Bölüm 1384: Meditasyondan Çıkmak

avatar
3424 33

Desolate Era - Bölüm 1384: Meditasyondan Çıkmak



Bölüm 1384: Meditasyondan Çıkmak

 

Beyaz cübbeli Ji Ning bir heykel kadar sabit duruyordu; gözleri kapalıydı. Orada sayısız yıldır oturuyordu.

 

Nihayetinde gözlerini açtı. Bakışlarında uzayın ve zamanın uçsuz bucaksız gücü yatıyor, adeta bütün evreni o küçük göz bebeklerinde barındırıyordu.

 

“Gerçekruhun Ebediyeti…” diye mırıldandı Ning. Tiran Erk'in öngörülerine, [Ölümsüz Parçası]'ndaki bilgilere ve 15,000 kaos döngülük meditasyonun getirilerine sahipti. Artık Gerçekruhun Ebediyeti'ne dair edindiği öngörüler, Tiran Erk'i fazlasıyla geride bırakmıştı.

 

“15,000 kaos döngüsü geçti. Geriye sadece 1000 kaos döngüm kaldı. Artık son meselelerimi de halletmenin zamanı geldi.” Ning ayağa kalktı.

 

Gerçek vücudunun ömrü katıldığı savaşlar nedeniyle tükenmişti; ancak Kadimikiz’i Taobirleşimi'nin yaşandığı günden beri tek bir savaşa bile girmiş değildi. Su Kılıç Taosu, Uzay Kılıç Taosu, İllüzyon Kılıç Taosu ve diğer Taolar gerçekruhunu ciddi manada güçlendiriyor, parçalanma sürecini yavaşlatarak genç adamın ömrüne ömür katıyordu.

 

Fakat bu sefer meditasyonuna 15,000 kaos döngüsü harcamıştı. Geriye pek fazla zamanı kalmış değildi ve kendini tamamen son denemesine adamadan önce halletmek istediği birkaç şey vardı.

 

“Taolordu Karakuzey.” Beyaz saçlı malikane ruhu hemen yanına geldi.

 

“Kısa bir yolculuğa çıkacağım. Geri döndüğümde ise son meditasyonuma başlayacağım.”

 

“Son meditasyon mu?” Beyaz cübbeli üstat şoke oldu. Ning'in sözlerindeki kararlılığı hissedebiliyordu.

 

Son meditasyon… Yani diğer her şeyi bir kenara bırakıp, son kez meditasyona girmek anlamına geliyordu. Kişi bu meditasyonda ya hedefine ulaşıyor ya da hayatını yitiriyordu!

 

Ning Üç Alem'e doğru yola çıktı.

 

…..

 

Yılankanadı Gölü'ndeki Parlakkalp Adası'na indi. Ailesi burada yaşıyordu. Ayrıca Mavihabis, Su Youji, Hapazizi ve sekizinci öğrencisi Taşpınar da buradaydı.

 

Herkes oturmuş, keyifli bir yemeğin tadını çıkarıyordu.

 

“Ji Ning, ne zaman meditasyona başlayan en azından birkaç bin kaos döngüsü boyunca dışarı çıkmıyorsun. Son günlerde seni nadiren görür olduk.” Ji Yichuan gülümsedi. Keyfi yerindeydi. Ning ne zaman bir sınıra toslasa meditasyonundan çıkar ve ailesiyle biraz zaman geçirirdi. Son 15,000 kaos döngüsünde bunu altı kez yapmıştı.

 

“Oğlumuzun önemli işleri var. Bizimle kalıp sürekli seni dinlemek yerine meditasyon yaparak işlerini halletmesi gerekiyor.” Yuchi Kar hemen oğlunu savunmaya başladı ve ardından gülümseyerek Ning'e baktı. “Ning, oğlum… Gel seni tanıştırayım. Şafakyeşim, buraya gel.”

 

 Bir süredir yan tarafta bekleyen tatlı çocuk hemen yanlarına koştu. Yuchi Kar gülümseyerek çocuğun elini tuttu ve Ning'e döndü. “Şafakyeşim Ji Klanımızın nesillerdir yetiştirdiği en parlak dehadır. Nihai Tao'yu takip eden eşsiz bir yetenektir. Şu anda ikinci adımda.”

 

“Oh?” Ning çocuğa şaşkın bir ifadeyle baktı.

 

“Selamlar ve saygılar Patrik Karakuzey.” Ji Şafakyeşim saygıyla eğildi.

 

“Baba, Şafakyeşim'in çok yetenekli olduğunu kabul etmek lazım. Benden daha yetenekli.” Yakınlardaki Parlakay gülümsedi. “Kısa bir süredir çalışıyor ve meditasyon yaptığın için seni rahatsız etmeye cesaret edemedi. Bu yüzden Taolordu olduğunda sana haber veremedik.”

 

Ning ölümcül bir tehlike söz konusu olmadığı sürece rahatsız edilmemek istemişti. Aksi halde, meditasyonlarına odaklanamazdı.

 

Ning çocuğa baktı; gözleri ışıl ışıl parlıyordu.

 

Uzun zaman önce Parlakay'a gerekli talimatları vermişti; sekizinci öğrencisi Taşpınar'ı Ning yerine Parlakay eğitecekti. Birlikte geçirdikleri yılların ardından nihayetinde bu iki Tao eşi olmaya karar vermişti! Aslında ikisi de genç yaştayken duygusal yaralar almıştı. Parlakay hayatı boyunca yalnızdı ve Taşpınar da her şeyini gelişime adamıştı. Yine de… Birlikte geçirdikleri yıllarda, aralarında ciddi bir aşk başlamıştı.

 

Çocuk bile yapmışlardı ve Taşpınar, ustasına ve kayın babasına duyduğu saygıyı göstermek için çocuğun “Ji” soyadını almasını önermişti. İkinci bir çocukları olursa, o çocuk Taşpınar'ın soyadını alacaktı. Böylece, Ning'in soyu gelişmeye başladı.

 

Zaman geçti ve Ji Ning'in soyu iyice genişledi. Bu soydan çıkan figürlerin hepsi inanılmaz bir karmik şansla doğuyordu ama içlerinden biri bile diyarıdüzlemdeki en yetenekli dehalarla kıyaslanabilecek durumda değildi… Ta ki Şafakyeşim doğana dek! Şafakyeşim çok zekiydi ve gelişim yoluna adım attıktan sonra klandan aldığı desteklerle Dünya Seviyesi’ne çabucak ulaşmıştı. Maceralara çıktıktan sonra… Nihai Kılıç Taosu’nun yoluna girmişti!

 

Dürüst olmak gerekirse, Tiranlar kaosdiyarındaki bir grup dehanın Nihai Taolar'ın yoluna girmesini sağlıyordu. Artık her diyarıdüzlemde Nihai Taolar'a çalışan birkaç deha oluyordu ve on bin kaos döngüsünden sonra, Ji Klanı da böyle bir dehaya sahip olmuştu. Yichuan ve Kar ikilisi, bu çocuğa çok ilgi gösteriyordu.

 

“Mm.” Ning, Şafakyeşim'e bakarken çocuğun geçmişini inceledi. Hatta gelecekte bu çocuğu neler beklediğini bile hayal meyal görüyordu ve gördüğü şeyler gerçekten de olağanüstü bir kaderin parçalarıydı. Çocuk muhtemelen Ning'in bütün öğrencilerini aşacaktı… Ancak nihayetinde, Taobirleşimi hala daha inanılmaz bir engel olmaya devam ediyordu.

 

“Güzel. Güzel!” Ning üst üste iki kez çocuğu övgü. “Şafakyeşim, bugünden itibaren yanımda kalacaksın. Bir sorun olursa sormaktan çekinme.”

 

“Anladım, patrik!” Şafakyeşim çok heyecanlıydı. “Patrik Ji”nin yürüdüğü yollara hayrandı. Patrik, Tiranlar'a bile kendi dengiymiş gibi davranabilen bir adamdı! Ayrıca Şafakyeşim, Hükümdar Mavihabis'in anlattığı bazı hikayeleri de duymuştu. Patriğin dört bin İmparator'u kolayca yakaladığı o hikayeyi unutamıyordu. Bu adam kaosdiyarında yaşayan en güçlü ve en kadim kılıç ustasıydı!

 

Ning çocuğa ne kadar baksa, onu bir o kadar fazla seviyordu. Adeta kendi geçmişine bakıyor gibiydi. Eğer son meditasyonunda başarısız olursa ve Şafakyeşim Taobirleşimi'nde başarıya ulaşırsa… Buna pek isyanı olmazdı.

 

“Yanıma otur.” dedi Ning. Şafakyeşim'e duyduğu sevgiyi gizlemiyordu.

 

“Parlakay.” Ning gülümseyerek başını çevirdi. “Ben yokken önemli bir şey oldu mu?” Ning ne zaman meditasyonundan çıksa kızına bu soruyu sorardı.

 

Parlakay ve Taşpınar ikilisi dördüncü adıma ulaşmış olan Taolordları'ydı. Parlakay, Ning'in kızıydı ve Taşpınar da onun öğrencisiydi. Sık sık dış dünyada gezdikleri için son gelişmeleri yakından biliyorlardı.

 

“Aslında evet, bir şeyler oldu. Hem de çok önemli.” dedi Parlakay. “Aslında meditasyonun sırasında bu meseleyi söylemek için sana gelecektim ama nihayetinde seni rahatsız etmemeye karar verdim. Zaten biraz geç öğrensen de bir şey değişmeyecekti.”

 

”Ne oldu?” Ning meraklıydı.

 

“İkinci kardeşim ‘Yeşil Bambu’ Taobirleşimi'nde başarıya ulaşarak Hükümdarlığa geçiş yaptı!” Parlakay çok mutluydu. “Grubumuzda Taobirleşimi'ne meydan okuyan ilk kişi oydu. Ben hala çok korkuyorum!”

 

“Quding başarılı mı oldu?” Bunu duyan Ning keyiflendi ve hemen öğrencisiyle arasındaki karmik bağları kontrol etti.

 

İkinci öğrencisi Yeşil Bambu ismiyle de bilinen Yang Quding'di. Ning Dünya Seviyesi’ndeyken onunla Katliam'ın ötekidiyarında tesadüf eseri karşılaşmıştı. O zamanlar Yang Quding sıradan bir ölümlüydü ama Tao kalbiyle Ning'i etkilemişti. Çocuğu seven Ning, onu ikinci öğrencisi olarak almıştı.

 

İkinci öğrencisinin büyük başarılara imza atacağını hissediyordu… Ama bu kadar kısa bir sürede Hükümdarlık’a ulaşacağını kestirememişti!

 

“Taobirleşimi'nde başarılı olduktan sonra buraya bizzat geldi ve sana saygılarını sunmak istedi, baba. Rahatsız edilmek istemediğin için Patrik Subhuti'yle konuştuk ve ona hediye olarak üç Sithe hazinesi verdik.” dedi Parlakay.

 

“Aferin.” Ning başını salladı. Gizli düzlemdeyken çok sayıda Sithe hazinesi ele geçirmiş ve onları uygun bir şekilde dağıtmaları için Nuwa, Subhuti ve Parlakay üçlüsüne bırakmıştı. Öğrencilerine böyle muazzam hazinelerini sebepsiz yere vermeyecekti. Fakat, ikinci öğrencisine Hükümdarlığa ulaştığı için birkaç hediye vermek gayet normaldi.

 

“Daha bitirmedim. Kısa bir süre önce ikinci kardeşimiz bir ötekidiyarı ele geçirerek Ötekidiyar Efendisi oldu!” Parlakay mutluydu. “Savaş sırasında ele geçirmedi; daha doğrusu ötekidiyarı ona veren kişi bir Tiran'dı.”

 

“Tiran mı?” Ning şaşırdı. Ning, Tiranlar'ı iyi tanıyordu. Onlar sebepsiz yere, ne kadar hoşlarına giderse gitsin, küçüklere ötekidiyar vermezlerdi.

 

“Hikaye şöyle: İkinci kardeşim Kılıç Taosu’nda inanılmaz bir yeteneğe sahip ve Tao kalbi de mükemmeliyete ulaşmış durumda. Katliamın Tiranı ile tesadüf eseri karşılaştığında Tiran onu test etmeye karar veriyor. Testi başarıyla geçtiğinde ise Tiran'dan bir ötekidiyar kazanıyor.” dedi Parlakay.

 

“Mükemmel bir Tao kalbi mi?” Ning şaşkındı. Mükemmel bir Tao kalbi, Tiran olmanın en katı koşullarından birisiydi ve Nihai Taolar'ın Taobirleşimi için de bir olmazsa olmazdı! Mükemmel Tao kalbine sahip olan herkes olağanüstüydü!

 

“Ekong'un ona bir ötekidiyar vermesine şaşırmadım.” Ning, Yeşim Bambu'yu ilk gördüğünde de bu çocuğun gelişime uygun olduğunu ve günün birinde büyük işler başaracağını hissetmişti. Genç adam, öğrencisini vahşi doğaya bırakarak geri çekilmiş ve Yeşim Bambu hayatına sadece birkaç tekniğe sahip olan bir ölümlü olarak devam etmişti. Başarılarının sebebi Ning değildi; Yeşil Bambu her şeyi kendi elleriyle kazanmıştı.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44351 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr