Bölüm 177: Şehre Giriş

avatar
3574 3

God and Devil World - Bölüm 177: Şehre Giriş


Çeviren: Arthas

Düzenleyen: Hedera

Yüz bin zombi ve birkaç bin zombi arasında çok fark vardı. Ayrıca bu yüz bin zombinin komutanı da bulunuyordu.

Z1 zombinin yönettiği beş bin kişi kadar olan Büyük Uçurum Köyünün zombileri bile Yue’nun başını oldukça ağrıtmıştı. Fakat bu sefer karşılarındaki düşman yüz bin zombiydi. Önlerindeki savaşın verdiği baskı çok büyüktü.

Lu Wen suratını asarak “O zaman Ji Qing Wu neden seninle gelebiliyor?”dedi.

Yue, Lu Wen’in yanağını sıkarak “Ji Qing Wu’nun gücüne ilk elden şahit oldun. Savaşta kendi başının çaresine bakabikir. Tehlikeli bir duruma düşse bile kaçabilir. Bu yüzden benimle gelebiliyor.

Ji Qing Wu kılıç kullanmada çok yetenekliydi. Yue’nun saflarına katıldıktan sonra sık sık zombilerle savaşacak fırsat bulup kendini geliştirmişti. Şuan Yue’nun saflarındaki en güçlü üçüncü kişiydi.

Yue, Lu Wen’i ve Gou Yu’yu alınlarından öpüp “Hadi uyuyalım.”dedi ve gözlerini kapattı. Yatağında üç güzellik bulunsada sevişecek modda değildi. Yakın gelecekteki savaş için staminasını saklaması gerekiyordu.

Gou Yu uyuyan Yue’ya bakıp “Güç. Yanında savaşabilecek güce sahip olsaydım ne güzel olurdu.”dedi.

Sonraki günün sabahında iki PSA, silahlı beş askeri jeep, iki namlulu 14.7 kalibreli silahla donatılmış bir araç, yedi kamyon, bir tanker ve altı otobüs Long Hai Kampına doğru yola çıktı.

Gökyüzünde Greenie, olası tehlikeler için etrafa bakınıyordu.

Yue bu sefer, seçkin güçlerinin ve elindeki mühimmatın yarısından fazlasını yanında götürüyordu. Yüz bin zombilik bir ordunun şakası yoktu. Biraz bile hafife alırlarsa herkes ölürdü.

Tabiki Yue güçlerini bedavaya kullandırtacak kadar aptal değildi. Orada bulunduğu süre boyunca Long Hai Kampının kuzey kapısı ve çevresi onun denetiminde olacaktı. Tüm askerleri sorunsuzca kampa giriş yaptı.

Fakat Anka Kuşu Sokağı çevresine kum çuvalları ve dikenli teller serilmişti. Burası Yue’nun güçlerinin alanını belirliyordu.

Long Hai Kampı,Yue’nun gücünü kullanıyor olabilirdi fakat aynı zamanda ona karşı korunmak zorundaydı. Eğer üstlerine gelmekte olan büyük bir zombi ordusu olmasaydı, Yue’nun kuvvetlerinin kamp sınırları içine girmesine asla izin vermezlerdi.

Yue arabadan indiği anda Chen Shitou’nun yanına gidip “Durum ne? Zombilerin gelişine ne kadar var?”diye sordu.

Chen Shitou’nun gözlerini son birkaç gündür iyi uyuyamamaktan kan çanağına dönmüştü. Yue’nun sorusunun üstüne sanki bunu bekliyormuşcasına “Bize doğru geliyorlar fakat hızları çok yavaş. Böyle giderse on gün sonra bize ulaşırlar.”dedi.

 Chen Shitou’nun sözlerini duyunca Yue’nun kaşları çatıldı.

Shang Lin Bölgesi, Long Hai Kampına yaklaşık yüz kilometre uzaklıktaydı. Zombilerin hızları çok yavaş olsa da dinlenmeden hatta yorulmadan ilerliyorlardı. Gelmeleri on günden kısa sürmeliydi.

Yue, düşüncelerinden sıyrılıp “Fiziksel yeterliliğe sahip kaç kişi alabildin?”diye sordu.

“400”

Shang Lin Bölgesinden gelen zombi ordusunu duyunca Chen Shitou büyük bir işe alım başlatmıştı. Kısa bir süre eğitim alıp zombilerle savaşmaya gönderilecekleri için fiziksel yeterlilik ön planda tutulmuştu.

Kıyametten sonra erkekler ve kadınlar çok değerli hazinelerdi. Kadınlar geleceği oluştururken erkekler şimdiyi güvenceye alıyordu.

Kadınlar erkeklerin yapamadığını yapıp, çocuk doğurabiliyordu. İnsan nüfusunun artması gelecekte insan ırkının devam etme şansını arttırıyordu.

Erkekler ise yaratılış olarak kadınlarda daha güçlü ve agresifti. Savaşmaya kadınlardan çok daha uygunlardı. Şuanda savaşa girecekleri için Chen Shitou fiziksel yeterliliği yüksek olan erkekleri tercih etmişti.

Yue “Topladığın insanlara önce bir yemek yedir. Ardından gerekli ayarlamaları yaparak olabildiğince hızlı onları eğitmeye başla. Fazladan ekipmana ihtiyaç duyarsan Wang Shuang’dan iste.”dedi.

Eğitildikleri zaman, dört yüz erkek zombilere karşı oldukça büyük bir güç hâline gelecekti.

Chen Shitou “Anlaşıldı!”dedikten sonra “Bu akşam Özelleştirilmiş Bölgede çeşitli güçlerin liderlerinin de katılacağı önemli bir toplantı yapılacakmış. Lei Cheng bir davetiye gönderdi ve katılmanı dilediğini bizzat kendisi söyledi. Gelen zombi ordusu hakkında önemli kararlar verilecekmiş.”diye devam etti.

“Anladım. Katılacağımı bildirmek için birilerini gönder.”

Yue, Chen Shitou ile olan işini bitirdikten sonra Greenie’ye doğru ilerleyerek kuşun üstüne oturdu.

Greenie annesi ile karşılaştıralamasa da hâlâ kanat açıklığı on beş metre olan devasa bir canavardı. Bir kişiyi taşıması hiç de sorun değildi.

Yue, Greenie’ye havalanması için işaret verdiğinde yeşil kuş hiç zaman kaybetmeden yükseldi. Gittikleri yön Shang Lin Bölgesiydi.

Chen Shitou dışarıdan göstermese de Yue’yu kıskanmıştı. O da büyülü bir hayvan istiyordu ve bunun için elinden geleni yapacaktı. Greenie’ye bir kez daha baktıktan sonra yeni bulduğu dört yüz erkeğe doğru ilerledi.

Dört yüzünün de bir elinde un çorbası kasesi diğerinde buğulanmış çörek vardı. İştahla yemeklerini yiyorlardı.

Chen Shitou yemek yiyen insanları bir süre seyrettikten sonra “Yemeğinizi bitirmeniz için otuz saniyeniz var. Ardından burada toplanacağız!”diye bağırdı.

Chen Shitou’nun sözlerinden sonra dört yüz erkekte yemeklerini bitirmek için yarışa girdi. Otuz saniyede her şeyi silip süpürmüşlerdi.

Shang Lin Ambarının yağmalanmasından sonra hayat kaliteleri çok da artmamıştı. Yedikleri lapa biraz daha yoğundu o kadar.

Shang Lin Ambarı yağmasından sonra ele geçirdikleri buğdayın dörtte biri bile on bin kişiyi iki yıl boyunca rahat beslerdi. Fakat kıyamet sonrasında üretim çarpıcı bir şekilde düşmüştü ve ellerindeki her tohum mahsül vermiyordu. İnsanoğlunun geleceğin güvence altına almak için devlet tahılları dağıtmamayı daha uygun bulmuştu. Hatta üst kademelerden birkaç kişi insanlar iyi beslenirse onları yönetmek zorlaşır diye lapanın eski hâline döndürülmesini bile teklif etmişti.

Long Hai Şehrindeki çoğu kişi hâlâ açlıktan kırılıyordu. Yue’nun yeni aldığı dört yüz erkeğin elindeki un çorbası ve buğulanmış çörek bile günlük yemekleri olan lapadan çok daha lükstü. Böyle bir şansın ellerinde kayıp gitmelerine izin vermeyecekleri için olabildiğince hızlı yemişlerdi.

Chen Shitou elini sallayınca birkaç asker pala ve kalkanlarla dolu el arabalarını alana getirdi. Üst üste yığılan eşyalardan küçük bri dağ oluşmuştu.

Alana getirilen dört yüz pala ve dört yüz kalkanın tamamı Büyük Uçurum Köyünde yapılmıştı. Yue orayı ele geçirdiğinden beri çelik fabrikası bir gün bile durmamıştı.

“Hepiniz bir pala ve bir kalkan alacaksınız. Düzenli bir şekilde gelin.”

Bu çömezler getirilen eşyaları ilk gördüklerinde şaşırsalarda tereddütsüz bir şekilde ileri adım attılar.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44354 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr