Bölüm 223: Lie Tianyang'ın Yenilgisi

avatar
3086 3

God and Devil World - Bölüm 223: Lie Tianyang'ın Yenilgisi


Çeviren: Arthas

Qing Yuan Bölgesinin dört zirve Gelişimcisinden biri olan Alev Kralı Gu bile en fazla altı ateş topu atabiliyordu. Lie Tianyang’ın elini basitçe sallayarak on rüzgar bıçağı oluşturması, savaş gücünün Alev Kralı Gu’dan çok daha fazla olduğunun göstergesiydi.

Daha korkutucu olan şey ise Lie Tianyang’ın bir yandan Rüzgar Bıçağı yeteneğini kullanırken kendisini koruyan fırtına zırhını sürdürebilmesiydi. Yue, cennetler tarafından kutsanmış Gerçek Gelişimciler dışında birinin böyle bir güce sahip olacağını sanmıyordu.

Gerçek Gelişimciler ile Gelişimcileri kıyaslamak gerekirse bir dahi ile normal bir insanı kıyaslaması bu duruma tam uyardı. Dahiler güçlü yeteneklere kolayca erişebilirken normal birinin onları yakalayabilmek için en az on kat daha fazla çaba sarf etmesi gerekirdi.

Lie Tianyang’ın gözleri öfkeden kıpkırmızı hâlde ve zehirli bir öfkeyle manyakça “Orada saklanman bir işe yaramaz seni s*ktiğimin faresi! Yeşil Kurt Dağımı yok etmeye cüret ettin! Benden merhamet bekleme! Uzuvlarını parçalayıp kurtların beslenmesi için açıkta bırakacağım!”

Bu gece öldürülen Yeşil Kurt Dağı üyelerinin tamamının kanı Yue’nun ellerindeydi. Lie Tianyang’ın üst düzey dört astından üçünü öldürmüştü. Savaşmaya çalışan Yaralıyüz’ün yanı sıra ikisini uyurken öldürmüştü. Kendisi dışarıda tutunca Lie Tianyang’ın askeri gücü bir gecede kritik biçimde düşmüştü. Lie Tianyang öfkeden kudurmak üzereydi.

“Normal kurşunlar işlemiyorsa, makineli tüfeği de deneyelim!”

Yue elini sallayarak ayaklarının altında kemik kazık oluşturdu ve en yakındaki villanın çatısına çıktı. Depolama Yüzüğünden çıkardığı QJZ8 Makineli Tüfeğini Lie Tianyang’a doğrulttu.

Fırtına Zırhı içersindeki Lie Tianyang şeytan gibi gözüküyordu. Yue’nun normalde saklandığı yere hızlıca ulaşsa da vardığında kimseyi bulamamıştı.

“Hasta La Vista, Bebeğim!”

Yue tereddütsüzce ateş açtı.

Küçük tankların zırhını bile delebilen sayısız kurşun Lie Tianyang’a doğru fırtına gibi ilerledi.

Yue kadar güçlü ve Kemik Zırh, Fare Kralın Derisi, Deniz Yılanı Derisi ve 3. Derece Koruyucu Giysiye sahip biri bile QJZ8’den gelen kurşunlara direnemezdi. Fare Kralın Derisi kurşunun delmesini önlese de darbenin etkisinin tamamen sıfırlayamazdı.

Kurşunların çoğu Lie Tianyang’ın çevresindeki Fırtına Zırhı tarafından saptırılsa da kurşunların delici gücü yavaş yavaş baskın gelmeye başlamıştı. Bazıları neredeyse Lie Tianyang’a değmişti.

Lie Tianyang’ın gözleri şaşkınlıkla dolarken elindeki ekipmanı sallayıp etrafındaki Fırtına Zırhını daha da yoğun hâle getirdi. Artık kurşunlar daha hızlı sapıyordu hedeften.

Lie Tianyang kurşunların geliş yönünden Yue’nun yerini saptayıp öfkeyle hırladı. Gözleri kan çanağına dönerken vücudundaki damarlar belirginleşti. Elindeki ekipmanı sallayıp Yue’ya doğru masmavi bir hortum gönderdi.

Hortum göründüğü anda Yue’nun Tehlike Sezgisi maksimum seviyeye ulaştı! Hemen silahını kaldırıp elleriyle başını koruyarak kenara yuvarlandı.

Sonraki anda hortum villanın çatısına ulaşmıştı. Lie Tianyang bağırarak “Patla!”dedi.

Hortum bir anda patlayarak sayısız rüzgar bıçağına dönüştü ve bıçaklar yağmur gibi yağmaya başladı.

Beş rüzgar bıçağı Yue’nun vücuduna isabet etmişti. Kemik Zırhı tamamen kesip Fare Kralın Derisinde sayısız beyaz iz bırakmıştı. Rüzgar bıçakları Yue’nun derisini kesemese de bir Muay Thai ustasının son gücüyle vurduğu bir darbe hissini arkasında bırakıyordu. İç organları sallanırken kanı düzensizleşmişti.

Bu devasa hamlenin ardından Lie Tianyang’ın yüzü bembeyaz olmuştu. Derin bir nefes aldıktan sonra etrafındaki Fırtına Zırhı sayesinde havada yükseldi.

Rüzgar bıçağı yağmuru bitince çatıdan aşağı yuvarlanan Yue hemen ayağa kalktı. Yüzündeki vahşi ifadeyle 40 tip Roket Fırlatıcıyı çıkarttı.

Silueti birkaç defa gözden kaybolduktan sonra çatının üstünde belirdi ve roketi Lie Tianyang’a çevirirken “Ağır makineli silahlar bile sana üstün gelmiyorsa bir roket gelir!”dedi.

Yue’nun elindeki roketi gören Lie Tianyang’ın yüzü solarken tüm gücünü Fırtına Zırhını güçlendirmeye odakladı.

Zırhın yoğunlaştığı anda Yue da roketi fırlatmıştı. Roket Fırtına Zırhı tarafından engellenmişti!

Fakat patlamanın yarattığı basınca dayanamamış ve ilk şok dalgası ile parçalanmıştı.

Gökyüzünden düşen Lie Tianyang ağız dolusu kan tükürdükten sonra hızlıca toparlanmaya başladı.

“Böyle devam edemem! Ölebilirim bile! Bir Gerçek Gelişimci olarak önümde harika bir gelecek var! Böyle bir yerde ölemem!”

Lie Tianyang Kıyamet Öncesinde basit, korkak bir hırsızdı sadece. Kıyametten sonra güçlerini kazandığında her şey kusursuzca ilerlemişti. Bugün ise hayatının gerçekten tehlike altında olduğunu hissettiği ilk seferdi.

Daha fazla tereddüt etmeden Fırtına Zırhını yeniden aktifleştirdi ve arkasına bakmadan kaçmaya başladı. Kısa süre sonra silueti karanlıkta kaybolmuştu.

“Kaçtı mı?”

Yue roketi yeniden doldurmuş Lie Tianyang’ı yaratıcısı ile tanıştırmaya hazırdı. Fakat adam kaçmıştı!

Yue kaşlarını çattı. Özel yeteneklere sahip Gerçek Gelişimcilerle uğraşmak gerçekten çok zordu. Ve onlardan biri kaçmaya karar verdiyse Yue’nun kovalaması tamamen boşa olurdu.

Lie Tianyang’ın kaçışı ile tüm bölgede Yue’nun katliamına direnebilecek güçte tek bir kişi bile kalmamıştı. Kemik mızrakları çatılardan atlamak için kullandı ve ana villaya doğru ilerledi.

Dört Yeşil Kurt Dağı üyesi girişten nöbet tutuyordu. Yue’nun onlara doğru geldiğini gördüklerinde kalpleri yerinden çıkacak gibi oldu ve kaçmaya çalıştılar.

Yue sol elini açıp üç kemik mızrak oluşturdu ve militanların beynini deldi, sonuncuyu ise sağ elindeki yarı makineli ile kefkire çevirdi.

Dörtlüyü öldürdükten sonra villanın içine girdi.

“Alçakgönüllükle efendimize hoş geldin diyoruz!”

Yue içeri girdiği anda smokin giyen ve arkasında garson kıyafetleri içerisinde yirmi yakışıklı erkek ve hemşire üniforması içinde yirmi güzel kadın olan kahya görünümlü bir eleman karşıladı. Herkes tek dizinin üstüne çökmüştü.

Yue kalabalığa bir göz attıktan sonra “Ben efendiniz Lie Tianyang değilim. Ayağa kalkın bir açıklama bekliyorum.”dedi.

Kahya görünüşlü eleman ve diğer kırk kişi ayağa kalktı. Kahya saygılı bir ses tonuyla “Onurlu efendimiz, Lie Tianyang’a karşı kazandığınızdan beri bizim yeni efendimizsiniz. Size sadakat yemini etmeye ve var olan tüm gücümüzle yardım etmeye istekliyiz!”dedi.

Kıyamet Gününden sonra en güçlü yumruğu atan lider olurdu. Yeşil Kurt Dağı üyelerinin dışında Temiz Rüzgar Kampının büyük çoğunluğu Lie Tianyang’a bağlılık hissetmiyordu.

Yue kahya görünüşlü elemana bakıp “Adın ne?”diye sordu.

Kahya saygıyı elden bırakmadan “Bu kölenizin adı Chen Ming.”dedi.

Lie Tianyang kendisine ‘efendi’ ve seslenen kişilerin de ‘köleniz’ olarak bahsetmesinden zevk alan bir kişiliğe sahipti. Chen Ming de Lie Tianyang’ı kızdırmak istemeyen biriydi. Şimdi bile kendisinden bu köleniz olarak bahsetmişti.

“Burada Yeşil Kurt Dağı üyeleri var mı?”

“Burası Lie Tianyang’ın özel mülküydü. Yani sadece dışarıda nöbet tutanlar vardı. Villada bizden başka kimse yok.”

Lie Tianyang çok güçlü bir yeteneğe sahipti. Yue’nun Depolama Yüzüğünde sakladığı çeşitli ateşli silahlar olmasaydı mücadele çok daha zorlu olurdu. Burası özel bir mülk olduğuna göre fazla Yeşil Kurt Dağı üyesinin olmaması akla yatkındı.

Yue a.54 tip tabanca ve iki el bombası çıkarıp Chen Ming’e verirken hafifçe “Artık yeni personellerimden birisin. Burada nöbet tutun. Sorun çıkaran biri olursa acımadan öldür.”dedi.

Chen Ming keyifle “Anlaşıldı efendim!”dedi.

Chen Ming’e görevlerini ilettikten sonra tek bir düşünce ile Tüm Bede Zırhı yeteneğini devre dışı bıraktı. White Bones beyaz bir ışık demetine dönüşerek Yue’dan ayrıldı. Diğerlerinin şaşkın bakışları altında insan formuna geri döndü.

“Burada kal ve benden başka giren biri olursa acımadan öldür.”

Villaların tam ortasında bulunan bu yer aynı zamanda Temiz Rüzgar Kampının ambarıydı. Ambarlar büyük birlikler için kritik bir öneme sahipti, bunu bilen Lie Tianyang da kaldığı villayı ambar olarak kullanamaya karar vermişti. Böylece kampı kontrol altında tutmak kolaylaşacaktı.

Yue, ambarı elinde tuttuğu sürece Temiz Rüzgar Kampını elinde tutuyor demekti. Eğer Lie Tianyang’ın arkasından gitseydi başarılı olsa bile geri döndüğünde kamp tam bir karmaşa içerisinde olacaktı ve yeniden kontrolü sağlamak zaman alacaktı. İki bin civarı kişiyi beslemek kendisine büyük bir baskı uyguluyordu. Yüzüğündeki tüm erzağı çıkarsa bile uzun süre dayanamazdı.

White Bones kafasıyla hafifçe onayladı ve sessizce nöbet tutmaya başladı.

Yue, Xiong Zheng ve diğerleri ile buluşmaya gitti.

“Kaptan Yue gerçekten bütün Dağı emrinize almak mı istiyorsunuz?”

Xiong Zheng bir anda önünde beliren Yue’ya bakarken gözleri şaşkınlık ve inanamamazlıkla doluydu.

Yanındaki dört militan da aynı ifadeye sahipti. Korunaklı bölgenin içinde iki yüzden fazla Yeşil Kurt Dağı üyesi olmalıydı. Lie Tianyang ve Wei Jie gibi uzmanlara rağmen Yue tüm kampa boyun eğdirebilmişti. Bu kısaca imkansızdı.

Yue Xiong Zheng ve Zhang Niujiang’a “Mm, adamlarınızı alıp köyün çevresinde gezinin. Durumdan istifade hırsızlık, tecavüz, birilerini öldürmeye çalışan herkesi gördüğünüz anda öldürün.”dedi.

Villa bölgesindeki yoğun çatışmanın sesleri ana köyü paniğe düşürmüştü. Bu karışıklıktan yararlanmak isteyen insanlar hemen işe koyulmuştu bile. İnsanlar bu karışıklık yerine dünyanın herhangi bir yerinde olmayı diler konuma gelmişti.

“Anlaşıldı Kaptan Yue!”

Xiong Zheng ve Zhang Niujiang cevap verirken şevkle doluydu. Böyle inanılmaz bir lidere hizmet etmek onlar için bir onurdu ve kalplerini cesaretle dolduruyordu.

Xiong Zheng ve Zhang Niujiang’ın grupları ana köye indikten sonra sorun çıkartan soyguncuları öldürmeye başladı. Kalabalıkları koyun sürüsü gibi evlerine sürüyorlardı.

Kırk kadar soyguncu öldürdükten sonra halk biraz durulmaya başladı. Çoğu insan içlerinde bir gerginlikle evlerine dönmüştü.

“Temiz Rüzgar Kampı böylece ele mi geçirildi?”

Zhuo Yatong ve diğer üç kız Yue’yu villa bölgesine doğru takip ederken gördükleri ferah ve temiz evlerle, evlerin içlerindeki onlara hizmet etmeye hazır yakışıklı erkekler ve güzel kızlar onlara gerçek gibi gelmiyordu. Daha geçen akşama kadar geleceklerini korkuyla bekliyorlardı.

Chen Ming, Yue’nun yanına gelip saygılı bir tavırla “Efendim, banyo çoktan ılık suyla dolduruldu ve sizi bekliyor.”dedi.

Chen Ming insanları okumasını bilen biriydi ve Yue’nun büyük bir savaş verdikten sonra ilk isteyeceği şeyin dinlenmek olduğunu tahmin etmişti.

Gu Manzi ve Tong Xiaoyun’un gözleri parıldadı. Çok uzun süredir kaçıyorlardı ve birkaç gündür banyo etmemişlerdi.

“Gidin ve dinlenin. Gerekli ayarlamaları Chen Ming’e bırakırsınız.”

Yue kadın hizmetçilerden biri tarafından odasına rehberlik edilmeden önce sadece bunları söyledi.

Zhuo Yatong, Yun Caiwei’yi kucaklayıp Chen Ming’e döndü ve “Ben de biraz dineleceğim.”dedi. Yun Caiwei tüm gece ayakta kalmaya çalışmaktan dolayı bayılmak üzereydi.

Chen Ming kadın hizmetçilerden birine işaret edip “Chen Lan, Leydiye 203 numaralı odasına kadar eşlik et.”dedi.

Hizmetçinin rehberliğinde Zhuo Yatong da odasına çekildi.

Tong Xiaoyun gözlerini Gu Manzi’ye dikip tatlı sesi ile “Büyük kız kardeş Gu saat çok geç oldu dinlenmeyecek misin?”diye sordu.

Gu Manzi’nin gözleri düşmanlıkla parlarken yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirip Tong Xiaoyun’un küçük göğüslerini işaret edip “Küçük kız kardeş Xiaoyun, yeterince dinlenmezsen gelişimin olumsuz etkilenebilir!”dedi.

Tong Xiaoyun’un temiz bir cildi ve elit bir havası vardı fakat göğüsleri daha tam gelişmemişti oldukça küçüktü. Gu Manzi’nin C-cup göğüsleri ile yarışamazdı.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr