Bölüm 222: Villaya Saldırı

avatar
2887 3

God and Devil World - Bölüm 222: Villaya Saldırı


Çeviren: Arthas

Militanlar arasında sadece Xiong Zheng’in iki başarılı atışı vardı. Kalanlar fazla şansı olmadığı gibi Yue gibi geceleri savaşabilme kabiliyetine sahip değillerdi. Fakat her atışlarından sonra yerlerini değiştirmeleri sayesinde korunaklı bölgeye saldıran büyük bir grup varmış izlenimi veriyorlardı. Yeşil Kurt Dağı üyelerini siperlerinde sıkıştırıp etrafa rastgele ateş etmek zorunda bırakmışlardı.

Ateş güçleri düşmanı öldürmeye yetmese de dikkatlerini dağıtıp paniğe sokarak Yue’nun işini kolaylaştırıyordu.

White Bones altı gizli nöbetçiyi daha öldürdükten sonra Yue kalanların işini kolayca bitirdi.

Kılıcının tek hamlesi ile dikenli telleri parçaladı ve yanındaki White Bones ile delicesine villalardan birine doğru ilerledi. Xiong Zheng’in verdiği bilgiler sayesinde kimin hangi villada kaldığını detaylı şekilde biliyordu. Saldırdığı villada kışla olarak kullanılan ve Yeşil Kurt Dağının üyelerinin çoğunu barındıran villaydı.

Yeşil Kurt Dağı üyeleri bile dinlenmek zorundaydı. Dışarıda devriye gezen yüz militan vardı, her nöbet değişiminde bu villada uyuyup dinleniyorlardı.

Normal bir insanda yedi kat daha fazla olan hızının sınırlarını zorlayarak yüz elli metreyi altı saniyede aşarak villanın içine daldı.

Villanın girişinde alkolün acı kokusu, ter ve garip ekşi bir koku daha havayı dolduruyordu. Yirmiden fazla kadın bitkin şekilde yerde, koltuklarda ve masaların üstünde uzanıyordu, vücutlarının üstünde beyaz yapışkan ve pis kokulu bir şey vardı.

Yeşil Kurt Dağı üyelerinin çoğu derin uykudaydı, sadece tehlike sezgileri güçlü olan iki üç kişi üstünü giyinmekle meşguldü ve Yue’yu görünce yüzleri korkuyla doldu.

Yue çoktan 05 tip Hafif Yarı Makineli Silahını çıkartıp sessizce üçünü kefkire çevirdi.

Üç kişiyi hallettikten sonra üst katlara doğru ilerledi. Villanın giriş katında olduğu gibi ikinci katında da çokça Yeşil Kurt Dağı üyesi vardı.

Yue’yu hemen arkasından takip eden White Bones girişte uyuyan insanları görünce gözlerindeki şeytani mavi alev parladı ve kemik mızrakları ile baltası ile kanlı bir katliama girişti.

Yue ikinci kata vardığında kılıcı ile kapının kilidini kesiyor ve kapıyı tekmeleyerek açtıktan sonra 05 tip Hafif Makineli Silahı ile uyuyan Yeşil Kurt Dağı üyelerinin üstüne kıyamet gibi çöküyordu. Uyanık olanlar kendisi için biraz tehlike taşısa da uykuda oldukları sürece tamamen zararsızlardı.

İkinci katı tamamen temizledikten sonra giriş katına geri döndü. Girişteki kadın erkek herkes White Bones tarafından öldürülmüştü.

Bu villanın içerisindeki herkesin ölmüş olması demek Yue’nun uğraşmak zorunda kalacağı düşman sayısının çarpıcı şekilde düşmesi demekti. Hızlıca villadan çıktılar.

Dışarı çıktıkları anda desteğe gelen birinci devriye takımı ile burun buruna geldiler. 

Yue hızlıca Tüm Beden Zırhını aktifleştirdi. White Bones beyaz bir ışığa dönüşerek Yue’nun gözleri dışında her tarafını koruyan mükemmel bir zırha dönüştü. Yue o sırada silahını kaldırıp ateş açarak dördünü öldürmüştü bile.

Diğer militanlar hemen siper alarak karşılık ateşi açtılar.

Fakat Yue’nun Tüm Beden Zırhına en ufak bir hasar bile veremediler. Yue tanka dönüşmüş bir insan gibi korkusuca kurşun ateşinin üstüne yürüdü ve gördüğü herkesi vurarak kısa sürede bütün takımı öldürdü.

Birinci devriye takımındaki herkesi öldürdükten sonra Zhang Niujiang ve ekibine baskı kuran gruba doğru ilerlemeye başladı. Temiz Rüzgar Kampının lideri Lie Tianyang ile karşılaşmadan önce bütün önemsiz üyeleri temizlemek istiyordu.

Lie Tianyang hakkında tek bildiği akıl almaz bir kuvveti olduğuydu fakat tam olarak nasıl bir seviyeye ulaştığını bilmiyordu. Lie Tianyang ile her şeyini ortaya koyarak savaşırken bir Yeşil Kurt Dağı üyesi tarafından öldürülmek istemiyordu.

Tüm Beden Zırhın koruması altında Yue silahı ile bütün militanları öldürüyordu. Büyük bir keskinlikle silahından çıkan her kurşun bir militanın hayatına son veriyordu. Yue açılan ateşlerin etkisiz olmasıyla militanların morali hızlıca düştü.

Sadece yirmi üç militan kalmışken Yue büyük bir tehlike sezdi ve üç adım geri çekildi.

Tek bir silah sesi ile Yue’nun göğüs bölgesine büyük kalibreli bir mermi isabet etti ve Fare Kral derisinden yapılmış zırhına kadar deldi. İvmesi tamamen tükenene kadar beyaz bir iz bile bırakmıştı.

Yue usta dövüş sanatçısından sert bir darbe yemiş gibi 5-6 metre geriye savruldu ve ağzından kan geldi.

Fare Kralın Derisine veya Tüm Beden Zırhına sahip olmadan o kurşun Yue’ya isabet etseydi anlamı kesin ölüm demek olurdu. Tüm Beden Zırhı, Fare Kralın Derisi, Deniz Yılanı Derisi ve 3. Derece Koruyucu Giysiye sahip olmasına rağmen ağır şekilde yaralanmıştı. 49 puan kuvveti olmasaydı bu koruma katmanlarına sahip olsa bile en az birkaç kemiği kırılırdı.

Yue uçarak gönderildiği anda kurşunlar üstüne yağmur gibi yağdı fakat tamamı Tüm Beden Zırhına çarpıp geri sekti.

“İyi bir nişancıymış, dikkatsiz davrandım.”

Yue üstüne yağan kurşunlara rağmen ayağa kalkıp bir köşede siper aldı ve Hayat Kurtaran Bitkiden biraz yutarak yaralarını iyileştirmeye başladı.

Tüm Beden Zırhını kontrol ettikten sonra Yeşil Kurt Dağı üyelerini olabilecek en kısa sürede indirmenin en iyisi olacağına karar verip tekrar mücadeleye atıldı. Kurşun yağmuruna göğüs gererek militanları öldürerek kendine bir yol yapmaya başladı. Öldürme hızı çok fazlaydı fakat bu hız militanlar arasında olan bazı Gelişimcilerden gelen saldırılara açık bırakıp birkaç küçük yara almasına neden olmuştu.

“Hâlâ ölmedi mi? Ne canavar ama!”

Özel Yeşil Kurt Dağı Birliğinin lideri Wei Ji adında bir Gelişimciydi. Villaların birinde gizlenmişti ve 3. Derece Yetenek Uzman Keskin Nişancı yeteneğine sahipti. Yue’yu vurduktan sonra bile ayağa kalkıp görüş alanından çıkacak şekilde siper aldığını görünce soğuk bir nefes almaktan başka bir şey yapamamıştı.

Uzak mesafede Wei Ji keskin nişancılık yeteneğine sonuna kadar güveniyordu. Temiz Rüzgar Kampında Lie Tianyang dışında rakibi yoktu. Fakat kısa mesafede o kadar da iyi değildi. Herhangi dört kişi onu kolayca indirebilirdi.

“Keskin nişancıdan kurtulmalıyım!”

Yue etrafa bir göz attıktan sonra sokak lambalarını patlatmaya başladı.

Sürekli yankılanan silah sesleri sonucunda Yue ve diğerlerinin bulunduğu sokaktaki tüm lambalar sırayla patladı. Ve etraf karanlığa gömüldü.

“S*kerler!”

Wei Ji sokaktaki lambaların patladığını görünce sesli şekilde küfretmek dışında bir şey yapamazdı. Normal koşullar altında bin metre menzilindeki bir kürdanı vurabilecek bile olsa bir şey göremediği sürece yüz metre içerisindeki Yue’ya bir şey yapamazdı. Karanlık keskin nişancıların en büyük düşmanıydı.

Wei Ji hızlıca Barret Keskin Nişancı Tüfeğini topladı ve villadan ayrıldı. Sabah olsaydı yetenekleri ile Yue’ya büyük bir baskı kurabilirdi fakat gecenin karanlığında aynı yerde durmak ölüme kucak açmak ile aynı şeydi.

Sayısız lamba Yue’nun atışları sonucunda patladı ve tüm korunaklı bölge karanlığa büründü.

Karanlıkta Yue sudaki köpekbalığına dönüşüyordu. Ölüm meleği gibi gittiği her yerde militanları katlediyordu.

Yeşil Kurt Dağı üyelerinin tamamı karanlığa hazırlıksız yakalanmıştı. Paniğe kapıldığı anda Yue’nun işini daha da kolaylaştırmışlardı.

“Ne tür bir aptal benim Temiz Rüzgar Kampıma gelip böyle davranmaya cesaret edebilir!?”

Yue son beş militanı da öldürmek üzereyken sinirli bir kükreme merkezdeki villadan duyuldu. Siyah kıyafetli, yeşil şapkalı, yeşil pelerinli ve yeşil çeviklik botları olan bir adam villadan fırlayıp elindeki yeşil ekipmanla Yue’ya doğru bir meteor gibi atıldı. Bu kişi belli ki Lie Tianyang’dı.

(Arthas Notu: Başkan Green Lantern stüdyosu karşı taraftaydı.)

Dışarıda nöbet tutanlar dışında bütün militanlar Yue tarafından öldürülmüştü!

“P*ç! Ölümle dans ediyorsun!”

Lie Tianyang öfkeli şekilde Yue’ya doğru ilerlerken etrafında bir hortum oluştu ve hızını en az üç kat arttırdı. Birkaç nefeslik sürede yüz metreyi aşıp Yue’ya ulaşmıştı bile!

Yue sakince üstüne gelmekte olan Lie Tianyang’a bakıp Yarı Makineli Tüfeğini kaldırıp ateş açtı.

Kurşunlar Lie Tianyang’a çarpmadan önce etrafındaki hortum tarafından etrafa saçıldı.

“S*kik karınca seni! Bana böyle hasar verebileceğini mi sanıyorsun! Derini canlı canlı yüzeceğim senin!”

Lie Tianyang zalimce gülümserken elindeki yeşil ekipmanı Yue’ya doğru salladı.

Aniden çeliği bile kesebilecek keskinlikte rüzgar bıçakları Yue’ya doğru fırladı.

Yue’nun Tehlike Önsezisi çılgınca alarm verirken yüzü değişti ve hemen darbeden kaçınmak için harekete geçti. Rüzgar bıçakları o kadar hızlıydı ki Yue bile iki tanesinden kaçamamıştı. Bıçaklar Tüm Beden Zırhını delip Fare Kralın Derisinde bile beyaz çizgiler bırakmıştı. 

“Çok güçlü! Lider olmasına şaşmamalı! Acaba o da mı bir Gerçek Gelişimci?!”

Yue kendi kendine düşünürken kaşları çatılmıştı.

Yue her zaman kendini ön saflara atar en tehlikeli zombiler ve yaratıklarla savaşırdı. Bu şekilde bugün olduğu 35. Seviyeye ulaşmıştı. İnsanların çoğuna göre çok güçlüydü.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44346 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr