Bölüm 1295: Nuwa'nın İzi

Günleri sayılıydı. Gökyel'in Taobirleşimi'ne kadar dayanması mümkün görünmüyordu.

Yalnız Kral dikkatli olduğu takdirde, Ji Ning'in bin kaos döngüsü yaşayabileceğini söylemişti… Ama Ning'in Ebedi Nihai Kılıç Taosu, Kaosdiyarı'nın has özlerinden biri olan Kılıç Taosu’nun aynısıydı. Tao'nun besleyici bir etkisi vardı; yani gerçekruhu normalde daha yavaş parçalanacaktı.

Farklı Taolar'ın farklı etkileri vardı. Örneğin, Su Taosu’nda çalışanların koruyucu yetenekleri ve dokunulmaz formları daha güçlüydü. Kılıç gibi yıkıma odaklı Taolar'da çalışanların ise saldırı gücü üstündü.

 Farklı Taolar'ın farklı güçleri mevcuttu. Ebedi Nihai Kılıç Taosu çok etkileyiciydi ama yine de Kılıç Taosu’nu temsil ediyordu ve ruhun üstünde abartılacak bir etkiye sahip değildi. Yine de, Ning'in özel bir yanı vardı: Mavi çiçek enerjisi! Bu enerji Mavi Çiçek Malikanesi'nin efendisi olan Tiran Erk tarafından tasarlanmıştı. İlahi gücü, kalpgücünü ve Ölümsüz enerjisini birleştirerek mavi çiçek enerjisine dönüştürebiliyordu ve gerçekruhu güçlendirebilme etkisine sahipti.

“Enerjimi saklarsam, en fazla sekiz bin kaos döngüsü yaşayabileceğim.” dedi Ning. “Ama enerjimi kullanmak zorunda kalırsam, ömrüm üç dört kaos döngüsüne kadar düşebilir.”

……

Ning zamanının geri kalanını Genişgök Sarayı'nda, öğrencilerini ve öğrenci kardeşlerini çalıştırarak geçirdi. Arada sırada Üç Alem'i gezmeye çıkıyordu.

Üç Alem'in kaosdünyalarında gezerken bir öğrenci daha aldı. Yedinci öğrencisi “Yüce Ölümsüz Badem”di ve bir Atasal Ölümsüz'dü. Aslen kendisi, Tao'yu anlayabilecek kadar yükselen bir bitki ruhuydu.

Unutulmamalıdır ki uzunca bir zamanın ardından, Üç Alem artık çok sayıda kaosdünyasına sahipti ve Atasal Ölümsüzler pek de önemli figürler olarak görülmüyorlardı. Yüce Ölümsüz Badem'in ilginç bir kişiliği vardı; Ning ona ne zaman baksa eski dostunu, Lu Dongbin'i hatırlıyordu… O adam çöpçatanlığı ne çok severdi!

Aşıkların bir araya gelmesi için olayları değiştirir ve sevmediği insanlarla karşılaştığında onlara türlü türlü sorunlar çıkarırdı. Hatta zamanında birbirinden hiç hoşlanmayan kişileri birbirine aşık ettiği bile olmuştu.

Ning Üç Alem'i gezdiği sırada “Yüce Ölümsüz Badem” ile karşılaştı. Onu gizlice takip etti ve bir süreliğine izledi. Badem ilginç biriydi ve iş gelişime geldiğinde fazla tembel davranıyordu. Geleceği pek parlak olmayacağı için Üç Alem'deki Taolordları ve Dünya Seviye gelişimciler ona ilgi duymuyordu.

Fakat Ning'in içindeki bir ses, Badem'in olağanüstü biri olduğunu söylüyordu. Ning onun geleceğini incelediğinde karşısında gerçek manada yontulmamış bir yeşim parçasının durduğunu anladı. Onu öğrencisi olarak aldı.

Taolordu Karakuzey'in yedinci öğrencisini aldığı haberleri Üç Alem'i epey şaşırttı. İnsanlar duruma anlam veremiyorlardı.

…….

Ning rahat bir hayat yaşıyor, Nuwa'ya dair haberleri bekliyordu.

Ning'in Taobirleşimi denemesinden yaklaşık 69 milyon yıl sonra. Bir alternatif evrende…

Uzay boşluğunda devasa bir kaya süzülüyordu. Kayanın üstünde bağdaş kurmuş oturan, şarap içen iki büyük güç vardı. Etraflarında bu ötekidiyarda gerçekleşen görüntüler oynuyordu.

“Taolordu Karakuzey gerçekten inanılmaz, değil mi?” Altın saçlı, kaslı adam iç geçirerek konuştu.

“Gerçekten öyle. Bana anlatmasaydın, onu duymayacaktım bile. Efsanevi Yalnız Kral'ı tek bir hamleyle öldürdüğünü duyunca ne çok şaşırmıştım!” Kel, kırmızı cübbeli Hükümdar Pekşarkı iç geçirdi. “Keşke orada olsaydım da yaşananları görebilseydim! Hahah!”

“Hahah, Taolordu Karakuzey uzak diyarlarda, Alevejder Diyarıdüzlemi'nde yaşıyor. Oraya ulaşmak için Büyük Karanlık'ı katetmek şart. Haberlerin buraya kadar gelmesi bile beni şaşırttı. Dostları olan bir Ötekidiyar Efendisi olmasaydım, muhtemelen bunu duymazdım.” dedi kaslı adam.

“Çok uzakta.” Kel, kırmızı cübbeli adam başını salladı. Bazı diyarıdüzlemler birbirine yakındı; diyargemileriyle binlerce yılda karşı tarafa ulaşılabiliyordu. Bazılarıyla bomboş karanlıkla ayrılıyordu; çoğu gelişimci buraya Büyük Karanlık derdi. Diyargemisine ücret ödemek istemeyen çoğu İmparator için Büyük Karanlık'ta yapılacak bir seyahat fazla zaman demekti!

“Oh, doğru ya! Sana bir şey söylemeyi unuttum. Taolordu Karakuzey ‘Nuwa’ isimli birini arıyormuş.” Kaslı adam güldü. “Söylentilere göre, onu bulana bir iyilik borçlanacakmış. Hazine vereceği ve hatta istediği bir şeyi yapacağını söylemiş… Yalnız Kral seviyesindeki bazı büyük güçleri bile bu borcu ödemek için öldürebilirmiş.”

“Nuwa mı? O da kim?” Hükümdar Pekşarkı sordu.

“Yüz kaos döngüsüdür çalışan bir kadın. Taolordu Karakuzey, onun inanılmaz derecede bir Taolordu ya da bir Ebediyet İmparatoru olduğunu söylüyor.” Dedi adam.

“Oh.” Hükümdar Pekşarkı heyecanlanmaya başladı.

…..

Bir saat sonra, kırmızı cübbeli Hükümdar Pekşarkı ötekidiyarı terk etti ve uzay zaman tüneliyle bağlı farklı bir diyarıdüzleme geçti. Heyecanını bastıramıyordu.

“Nuwa mı? Yüz kaos döngüsüdür çalışan bir kadın mı?” Pekşarkı gözlerini kıstı. “Geçen sefer, Mavisema Diyarıdüzlemi'nin Patrik Koruyeli'yle buluşmuştum. Buluşmamızda, yanında ‘Nuwa’ isimli kadın öğrencisini de getirmişti. Ona övgüler yağdırdığını ve inanılmaz yeteneklere sahip olduğunu söylemişti. O zamanlar sadece üçüncü adımdaydı; acaba şimdilerde ne yapıyor.”

“Bir bakayım. Muhtemelen Karakuzey'in bahsettiği kişi odur.” Hükümdar Pekşarkı hızla bir diyargemisi kiralamaya gitti.

…..

Diyargemisi sahipleri yüz milyon yıllık uçuşlara da, yüz bin yıllık uçuşlara da aynı ücreti alıyorlardı. Arada sırada kiralandıkları için bu kararları şaşırtıcı değildi; kazanabildikleri kadar kazanmaları şarttı. Dolayısıyla, bu yolculuk Pekşarkı'ya sadece servetinin %30'una mal olmuştu. Canı biraz yanıyordu ama kabul edebileceği bir ücretti.

“Hükümdar Pekşarkı, Mavisema Diyarıdüzlemi'ne geldik.”

“Burada bekle, aldığım bilgileri test edip geleceğim.”

“Merak etme. Buraya gelmemiz sadece üç milyon yıl sürdü; yüz milyon yıl dolana kadar seninleyim.” Diyargemisinin sahibi olan Hükümdar çok rahattı; yüz milyon yıllık yolculuk için böyle bir ücret kazanmak gayet keyif verici bir olaydı.

Pekşarkı arayışa çıktı. Çok geçmeden Patrik Koryeli'nin malikanesine ulaştı. Patrik Koryeli'nin malikanesinde yakışıklı, genç bir öğrenci bekliyordu. Öğrenci saygıyla Hükümdar Pekşarkı'yı karşılamaya geldi.

“Hükümdar, Patrik Kavrulangüneş Bölgesi'ne doğru bir yolculuğa çıktı.” dedi adam. “Avatarı da dostlarının avatarlarıyla sürekli iletişim halinde olmak için farklı bir yere geçti. Neredeyse tamamı Kavrulangüneş Bölgesi'ne gittiler.”

“Öyle mi? Patriğiniz gerçekten de cesurmuş. Şu ‘Nuwa’ isimli öğrencisi nerede?” Pekşarkı hemen sordu.

“Kıdemli öğrenci kardeşim Nuwa mı?” Genç adam şaşırdı ve hemen cevapladı. “Haberiniz yok mu? Yarın kaos döngüsü önce Taobirleşimi'ni tamamlayarak Hükümdarlık’a ulaştı. Kavrulangüneş Bölgesi'ni ziyaret etme fikri ona aitti. Diğer büyük güçler ve Patrik de bu teklifi kabul ettiği için birlikte yola çıktılar.”

“Hükümdar mı oldu?” Pekşarkı'nın gözleri fıldır fıldır açıldı. “Ama daha çok genç!”

“Kıdemli öğrenci kardeşim Nuwa olağanüstü tecrübeler yaşamıştır. Söylentilere göre, Patrik onu Kavrulangüneş Bölgesi'nde bulmuş ve buraya getirmiş.” dedi öğrenci. “Onu sadece yüz kaos döngüsüdür tanıyorum.”

“Yüz kaos döngüsü mü?” Pekşarkı heyecanlıydı ve merakla sordu. “Kavrulangüneş Bölgesi'nde mi bulmuştu?” Yeni bir gelişmeydi.

“Evet. Bunu buradaki çoğu insan bilir. Orada ortaya çıktığına göre, geldiği yer olağanüstü olmalı. Zaten çok yeteneklidir. Yüz kaos döngüsünde Hükümdar oldu yahu! Daha üstü var mı?” dedi adam.

Pekşarkı sözleri duydukça heyecanlanıyordu. Doğru insanı bulmuştu, kesinlikle bulmuştu. Efsanevi Taolordu Karakuzey, Nuwa'nın yetenekli bir Taolordu ya da Ebediyet İmparatoru olduğunu söylemişti. Bu kadar emin konuşmasına şaşırmamalıydı! Nuwa gerçekten de inanılmazdı… Ama Karakuzey ondan da muazzamdı. Yalnız Kral'ı bir tavuk misali katletmişti; yani koskoca diyarda Tiranlar'dan sonra geliyordu.

“Haklıydım. Doğru insanı buldum. Bütün bunların bir tesadüf olması mümkün değil!” diye düşündü Pekşarkı. “Ayrıca Kavrulangüneş Bölgesi'nden gelmiş. Görünüşe göre Taolordu Karakuzey'le birbirlerini tanıyorlar.”

….