Bölüm 1296: Karakuzey'in Haberi

 Mavisema Diyarıdüzlemi'ne geldikten ve Nuwa'nın, Taolordu Karakuzey'in aradığı kişi olduğunu kesinleştirdikten sonra Hükümdar Pekşarkı hem keyifli hem de gergindi. “Acele etmeli ve Diyarefendisi'ne haber vermeliyim. Yavaş davranırsam başka biri durumu bildirebilir! Ah… Diyarefendisi Zarifrüzgar'ın bölgesi çok uzakta. Bilgiyi ona ulaştırmak kolay olmayacak.”

Mavisema Diyarıdüzlemi ve Diyarefendisi Zarifüzgar'ın “Saklıhabis Diyarıdüzlemi” birbirine çok uzaktı. Ji Ning'in sözleri bir orman ateşi gibi yayılıyor olsa da, Hükümdar Pekşarkı gibi figürlere haberin ulaşması altmış milyon yıl sürmüştü. Eğer Pekşarkı diyargemisi kullanarak Saklıhabis Diyarıdüzlemi'ne gitmeye kalkarsa, muhtemelen birkaç milyar yıl harcardı! Muhtemelen bu süre zarfında farklı bir büyük güç durumun farkına varır ve Diyarefendisi'ne haber verirdi.

“Diyarefendisi Zarifrüzgar epey ünlüdür. Şafak Savaşı'nda büyük işler başarmış, Tiranlar'dan rehberlik almış bir adam.” Pekşarkı düşündü. “Efsanevi Tiran Titanos'a bile ulaşabiliyor. Mavisema Bölgesi'nde Tiran Titanos'la iletişim kurabilmeye yakın tek kişi Büyük İmparator Derinsema'dır. Onun aracılığıyla Diyarefendisi'ne çabucak haber verebilirim.”

“Büyük İmparator Derinsema… Bir an önce onu ziyaret etmem lazım.” Hükümdar Pekşarkı kiraladığı diyargemisiyle Derinsema'nın malikanesine doğru yola çıktı.

……

Bir Tiran'la iletişim kurmak kolay iş değildi. Bunlar, gizemli ve nerede oldukları nadiren bilinen figürlerdi; çoğu Hükümdar onlara asla ulaşamazdı. Kendi malikanesinde zaman geçiren tek kişi Tiran Titanos'tu ve ona ulaşmak, diğer Tiranlar'a ulaşmaktan daha kolaydı. Fakat ona ulaşabilenler bile geçmişte büyük işler başaran, Tiranlar'ın sevdiği figürlerdi! Örneğin, Ji Ning Tiran Titanos'la bizza görüşmüş olsa da ona ulaşması pek mümkün değildi.

 Yalnız Kral da Tiran Titanos'a ulaşamazdı. Bunu yapmak için başka büyük güçlerden yardım istemek zorundaydı; tabii hayatta olsaydı…

Sadece Diyarefendisi Zarifrüzgar, Büyük İmparator Derinsema ya da Tanrı İmparatoru Helong gibi geçmişte büyük işler başarmış kişiler Tiranlar'a ulaşabilirdi. Lakin tabii, onlar bile sadece Tiranlar'ın kişisel öğrencilerine ulaşabiliyordu!

Nihayetinde, bir Tiran'la görüşmeye layık olabilecek kadar büyük işler başarmış çok az kişi vardı.

Hükümdar Pekşarkı elli milyon yıl boyunca uçarak Tanrı İmparatoru Derinsema'nın malikanesine ulaştı! Alevejder Diyarıdüzlemi daha uzaktı; oraya ulaşmak milyarlarca yıl sürerdi.

Böylece, Ning'in Taobirleşimi'nde başarısız olmasından 120 milyon yıl sonra, Hükümdar Pekşarkı Büyük İmparator Derinsema aracılığıyla Diyarefendisi Zarifrüzgar'a haber göndermeyi başardı.

……

Aslında, Ning'in başarısız olmasından 90 milyon yıl sonra Taolordu Karakuzey'in tek bir hamleyle Yalnız Kral'ı öldürdüğü ve Taolordu Karakuzey'in Nuwa isimli bir kadını aradığı haberleri Mavisema Diyarıdüzlemi'ne ve Kavrulangüneş Bölgesi'ndeki Nuwa'ya ulaşmıştı.

Kavrulangüneş Bölgesi…

Tırırım… Uzaktaki kavrulan yıldızdan bir dizi patlama sesi yükseliyor ve yıldızın yüzeyinde sayısız meteor patlıyordu.

Gümüşi beyaz bir gemi yavaşça boşlukta uçuyordu. İçinde beş kişi vardı ve beşi de olağanüstü auralara sahipti. Yaşlı bir adamın ve genç bir adamın auraları ise özellikle dikkat çekiyordu. Yaşlı adamın uzun, kıpkırmızı saçları; kambur bir vücudu ve ateşli yapraklardan yapılma bir cübbesi vardı. Alnından da kıpkırmızı bir ağaç dalı uzanıyordu. Kendisi efsanevi Patrik Koryeli'ydi.

Genç adam ise soğuk ve yalnız görünüyordu. Güzeller güzeline cübbeleriyle oracıkta dikilen bu figür, Muzaffer Yeşim Gökkuşağı'ydı. Bu grupta Patrik Koryeli'ne denk olan tek kişi oydu. Kendisine “İmparator” demek yerine “Muzaffer” demesi kibrinin ve öz güveninin bir göstergesiydi… Ancak o esnada gözleri öfkeyle kaplıydı.

“Çok şanssızız. O kadar savaştık ve ötekidiyarı neredeyse ele geçiriyordu… Ama Soluknahif ve Hükümdarlar'ı bize pusu kurmuş. Sinirlenmemek elde değil.” Kürklü bir uzaylı hırladı; o da bir Hükümdar'dı.

“Usta.” Patrik Koruyeli'nin yanında bir kadın duruyordu. Alışılagelmişin dışında yeşil cübbeler giyiyordu ama onun cübbeleri yeşil yapraklarla kaplıydı. Çok güzeldi ve gülümsediğinde, onu gören herkes huzura eriyordu.

“Kaybettiysek kaybettik. Zaten o ötekidiyari şans eseri bulmuştuk.” Nuwa gülümsedi. “Ayrıca bir ötekidiyara daha sahip olmak, önümüzdeki günlerde yapacağımız şeye bir fayda sağlamayacak.”

“Katılıyorum.” Patrik Koruyeli başını salladı. “Hayal kırıklığına uğradığınızı biliyorum ama Nuwa haklı. Kardeşim Yeşim Gökkuşağı ve benim… Zaten ötekidiyarlarımız var, Nuwa da bir Sithe silahına sahip. O ötekidiyarı alsak da pek fark yaratmayacaktı. Biz, Kavrulangüneş Bölgesi'ne girmek ve Nuwa'nın bahsettiği Sithe cephanesine dalmak için yola çıktık!”

“Unut gitsin.” Yeşim Gökkuşağı burnundan soludu, hala suratında soğuk bir ifade vardı. “O kahrolası Soluknahif'i bu seferliğine bağışlıyorum. Onu bir daha görürsem dersini vereceğim. Nuwa, cephaneye yakın mıyız?”

“O yeri ilk bulduğumda sadece bir Dünya Seviye gelişimciydim.” dedi Nuwa. “Bir şekilde hayatta kaldım ama yerini hayal meyal hatırlıyorum. Hatırladığım kadarıyla, oraya ulaşmamıza az kaldı.”

 Nuwa bir Dünya Seviye gelişimciyken Kavrulangüneş Bölgesi'nde belirmişti. O zamanlar bir Sithe cephaneliği bulsa da, onu tamamen ele geçirmek için fazlasıyla zayıftı. Zar zor bir hazine aldıktan hemen sonra kaçmıştı. Karşılaştığı tehlikeler sonucunda neredeyse hayatını kaybediyordu ve nihayetinde Patrik Koruyeli'yle karşılaşmıştı. Koruyeli onu öğrencisi olarak aldı; böylece Nuwa ölümcül Kavrulangüneş Bölgesi'nden kurtularak Mavisema Bölgesi'ne geldi.

Nuwa o zamanlar bir Sithe cephaneliğinin tam olarak ne anlama geldiğini bilmiyordu. Dördüncü Adımın Taolordu olduğunda her şeyi anlamış olsa da, bunu başkalarına söyleyecek cesareti yoktu. Taobirleşimi'ni tamamlayarak Hükümdarlık’a eriştiğinde ise konudan bahsetmiş ve çok sayıda Hükümdar'ı cephanelik arayışına davet etmişti.

“Eh?” Muzaffer Yeşim Gökkuşağı'nın suratında aniden şaşkınlık dolu bir ifade belirdi; adamın beti benzi attı.

“Sorun ne, kardeşim Yeşim Gökkuşağı?” Patrik Koruyeli biraz şaşırdı. Normalde soğuk ve kibirli görünen bu adamı şaşırtabilecek ne olmuştu ki?

“Büyük bir haber geldi.” Yeşim Gökkuşağı'nın sesi titriyordu.

“Haber mi?” Nuwa meraklıydı. Beşliden en genci oydu ve ustası kadar güçlü olan Yeşim Gökkuşağı'na saygı duyuyordu.

“Yaşlı adam, Buzultepe Ordusu'nun başındaki Yalnız Kral'ı biliyorsun, değil mi?” Muzaffer sordu.

“Evet, biliyorum.” Koruyeli başını salladı.

“Herif ölmüş.” dedi Yeşim Gökkuşağı. “Taolordu Karakuzey isimli korkunç biri tarafından tek bir kılıç hamlesiyle katledilmiş.”

“Ne?!” Koruyeli şoke oldu. “Bu nasıl olur?”

“Dur biraz, dahası var. Tam detayları alamadım. Bana biraz izin verin.” dedi Yeşim Gökkuşağı. Kadimikiz’i uzak bir diyardaydı ve başka büyük güçlerle sohbet ediyordu. Nihayetinde tam hikâyeyi ve Karakuzey'in Nuwa'yı aradığını öğrendi.

“Ha?!” Yeşim Gökkuşağı şaşkınlık içerisinde Nuwa'ya baktı.

Nuwa duruma anlam verememişti, neler oluyordu?

“Ne oldu, kardeşim? Taolordu Karakuzey'in olayını anlatacaktın? Yalnız Kral adak törenini tecrübe ederek bir Altın İmparator olmuştu; vücudu seninkinden bile daha sağlamdır ve yanında birden fazla Sithe silahı taşıyor. Muhtemelen, onu sadece efsanevi Tiranlar öldürebilir.”

“Taolordu Karakuzey fazla güçlü.” Yeşim Gökkuşağı konuştuğu sırada Nuwa'ya bakıyordu: “Dostlarımdan duyduğum kadarıyla, Ebedi Nihai Kılıç Taosu’nu kavramayı başarmış! Heybetini kelimelere dökmek mümkün değil. Yalnız Kral ölmeden önce tepki bile verememiş.”

Koruyeli şaşkına döndü.

“Karakuzey?” Nuwa daha önce bu ismi duymamıştı ama içinden bir his, bu adamla arasında bir çeşit bağlantı olduğunu fısıldıyordu. Sanki karmanın bulanık bağları onu Karakuzey'e bağlıyordu. Fakat Nuwa'nın Karma Taosu’ndaki yetenekleri yeterli değildi; hissedebiliyor olsa da, bu bağlantıları göremiyordu.

“Kaosdiyarı'ndaki gelişimciler arasında, Tiranlar'ın hemen arkasından geliyor. Tek eliyle ikimizi de katledebilecek kadar güçlü.” Yeşim Gökkuşağı Nuwa'ya baktı. “Ve… Şu anda Nuwa isimli birini arıyormuş.”

“Nuwa mı?” Koruyeli ve diğer Hükümdarlar ona baktı.

“Nuwa'nın inanılmaz yeteneklere sahip olan, muhtemelen yüz kaos döngüsüdür eğitim yapan bir kadın olduğunu söylemiş. Ya güçlü bir Taolordu ya da Ebediyet İmparatoru'ymuş.” Yeşim Gökkuşağı durmadan Nuwa'ya bakıyordu.

“Tesadüf olamayacak kadar doğru…” Herkes şaşkındı. Nuwa'nın ise aklı karışmıştı.

……