Bölüm-83 Dövüş Sanatlarının Nihai Ustası Sun Wukong

avatar
538 2

Ejderha İmparator - Bölüm-83 Dövüş Sanatlarının Nihai Ustası Sun Wukong


(Ejder)-Kendimi kanıtlamak mı? Ben zaten buraya seni yenip benim takımıma katmaya geldim. Yani, en başından beri amacım zaten seninle dövüşmekti.


Wukong’un böyle bir istekte bulunmasına zaten gerek yoktu. Ejder, dövüş sanatlarında nirvanada olan birisine meydan okuyup daha da güçlenmek istiyordu. Az sonra yapacakları dövüş, Ejder için yıllarca sürecek ağır çalışmalardan daha fazlasını sağlayacaktı.


(Wukong)-Madem öyle…işte geliyorum!!!


Wukong aniden ileri atıldı ve Ejder’e bir tekme attı. Ejder ise eğildi ve tekme kafasını sıyırdı. Hemen ardından ise Wukong sırtındaki sopayı çekti ve savurdu. Sopanın ağırlığıyla birlikte hızla arkasına dönmüş bulundu ve sopa, direkt olarak Ejder’in kafasında patladı.


En azından öyle olması gerekiyordu. Ancak Ejder bir anda olduğu yerden kayboldu ve Wukong’un arkasında belirdi. Başka birisi olsa sopayı o şekilde savurduktan sonra dengesini kaybederdi ancak Wukong, sopasıyla tek vücut sayılırdı ve dengesinde en ufak bir bozulma bile olmamıştı. O yüzden de ayağını yere sertçe bastı ve kendisini sağa doğru çevirerek sopasını bir kez daha savurdu.


Ancak Ejder sanki bu saldırının geleceğini biliyormuşçasına zıpladı ve mükemmel bir zamanlamayla birlikte, Wukong’un sopası tam olarak vücudunun altına geldiğinde sopanın üstüne bastı ve hızla ileri fırlayarak Wukong’un suratına bomba niteliğinde bir tekme patlattı.


Yediği tekmeyle birlikte dengesini kaybeden Wukong bir anlık gafletle sopasını bıraktı ve sopası bacağına düştü. Ancak hemen ayağını kaldırarak sopayı havaya fırlattı ve kollarıyla kendisini fırlatarak ayağa kalktı. Ardından da sopasını yakaladı.


Kafasını salladı ve darbenin etkisinden kurtuldu. Ancak Wukong bunu yaptığı sırada Ejder onu bekleme zahmetine bile girmeden bir kez daha saldırdı ve son gücüyle karnına bir yumruk attı. Wukong ise bu saldırıdan kaçınmadı ve karnına doğru gelen yumruğu karnıyla karşıladı. Tabii yumruğu yedikten sonra yerinden kımıldamadı ve hızla gerilerek Ejder’e ölümcül bir yumruk patlattı.


Ne var ki bu saldırı Ejder’i 1-2 adım geri ittirebilecek kadar güçlüydü. Dengesini kaybederek arkaya doğru yalpalayan Ejder hemen kendini düzeltti ancak bu sefer suratında patlayan sopa saldırısından kaçınamadı ve bu saldırı sonucunda ise kafasında büyük bir çatlak oluştu. Ancak iyileşmedi.


Ejder kafasından akıp yere damlayan kanı yaladı ve yüz ifadesi şehvetle doldu. Ve gözden kayboldu.  Bir an sonra Wukong’un arkasında belirdi ve Wukong hayvani hisleriyle, gelen saldırıyı karşılamak için arkasına döndü ancak tam o anda az önce baktığı yerden yani, şu anki arkasından bir saldırı yedi.


Hemen ardından bir anlığına, sadece küçük bir anlığına yukarıdan gelen bir kana susamışlık hissetti ve başını yukarı kaldırdı ancak yukarıya bakar bakmaz çenesine yediği bir darbeyle birlikte havaya savruldu. Havada taklalar atarak yükselirken buraya gelirken kullandığı bulutu hızla altına girdi ve onun daha fazla takla atmasını engelledi.


(Wukong)-Yani seni hafife aldığımı böyle söylüyorsan ha? Pekala. Bu maymun sana gerçek güç neymiş gösterecek.


O andan sonra Wukong bağdaş kurarak oturdu. Gözlerini kapattı ve hissetmeye başladı.


Havayı.


Toprağı.


Suyu.


Sesleri.


Varlığı.


Neredeyse bütün doğayla bağı vardı ve doğada bulunan her şeyle iletişim kurabiliyordu. Ve o andan sonra zaman kendisi için yavaşladı. Hisleri genişlemeye başladı. En ufak sesi bile işitmeye başladı. Rüzgar, bölgede olup biten tüm hareketleri ve sesleri onun kulaklarına ve tenine iletiyordu.


Wukong yavaşça ayağa kalktı ve sopasını kaldırdı ve…


(Wukong)-Uza. Ruyi Jingu Bang.


Gelen emirle birlikte elinde tuttuğu sopa normal boyutunun 3 katına uzadı ve Wukong sopayı tuttuğunu gererek…


(Wukong)-Parçala! Ruyi Jingu Bang!


Diye haykırarak sopayı fırlattı. İnanılmaz bir hızla fırlayan sopa direkt olarak bir noktaya saplandı. Ancak saplandığı yer, toprak değildi. Havada duruyordu. Daha doğrusu inanılmaz derecede hızlı hareket ederek gözüm algılayabileceği seviyeyi geçen ve bu sayede görünmez olan Ejder’e çarpmıştı. Wukong’un hisleri Ejder’in tam yerini belirlemişti.


Ama Ejder sopayı durdurmuştu. Daha doğrusu öyle olması gerekiyordu. Ancak sopanın ivmesi o kadar büyüktü ki durdurulduktan sonra bile hareket etmeye devam etti ve Ejder’i geri ittirmeye başladı. Ve tek bu saldırı yetmezmiş gibi bir Kinto-un, yani Wukong’un uçan bulutu Ejder’e doğru hareketlenmişti.


Bulut tam Ejder’in üstüne geldiğinde Ejder ittirilmeye devam ediyordu. O yüzden de bulut hızla büyüyerek Ejder ittiriliyor olsa bile içinde kalacağı kadar büyük bir hale geldi. Bir an sonra da Wukong’un emri duyuldu.


(Wukong)-Çarp!


Devasa bulut elektriklenmeye başladı ve biriktirdiği tüm enerjisini devasa bir yıldırım olarak Ejder’in üzerine kustu.


(Wukong)-Çarp.


Sonra tekrar.


(Wukong)-Çarp.


Sonra tekrar.


(Wukong)-Çarp.


Sonra tekrar ve tekrar.


Onlarca kez aynı şey tekrarlandıktan sonra Wukong yumruğunu havaya kaldırıp sıktı ve son emrini verdi.


(Wukong)-Sonsuza kadar çarp ve Ejder’i yok et.


Gelen son emirle birlikte bulut daha da büyüdü ve elektriklenmesi, az öncekilerin toplamının 10 katını bile aşacak kadar büyük bir hale geldi ve tek seferde, içinde biriktirdiği binlerce, belkide on binlerce yıldırımı doğrudan Ejder’in üzerine boşalttı ve Ejder’le birlikte toprağı da paramparça etti.


Bu devasa yıkım karşısında Wukong, Ejder’in yok olduğundan emindi. Ta ki…


(??)-Woah. Gerçekten de kopyamı öldürebildin. Gerçekten de taktire şayan birisin.


…bu cümleyi duyana kadar.


(Wukong)-H-a.!?


Wukong hemen başını kaldırdı ve sesin geldiği yere baktı. Ejder öylece havada duruyor ve olanları izliyordu.


(Wukong)-Sen, ne zamandan beri oradasın?


Wukong biraz gergin görünüyordu.


(Ejder)-Azgın bir yüz ifadesi takınıp gözden kaybolduğumdan beri.


(Wukong)-Yani şimdi ben, bütün bu enerjiyi sadece basit bir kopya için mi harcadım? Durum buysa, kaybettim sanırım. Seni yenemem.


Bu sözlerden sonra Ejder’in yüzündeki ifade değişti ve ciddileşti.


(Ejder)-Hoy! Kaybettim derken! Benimle taşak mı geçiyorsun lan sen!?


(Wukong)-Neden geçeyim ki? Sonuçta kopyanı bile öldürmek için tonla enerji harcadım.


(Ejder)-Boş yapmayı kes Wukong! Kopyamı öldürmek için harcadığın şeye enerji mi diyorsun sen!? Dövüş Sanatlarının Nihai ustası lakabının ne sikim olduğunu benden daha iyi biliyorsun! Sen, kendini tutmayı kes ve tüm gücünle dövüş! Atacağın tek bir tekmeyle yüzlerce kilometrelik yarıklar açabileceğini ya da sadece hapşırığınla bile bütün gökyüzünü yarıp geçebileceğini biliyorum! Yani kendini tutmayı kes ve benimle tüm gücünle dövüş! Yoksa sadece kopyalarımla dövüşeceksin!


(Wukong)-Olmaz. Asla tüm gücümü kullanmayacağım. Seni öldürebilirim.


Bu sözler Ejder’i daha da öfkelendirmişti.


(Ejder)-Sana bir şey söylememe izin ver maymun! Beni öldürmeyi unut! Çünkü sahip olduğun ve kullanmadığın tüm güçle bile beni öldüremezsin. Sadece canımı yakmak için bile tüm gücünün birkaç bin katına ihtiyacın var.


(Wukong)-Abartıyorsun.


Wukong doğal olarak Ejder’in abarttığını düşünüyordu. Sonuçta söylediği şeyler akla mantığa sığacak şeyler değildi. Kendisinin mevcut gücü, kendisini en güçlü 10 varlıktan birisi kılıyordu ve böyle bir çocuğu nefes alarak bile öldürebilirdi. En azından kendi düşünceleri bu yöndeydi.


Ama Ejder’in gözlerine baktığı zaman, o gözlerde gördüğü güven, onu, bu düşüncelerini bir kenara koymaya itiyordu. Ejder’in bakışları o kadar netti ki yalan söylemiyor gibi görünüyordu.


(Ejder)-Abartmak mı? Aptal olma Wukong. Perseus ve Poseidon’u katledip Zeus’u ölümüne dövdüm ve Hera’nın parmaklarını yedirdim ona! Abartının vücut bulmuş haliyim ben. Yaptığım her şey attığım her adım zaten abartı benim. İster inan ister inanma. Ama ne yapasan yap beni öldüremezsin. Yani kendini tutmayı bırak ve sahip olduğun her şeyle saldır bana. Yoksa kopyalarımla dövüşmeye devam edeceksin!


Ejder’in bu haykırışı Wukong’u içten içe ikna etmeye başlamıştı ancak Wukong hala tamamen ikna olmamıştı.


(Wukong)-Belki biraz daha güç kullanabilirim.


(Ejder)-Sen tüm gücünü kullanana kadar seninle çarpışmayacağım. Ne kadar güçlü olduğumu öğrenebilmen için kopyalarımla dövüşmeye devam edeceksin.


(Wukong)-Tch! Maden bu kadar ısrar ediyorsun. O zaman bende daha fazla güç kullanacağım. Ama tekrar söylüyorum. Ölebilirsin.


(Ejder)-Öldür öldürebilirsen.


Bu konuşmanın ardından ise, Ejder ve Wukong arasında geçen bu heyecanlı çarpışmanın 2. raundu başlamış oldu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44356 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr