Jingli tahmininin doğruluğundan emin oldu. Kendisine hayran olmuş bir ifadeyle, “Cennetler! Ben çok zekiyim! Abi, seni çok iyi tanıyorum değil mi?”