Famael korkulu bir şekilde : Ga-garethy! Burada ne işi... ha? dedi ve etrafına baktı. Az önce gözünün önünde bıçak sallayan Garethy bir anda yok olmuştu. Gallon'un yanına gitti.

Famael : Gallon, iyi misiniz?
Gallon : Biz iyiyiz de şu yangı- ha? dedi ve etrafına baktığında yanan herhangi bir yer göremedi.
Sayce, bir seyircinin cebinden telaşla çıktı : GALLON! SANIRIM İŞE YARAR Bİ- ha? diye kaldı. "Gallon, yangını nasıl söndürdün?" diye ekledi.
Gallon : Ben söndürmedim ki. Nasıl söndü ben de bilmiyorum.
Famael : Her neyse! Şimdi buradan hemen gitmeliyiz. Garethy tekrar geldi ve ben ve Ares ve ben ve Ares mi? Ares nerde bu arada? Gallon ve Sayce, etraflarına baktılar ancak onlar da Ares'i göremediler. Tepelerine baktıklarındaysa çatıda, binlerce Garethy ölüsü gördüler. Famael çığlıklar atarak Gallon'a sarıldı.

(Bölüm Müziği : youtube.com )

Famael : G-g-gallon? B-bu Garethy!
Gallon : Ee-e-evet bu o. Hatta onlar.
Sayce : O öldüğüne göre seyirciler nasıl hala donuk durumdalar? derken seyircilerin hepsi aynı anda yere düştüler ve anında öldüler.
Cesetleri gören Famael, yerinden sıçradı : Bunlar.. ÖLÜLER!
Gallon : N-n-nası?
grup şok olmuşken kapıdan rüzgar gibi bir şey geçti. Toz duman altında kalan kapıda bir siluet belirdi. Bu, koşmaktan bitmiş bir Satarouydu. Grup aynı anda "Satarou!" diye bağırıp hemen yanına koştular.
Satarou : Siz iyi misiniz?
Gallon : Asıl sen iyi misin? Yorgunluktan bitmiş gibisin.
Satarou : Köydeki herkes bir anda baygınlık geçirip öldüler. Ben de hemen sizin yanınıza geldim. Şükürler olsun ki iyisiniz.
Famael : Biz iyiyiz de şu odanın haline baksana, herkes burada da öldü.
Satarou : Bulaşıcı bir hastalık... desem çok klişe durur.
Sayce : Hem nasıl bir hastalık aynı anda koca bir köyü öldürebilir?
Famael : Sadece onunla da sınırlı değil. Yukarıya baksana Satarou.

Satarou tavana baktı. Çatı delik deşik olmuş ve ölü bedenlerle kaynıyordu.

Satarou : Bunu kim yapmış olabilir?
Famael : Bilmiyoruz. Hem diğer arkadaşımız da kayboldu.
Gallon : Toby'i buldun mu?
Satarou : Hayır, onu da daha bulamadım.
Sayce : Burada gerçekten noluyor? derken Famael araya atladı :
Yanık kokusu mu alıyorum?
Satarou : Evet. Ben de alıyorum. dedi ve kapıdan baktığında tüm köyün alevler içerisinde yandığını gördüler.
Famael : HAYIR! KAÇMALIYIZ!
Gallon : Toby ve Ares olmadan olmaz. Hala yaşayıp yaşamadıklarını bilmiyoruz.
Satarou : Ben gidip getiririm.
Gallon : Olmaz, çok tehlikeli.
Satarou : Ben hallederim. Siz arkamı toplayın ve bu köyü derhal terk edin. der demez koca bir toz bulutu çıkardı ve yanık odun ve evlerin arasına atlayıp gözden kayboldu.
Sayce : Peşinden gitmeliyiz.
Gallon : Yapamayız.
Famael : Sadece ayak bağı oluruz. Tek yapabileceğimiz bu köyü bir an önce terk etmek. dedi ve grup hızlıca daha yangının ulaşmadığı çıkıştan köyden çıktılar. Köyün az ilerisindeki bomboş bir ovaya gittiler.

*Başka Bir Yerde...*
Sadece pembe saçları görünen ve ağzını siyah bir maskeyle kapatan kadın : Onu getirdin mi?
Başka birisi : Evet. Şimdi ne yapmalıyız?
Kadın : Buraya bırakın. Onunla bir işim var.

Famael : Köye baksanıza! Cayır cayır yanıyor!
Gallon : Maalesef elimizden bir şey gelmiyor. Güneş de batmaya başladı.
Sayce : Bir dakika, biz bu köye gelirken akşam değil miydi?



*Başka Bir Yerde...*
Sadece beyaz meşalelerin loş aydınlattığı bir odada meditasyon yapmakta olan beyaz sakallı, pek yaşlı görünen; üstüne mavi-beyaz gecelikleri giymiş bir dede göründü. Yüzü bir anda buruştu. Meditasyon yaptığı yerdeki mumlar kıpkırmızı kesildiler. Yerde, mumların tabanlarıyla birbirlerine çizilen kırmızı yıldız şeklinde bir motif çıktı.


Gallon : Ares acaba nerededir?
Famael : Garethy'i öldürüp yangını görüp çoktan kaçmış olmasın?
Sayce : O, böyle biri değil.



*Başka Bir Yerde...*
Kırmızıların içindeki o kız ruh, bulunduğu gökyüzüne doğru bakıyordu. Gökyüzü bir anda karardı ve kız, kararlı bir şekilde başıyla onaylama işareti yaptı.


Gallon : Ayrıca burası nasıl bu kadar düz? Biz ormanlık bir alandan geldik.
Famael : Geldiğimiz o dedeye çıkan yol da yok.



*Başka Bir Yerde...*
Çift kılıcı sırtında bir siluetle yanında uçmakta olan küçük perimsi bir siluet belirir. Işık, önden vurduğu için arkaları ve yüzleri tamamen kapkaranlık ve görünmez.
Peri : Bunu yapmak zorunda değilsin.
Kılıçlarından birini çekip önüne doğru tutarak : Onlar bir kere bizi kurtardı. Sıra bizde.



Sayce : Etrafta ağaç benzeri hiçbir şey yok. Sıcaktan pişeceğiz.
Gallon : Haklısın, bir yer bulmaya gidelim.
Famael : Güneş, bedenimi yakmıyor?



*Başka Bir Yerde...*
Tahtta oturan cismin önünde eğilen mızraklı bir adam : Efendim.. vaktinin geldiğini düşünmüyor musunuz?
Cisim : Birazcık bekle... neler olacak, görmek istiyorum..


Famael : Umarım Ares iyidir...