Bölüm 972: Durdurulamaz

Editör: Fullbringer

“Haha, bu adama inanabiliyor musun?” Birçok kişi Li Qiye'yi duyduktan sonra kahkaha attı.

"Ne küstah bir aptal... Kızıl Gece çift imparatora sahip bir miras ve on tek parmakla öldürebilir." Chi Tianyu bir onur koltuğunda otururken dudak büktü.

Aynı bölgeden bir Kan Okul Lideri soğukça konuştu: "İnsan küçükler bu günlerde gerçekten çok küstah. Koyu Kırmızı Toprakları hala kendi bölgeleri mi sanıyor? Hmph, bir insan karınca olmasına rağmen bizim Kan Irkımızın prestijine karşı gelmeye cüret ediyor!"

"Ekselansları, bence bu böceği bu kadar çabuk öldürmemize gerek yok. Gelişimini yok edip tendonlarını koparalım. Ardından onu Kutsal Şehrin dışına asıp Kan Irkımıza meydan okuyanlara ne olduğunu herkesin görmesini sağlayalım!" Başka bir Kan Uzmanı konuştu

"Li Qiye, iyi dinle." İmparatorluk tahtında oturan Chi Zixian, Li Qiye'ye baktı: "Bugün burayı canlı terk etmeyi hayal bile etme!”

Elini kaldırdı ve çınlama sesleri duyuldu. Krallığın iki tarafındaki uzmanlar kılıçlarını kaldırıp parıltıları ile göğü aydınlattı. Silahlı uzmanlar Li Qiye'yi sardı.

“Geliyor.” İzleyenler bu saldırıya yakalanmamak için hızlıca geri çekildi.

Ye Chuyun, Li Li Qiye'nin önüne çıktı. Çevreye baktı ve konuştu: "Hepiniz birlikte gelin, böylece sizi takip etmek için zaman harcamam gerekmez!"

Bu sözler birçok kişinin nefesini kesti. Biraz önce Li Qiye'nin arkasında itaatkâr şekilde duruyordu, bu nedenle onun kudretini hissedemiyorlardı. Ancak şu an kan enerjisi ile birlikte Erdemli Örnek aurası da yükselmişti.

Herkes onun baskısını hissedebiliyordu. Chi Zixian ve Chi Tianyu gibi dâhiler zihinlerindekini açıklamakta zorlanıyordu.

Chi Zixian gururluydu ve kendini beş azizin tepesinde görüyordu, ancak Ye Chuyun karşısında aralarındaki fark açıktı. Ye Chuyun'un güçlü aurası onu tamamen gölgede bırakıyordu.

Oldukça kıskandı. Çift imparator mirasından gelse de Ye Chuyun kadar harika değildi. Bu kalbinde acı bir tat hissetmesine neden olmuştu.

"Okul Lideri Ye, bir kez daha düşünmek isteyebilirsiniz." Chi Zixian soğukça konuştu: "Kişisel nedenlerden dolayı tüm saf Nilüfer Okulunuzu sürükleyemezsiniz! Bu okul için iyi olmayacaktır!"

Ye Chuyun ona baktı ve yanıtladı: "Ne yapmam gerektiğini biliyorum. Yeniden düşünmesi gereken kişi sensin. Kendi aptallığın ile kör olup Kızıl Geceyi de abise sürükleme. Krallığının günahkârı olacaksın!"

"Okul Lideri Ye, size olan saygımdan dolayı ikna etmek istemiştim." Chi Zixian soğukça yanıt verdi: "Okulunuza bir felaket geldiğinde sizi uyarmadığımı söylemeyin..."

Ye Chuyun onun sözlerini kesti: "Benimle denk şekilde konuşabilecek biri gibi davranma. Kızıl Gecenin Kraliyet Lordu bile olsan bir Örnek olmadan benim önümde sadece bir küçüksün!"

Chi Zixian'ın ifadesi bunu duyduktan sonra ekşidi. Ye Chuyun onu herkesin önünde küçük düşürmüştü. Bu onun otoritesine meydan okumaktan daha fazlasıydı.

"Okul Lideri Ye, çok ileri gittin.” Chi Zixian'ı koruyan bir örnek araya girdi: "Kızıl Gecemiz size biraz hürmet gösteriyor..."

"Daha fazla konuşmaya gerek yok!" Ye Chuyun kısa kesti: "Ya Kardeş Li'nin dediğini yapıp onu serbest bırakır ve suçunu kabul edersin ya da sonuna kadar savaşıp yok olursun. Seçin senin!"

"Görünüşe göre ona oldukça güveniyorsun." Altı Örnek ona agresifçe baktı. Onlara göre kimse krallıklarının otoritesini sorgulayamazdı!

"Altı ata da bir araya gelebilir. Geçen seferki savaşımız aniden sona erdi ve sizin üstün imparator kanunlarınızı görme şansım olmadı." Ye Chuyun kararlı şekilde altı Örneğe meydan okudu.

Bu sözler kalabalığı boğdu. Çok otoriterlerdi.

"Genç neslin ilk Erdemli Örneği, insan ırkının dâhisi olmaya layık!" Bir insan uzmanın kanı bu meydan okumanın ardından kaynamaya başladı.

Altı Örnek birbirlerine baktılar. Gözlerinde parıltılar vardı.

Şüphesiz, Ye Chuyun'u öldürmek istediler. Her ne kadar pozisyonu sıkıntılı olsa da Kızıl Gece Krallığı, Saf Nilüfer Okulundan korkmuyordu.

Li Qiye gülümsedi ve konuştu: "Chuyun, bu küçük mesele ile ben ilgileneceğim, aksi halde kadınların arkasına saklandığımı düşünecekler."

Ye Chuyun onun arkasına geçmeden önce sadece diğerlerine baktı. Li Qiye ileri çıktı ve doğrudan Chi Zixian ile konuştu: "Kutsal Şehirde birini öldürmek istemiyordum ama madem bunu istediniz bu sefer kendimi tutmayacağım!"

"Tek başına mı?" Chi Zixian küçümseme ile homurdandı: "Eğer Ye Chuyun katılmazsa tek elim ile seni ezebilirim..."

Bir anda daha kimse tepki veremeden Chi Zixian aniden konuşmayı kesti.

Bu manzara sonsuza dek sürecek gibi duruyordu. Bir elin kalktığını ve Chi Zixian'ı boynundan kavrayıp onu çaresiz bir ördek gibi gösterdiğini gördüler. Gözleri tamamen beyazlarken hareket edemedi.

"Bang!" Zaman tekrar akmaya başladı. Li Qiye'yi demin engelleyen uzmanlar havaya uçurulurken kan her yere saçıldı, yere değdiklerinde artık nefes almıyorlardı.

Tüm süreç bir anda gerçekleşmişti. Birçoğu ne olduğunu göremedi. Sadece Erdemli Örnekler bunu anlayabildi; ancak altı koruyucusu ona yardım etmek için zamanında tepki veremedi. Bu takip edilemeyecek kadar hızlıydı.

Li Qiye yavaşça konuştu: "Evet, tek el ile ezme konusu... Ne yazık ki kurban ben değilim, sensin."

"Küçük, ne, ne yapıyorsun?!" Örneklerden biri bağırdı: "Eğer onun saçının teline zarar verirsen krallığımız sana ölümden kötü bir kader tattırır!"

Altısı şu an korku içindeydi. Yardım etmek isteseler de Li Qiye'nin ona zarar vermesinden korkuyorlardı.

"Merak etme, tek bir saç teline dokunmayacağım, buna sıfır ilgim var.” Li Qiye altı Örneğe bakmaya tenezzül etmedi: "Sadece boynunu ezmek için biraz daha güç eklemek istiyorum.”

Nefes almak için mücadele ederken Chi Zixian haykırdı: "Eğer... Beni... Öldürürsen, Si Yuanyuan... Ölecek!”

Gerçekten de tehdidinin ardından Si Yuanyuan'ın bedenindeki zincirler sıkılaştı ve haykırmasına neden oldu. Her ne kadar yüksek sesle haykırmamış olsa da acı içinde olduğu açıktı.

"Beni tehdit mi ediyorsun?” Li Qiye'nin gözleri daralırken elini daha da sıktı. Bacakları seğirirken Chi Zixian'ın gözleri kan çanağına döndü.

"Buzz!" Yaşamı tehdit altındayken Gök Gürültüsü Kulesi aniden sarsıldı. Neler olduğunu kimse bilmeden Chi Zixian yere düştü.

Kendi boynunu hissederken sertçe öksürdü. Ayağa kalkmak için mücadele etti. Aynı anda altı Örnek Li Qiye'nin onu tekrar yakalamasına izin vermemek için Chi Zixian'ın çevresine geçti.

“Genç arkadaşım, burası istediğin gibi davranabileceğin bir yer değil.” Chi Zixian hayatta kalmayı kıl payı başardıktan sonra Gök Gürültüsü kulesinden yaşlı bir ses geldi.

"Kule Lordu..." Bu sesi duyan biri haykırdı.

Herkes nefeslerini tuttu. Birisi mırıldandı: "Sonunda kule lordunun dikkati çekildi."

"Hmph, bu veldin işi bitti!" Chi Tianyu sevindi. Li Qiye'nin Chi Zixian'ın boynunu anında kavramasını gördükten sonra titremişti. Bu veledin çok korkunç olduğunu düşündü; Li Qiye'nin daha önce gücünü sakladığını fark etmemişti.

Li Qiye'nin korkunç gücünü gördükten sonra umutsuzluk hissetse de şu an kule lordu ortaya çıkmıştı. Bu tüm durumu değiştirirdi ve Li Qiye'nin ölümünü garantilerdi.