Bölüm 195: Gizemli Ölü (1)

“Kimsin sen?”

Shuangyan ve diğerleri yerde dinlenirken gökyüzünden aniden bir ses indi ve hepsinin sıçramasına neden oldu.

O anda yüksekte asılı duran tahta tabutun açıldığını ve bir kişinin içinde oturduğunu fark ettiler.

Tabuttaki kişi zırh giyiyordu. Bu zırh parlaklığa sahip olmayan mat bir zırhtı. En korkutucu kısmı ise göğüs kısmının delinmiş olmasıydı. Ve sadece zırh değil, adamın göğsü de delikti. Bu deliğe bakıldığında birisi buna neden olan saldırının ne kadar dehşet verici olduğunu hayal etmeye bile cüret edemiyordu!

Ancak bu bile onun varlığını etkilemiyordu. Adam yakışıklı ve uzundu. Gözleri kılıçlar gibiydi ve yüz hatları ay kadar parlaktı. Birisi onun yaşadığı yıllarda kesinlikle çekici biri olduğunu söyleyebilirdi.

Gözleri açık olmasa da Li Qiye'yi görebiliyordu, En azından diğerleri böyle hissediyorlardı.

Böyle birini görmek Shuangyan ve diğerlerini bir süre afallattı. Savaş Tanrısı ona önceki nesilden gelen olarak seslendiğinde bu tahta tabuttaki kişinin aşırı yaşlı bir adam olduğunu düşünmüşlerdi, ancak o genç biriydi.

“Bambu ormanında göğü delen bir ok! Yüksek gökyüzünde gökleri katletmek için bir savaş! Güven simgesi olarak tek tüylü ok varken on bin azizin hepsi itaat eder.” Li Qiye bu adama bakarken gülümseyerek konuştu.

(Ç.N: Bu paragraf çok karışık. Ve tam olarak nasıl anlatsam bilmiyorum. Şimdi ilk başta göğü delen bir ok diyor. Yani bu kişinin ismi Jian Jingxian olabilir ve o Bambu Ormanı diye bir yerden geliyor olabilir. İlerde Bambu Ormanı diye bir yer gerçekten var. Ama bu adam oradan geliyor mu hatırlamıyorum. Diğer cümlelerin anlamı da beni aşıyor şimdilik. Beraber öğreniriz ???? )

Li Qiye konuşmayı bitirdikten sonra tahta tabuttaki adam anında gözlerini açtı ve kanlı ışıkları parlarken Li Qiye'ye baktı!

Bir anda herkes felç olmuş gibi hissetti. Kanlı ışık onlara düşmemiş olsa da bir devin ayakları altındaki karıncalar kadar güçsüz hissediyorlardı.

Sadece Li Qiye sakin kaldı ve adamın bakışını sırtladı. Adamı izlerken nazikçe iç çekti ve konuştu: “Sabah Bulutu Dağına girmedik!”

Yaşlı adam bir şey demeden uzun süre Li Qiye'ye baktı. Zaman geçerken en sonunda gözlerini kapadı ve tabutuna dönerek bir ses çıkarmadan onu kapadı.

Li Qiye tabuta baktı ve sonunda iç çekti. Bu antik bir hatıra olsa da bu kişi hala öküz kadar inatçıydı!

Shuangyan ve diğerleri de bir süre sonra kendine geldi. Neler olduğunu ve Li Qiye'nin dediği sözlerin manalarını anlayamıyorlardı.

“O da kim?” En sonunda Baojiao merakını bastıramadı ve Li Qiye'ye fısıldadı.

Li Qiye acı şekilde gülümsedi ve konuşurken kafasını salladı: “İnatçı biri. Milyonlarca yıldır böyle, tuvaletteki çakıl taşı gibi sert ve kokuşmuş!”

Li Qiye'nin sözleri herkesi korkuttu. Savaş Tanrısı ve Aslan Hükümdar bile bu kişiden korkuyorken Genç Asilleri onun hakkında böyle konuşmuştu. Ya bu kişi sinirlenip hepsini öldürürse? Bu karınca ezmek kadar kolay olmayacak mıydı?

Ardından tabuta doğru baktılar ancak bir ses çıkarmadan sadece ağır bir rahatlama nefesi aldılar.

Aslında herkes bu şiiri andırsa da şiir olmayan sözleri duyduktan sonra adamın neden onlara yardım ettiğini merak ediyorlardı. Daha açık olmak gerekirse, o Genç Asillerine yardım etmeyi seçmişti!

Ancak Li Qiye bunu söylemek istemediği için onlar da sormaya cüret edemiyorlardı. İç hikâye onların hayal edemeyeceği bir şeydi.

“Bu seferki kazanç Baojiao'nun.” Li Qiye Zalimane Ölümsüz Mızrağı ile Gökte Hareket Eden Sekiz Süvari Mızrağı tekniğini Baojiao'ya verdi.

“Benim... Benim için mi?” Baojiao biraz sersemlemeden edemedi. Bu eşyaları elde etmek için herkes hayatını riske atmıştı. Eşyaların ona verileceğini beklememişti.

“Bu iki şeyin senin Zalimane Ovanın Ölümsüz Bahar Fiziğin için oluşturulduğu söylenebilir. Eğer senin Fiziğin olmasaydı bu eşyaları almaya gelmezdim. Gelecekte onların senin için ne kadar uygun olduğunu anlayacaksın.” Li Qiye başıyla onayladı ve konuştu.

İki eşyaya sarılan Baojiao'nun dili uzun süre tutuldu. Li Qiye'nin hizmetçisi olsa da gelişim için üstün bir fizikten fazlasını istemezdi. Ama bugün Li Qiye ona iki üstün hazine vermişti. O anda burnu tıkanırken kalbi ısındı. Birçok ilahi söz ve sayısız dil olsa da duygularını ifade edemiyordu.

En sonunda Li Qiye herkese seslendi-: “Shuangyan İlahi Plaka ile birlikte formasyonu elde etti, Büyükbaba Shi Gizemli Antik Pagodayı elde etti! Bu sefer herkes katkı yapsa da bir şeyler aldığınız için bu eşyalar Baojiao'nun olacak!”

Shuangyan bir şey demedi. Genç Asilin kararlarına herhangi bir itirazı hiç olmamıştı.

Shi Gandang daha saygılı şekilde Li Qiye'ye doğru eğildi ve ekledi: “Genç Asil bu pagodayı bana bahşetmişken daha fazla şey istemeye cüret edemem.” Aslında genç hanımı için çok mutluydu. Bu açıkça genç hanımının Li Qiye’nin zihninde bir konumu olduğunu gösteriyordu.

“Bu sefer Niu Fen sıkı çalıştı. Senin hazineye ihtiyacın yok, sana iki çözüm vereceğim.” Li Qiye Niu Fen'e söyledi.

Li Qiye'yi duyan Niu Fen çılgınca mutlu oldu ve yere kadar eğilip heyecanla cevapladı: “Genç Asilin iki çözümü bahşetmesi herhangi bir üstün hazineden çok daha değerli!” Onun için on sekiz çözüm ile kıyaslanabilecek bir hazine yoktu.

Li Qiye Dünya Ölümsüzleri ile ilgilenirken Antik Gökyüzü Şehrinde de çok daha fazla gelişimci ortaya çıkmıştı. Birçok gizli tarikat ve miras da ortaya çıkmaya başlamıştı.

Bu canlı zaman sırasında güçlü tarikatlar ve ülkelerden gelen, giderek artan tabutlar şehirde toplanıyordu. Her ne kadar burada gerçekten de hazineler için olan bazı tarikatlar ve genç nesilden kişiler olsa da büyük tarikatların çoğu ve özellikle de İmparator Mirasları başka bir nesilde yaşayabilme şansı için buraya gelmişti!

Milyonlarca yıllık eski mirasların hangisinde bir iki tane ölü kişi yoktu? İnsanların asla ölü eksikliği yaşamadığı söylenebilirdi. Üstelik bu kişiler kendi nesillerinin en güçlü kişileriydi.

Aslında sadece ölüler ve ölmek üzere olanlar kendilerini burada gömmeye çok daha istekliydi! Bu ebedi varlıklar kendi nesillerinde yaşamışlardı ve son nefesleri kalmıştı. Ölmekten herkesten daha çok korkuyorlardı.

Yeraltı Dünyası Teknesinin gelişi onların bir kez daha yaşayabilme şansını elde etme umudu veriyordu!

Son nefeslerine sıkıca sarılan ve uzun yıllardır ölü olan bilgelerin tabutları o anda birçok farklı güç tarafından taşınıyordu.

Ölen kişiler ile ölmek üzere olan kişiler için Tekne kesinlikle risk alınmaya layık bir şeydi. Başarılı olduğunda başka bir nesilde hayat bulabilirdin. Ölümsüz İmparatorlar bile böyle bir ayrıcalığa sahip değildi!

Bazı tabutların görüntüsü oldukça karmaşa oluşturdu! Bu tabutların böyle karmaşa oluşturabilmesi onların harika karakterleri taşıyor olduğu anlamına geliyordu!

“O Doğunun Yüz Şehrinden Ölümsüz Hedef Antik Tarikatı değil mi?” O anda siyah bir tabut şehre taşındı ve Doğunun Yüz Şehrinden gelen bir gelişimci sessizce mırıldandı.

Bu siyah tabutu gören bir tarikat lideri şaşırırken mırıldandı: “Ölümsüz Hedef Antik Tarikatı defin için gereksinimlere sahip. Bir siyah tabut kullanma niteliğindeki kişiler oldukça az! Siyah tabutta gömülmek için büyük bir nesilde olman ve tarikat için kıyaslanamayacak kadar katkı yapman gerek. Ölümsüz Hedef Antik Tarikatı böyle birine son otuz bin yıldır sahip değildi. Yoksa tabutun içindeki elli bin yıl önceki Şeytan Kral Cang Hu mu?”

“Aşırı Gizemli Ürpertici Altından altın bir tabut!” O anda altın bir tabut şehre taşındı ve birisi duygulu şekilde seslendi: “Kuzeyin Büyük Denizinin Kaplumbağa Ülkesi bir tabut için Aşırı Gizemli Ürpertici Altın kullanacak kadar büyük bedel ödemiş. Bu büyük bir jest!”

“Sen anlamıyorsun, tabutun içindeki Kaplumbağa Ülkesinin Kralının altıncı nesildeki damadı.” Kuzeyin Büyük Denizinden olan biri kafasını salladı ve konuştu.

“Bir prense böyle mi davranılıyor?” Birisi şaşırıp sordu.

Kuzeyli kişi cevapladı: “Altıncı neslin damadı akıl almaz bir karakter. O deniz adamı kabilesinden geliyor, ama soyunun çeyreği Büyüleyici Ruh soyuna ait. O bir sazan balığından bir Ejderhaya dönüşebildi ve Gizemli Ejder Kapısına tırmanabildi! O Kaplumbağa Ülkesinin gururu olmakla kalmayıp Deniz Adamı Irkının da gururu!” Bunu diyen kişi de bir deniz adamı idi ve gururlu bir ifade sergiledi.

‘Büyüleyici Ruh’ sözleri söylendiğinde birçok gelişimci şaşırdı, çünkü onlar için insan veya şeytan olması fark etmeksizin Büyüleyici Ruh soyunu taşıyabilmek gururlanabilecek bir şeydi.

Büyüleyici Ruh ırkı cennetin favori çocuklarıydı. Onların ana kolunun gelişimi aşırı kolaydı! Büyüleyici Ruh Irkındakilerin Antik Ölümsüzlerin soyundan geldiğine inananlar da vardı. Onları İlahi Irk veya Cennetsel Irk olarak adlandıranlar da vardı. Birçok kişi için Büyüleyici Ruh kanı taşımak gurur verici bir şeydi.

Cennetsel İblis Irkı ve Hayalet Ölümsüz Irkı her ne kadar Büyüleyici Ruh Irkını dünyadaki en harika ırk olarak kabul etmeseler de İlk Ölümsüz İmparator olan Ölümsüz İmparator Gu Chun'un Büyüleyici Ruh ırkından biri olduğunu da reddetmiyorlardı.

(Ç.N: Chu Chun: Antik Saflık)

“Güneyin Kurak Topraklarından Ye Feng (Kara Anka) Klanı da burada.” Bir klanın tahta bir tabut taşıdığını gören bir güneyli mırıldanmadan edemedi. “Ye Feng Klanı neredeyse on bin yıldır kendini göstermiyordu, ama bu sefer bir istisna yapmışlar.”

“Ye Feng Klanının başka şansı olmadığını duydum. Atalarının sadece son nefesi kalmış ve hayatta kalmak için büyük miktarda Çağ Kan Taşına ihtiyacı varmış. Ama son zamanlarda klan artık onun mührünü Çağ Kan Taşları ile sürdüremedikleri haberini yaydı, bu nedenle de bu riske girip atalarını Yer Altı Dünyası Teknesine getirmişler.” Bir kraliyet lordu iç çekip açıkladı.

Milyonlarca yıldır birçok karakter uzun süre büyük topraklara hükmetmiş olsa da ölmek isteyen bir tane bile yoktu. Onlar sayısız cesedin arkadaşı olmak için bu defin bölgesine kendilerini gömüyorlardı. Ancak bu kraliyet lordu gibi karakterler ölmekten korksalar bile yine de defin bölgesindeki Feng Shui Hazine Topraklarına gömülmek için gerekli niteliklere sahip değillerdi!

--------------------ÇEVİRMEN NOTU----------------

Li Qiye neler yapacak? Kimler gömülecek? Definler ne zaman başlayacak? Merak mı ediyorsunuz? O zaman... Bekleyin, okuyun ve öğrenin :d