Çevirmen : Clumsy 

Daha önce bu etkiyi yaratabilen bir Rüzgar Nitelikli Yeteneğe şahit olmamıştı. Normal şartlarda Rüzgarla Ateşin dövüşü bir patlamayla sonuçlanmalıydı, kesme efektiyle değil. Uzaysal Nitelikli Yeteneklerin bile kesme efekti verebildiği çok nadir görülürdü.

Aslında kızın buna şaşırması da son derece normaldi. Sonuçta Weiqing’in kullandığı Yetenek, karşılaştığı ilk Gümüş İmparatordan almış olduğu Gümüş İmparator Kanat Kesiğiydi; yani 10 Yıldız Derecelendirmeli güçlü bir Rüzgar Niteliği Yeteneği. Normal şartlarda bu Yeteneğe sahip bir Cennetsel Cevher Ustasının en aşağı Üst Seviye Zong Aşaması olması gerekirdi. Shen Yi böyle bir manzaraya nasıl şaşırmazdı ki?

Zhou Weiqing ise rakibinin afallayışını umursamamıştı. Gümüş İmparator Kanat Kesiğiyle Shen Yi’nin saldırısını baltaladıktan hemen sonra sağ ayağını kaldırarak bir gülle gibi kıza doğru hareketlendi. Yeni bir Yetenek kullanmasa bile Şeytani Sağ Bacağıyla Rüzgar Niteliği güçlendirmesinin birleşimi çılgın bir güç sağlamaya yeterdi.

Zhou Weiqing’in harekete geçtiğini gören Shen Yi, hızlıca şok halinden çıktı ve kollarını önüne getirerek 3. Yıldız Yakut Elementsel Cevherini aydınlattı, önünde ateşten bir kalkan yarattı. Hemen hemen aynı anda ikinci Elementsel Cevheri de parladı ve bunu doksan santim civarı uzun iki bıçak takip etti. Her şeyini ortaya koyacak gibi görünüyordu.

Ama Gümüş İmparator Kanat Kesiği öyle kolayca engellenemezdi. Ateşten kalkana ulaşan Zhou Weiqing, sağ elini uzatarak kulak tırmalayıcı bir sesle birlikte 6 Yıldız Derecelendirmeli kalkanı kesip attı. Aynı zamanda havada bir takla attı ve sol elindeki yeşil bıçağı Shen Yi’ye ilerletti.

Shen Yi’nin ifadesi korkuya dönüşmüştü. Esas planı Ateş Kalkanıyla Zhou Weiqing’in saldırısını durdurup Alev Bıçaklarıyla harekete geçmekti. Ne yazık ki Zhou Weiqing’in Yeteneğinin kendi kalkanını tek darbede yok edebileceğini hiç düşünememişti. Panik halinde tek yapabildiği şey ellerini kaydırarak yaklaşmakta olan Gümüş İmparator Kanat Kesiğini Alev Bıçaklarıyla durdurmaya çalışmak oldu.

Elementsel Cevher Depolanmış Yeteneklerin Derecelendirme Sistemi oldukça katıydı ve aynı miktarda Cennetsel Enerji kullanıldığı müddetçe Yüksek Dereceli Yetenek, Düşük Dereceli Yeteneği mutlak bir şekilde bastırmalıydı.

Zhou Weiqing’in daha önceki rakipleri genellikle kendisinden yüksek yetişimli olmuş ve bu yüzden Yetenekleriyle onları rahatlıkla bastıramamıştı. Ama Shen Yi kendisiyle aynı yetişimdeydi. Eğer ölümüne bir mücadele yaşanıyor olsaydı, kız ilk darbeden bile sağ çıkamayabilirdi. Sonuçta Zhou Weiqing aynı anda bir sürü 6-Cevherli Cennetsel Cevher Ustasını öldürmüş bir adamdı!

Shen Yi’nin Alev Bıçakları az önceki kalkanı kadar bile güçlü değildi, yalnızca 5 Yıldız Derecelendirmeliydi. Zhou Weiqing’in 10 Yıldız Derecelendirmeli Gümüş İmparator Kanat Kesiğiyle karşı karşıyayken de bunu engelleme şansı yoktu. Böylece Alev Bıçakları titreşerek ortadan kayboldu ve Zhou Weiqing’in ellerindeki yeşil ışık, hiç yavaşlamadan Shen Yi’nin bedenine ilerlemeye başladı.

“Merhamet göster!” Sahnenin aşağılarından bir kadın sesi yükselmişti.

Zhou Weiqing hiçbir zaman kolayca can alan kana susamış biri olmamıştı, hele de karşısında güzel bir kadın varken. Bu yüzden yeşil bir ışık eşliğinde bedenini hafifçe büktü ve Shen Yi’nin bedenini kıl payı ıskaladı.

Zhou Weiqing üç yard arkasında durmuştu, Shen Yi ise afallamış bir haldeydi, kolları hala gelen darbeyi durdurmaya çalıştığı pozisyondaydı.

Bir an sonra bedenini saran mor kıyafetli bir kız sahneye çıkıp Shen Yi’nin yanında belirmiş ve ona aceleyle sormuştu: “Yi Yi, iyi misin?”

Morlu genç kız, Shen Yi’den birazcık daha büyük görünüyordu, 26-27 yaşlarında olmalıydı. Onun da kısa, soluk yeşil saçları vardı, bir tık daha uzundu ve hatları Shen Yi’ye çok benziyordu. Abla kardeş oldukları çok açıktı.

Shen Yi afallamış bir halde ablasına baktı. Bir an sonra ise bedeninde bir soğukluk hissetti, kıyafetinin kol kısmı minik parçalara ayrılmış, kolları tamamen açığa çıkmıştı. Aynı zamanda göbeğini saran kısım da kesilmiş ve ince, çekici beli gözler önüne serilmişti.

“Ahh!” Shen Yi şok içerisinde bağırarak belini elleriyle kapatmaya çalıştı. Yüzü kıpkırmızı kesilirken de Zhou Weiqing’e sinirli bir bakış atmayı ihmal etmedi.

Tabii ki Zhou Weiqing’in merhamet ettiğinin farkındaydı, aksi takdirde bu darbe kıyafetlerini kesmekle yetinmez, kendisini rahatlıkla öldürürdü.  Ama onun gözünde bu da ölüm gibiydi; bunca insanın önünde göbeği açık bir kıyafetle dolaşmak çok utanç vericiydi.

Morlu kız bileklerini titreştirdi ve ellerinde bir cüppe belirterek Shen Yi’nin belini sardı. Sonra da Zhou Weiqing’e döndü. “Seni Düzenbaz! Bir kızın kıyafetlerini nasıl böyle kesebilirsin?!”

Zhou Weiqing iki kız kardeşe masum bir şekilde bakarak cevap verdi: “Ona zarar vermeden bu dövüşü kazanmak istemiştim, başka ne yapabilirdim ki? Kazandığımı kanıtlamam gerekiyordu ve buradaki kardeşlerimin gözlerine de kısa bir ziyafet çekmek istedim. Sonuçta önemli bir kısmı açıkta bırakmadım, değil mi?”

Bunu söylerken içten içe kıs kıs gülüyordu. Ama o anda Düello Köşesindeki atmosferin bir hayli garipleştiğini ve hiç kimsenin gülmediğini fark etti. Kafası karışmış bir şekilde düşünmeye başladı: Bu askerlerin hiçbiri mi bu sahneden hoşlanmadı ki?

“Sen…” Yeni cüppesiyle örtünmüş olan Shen Yi’nin yüzü öyle kırmızıydı ki kanı her an yanaklarından fırlayabilecek gibiydi. Öfkeli bir şekilde bağırdı: “Pis çürük yumurta, seni öldüreceğim! Abla, bu piçi öldürmeme yardım et! Ben… Ben…” Daha fazla burada kalamayacaktı ve yüzünü kapatarak kaçmaya başladı. Ne kadar güçlü ve yüksek rütbeli olursa olsun böyle zamanlarda kadınlığı ön plana çıkıyordu.

Zhou Weiqing sahnedeki morlu kadını tamamen görmezden gelerek geçici hakem olan Bölük Liderine döndü. “Hey, Abi, galibiyetimi ilan etme zamanın gelmedi mi? Bak, rakibim kendi isteğiyle sahneden ayrıldı bile.”

“Uhhh…” Bölük Lideri göz ucuyla morlu kadına bakıp sertçe yutkunduktan sonra büyük bir zorluk çekerek kekeledi: “Sen… Kazandın.”

Zhou Weiqing devam etti: “Doğru hatırlıyorsam, Shen Yi bana kararı kendisinin verebileceğini, onu yendiğim müddetçe tüm mücadeleleri kazanmış sayılıp Bölük Lideri olacağımı ve yirmi altın alacağımı söylemişti.”

Bölük Lideri bir kez daha morlu kadına baktı ve yüzündeki çirkin ifadeye rağmen itiraz etmediğini fark etti. Bu yüzden cesur bir görüntüye bürünüp kafasını sallayarak cevap verdi: “Evet, kesinlikle bir Bölük Lideri oldun, terfiin için rapor vermen gerekecek. Gel küçük kardeş, beni takip et de birlikte halledelim.”

Zhou Weiqing içten bir kahkaha attı: “Dur dur! Daha İleri Seviye Müsabaka yok mu? Eğer esas eğitmeni yenersem Tabur Komutanı olabileceğimi duymuştum. Abi, sen de gördün, az önce bir Tabur Komutanını sinirlendirdim, eğer aynı pozisyona ulaşmazsam ileride bana zorbalık etmez mi? On Altıncı Alayımızın esas eğitmeni nerde? Acaba gelmesini rica edebilir misin, şansımı denemek istiyorum.”

Zhou Weiqing’e göre, Orta Seviyenin en güçlü Eğitmeni 4-Cevherli ise, İleri Seviyenin Eğitmeni de 5-Cevherli olmalıydı. Yalnızca Rüzgar Niteliği kullanabilecek olmasına rağmen dikkatli olduğu sürece yenebileceğine olan güveni sağlamdı. Tabii ki gerekirse kullanabileceği gizli teknikleri de vardı.  

Bölük Lideri iç çekerek düşündü: Eğer felaketler kendi kendine gelişiyorsa onlara karşılık verme şansımız olabilir; ama biri felaketleri kendisi yaratıyorsa iş bitmiştir.

Hakem ağzını açamadan önce, sahnedeki morlu kız lafa girdi: “Meydan okumak istediğin İleri Seviye Eğitmen benim. Dövüşmek istemiyor muydun? Hadi bakalım, prosedürlere gerek yok, ne zaman istersen başlayabilirsin. Daha önce de dövüştüğün için sana bir saatlik dinlenme süresi verebilirim.”

“Ahh?” Zhou Weiqing, Shen Yi’nin ablasının esas Eğitmen olabileceğini hiç düşünmemişti. Hiçbir askerin gülmemesine şaşmamalıydı, kız kesinlikle Shen Yi’den çok daha güçlü olmalıydı. Onu gücendirmeye kim cüret edebilirdi ki? Zhou Weiqing, sonunda morlu kızı incelemeye başladı.

Shen Yi’ye çok benziyor olabilirdi ama ekstra bir kararlılığı ve ciddiyeti vardı. Yüzünün hatları keskin, ifadesi vahşiydi. Shen Yi’den uzundu, en az 1.8 metre olmalıydı; Karga kadar abartılı olmasa da etkileyici bir auraya ve gurura sahip görünüyordu. Shen Yi’yle arasındaki güç ve istikrar farkı barizdi.

Zhou Weiqing mutlu bir şekilde iç çekmeden edemedi, bugün şansı bayağı iyi gidiyor gibi görünüyordu. Daha yalnızca altıncı dövüşündeydi ama bunu kazanırsa On Altıncı Alayın Tabur Komutanı olup bin askeri yönetecekti. Bu, planını beklediğinden çok daha hızlı bir şekilde işleme koyma şansı verirdi.

“Dinlenmeme gerek yok, pek Cennetsel Enerji harcamadım zaten. Hadi başlayalım.” Zhou Weiqing bu cümleleri bir heyecan belirtisiyle sarf etmişti. Aslında Gümüş İmparator Kanat Kesiği yüksek miktarda Cennetsel Enerji harcıyordu ama Ölümsüz İlahi Teknik çoktan bu açığı kapatmış sayılırdı.

Morlu kız pasif bir şekilde cevap verdi: “Sen bilirsin, umarım bu kararından pişman olmazsın.”

Zhou Weiqing içten bir kahkaha attı: “Pişman olacak bir şey yok. Küçük kardeş kaybetti, büyük kardeş geldi. Acaba daha büyük bir kardeşiniz de var mı?”

Kız, gözlerinde beliren bir öfkeyle konuştu: “Zhou Küçük Şişman’dı değil mi… Tüm yaptıklarının bedelini ödeyeceksin. Başkalarını aşağılayan bir insan eninde sonunda aşağılanmanın tadına bakar.”

Zhou Weiqing göz kırparak yanıtladı: “Çok haklısın. Ama benim umudum senin kıyafetlerinin de kardeşininki gibi yırtılmaması. Bu arada güzel hanımefendi, size nasıl seslenmeliyim?”

#Tam düzenbaz yaa! Yine yaptı yapacağını.
Bu arada üç bölümdür başlık aynı ya, ilk bölümde başlığa bakıyorum göbeği açık kıyafet, rakibe bakıyorum ayı kılıklı, kıllı bir adam. Valla bu iş beni biraz korkutmuştu ama neyse ki sıkıntı çıkmadı 
Peki bizim dünya tatlısı düzenbazımız bu kadını da yenip çat diye tabur komutanı olur mu dersiniz?
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!