Bölüm: 9 Parça: 1

avatar
1235 0

My Sunshine (Silent Seperation) - Bölüm: 9 Parça: 1


                                                                              Çevirmen:     Wkeey

 

 

 

Sabah erken kalkamamak pekala normaldi.

 

Dahası kendisini uyandıran da Yi Chen'di. Onun ne zaman uyandığını bilmiyordu, erinç görünüyor ve elindeki telefona bakıyordu.

 


''Çağrı sana.''

 


''Oh.'' Mo Sheng zorlukla yerinden kalktı, Yi Chen'in elindeki telefonu almak istedi. Telefona cevap verdi, Yi Chen'in kız kardeşinin sesi fırtına koparır türdendi:''Ah Zhao Sheng, şuanda saatin kaç olduğundan haberin var mı? Hepimiz havaalanında seni bekliyoruz. Acele et! Eğer kaplumbağa gibi hareket edecek olursan, kabuğuna ezmek zorunda kalacağım. Bir çekiçle kabuğunu parçalayıp iskeletini de süs eşyası olarak kullanacağım..............'' Kardeş Chen, Mo Sheng'i oldukça nazik dille tehdit ediyordu.

 


Bu konuşmanın ardından Mo Sheng tastamam ayıldı. Telefonundaki saate baktı yerinden fırladı.

 

 

İvedilikle giyindi son kalan eşyalarını paketledi. Yi Chen bu arada onun bu düzensiz, sorumsuz hallerini izliyordu:'' Biraz tertipli ve düzenli hareket edebilir misin? Düğmelerini orantısız ilikledin.''

 

 

''Off.'' Mo Sheng üstüne baktı. Yi Chen'in narin parmaklarının ağır ağır düğmelerinin doğru şekilde ilikleyişine baktı. Bu beceriksizlik bir nebze utandırmış, yüzü kızarmıştı.

 

 

''Tamam oldu.'' Yi Chen için bu fiziksel yakınlık yine pek fazla tahrik kokmaktaydı, bir önceki yangının tekrar alevlenmesine müsade vermek istemediğinden, ilikleme işi bittikten sonra elini üzerinden çekti. Hızlıca anahtarlarını aldı:'' Acele et, bir şeyini unutma. Seni havaalanına bırakayım.''

 

 

Havaalanına vardıklarında uçuşa 20 dakika kalmıştı. Mo Sheng telaş içinde aceleyle araçtan inmeye çalışıyordu ki, Yi Chen onu geri çekti.

 


''Çok geç kaldım.'' Mo Sheng duraksadı. Dikkatini çeken şey, Yi Chen'in sağ yüzük parmağında takılı olan halka ve sol avucunda tuttuğu diğer halka.

 


Sade ve platin modeldi. Dizaynı basitti, detayı da yoktu. Sadece tepesinde taş bulunmaktaydı. Oldukça doğal ve şık görünüyordu.

 


''Bunu ne zaman aldın?''

 


''Hatırlamıyorum.'' Çok zaman olmuştu.....'' Dün gece buldum.''

 


''Ah.....'' Mo Sheng elini kaldırdı, o an parmağına Yi Chen tarafından takılmış olan parlak, göz alıcı, kış güneşini anımsatan yüzüğe baktı.

 


Yi Chen gülümsedi.:'' Hadi, 10 dakikadan az zamanın kaldı.''

 


10 dakika? Mo Sheng, kardeş Chen'in elinde çekiçle onu bekliyor olduğunu imgeledi zihninde........Öldürecek.

 

 

Hoşça kal bile diyemeden, Valizini aldı ve koşmaya başladı. Koşarken, Kez ve kez parmağındaki yüzüğe baktı durdu.

 

______________________________________________________

Hong Kong.

 

Dergi, Hong Kong'da bulunan büyük bir dergi yayıncısıyla iş birliği yapmak adına onları göndermişti. Aslında bu Mo Sheng'lik bir iş değildi. Orada olmasını sağlayan etken, akıcı İngilizce konuşabilmesiydi. İşin özeti, Mo Sheng'in statüsü; Tercüman.

 


Hazırlıklar çok önceden özenle yapıldığından anlaşma çok kolay sağlandı. Üç gün sonra, iki taraf da kontrat imzaladı. İşler bitince de grup doğruca alışveriş merkezlerinin yolunu tuttu.

 


Kardeş Chen, çok mutluydu:'' Aman Tanrım! Kozmetik ürünleri ne kadar ucuz! Ah! en son böyle bir kolye için 1000 yuandan fazla ödemiştim.''

 


Aslında kardeş Chen, Mo Sheng'e alışverişte eşlik etmesi için orada bulunuyordu ama ondan çok daha fazla alışveriş yaptı. Gece vaktine kadar durmaksızın alışveriş yaptılar. Son tahlilde, herkes yorgun düştü. Üç günlük anlaşma sürecinde bu kadar yorulmamışlardı.

 


Otele döndüklerinde Kardeş Chen, odaya girdi, ölmüş gibi bedenini yatağa bıraktı.

 


Mo Sheng masanın üzerinde ki telefona baktı, kafasında Yi Chen'i aramak düşüncesi vardı. Ya da gerek var mıydı?

 


'' Arama yapmak istiyorsan hemen şimdi yap. İş gideri olarak geri ödeme alabilirsin.'' Mo Sheng şaşkın şaşkın kardeş Chen'e baktı, gözleri de kapalıydı.........Uykusunda mı konuşuyordu?

 


Telefonu eline aldı, kalbine kazılı olan numarayı çevirdi.

 


Yi Chen anında cevap verdi, sakindi:'' Mo Sheng.''

 

 

Mo Sheng hayetler içerisinde:'' Ben olduğumu nasıl anladın? Kalp gözün mü açık yoksa?''

 


''Arayanın Kimliğini gösteren Uygulama.''

 

 

Ah sebebi bu muydu....'' İşten döndün mü?''

 


''Ev telefonunu arıyorsun..............''

 


''.....'' Mo Sheng söyleyeceğini bilemedi.

 


İkisi de kısa bir süre konuşmadı. Yi Chen:'' Eee kaç gündür neler yaptın Hong Kong'da?''

 


Mo Sheng biraz işten bahsetti. Ne zaman ne söyleyeceğini ne yapacağını bilmez duruma düşse, Yi Chen konuyu değiştirirdi. Muhabbet neredeyse bir saate yakın sürdü. Telefon kapadıktan sonra, Mo Sheng'in zihni bu keyifli sohbette takılı kaldı.

 


Diğer tarafta olan ise; Yi Chen telefonu kapattı, eline kalemini aldı fakat hatrı sayılır bir süre tek kelime yazamadı.

 


Uzun süre öksürmeden konuşabilmişti demek ki soğuk algınlığını büyük ölçüde atlattı.


___________________________________________


Hukuk şirketi, girdiği davaları kazanmaya devam ediyordu. Rutin haftalık toplantıdan sonra, herkesin keyfi yerindeydi kimsenin canı yerinden kalkmak istemedi. Hepsi, aralarından üç kişinin herkese yemek ısmarlamaları gerektiği noktasında anlaşmıştı. Lao Yuan yerinden kalktı kürsü konuşması yapacak şekilde pozisyon aldı elini kaldırdı:'' Tamam, tamam. Siz sadece nereye gidiyoruz onu söyleyin. Avukat He tüm masrafları çeker.''

 


Anlaşılan başkalarının paraları adına konuşurken oldukça eli açık davranıyordu. Toplantı boyunca tek kelime etmemiş olan Yi Chen cevap verme gereksinimi duydu:'' Sebep?''

 


''Hadi ama bu fedakarlığı yapmana değecek gelişmeler yaşamaktasın.''

 

 

Bu işe yaramıştı. Yi Chen bu tuzağa düşmeye razı olduğu anlamına gelecek şekilde başını salladı.

 

Herkes gürültülü şekilde bu organizasyonu nerede icra edeceklerini tartışmaya başladı. Herkesin farklı önerileri vardı ancak üzerinde hem fikir oldukları temel kanı, pahalı bir mekan olmasıydı.

 

 

Xiang Heng, tüm bu olanları sadece izledi, gülümsedi:'' Yi Chen mental olarak kendini güçlendirmen gerekecek.''

 

 

Yi Chen de gülümsedi, çok da önemli değildi.

 

 

Tartışma bir süre devam etti, hala bir karara varamamışlardı. Şamatanın tam ortasında bir tanesi:'' Avukat He'nin evine gitmi fikri nasıl?''

 

 

O an gürültü kesildi. Bu öneri kimden geldiyse, herkes dikkatlerini ona yöneltti.

 

 

Bütün dikkatler, özü sözü bir olan Xiao Gao'ya dönünce biraz sıkıldı:'' Ben.....Ben yahni yemek için bir mekana gitme fikrinin, Avukat He'nin evine gitmek kadar eğlenceli olmayacağını düşündüm. He'nin evi bu yemeği hazırlamak için de müsait. Hem kendi ellerimizle pişiririz ve daha anlamlı olur.''

 


Herkes bu fikri sıcak karşıladı ama seslice bu kabülden duydukları sevinci dışa vuramadılari, tabi haylaz ve patavatsız Lao Yuan dışında..
Sonuç itibariyle bahsi geçen kişi; kişisel hayatını iş hayatına karıştarmayan Yi Chen'di. Normal koşullarda da, iş yerinde herkese karşı ciddi bir mesafesi vardı.

 


Bir de fırsat bu fırsat.......Avukat He'nin evi. Herkes o haneyi bir kez görmek isterdi....

 


O an Lao Yuan elleriyle bir iki şaplatmalık alkış tuttu:'' Çok mantıklı!Çok iyi fikir! Ben neden bunu düşünemedim ki? Kocaman evi var, rahat rahat yeriz, oraya gitme fikri, harika! Evet senin cevabın nedir?''

 

 

Lao Yuan'ın fırsatçı konuşması bittikten sonra, herkes Yi Chen'in vereceği cevaba kilitlendi. Her birinin gözlerinde ışıldayan umut dolu bakışları, Yi Chen'i bir miktar eğlendirdi. Mo Sheng'i düşündü, yarın gelecekti. Ne yaparlarsa yapsınlar bu gece olduğu sürece sorun yoktu, başını salladı:'' Eğer bu önerinizi masraftan kaçmak için onayladığımı düşünmeyeceksiniz, hepiniz şimdiden hoşgeldiniz.''

___________________________________________________


Araç ilerliyor, yan tarafta heyecanını gizlemekte zorlanan Xiao Gao oturuyordu. Herkese görev verildi. Bir kısmı yahni için gereken malzemeleri almaya gitmişti. Yi Chen ve Xiao Gao'da evde bir takım ön hazırlık yapacaktı. Sadece ikisi ha! Bugün Xiao Gao'nun şanslı günü olmalıydı.

 


Çaktırmadan Yi Chen'in cemalini süzüyordu, gerçekten muazzam yakışıklı. Bu başarılı ve karizmatik adamın etrafına bıraktığı tahrik edici enerji, kalp atışlarını istemsizce hızlandırıyordu. Sadece birkaç gün olmuştu ve onun hizmetinde çalışıyordu. Bu süre zarfında mükemmeliyetini ve namuslu bir karakteri olduğunu sezmişti. O sebeble böyle bir adama ilgi duymamak, bir şeyler hissetmemek imkansızdı.

 


Üslübunda masum ve arsız bir öğrencinin tavırları vardı:'' Avukat He, nasıl insanlardan hoşlanırsın?''

 


Yi Chen gülümsedi. Ne tip bir soru bu! Cevap vermekte zorlandı.

 


Cevap vermemesi hayal kırıklığı oldu:'' Avukat He, yoksa bilmiyor musun?'' Ne konuşması gerektiğini ya da ne konuşmaması gerektiğini bilmiyordu, yine de ısrarcı oldu:'' Avukat He, daha önce birinden hoşlandın mı?'' Xiao Gao, Yi Chen gibi rasyonel ve soğuk mizaçlı bir adamın nasıl birini sevdiğini öğrenmek istiyordu. Biraz daha nazik olamaz mıydı? Ah bunun hayali bile zor.

 

 

''Tabi ki.'' Gayet basit ve kaçamaklı bir cevaptı.

 


''Oh..'' Sonunda cevap verdi: '' Çok gözde ve çekici olmalı.''

 

''Hayır, tam tersi.'' Yi Chen başını salladı:'' Mükemmelikten çok uzak biri. Okuldayken notları şöyle böyleydi. Unutkan biri. İnsanların kafasını şişirir. Maalesef akıl yaşı da yeterince olgunlaşmadı.Hiç değişecek gibi de değil.''

 

Oh, bu betimlemeler Xiao Gao'yu farkli nitelikleri sorgulamaya itti:'' O zaman çok güzel?''

 


Yi Chen sakince tebessüm etti:'' Çok tatlı biri, ama ondan daha güzel olan çok fazla kadın var.''

 

 

''O zaman kesinlikle harika bir kişiliği var?''

 


Harika kişilik? Nerdee! Yi Chen derin bir iç çekti.

 

 

''Çok şamatacı biri.'' Öyle ki ilk yıllarda, Yi Chen ne zaman yalnız kaldığında gözlerini kapasa, Mo Sheng'in sesi kulaklarını kazırdı:'' Yi Chen!, Yi Chen!, Yi Chen!'' fakat gözlerini açtığında hiçbir şey kalmazdı.

 


Bu genelde ona sinirli olduğu zamanlarda zuhur ederdi.

 

 

Xiao Gao'nun aklı tutuldu, seçkin değil, güzel değil. Avukat He'nin anlattığı kadatıyla katakterinde de bariz bir ulvilik yoktu:'' O zaman, neden Avukat he onu seviyor?''

 


Neden mi? O biliyor muydu sanki.

 


Belki dilli düdüklü oluşu, ruhundaki devasa boşlukları dolduruyordu; Belki ders dışındaki zamanlarda ders çalışmayı sevmese de hep onun arkasından geldiği içindi. Sonucun, hep onun hukuk kitaplarına bakarken uyuya kalması olduğu içindi. Belki, İngilizce sınavlarında dördüncü kuru geçememesine rağmen; kendisinin yedinci kuru başarıyla bitirişinden mutluluk duyup, coşkulu biçimde kutlama yaptığı içindi.Hatta o gün Mo Sheng'den sağlam fırça yemişti; neymiş ona adam akıllı İngilizce dersi vermemiş. Aynı gün, elini kaldırmış, bir dahaki sınavda dördüncü etabı geçeceğine yemin etmişti. Maalesef bu söz, sadece söz olarak kalmıştı.

 


Maziyi kısa süreli yad ettikten sonra yan tarafındaki hanımefendiye döndü ve gülümsedi:'' Benim vizyonum çok prensipli değil. Sıradan birini sevmek işte... Nedenini anlamak çok zor.''


________________________________________-

Dışarıdaki ses de neyin nesi??

 

Mo Sheng, kulağını tırmayalan bu gürültüyü bertafa edebilmek için başını yastığının altına soktu ama bu işe yaramadı. Televizyondan mı geliyordu? Yi Chen eve mi döndü?

 


Yataktan kalktı, seme gibi hissediyordu. Yatak odasının kapısını açtı, sudan çıkmış balığa döndü..... Salonda bu kadar insanın işi neydi?

 

 


Salondaki herkes tek tek, kapı eşiğinde sarsak sarsak dikilen Mo Sheng'i fark etmeye başladı. Bütün evi yoğun bir sessizlik kapladı. Tüm gözler Mo Sheng'in üzerindeydi.

 

 

Herkes bir açıklama duymak istercesine, dönüp dönüp birbirine bakıyordu. Kimse ağzını açmadı. Sessizlik bozulmadı.

 

 

Mutfaktan, elinde kase ve yemek çubukları getiren Yi Chen karşıda, mum gibi dikilen Mo Sheng'e baktı. Yakışıklı çehresini, ansızın gelen şaşkınlık ifadesi kapladı.

 


''Git ve terliklerini giy.''

 

''Ah, Oh..'' Mo Sheng ayaklarına baktı. Telaşla çıkmıştı ve terliklerini giymeyi unutmuştu.

 

 

Yi Chen kaseleri ve yemek çubuklarını masaya bıraktı, gafil avlandığı için nazikçe başını salladı:'' Af edersiniz.''

 

 

Herkesin aklı karışmıştı, bu özrü kabul ettiklerini göstermek için başlarını salladılar.

 


Ev sahibi de yatak odasına geçip, gözden kaybolunca, ilk ağzını açan Mei Ting oldu.

 


''Avukat He o kadar ileri gidecek biri.....'' Xiao Gao ve Lao Yuan birbirine baktı. İkisi de gözlerine inanamıyordu ancak gerçek çırılçıplak ortadaydı: Yatak odası, pijamalar.....

 


Herkesin ortak kanaati aynıydı:'' Birlikte yaşıyorlar!''

 

 

Xiao Gao yıkılmıştı. Avukat He'nin gayet onurlu ve namuslu bir şahsiyet olduğunu düşünüyordu fakat gizli gizli biriyle aynı evde yaşıyordu.

 

 

Ne yıkım ama! Lao Yuan ağlayacak gibi oldu. Yi Chen'in bile birlikte yaşadığı biri vardı ama o hala yalnızdı.

 

 

Bu durum karşısında şaşkınlık yaşamayan tek kişi Xiang Heng'di fakat o da He Yi Chen'in ve Mo Sheng'in aynı evde yaşadığını bilmiyordu. Buna ihtimal de vermezdi:'' Daha önce söyledim, Yi Chen, Mo Sheng'in peşinden koştuğu sürece, tüm ilke ve prensipleri indirime girebilir.''

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44253 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr