Bölüm: 9 Parça: 2

avatar
1338 0

My Sunshine (Silent Seperation) - Bölüm: 9 Parça: 2


                                                                   Çevirmen:    Wkeey

 

 

 

Yi Chen yatak odasına girdiğinde, yatakta sere serpe uzanmış, başını yastığa gömmüş olan Mo Sheng'i gördü..........Utanmış mıydı?

 


Yi Chen yatağın yanına gitti, Mo Sheng'i kolundan tuttu kaldırdı ve kendi bedeninin hizasına çekti:'' Bana yarın döneceğini söylememiş miydin?''

 


''Evet ama işimiz erken bitti, ben herkesden önce, tek başıma döndüm.''

 


''Niçin?''

 


Ne demek niçin? Mo Sheng hızlıca konuyu değiştirmek istedi. Sakin ve kısık sesle: '' Xiao Hong mızmızlanacak, istediklerinin tamamını alamadım...''

 


Yi Chen, dudaklarına yapıştı, konuşmasına son verdi. Yanaklarını, dudaklarını, boynunu sar baştan öpmeye başladı. Nefesi onun nefesiyle harman oluyordu.

 


''..............Beni baştan çıkarıyorsun.'' Muhteşem Avukt He, Mo Sheng'in vakitsiz gelişinden ötürü işlediği suçundan nemalanmaya çalışıyordu. Sesinde bir nebze aşk, bir nebze kin vardı.

 

 

Mo Sheng gözlerini açtı. Nu suçuydu bu? Ait olduğu eve erken dönmesi mi? Kocasının evine vakitsiz gelmesi mi?

 


''.........Benim pijalarımı giymişsin.''

 


''Duşa girmiştim senin pijamaların ordaydı benimkileri de yanıma almayı unuttuğum için seninkileri giyiverdim. Sonra da değiştirmek aklıma gelmedi...'' Mo Sheng'in abuzambak ve ürkek görününüyordu.'' Kesinlikle aynısını bir daha tekrarlamayacağım.''

 

 

Yi Chen için büyük çok kallavi bir kayı olmuştu sanki.. Yi Chen bu hallerine gülümsedi:'' Hadi kalk, yemeğe gel.''

 


Salondaki insanlarla mı? Mo Sheng telaşlı telaşlı başını salladı:'' Hayır.''

 


Yi Chen hemen bir şey demedi. Mo Sheng suç işlemiş gibi savunma yapmaya başladı:'' Uçak yolculuğu beni çok yordu.''

 

 

'' Yemeği yeyip uyursun.''

 


İkinci bahanesi:'' İçeridekileri tanımıyorum.''

 

 

Yi Chen'in dili ikna olması için tatlılaşmıştı:''İleride nasılsa hepsini tanıman gerekecek.''

 


''..............'' Mo Sheng daha fazla bahane üretemez oldu, sıkıntı içine düşmüştü:'' Sıkılırım, utanırım.....en azından şu an.'' İçeridekilere bıraktığı ilk intiba: Üzerinde Yi Chen'in pijamaları vardı, saçları dağınık, yüzü soluk, gözleri fersizdi.

 

 

Yi Chen derince nefes aldı verdi. Gardropdaki elbiselere el attı:'' Ben alışığım gerisi önemli değil. Şimdi ilk ben çıkacağım, arkamdan da giyinik şekilde sen geleceksin.''
________________________________________________


Yatak odasından ilk çıkan Yi Chen oldu, herkes postürünü düzeltti toparlandı. Herşey bir yana, Buradaki herkes avukat mesleğine haizdi ya da avukat olacaktı bu yüzden onlara bir şeyi kabul ettirmek veya bir konuda ikna etmek harcı alem bir iş değildi.

 

 

Xiang Heng ve Lao Yuan balkonda sigara içiyordu. Yi Chen'i gördüklerinde yanlarına çağırmak için işmar ettiler.

 

 

Yi Chen'e sigara uzatıldı, Lao Yuan pek keyifli görünüyordu:'' Aynı evin içinde günahkar bir hayat sürmek?''

 


Yi Chen kaşlarını kaldırdı:'' Hayır, kitabına uygun şekilde.''

 


Cevabı Xiang Heng'i şaşırtmıştı. Sigara tiryakisi olan usta tütün tüketicisi Lao Yuan, son çektiği dumandan dolayı boğulacak gibi oldu, öksürmeye başladı. Öksürüğü kesilince:'' Kitabına uygun şekilde ne demek oluyor?''

 

 

Yi Chen yasal boyutundan bahsetti:'' Her iki tarafın gönüllü olarak kabul edip imzaladığı, uzun süreli bir hayatı kapsayan yasal sözleşme.''

 

 

Lao Yuan ölü balık gibi anlamsızca bakakaldı. Nutku tutuldu.

 


Yi Chen gülümsedi:'' Özetle, ben evliyim. Hediyelerini hazırlasanız iyi edersiniz.''

 

 

''Ahhhh! Sen!..........sen........sennnn.!!!'' Lao Yuan koca bir kahkaha patlattı:'' Sen evlisin mi?''

 


Yi Chen'in başını sallayarak ikinci defa bunu tastik etmesinden sonra, Loa Yuan ağız dolusu bir kahkaha daha patlattı. Bu sansasyonel haberi içeridekilere son dakika gelişmesi olarak anons etmek üzere içeri geçti.

 

Xiang Heng kollarını balkonun korumalıklarına dayadı, Yi Chen'e baktı:'' Hayat gerçekten çok garip. Bu devasa, uçsuz bucaksız çemberin içinde, ikiniz de birbirinizden çok uzak mesafelere gittiniz fakat beklenmedik şekilde yine başladığınız noktaya varmayı başarabildiniz.'' Derin bir iç çekti:'' Yedi yıl....... hiç seni usandırmadı mı?''

 


Yi Chen sigarasını yaktı:'' Buna nasıl cevap vermemi istiyorsun ki? Benim için önemli, değerli olan şeyin kararını verebilecek iradeye ve kararlılığa sahiptim, hepsi bu.''

 

 

Xiang Heng sigarasından bir duman çekti ve gülümsedi:'' İraden her zaman çok güçlüydü.''

 


Yi Chen bir şey demedi. Balkonun hemen hemen geneli, duman altı oldu.

 


Xiang Heng:'' Uzun zamandır seni sigara içerken görmemiştim.''

 


''Evet, kısa bir süredir içiyorum.''

 


''Sigarayı ilk içtiğinde ne olduğunu hatırlıyor musun?''

 

 

Nasıl hatırlamasın ki. Mo Sheng'in onu terk etmesinden hemen sonra, acısını azaltır düşüncesiyle alkole ve sigaraya dadanmıştı. Yanan sigarasının ucuna, biriken külünü düşürmek için parmağıyla hafifçe vurduktan sonra:'' O zamanlar sigaranın iyi bir ilaç olduğunu düşünüyordum. En azından insanı, hayatta hala yapabilecek şeyler olduğuna inandırıyor.''

 

 

Yi Chen'in dokunaklı sesi Xiang Heng'i etkilemişti. Hemen geçmişe dalıp gitmişti. Mazinin acıları hafiflemişti yada hafifleyecekti. Yi Chen artık daha rahat, daha kaygısız, ve daha korkusuz görünüyordu. Gözlerinde irili ufaklı yaşam sevinci vardı. Xiang Heng samimiyetle:'' Tebrikler.''

 

 

Yi Chen gülümsedi:'' Teşekkür ederim.''


__________________________________________


Balkondaki sessiz ve ağır atmosfere nazaran, salonda Lao Yuan'ın bildirisiyle meydana gelen gürültü şamata vardı. Beklenilenın dışında, Mo Sheng dışarı çıkmış ve yanlarına gelmişti. Herkes vardiyalı olarak bakışlarını Mo Sheng'e saplıyor, bu durum Mo Sheng'i ister istemez heyecanlandırıyor, zaman zaman ürkütüyordu.

 


Xiao Gao meraklı ve kıskanç gözlerle Mo Shen'e bakıyordu. Avukat He'nin nedensiz yere aşık olduğu kadın bu muydu? He Yi Chen'in dediği gibi, yaygaracı, çaçaron birine benzemiyordu. Aksine kendi halinde, sessiz, vakur bir insana benziyordu.

 

 

''Oh'' Mei Ting yüksek sesle:'' Sen Avukat He'nin cüzdanını getiren kişisin.''

 


Mo Sheng'de onu tanımıştı gülümsedi:'' Merhaba.''

 


Xiao Gao'nun dikkati iyice açılmıştı, Mei Ting'in elinden tuttu:'' Kardeş Mei Ting, senin bildiğin bir şeyler mi var?''

 


''Onu daha önce gördüm. Avukat He'nin cüzdanını bulup getirmişti. Cüzdanda, kimlik kartları ya da iş ile ilgili kartvizitler vardı, Ofise geldi ve kimliği iade etti. Bence onlar bu hadiseden önce de birbirilerini tanıyorlardı........'' Sonuç olarak, kayıp bir cüzdan bulma hikayesinden ortaya bir gönül ilişkisi çıkacak değildi.

 


Mei Ting'in sesi kadife gibiydi, tüm dikkatleri üzerine çekti. Herkes onu, ilgi ve merak dolu şekilde dinliyordu. Mo Sheng'in sesi soluğu çıkmıyordu. Bu Mei Ting, magazin dergilerinin sayfalarını, sıradışı aşk hikayeleriyle doldurabilecek kapasiteye fazlasıyla sahip gibi görünüyordu. Hukuk bürosunda sekreterlik yaparak kendini harcıyordu.

 


Gruptan bir tanesi hikayeyi dinledikten sonra:'' Ah! şu dakikadan itibaren bir kadın cüzdanı bulursam hemen sahibini bulup iade edeceğim.''

 

Xiao Gao:'' Gökten zembille şans yağsa, senin kafana taş düşer.''


Bir anda ortamı kahkaha tufanı kapladı. Yi Chen ve Xiang Heng sigaralarını bitirdi ve balkondan salona geçti. Bu şen şakrak ortamdan istifade etmek isteyen bir tanesi:'' Eğer Avukat He itiraf ederse, toleranslı davranabiliriz. Eğer inkar ederse, cezaya hazır olmalı.''

 


''Sessiz kalma hakkına sahipsin. Söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhinde delil olarak kullanılabilir.''

 

 

Ne oluyor burda? Geleceğin, parlak avukat adayları galiba Hong Kong yapımı çok fazla hırsız-polis filmleri izliyor.

 

 

Yi Chen ince bir kahkaha attı:'' Tamam, peki itiraf edeceğim ama Yemeğimi yerken konuşsam sizin için mahzuru olmaz değil mi?''

 


Elbette, Muhteşem Avukat He, ser verip sır vermeyecekti. Kimse bu konuda daha fazla üstüne gitmeyi göze alamadı. Bunun sebepten, hepsi önlerindeki sıcak ve mis kokulu yemeğe gömüldüler. Saat 9'a gelene kadar sohbet muhabbet eşliğinde keyifle yemeklerini yediler. Sonra bir kısmı veda ederek ayrıldı.

 

 

Üzerindeki meraklı ve aşırı ilgili gözlerden kaçınmak için, Mo Sheng başını önüne eğdi ve bütün odağını önündeki yemek tabağına yöneltti. Yi Chen son bir kaç kişi kalmış olan iş arkadaşlarını da yolculadı. Kapıyı kapattı ve yüzünü döndü. Mo Sheng çalakaşık yediği yemeğini bitirmiş, kendini kanepenin üzerine atmış ve yerinden kıpırdayacak hali kalmamıştı.

 

 


Yi Chen'in keyfine diyecek yoktu, Mo Sheng'e biraz sataşmak istedi:'' Yemek yemeyeceğini söylememiş miydin sen?''

 

 

Kanepeye doğru yürüdü, kolundan tutup oturuş pozisyonuna kaldırdı:, mırıltı tonunda:''.......kütlesi artmış bunun.'' Acaba ne kadar dolmuştu o mide?

 

 

'' Uh.... Ne dedin?'' Mo Sheng Yi Chen'in kucağındaydı. Kurduğu cümleyi tam olarak anlamamıştı.

 


''Hiçbir şey.''

 

O gece Mo Sheng en sonunda ' Ayrılık, kalbi sevgiyle doldurur.' sözünün tam manasıyla ne anlama geldiğini idrak etmişti.


_____________________________________________

İlerleyen günlerde Yi Chen, her taraftan bu gelişmeyle ilgili olarak geri dönütler aldı.

 


İlki Lao Zhou'ydu:'' Xiao He, evli olduğunu ilk söylediğinde bahane ürettiğini düşündüm. Gerçekten evli olduğuna inanmamıştım. Artık karım bir süre dinlenebilir ben de rahata ererim. Hee bu arada evlilik davetiyesi göndermeyi sakın unutma.''

 


Sonra, savcılıktan Fang Jian:'' O gün KFC'de gördüğüm kişi mi? Bu kadar hızlı davranacağın aklıma gelmezdi. Düğün eğlencesi ne zaman?''

 

 

Sonrasındai Lian He hukuk bürosundakiler ve diğerleri. İlk defa Yi Chen, Lao Yuan'ın dedikodu yapma üzerine sahip olduğu yeteneğine bu denli hayran kalmıştı. Muhtemelen, C Üniversitesindeki herkes, ve A şehrinin tümü evlendiğini kısa sürede öğrenmişti.

 


Öğleden sonra, düzenli müşterilerinden bir kaçını uğurladıktan sonra, Lao Yuan koltuğa oturdu ve vaktini Yi Chen'e tahsis etti:'' Düğün eğlencesini ne zaman yapmayı planlıyorsun?''

 

 

''Yeni yıldan sonraki ilk ay diye düşünüyorum, Mo Sheng'le henüz konuşmadım.''

 


'' Çok geç, daha bir kaç ay var. En iyisi Üniversite'deki etkinlikten hemen sonra yapmak. Elini biraz çabuk tutman lazım.'' Lao Yuan bayıla bayıla konuşuyordu çünkü kalabalığı ve canlılığı çok severdi.

 

 

Üniversitenin yıllık etkinliği? Yi Chen hızlıca ajandasına baktı, tabi ya! ayın 15inde. Bu aralar çok meşguldü doğal olarak bunu unutmuştu.

 

 

''Sonra tarihi söylerim sana. Bundan önce, nikah şahidim olup olamayacağını sorayım.'' Yi Chen gülümsedi. Uzuncu yıllar ona hiç bu türden bir teklifte bulunmamıştı, ona hep minnettar ve müteşekkirdi. Onun coşkusu ve desteği olmasaydı bugünkü başarısı ve saygınlığı muammaydı.

 

 

''Tamam, şahidin olacağım.'' Lao Yuan mutlu olmuştu.'' İşin ucunda sana kırmızı zarf vermek varsa, nikah şahidin de olurum her şey olurum.''

 


(Kırmızı zarf, Çin kültüründe tebrik, hediye amaçlı, genelde ebeveynlerin çocuklarına verdiği çoğunlukla içine para konulan zarflardır. Dahası Çinliler için Kırmızı; Enerjiyi, mutluluğu ve iyi şansı temsil edermiş. Anlaşıldığı üzre düğün tebriklerinde de kullanılıyor.)

 

 

Konuştukları esnada telefon çaldı. Lao Yuan keyifli keyifli, kıvrıla kıvrıla oradan ayrıldı.

 


Arayan daha önce görüşme teklifinde bulunan kadın editördü. Ge Li daha önce ona bundan bahsettiğinde, tereddütsüz reddetmişti. Sonrasında bu teklifi yapan kişinin Mo Sheng'in iş arkadaşı olduğunu hatırlayınca ses tonunu daha da katılaştırmıştı. Sonuç olarak Ge Li bir daha bu konuyla ilgili olarak onu aramamıştı.

 

 

Bu defa oldukça nazikti:'' Üzgünüm Bayan Tao, bir kadın dergisinin sayfalarını süsleyebileceğimi düşünmüyorum.''

 

 

'' Profesyonelliğinizi olumsuz manada etkileyeceğinden mi endişe duyuyorsunuz? Dergimiz aslına bakarsanız, bölgedeki elit, bekar ve seçkin erkeklerden bir albüm oluşturmak istiyor. Mesleki yaşamınızı ve kariyerinizi objektif perspektifle kaleme alacağız. Bu kesinlikle mesleki imajınıza zarar vermeyecektir. Bu çalışmamızın bir örneği olan, Mr.Kang Ji Nian temalı bir önceki baskımıza isterseniz bir göz atın derim.'' Tao Yi Jing ısrarlarına devam ediyordu.

 

 

Bekar mı? Yi Chen anahtar kelimeyi yakalamıştı:'' Bayan Tao, beklentilerinizi karşılayacağımı hiç düşünmüyorum. Çünkü ben evliyim.''

 

 

Sürpriz şekilde yapmış olduğu zamansız evliliğini fırsata çevirmişti. Üzgün olduğunu dile getirmek için birşeyler daha söyledi ve ardından telefonu kapattı. İşine geri döndü, o esnada telefonunun mesaj bildirim tonu olan 'beep' sesini işitti. Mesaj Mo Sheng'tendi.

 


---- ''Yi Chen, akşama ne yiyeceğiz?''

 

 

Yi Chen, SMS'i (kısa mesaj) çok nadir kullanırdı.

 

 


Üniversitedeyken, telefon kullanmak pekala lükstü. Yoksul bir öğrenciydi ve bir telefon almaya gücü yetmiyordu. Bundan mütevellit, telefonla mesajlaşma çağını kaçırmıştı. Bir işe başlayıp, telefon aldıktan sonra, mesaj yerine aramayı tercih ederdi; bu sağlıklı iletişim adına daha net, daha çabuk ve daha kolaydı. Ara ara Yi Mei ona kısa mesaj yollardı, O ise doğrudan arama yapardı çünkü her kelimeyi oluşturmak için onlarca belki yüzlerce kez tuşlara basmak işi saçmaydı kaldı ki buna vakti de yoktu. Git gide Yi Mei de mesaj atma huyundan vazgeçmişti.

 

 

Şimdiyse, Yi Chen telefonu eline aldı, sakin sakin telefonun klavyesindeki harflere bastı:'' Ne yemek istiyorsun?''

 

 

Mesajı gönderdikten sonra, saate baktı henüz üç buçuk bile değildi. Mo Sheng bu huyundan hala vazgeçmemişti:'' Önceleri, birlikte öğle yemeğini yerler, yemek yedikleri yerden ayrıldıktan sonra Mo Sheng, Yi Chen'in kolundan tutar ve :'' Yi Chen, akşama ne yiyeceğiz?''

 


Mo Sheng mesajı hemen cevapladı:'' Evde yiyebilir miyiz?''

 


''Sen yemek yapmayı biliyor musun?''

 


''EVETTT!!!!!!!!'' Bu üslubunda bir haykırış bir ünlem vardı. Yi Chen'e cevap verme olanağı vermeden diğer mesaj geldi. Bu mesaj bir miktar suçluluk ve utanç hissi taşıyordu: '' Ama yaptığım yemeklerin çok fazla lezzetli olmadığı konusunda eleştiriler aldım................''

 


Kim yaptı bu yorumu?  O adam mı?

 

Yi Chen mesaja baktı ve kalbinde tanımı güç bir acı belirdi. Bir süre duraksadı, sonra lafı uzatmadı:'' İyi.''


__________________________________________________

 

Mo Sheng ne kadar kendine güven duysa da, deneyimler Yi Chen'e pek fazla beklenti içerisine girmemesi gerektiğini söylüyor.

 

 

Uzun lafın kısası, Yi Chen işten döndü, Mo Sheng mutfakta patatesleri dilimliyordu. Masada diz üstü bilgisayarı vardı, tarayıcıda yemek tarifleri veren bir site açıktı:'Lezzetli domuz kaburga nasıl yapılır?'

 

 

Yi Chen yanına gitti, elinden bıçağı aldı ancak bir ustanın eline yakışabilecek şekilde patatesleri doğramaya başladı. Mo Sheng onu izlemeye başladı, yüz kızartıcı bir darbe almıştı.

 

 

Bir çıkar yolu arıyordu:'' Yi Chen, her şey tamam da yemek yapmayı ne ara öğrendin, nasıl öğrendin?''

 


''On yaşlarımdayken, teyzeciğime yemek yaparken yardım ederdim. O zamanlardan kaldı ve üstüne de koydum.''

 

 

''Oh.'' Çok yatkın ve maharetli görünüyordu demek ki uzun zamandır mutfakla sıkı ilişkisi var. Mo Sheng'in biraz keyfi kaçtı. Mo Sheng sadece yemek yemek için ağzını açardı, bir de dolabından elbiselerini çıkarırdı. Tam tersine Yi Chen, çok yalnızdı, tek varlığı insanların ona olan karşılıksız destekleriydi.

 

 

''Seni daha önce tanısaydım, çok daha mükemmel olurdu.....''

 


Kollarını açtı, arkadan Yi Chen'e sarıldı. Başını omzuna dayadı bir süre öylece kaldı.

 

 

''Yi Chen bana yemek yapmayı öğret ki ileri de sana yemek yapabileyim.''

 

 

Sarılırken hissettirdiği sıcaklıkla aynı zamanda, en son yaşamış oldukları hayal kırıklıklarını da onarmak, yok etmek istiyor gibiydi.

 

 

Bırak öylece kalsın diye düşündü Yi Chen.

 


Geçmiş geçmişte kalsın, daha fazla takılı kalmaya gerek yok..

 

 

Çünkü çok yorgun düşmüştü!

 


Bir an önce mutluluğun sarhoş edici rüzgarına bırakmak istiyordu kendini.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44343 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr