Bölüm 22: Adahan Köşkü, Kırmızı Gül Merhemi

avatar
404 3

En Güçlü Olacağım! - Bölüm 22: Adahan Köşkü, Kırmızı Gül Merhemi


***

 

Akhan, Beyaz Hükümdar’a bir bakış attıktan sonra arkasını döndü ve arenadan ayrıldı. Giderken muhasebeden ödüllerini almayı unutmadı. Çok düşük seviyede ve seyirci az olduğu için sadece iki gümüş kazanmıştı. Ancak asıl kazancı Beyaz Hükümdar’ın yaptığı aptallıktan kaynaklanıyordu. Şu anda yüz iki gümüşü vardı. Ve bahisten kazandıkları da dahil olunca 117’ye yükseliyordu.

 

“Artık kısmen fakir değilim. Bugün güzel vurgun yaptım. Şimdi gidip de vücut merhemi alma zamanı…”

 

Vücut merhemleri yapan kişilere Otacı denirdi. Bu kişiler şifalı bitkilerde engin bilgilere sahip doktorlar olurdu. Garip arıtma yöntemleri ile arıttıkları bitkileri, merhem/ilaç haline getirir ve satardı. Oldukça nadir olmasına rağmen kazandıran bir meslekti. Silah ve hazine dövmek de uzmanlaşmış Tarhan’ların yanında, Savaşçıların en büyük destekçileri olurdu.

 

Akhan elindeki parayla bir adeta vücut merhemi alabileceğini düşünüyordu. Birinci sınıf vücut merhemi şimdilik yeterli olurdu. Tüm vücudunu güçlendirmesi Lanetli Dokunuş’un etkisini artıracaktı. Böylelikle, iki kat verim alacaktı.

 

Akhan, Ayçin Hanım sokağında büyük bir işletme olan Adahan Köşkü’ne geldi. Adahan Köşkü, Dağların Tanrısı Adahan’ın ismini almıştı. Gökyüzü Kağanlığı’nda doğa oldukça saygı duyulan bir alandı. Nehirlere, yıldızlara, dağlara, arazilere özel anlamlar yüklenir ve saygı duyulurdu. Adahan ise, en kutsal görülen arazilerden birisi olan Dağların Tanrısı’ydı! Birçok savaşçı bu tanrıya inanılmaz bir saygı duyardı.

 

Akhan Adahan Köşkü’nün önündeki kalabalığı görmezden gelerek içeriye girdi. İçeri girdiğinde rahatlatıcı bir toprak aurası vücudunu gıdıkladı. Bu aura öyle rahatlatıcıydı ki, Akhan zihninin sakinleştiğini ve kötücül duygulardan arındığını fark etti.

 

Köşkün içi oldukça pahalı olan heykellerle döşenmişti. Buranın görevlisi olan kişiler sürekli müşteriler ile ilgilenmek için hareket ediyordu. Hepsinin üzerinde açık yeşil şeritlerle süslenmiş beyaz cüppeler vardı.

 

Akhan içeriye girdikten sonra ak saçlı ve sakallı yaşlı bir adam onun yanına geldi. Adamın vücudu kamburdu ama gözlerinde delici bir bakış vardı. Üzerindeki kıyafet diğer görevliler ile benzerdi ancak sağ göğsünde diğerlerinden farklı olarak iki yıldızlı bir rozet vardı. Bu onun kimliğini belli ediyordu.

 

“Hoş geldin, Küçük Bey. Arzu ettiğin bir şey mi var? Yardımcı olabilirim.”

 

Akhan ellerini birleştirdi ve kafasını hafifçe eğerek saygısını gösterdi. “Hoş buldum Yaşlı Amca. Vücut Geliştirici Merhem almak istiyorum. Birinci seviye olması gerekiyor.”

 

“Anladım, lütfen beni takip et.” Yaşlı adam arkasını döndü ve ilerlemeye başladı.

 

Akhan’da etrafı incelerrken onu takip etmeye başladı. Adahan Köşkü oldukça zengin bir mimariye sahipti. Altın renginde desenlerle süslenmiş duvarlara ve zengin bir Buyan enerjisine sahiplerdi. Burada birkaç meditasyon yaparsa, dışarıya göre iki kat daha fazla gelişirdi.  

 

Yaşlı adam bir dakikalık bir yürüyüş ardından, yeşil renkli tahta bir rafın yanına geldi. Rafın üzerinde bir yumruk büyüklüğünde cam şişeler bulunuyordu. Hepsinin rengi farklıydı ve farklı yoğunluklarda bulunuyorlardı. Yaşlı adam rafın en üstünde bulunan su yeşili rengindeki şişeyi ve birkaç şişe yanında bulunan kırmızı renkli şişeyi aldı. Bunların içinde yeşil ve kırmızı renkli merhemler bulunuyordu.

 

“Bunlar,” Yaşlı adam elindekileri Akhan’a verdi. “Kırmızı olan Kırmızı Gül Merhemi olarak bilinir. Son zamanlarda en çok sattığımız üç merhem türünden birisidir. Vücudu sertleştirmek ve hassasiyeti artırmak için birebirdir. Fiyatı; 100 Gümüş.”

 

Akhan şişeyi incelemeye başladı. Adından da anlaşılacağı üzere kırmızı renkliydi. Hafif parlak ve oldukça pürüzsüz gözüküyordu. Şişenin mühürleme gücü yüzünden kokusu dışarı çıkmıyordu ama Akhan güzel koktuğunu düşünüyordu.

 

“Diğer merhemi de görebilir miyim?”

 

“Tabii ki.” Yaşlı adam yeşil renkli merhemi uzattı. “İsmi Yeşim Yılan Merhemi. Diğer merhemlerden farklı olarak, bitki değil – hayvan kullanılmıştır. Son derece özel bir yöntem izlenmiştir. Oldukça zor yapıldığı bir gerçek. Orijinal merhemin fiyatı 400 altın ama bunun etkisi düşürüldüğü için 120 gümüş değerindedir. Vücudu beslemek için yaratılmıştır. Kısaca kullandığınızda vücudunuz saflaşacak ve kirlerden arınacaktır. Bu gelişim hızınızı artıracağından, normalden çok daha hızlı seviye atlayabilirsiniz.” Yaşlı adam yeşil merhemi verdi ve kırmızıyı geri aldı. “Doğruyu söylemek gerekirse, şu anki seviyeniz için tavsiye ettiğim bir merhem değil.”

 

“Nedenmiş?” Akhan sordu. Merhemin özellikleri yüzünden şaşkındı. Bu en çok ihtiyacı olan türdendi!

 

Yaşlı adam iç çekti. “Dürüst olacağım; Bu merhemin besleme ve arındırma gücü, orjinalinin 100/1’i bile değil. Son derece önemsiz bir arındırma oranına sahip. Seviyendeki kişiler, vücutlarında birçok kire sahip olur. Bunları çıkarmak istiyorsan, çok daha kaliteli bir merhem almalısın. Aksi takdirde, bu merhemi uyguladığında ters etki yaratır ve vücuduna bir kir olarak girer.”

 

Akhan kafasını eğdi ve bir süre düşündü. On saniye sonra kafasını kaldırdı ve Kırmızı Gül Merhemi’ni alacağını söyledi. Yaşlı adam satışı onayladı ve Akhan’ı kasaya götürdü. Kasa da oldukça sıra vardı ama yaşlı adam bunları umursamadan Akhan’ın işlemini halletti. Yaşlı adam, kırmızı renkli bir paket çıkardı ve şişeyi onun içine sardı. Ardından bir not kağıdı aldı ve üzerine bir şeyler yazdı. Son olarak da beyaz renkli, pürüzsüz bir tahtayı içine koydu ve Akhan’a teslim etti. Akhan’da 100 gümüşü ödedi.

 

“Bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederim.” Yaşlı adam Akhan’ı kapıya kadar uğurladıktan sonra elini sallayarak uğurladı.

 

Akhan elindeki kırmızı renkli paketle kalabalığın arasında kayboldu.  

 

***

 

Birkaç saat sonra Akhan evine girdi ve derin bir nefes çektikten sonra aldıklarını yatağının üzerine fırlattı. Adahan Köşkü’nden sonra Tarhan Birliği’ne gitmiş ve alabileceği silahlara bakınmıştı. Buyan Silahları olarak geçen silahlar ilgisini çektiğinden bir saat boyunca onları izlemişti ama sadece izlemekle yetinmişti. Çünkü en ucuz silah bile iki yüz altından başlıyordu ve bu sadece 1. Sınıf Buyan Kılıçları için geçerliydi.

 

Buyan Silahları, buyan enerjisini kullanan özel silahlara denirdi. Tarhan’lar tarafından özel arıtma ve dövme yöntemleriyle dövülürlerdi ya da doğada kendiliğinden oluşurlardı. Doğada oluşanların fiyatları astronomik değerlere erişiyordu. Kuçkar Şehri’nde bir tane bile yoktu.

 

Akhan bir süre kendini yatağa bırakıp günün yorgunluğunu attı. Dövüş sanatları belirli bir kalıbı izliyordu. Çok farklı hareket kombinasyonları olsa da özünde hepsi aynı hareketlerden oluşuyordu. Bunlara uygun savaş tekniklerini inceledikten sonra kendisine bir savaş tekniği oluşturabilirdi. Ancak bunun için ya çok zengin olmalı ya da bir okulun himayesi altına girmeliydi. Çünkü savaş teknikleri inanılmaz pahalıydı. Akhan bunları karşılayacak kadar zengin değildi.

 

Akhan bir saat sonra yatağından kalktı ve Adahan* Köşkü’nden aldığı merhem paketini açtı. Yaşlı adam merhemin yanında birkaç şey daha vermişti. Akhan bunların ne olduğunu biliyordu.

 

Verdiği not kağıdında bu merhemi nasıl kullanacağı ve nelere dikkat etmesi gerektiği yazıyordu. Verdiği beyaz renkli tahta da bu merhemi sürmek için kullanması gereken aletti. Bu alet sayesinde, Kırmızı Gül Merhemi’ni eline aldığında elinde sıkıntılar oluşmayacaktı.  

Akhan not kağıdında yazılanları okuduktan sonra hazırlanmaya başladı. İlk önce vücudunu soğuk suyla temizleyecekti. Bu vücudunun üstündeki tozları ve kirleri giderecek, Kırmızı Gül Merhemi için uygun bir zemin hazırlayacaktı. Ayrıca soğuk su sayesinde vücudundaki gözenekler açılıyor ve gevşiyordu. Bu da merhemin sindirilmesini kolaylaştırıyordu.

 

Soğuk suyla temizlendikten sonra çıplak bir şekilde ayakta durdu ve merhemi büyük bir kaseye koydu. Merhem yumruğu kadar anca büyüktü ve bu yeterli gelmezdi. Lakin, zaten kullanılırken suyla yumuşatacaktı. Akhan iki kaşık soğuk su koyduktan sonra merhemi karıştırmaya başladı. Kısa süre sonra odayı hoş bir gül kokusu sardı ve Akhan’ın vücudunu rahatlattı.

 

Akhan merhemin kıvama geldiğini anladı. Artık daha yumuşaktı. Sıra sürmeye gelmişti. Akhan beyaz tahtaya sürdüğü merhemi ilk önce gövdesine, ardından bacaklarından yukarıya doğru sürdü. Kırmızı Gül Merhemi boyundan yukarıya sürülmüyordu. Bu yüzden Akhan’ın kafası haricinde her yeri kremsi kırmızı rengine büründü.

 

Akhan birkaç dakika ayakta bekledikten sonra yerde bağdaş kurdu ve meditasyona başladı. Merhemin dış katmanı katılaşmış olmasına rağmen, iç kısmı hâlâ soğuk ve akışkandı. Akhan meditasyona başladığı anda merhemin iç katmanı hızla vücuduna girmeye başladı.  

 

Akhan soğuk denizde yüzdüğünü hissetti. Ama bu onu rahatsız etmedi. Eşlikçi Ruhu yüzünden soğuktan hoşlanıyordu. Bu soğuk onu rahatlattı.

 

Derisinin üzerindeki merhem sürekli hareket etti ve Akhan’ın derisinin içine girdi. Zaman yavaş yavaş geçti. 


***


*Türk ve Altay mitolojisinde Dağ Tanrısı. Atagan Han ve Adagan Han diye de seslenilir. 


Otacı: Şifalı bitkiler ile iyileştiren Doktorlara verilen bir isim.

Tarhan: Demirci ve diğer zanaatkarlara verilen isim.

Uçmağ: Cennet


Buyan: Tengricilk'te, insanların Gök'e dua ederek elde ettiklerine inandıkları ilahi enerji, güneşin nerede durduğuna göre değişir.

Mümkün olduğunca Göktürkler ve  Türk Mitolojisi'nden ilerleyecek bir seridir. Yakında düzene oturtacağım.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44722 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr