Bölüm 75: Sınava Giriş

avatar
384 4

Düşmüş Perinin Yükselişi - Bölüm 75: Sınava Giriş


Yapmış olduğu gelişme Alastair’in ruh halini aydınlatmış ve kendisine olan güvenini daha da arttırmıştı.

Yüzünde özgüvenini işaret eden geniş gülümsemesi ve güneşten çalınmış gibi görünen ela gözleri yaşanan gelişmenin ne olduğunu kolayca açık edecek derecede belirgindi.

Büyücülük yolunda ilk atacağı adımların verdiği teşvik sayesinde yaklaşan büyük sınavı düşündüğünde içinde bir korku oluşmuyor, midesinin çekilmesine sebep olacak bir stres de hissetmiyordu. Aksine içinde çalışmak için kendisini daha da iten ve yardımcı olan bir el gibiydi, cesaret veriyordu.

Fakat iyi zihin durumuna rağmen bedeni kendisinin kötü hissetmesine sebep oluyordu. Acemi 1. Seviye ulaşabilmiş olmuştu ancak bedeni kendisini bu sevincinden bilerek mahrum bırakmaya çalışıyor gibi görünüyordu.

Bunun nedeni bedeninin böylesine köklü bir değişime bir anda ayak uyduramamasından kaynaklanıyordu ve bu konuda gayet de zorluklar yaşıyordu.

Bu yabancı hissiyata karşı beden ne yapacağına dair bir bilgi sahibi olmadığından dolayı bedenin yavaşça büyü enerjisine alıştırılması gerekmekteydi. Lakin bunun ne kadar uzun süreceği tamamen kişinin büyüye olan yatkınlığı ile alakalıydı.

Büyüye olan yatkınlık kişinin sadece gelişim sürecindeki hızının göstergesi değildi, aynı zamanda vücudunun bu tür değişimlere olan hassaslığını ve ne kadar hazırlıklı olduğunu gösteren bilgiydi.

Arashi’nin sahip olduğu beş yıldızlık yatkınlığını örnek olarak vermek bu durum için gereken en iyi açıklamaydı.

Beş yıldızlık yatkınlığa sahip herhangi bir kimsenin geldiği gün Acemi 1. Seviye olabilmek gibi muhteşem ve inanması oldukça güç bir yetenek gösterebilmesi tamamen doğal bir şekilde kendisine bahşedilmiş olan yatkınlığının getirisiydi.

Arashi’nin Acemi 1. Seviye olmasının hemen ardından rahat bir şekilde yürüyebiliyor oluşu, beş yıldızlık yatkınlığa sahip olmanın ne kadar el üstünde tutulması gereken bir etken olduğuna işaret ediyordu.

Bu insanların vücudu büyü enerjisine doğuştan hazırmış gibiydi. Bu durum sayesinde de Arashi’nin yan etkilerden kurtulması gözle görülür derecede kısa bir zaman almış ve tamamen sağlıklı bir şekilde gülümseyerek ayakta durabilecek duruma gelmesini sağlamıştı.

İşte bu tür kişiler kesinlikle büyücü dünyasındaki en çok ilgiyi gören ve yetiştirilmesi için en çok kaynağın harcandığı tipteki büyücülerdi.

Ancak kişinin yatkınlığı her şeyi belirleyen etkenin en büyük kısmını oluşturuyor olsa da kişinin şansı, azmi, iradesi ve hırsı gibi birçok değişkenin de göz ardı edilmemesi gerekiyordu.

Nihayetinde her şey kişinin kendisinde bitiyordu.

Alastair’in vücudunu alıştırması ve tamamen iyileşmesi dört gününü almıştı.

Bu süreç içerisinde birçok kez kan kusmuş, şiddetli baş ağrıları ve baş dönmesi gibi birçok durumun kurbanı olmuştu. Bunlara ek olarak oldukça da yorgun bir şekilde geçirmişti zamanını ama yine de kolayca yıkılmamayı becerebilmişti.

Dört yıldızlık yatkınlığa sahip olarak bedeninin yeni gelişimine ayak uydurma sürmesinin bu kadar uzun olması gayet doğaldı.

Bütün bunlara ek olarak Alastair artık kendisini ziyaret eden baykuş ile de ilgilenmeye başlamıştı.

Onu besliyor, tüylerini temizliyor ve kendisine bir şeyler öğretmek ile uğraşıyordu. Adeta evcil hayvanıymış gibi sahiplenmişti büyülü canavarı.

Süreç içerisinde kendisi için eğlenceli ve stresini azaltma konusunda yardımcı olan bir aktivite olmuştu.

Bu gelişmelerin dışında gerisi tamamen göz ardı edilebilir küçük, sıradan olaylardı.

Her gün belirlemiş olduğu saatler içinde yemeğini yemiş, ücretsiz derslerine katılmış ve oldukça da sıkı bir şekilde çalışmıştı.

Altıncı günün sonunda ise derslerin bitmesinin hemen ardından herkesin ilgisini çekecek ve büyük bir karmaşaya sebep olacak bir duyuru yayınlanmıştı panolarda.

Duyuru, Akıl Hocası Seçim Sınavı’na katılacak öğrencilerin başvurularını yapmasıyla ilgili bir uyarı ve sınavın kendisi hakkında verilen birkaç küçük bilgiyle alakalıydı.

Sınavların ilk aşaması tamamen kişinin bilgi birikimine dayalı olan bir testti. Adayların sahip olduğu bilgilerle birlikte teorik olarak ne kadar ileri gidebileceklerini test etmek için yapılan oldukça zorlu ve mücadeleci bir testti.

Bu aşama adayların arasında yapılacak olan ayıklama işleminin ilk adımı olarak görülüyordu herkes tarafından. Profesörler buradaki bilgileri en küçük detayına kadar inceleyerek seçimleri için uygun olabilecekleri kişileri radarlarına alıyorlar ve onları ikinci aşamaya yönlendiriyorlardı. Adayların aşamadaki performanslarına göre karar vererek sınavı tamamen bitirmiş oluyorlardı.

Adayların birçoğu teorik aşamada anında eleniyor ve ellerindeki küçücük şansı da tamamen kaybetmiş oluyorlardı.

Genel olarak kendilerine kaynak sağlayabilecek bir aileye sahip olamayan kasabalılar ve bazı güçsüz soylu statüsüne sahip ailelerin çocukların bu elenen kısımları oluşturuyordu.

Ücretsiz ders veren hocaların acımasızlık derecesine ulaşmış umursamazlığı ve düzgün anlatmayı beceremeyen veya bilerek öğretmeyi reddeden öğretmenlerin varlığından kaynaklanıyordu bu.

Lakin hiçbir aday ağzını açıp da bir şey diyemiyordu çünkü geçmişte yaşanan olayları duymuşlardı ve bu onların geri adım atmasına sebep oluyordu.

Ne de olsa kimse kendinden güçlü biriyle yaşanacakları bile bile mücadele etmezdi. Böyle bir şey tamamen salaklık olurdu ve kişilerden birinin acı dolu bir sonla karşılaşacağının kesin ve net bir göstergesiydi.

Kütüphaneden kitaplar alınarak ek bir öğrenme yolu açılabiliyordu öğrencilere ancak bazen o bile yetmiyordu. Çünkü sadece giriş seviyesi olan kitaplar ücretsizdi, gerisi tamamen büyü kristali gerektiriyordu almak için.

Kitaplar sınavda gerçekten de yardımcı olabiliyorlardı ancak tek başına yeterli olan bir şey değildi.

‘Bir de Arbede var tabii,’ diye düşündü Alastair gözlerini kısarken.

Arbede ile ilgilenen büyücüler, kasabalılar ve güçsüz soylu ailelerin çocuklarından oluşuyordu çoğunlukla ve bu da sayılarının oldukça fazla olmasına sebep oluyordu.

Fakat Alastair’in arbedeye ilgisi yoktu.

“Ritüel ve Canavaroloji benim için şu anlık yeter,” dedi elindeki şanslarını iyice gözden geçirirken, dudakları büzülmüştü düşüncelerinin eşliğinde. “İksir Ustalığının ikinci aşamasına dair hiçbir çalışmada bulunmadım-şansım da yoktu zaten. Bunun yüzünden muhtemelen hiçbir şekilde ikinci aşamayı geçemeyeceğim, yani onun için uğraşmak tamamen boşuna zaman harcamak demek olur. İlk dediklerime odaklansam gerçekten de iyi olur ama…”

Bu durumu düşünmeye devam ettikçe daha karamsar bir ruh hâline bürünüyordu ama derin bir nefes alarak kaosa sürüklenen düşüncelerini toplamaya çalıştı hemen.

“Her neyse, sadece önümdeki sınava odaklansam yeter. Ondan sonrası daha da kolaylaşacak. Özellikle de eğer bir profesörün öğrencisi olabilirsem büyü kristali kazanma şansım olacak diye tahmin ediyorum. Bu da benim ücretli derslere katılabileceğim anlamına gelir ve profesörden alacağım bilgileri saymıyorum bile. Bu bile tek başına ağız sulandıracak bir kazanç. Uğruna birini bile öldürmeye yeter!”

Bozuk moralini düzeltmeye çalışırken olasılıklarını gözden geçiriyordu. Kendisinin bunları gerçekleştirebileceğine olan inancı vardı.

Alastair’in sınava kadar olan düşünceleri ile duyguları bunlardı ve kendisinin çalışma konusundaki isteğini daha da alevlendirmişlerdi.

Ücretsiz derslere girmesinin yanı sıra giriş derecedeki Canavaroloji ve Ritüel Büyüleri’ne elinden geldiğince etkili bir şekilde çalışıp durmuştu.

Kendisinden emin bir şekilde sınavların yapılacağı sınıfların olduğu bölüme doğru ilerledi.

Yüzünde sabit, donuk bir ifadeyle birlikte yanında geçen diğer öğrencileri izliyor ve onların durumlarını anlamaya çalışıyordu.

Beklediği gibiydi.

Adayların birçoğu yüzündeki gergin gülümsemeleriyle heyecanla sınavların gerçekleşeceği sınıflarına ilerliyordu. İlk haftaları olmasına rağmen kaynaşmış olan bazı öğrenciler birbirleriyle konuşuyorlar, gerginliklerini azaltmaya çalışıyorlardı. Bazıları da ellerindeki notlarına bakarak son tekrarlarını yapmaya çalışıyordu.

'1. Seviye üstleri de mi var?' diye düşündü etrafını incelemeye devam ederken.

Acemi 1. Seviye olduğundan beri diğer büyücülerin yaydıkları büyülü aurayı hissedebilmeye başlamıştı.

Tabii bu hissi kontrol edebiliyordu ve başkasının kontrol edilip edilmeme durumunun da nasıl çalıştığını yemekhaneye doğru ilerledikleri zamanlarda Arashi’nin üzerinde yaptığı testler aracılığıyla anlamıştı.

Arashi kendisini incelediğinde bu olayın anında farkına varmıştı ve aynısı da Arashi için de geçerliydi.

Oldukça işe yarayan ekstra bir duyusal işlevdi ama kullanımı konusunda kişinin oldukça dikkatli olması gerekiyordu. Bundan dolayı Alastair yaptığı eylemi tamamen durdurmuş ve sınava katılacağı sınıfa doğru ilerlemişti.

Sınıf yirmi beş kişilikti ve herkesin tek başına oturacağı tekli sıralardan oluşuyordu. Hepsinin arasında bir kişinin rahatça geçebileceği kadar mesafeler bırakılmış, kendilerinin kopya çekme esnasında anında görülebilir olmasını sağlamıştı.

Önlerinde yeşil bir tahta ve hemen yanında da tebeşirlerin bulunduğu küçük bir kutu bulunuyordu. Tahtanın hemen çaprazında ise sıradan, üstü tamamen boş bir öğretmen masası bulunuyordu. Oldukça da rahat bir sandalyesi bulunuyordu.

Alastair yarısı dolu sınıfa girdikten sonra en arkadan bir yer seçmiş ve diğerleri gibi gözetmenin gelip kendilerine kağıtları dağıtmasını beklemeye başlamıştı.

Zaman geçip giderken sınıfa giren bazı öğrencilere birer bakış atmış ve sınıfta tanıdık bir yüzün olup olmadığını görmeye çalışmıştı, görmüştü de. İkamet alanında tanışmış olduğu Jonah ve Lennon’ı görmüştü. İkisi de kendisinden uzakta, önlerde oturuyorlardı ve kendisini fark etmemiş gibi gözüküyorlardı.

Kısa bir sürenin ardından da gözetmenleri gelmişti.

Yirmili yaşlarının başındaki genç biri erkekti. Ellerinde taşıdığı onlarca sınav kağıdını masaya koymuş, sınıfa kısaca bir göz atmış ve sonrasında da konuşmaya başlamıştı. 

"Size vereceğim kağıtların hepsini doldurmak zorunda değilsiniz. İsterseniz birini, isterseniz ikisini veya üçünü... Seçim tamamen size kalmıştır. 1. Aşamayı geçmek için gereken notlar dersten derse değişkenlik gösterdiğinden dolayı size ne kadar almanız gerektiğini tam olarak söyleyemem ama elinizden geleni yapın."

Genç adamın konuşması oldukça sıcakkanlı biri olduğunu ve herkesin moralini düzeltip stresini azaltmaya çalışan biri olarak iyi birisi olduğunu gösteriyordu.

Daha ciddi bir ifade takındı ve devam etti.

"Kopya çekmeye çalışmayın. Eğer kopya çekerken yakalanırsanız en iyisiyle bir daha hiçbir şekilde sınava girmeye hak kazanamazsınız. En kötüsü olarak ise akademiden atılır ve yapayalnız kalırsınız. Dışarıyı görmüş biri olarak söylemeliyim ki dışarıda Acemi 1. Seviye biri hiçbir şekilde tek başına hayatta kalamaz. 2. seviyeler bile grup olarak dolaşmak zorunda."

Ardından masasından ayrıldı ve ellerindeki kağıtları dağıtmaya başladı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44473 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr