Bölüm 1224: On Altı Diyarıdüzlem İttifakı

Ji Ning Aksükun ile birlikte düzlemsel yarığa girdi ve ikili mühürlenmiş bir cep düzlemine ışınlandılar. Düzlem otuz bin metrelik bir alana sahipti ve içinde devasa bir siyah sunak bulunuyordu. Ning ve Aksükun sunağa doğru inişe geçtiler.

“Efendim.” dedi Aksükun. “Sithe, Yeşimateş Diyarı'nı kontrol etmek için burayı kullanıyordu. Diyarın her parçası kontrolleri altındaydı.”

“Oh?” Ning bölgeyi süzdü. Siyah sunak epey büyüktü; neredeyse bir avlu boyutlarındaydı. Yüzeyinde karmakarışık ve mucizevi denilebilecek damar hatları vardı; hepsi birleşerek ateşlerle kaplı bir çiçeği oluşturuyordu. Ateşlerin deseni sürekli değişmekteydi ve her seferinde farklı bir şekle bürünüyorlardı.

“Eh?” Ning meraklanmadan edemedi. “Bu bir formasyon diyagramı.” diye mırıldandı. “Dış katmanı kaplayan ateşler, Yeşimateş Diyarı'ndaki girişleri ve çıkışları temsil ediyor! Aynı onlar gibi, bu ateşler de sürekli değişiyor ve asla aynı döngüyü tekrar etmiyorlar… Çıkış yolunu bulamazsan sonsuza dek burada kalırsın! Bu yüzden içeri girmek kolay ama çıkmak zor.”

“Çiçeğin yaprakları… Sayısız ateşten geçidi temsil ediyor! Farklı farklı tuzaklarla ve mekanizmalarla dolu; hepsini bu diyagram aracılığıyla kontrol edebiliyorsun. Gövde ise… Gördüğüm kadarıyla yedi farklı renge sahip; burası da bölgedeki sayısız hücreyi ve yedi ana hapishaneyi temsil ediyor olmalı.” Dokuztoz'u kurtarmak isteyen Ning, buraya gelmeden önce hücreleri dikkatlice incelemişti. Dolayısıyla formasyon diyagramını görür görmez neyi temsil ettiğini hemencecik anladı.

 “Efendim, işinize yarayacak mı?” Aksükun sordu.

“Biraz yarayacak ama formasyon diyagramı çok karmaşık. İçinde Ateş Taosu’nun gizemleri yatıyor… Boşluk Tao'suna dair izler de var. İkisini birleştiren bir yapı. Fakat asıl olay bu değil. Buradaki asıl mesele, mekanizmayı yönetmek için Formasyon Taosu’nda inanılmaz bir seviyeye ulaşmış olmanın gerekmesi.” Ning başını iki yana salladı. “Üstelik bunlar sadece Sithe'ye özgü olan formasyonlar. Gelişimcilerin kullandığı formasyonlardan tamamen farklılar.”

Çok garipti. Sadece formasyonlara bakarak bile karanlık, kasvetli bir auranın koşulsuz bir korkuyla yankılandığını hissedebilmek mümkündü. Bu korkunç bir formasyondu ve Yıkım Dalgası'nı yaratabilecek kapasiteye sahipti. Aslında, Sithe bile bu formasyon diyagramını kullanmak için özel tekniklere başvuruyordu ve onu kontrol eden kişi dahi formasyonu tam olarak anlamış değildi.

Buradaki asıl problem, Ning'in o özel teknikleri bilmiyor oluşuydu. Yani öncelikle formasyonu anlamalı ve ardından onu açmalıydı; ki bunu yapmak hiç de kolay olmayacaktı.

“Dokuztoz'u kurtarmak istiyorsam bu formasyon diyagramını anlamak zorundayım.” dedi Ning. Daha önceleri hücrelerin tamamını inceleyen Ning, bölgeyi kaplayan formasyonun karmaşıklığı karşısında şaşkına dönmüştü; böyle bir şeyi anlaması mümkün değildi. Her şey bir sis perdesinin arkasına gizlenmişti! Şimdiyse, her şeyi kontrol eden formasyon diyagramının önündeydi ve onu inceleyebiliyordu… Fakat bu sefer daha da çaresiz bir haldeydi. “Hapis bölgesi…” Ning çiçek desenindeki ercik bölgesini, yani hapis bölgesini incelemeye koyuldu.

Başını iki yana salladıktan sonra devasa diyagramın dış katmanlarında yanıp sönen ateşlere baktı. Bunlar, Yeşimateş Diyarı'nın çıkışlarını temsil ediyordu.

“Eh?” Aniden gözleri parladı. “Bunlar… Bu ateşler…” Ning sanki bunu daha önce de görmüştü! Mavi Çiçek Malikanesi'ndeki birinci sarayda, Tiran Erk'in iki medeniyetten de topladığı sayısız teknik vardı. Bütün o teknikleri ezberleyen Ning, aralarından Sithe'ye dair bir teknik olduğunu hatırlıyordu. Tiran Erk farklı farklı formasyonları içeren bu özel Sithe tekniğini gelişimcilerin kullanabilmesi için ayarlamıştı. Ning o ateşlerin, kayıtlı formasyonun basit bir çeşidi olduğunu anında anladı!

Aslında, Yedi Cehennem'in Ateşi adlı formasyon diyagramı koskoca Sithe'nin en gizli ve en saklı diyagramlarından biriydi. Sithe medeniyetinin kendi iç sırlarını başkalarına açması mümkün olamazdı. Tiran Erk bile böyle bir şeyin detaylı kaydını bulamazdı. Fakat… Tiran Erk Sithe'den farklı formasyonlar almıştı ve bunlardan bazıları Ning'in şu anda baktığı diyagramla aynı türdendi.

“Ah…” Ning geniş geniş sırıtıyor, inci dişlerini gösteriyordu. “Ahahaha. Bütün umutlar karanlığa karıştığında bir ışık doğar.” Ning çabucak gördüğü tekniğin detaylarına daldı ve Kadimikiz’i de bu konuya odaklandı.

Kısa bir sürede tamamını kavrayan Ning, artık geniş formasyonun dış katmanındaki ateşleri görebiliyordu.

“Demek çıkışlar böyle çalışıyor.” Ning ateşlere doğru parmağını salladı. İşaret ettiği yerdeki ateşler değişmeye devam ediyordu ama artık Ning'in kontrolündeydiler.

“Dur.” Ning'in iradesi formasyon diyagramına girdi ve genç adam tek bir düşünceyle ateşlerin yönünü değiştirmeyi başardı.

Tırırırım… Ning'in etrafındaki boş uzayda bir dizi görüntü belirdi. Bunlar, Yeşimateş Diyarı'nın dış katmanını simgeleyen sayısız ateşin illüzyonvari görüntüleriydi! Artık hepsi Ning'in kontrolü altındaydı. Ateşler titriyor ve kükreyerek formasyonlar dahilinde değişiyordu. Dış katmandaki ateşleri anlayan Ning, özel teknikler olmadan da onları kontrol edebiliyordu.

“Tebrikler, efendim!” Aksükun hemen tebrik etti.

“Henüz tebrik etmek için çok erken. Yalnızca dış katmanın kontrolünü ele alabildim.” Ning başını iki yana salladı. “Dokuztoz'u kurtarmak istiyorsam diyagramın tamamını kontrol etmek zorundayım.”

“Üç parçaya sahip bir diyagramla karşı karşıyayız. En dış katmanında ateşler var; ortadaki katmanda çiçek yaprakları ve merkezinde de ‘ercik’ bölgesi mevcut.” Ning diyagrama bakıyordu. “Merkeze yaklaştıkça işim zorlaşacak. O ufacık çiçek erciğini kavramak ise en zoru. Onu kavrarsam diyagram tamamen kontrolüme girer.”

“Evet, dış katmanı hallettiğime göre, sıra çiçek yapraklarında…” Ning sayısız ateşten geçidi temsil eden çiçek yapraklarına baktı. “Bu kez işim daha zor…” Ning'in suratı ekşidi.

……..

Ning aklındaki Sithe formasyonlarını inceliyordu. Kadimikiz’i Tiran'ın taştan sunağı sayesinde hızla çalışabiliyor olsa da, formasyonun “çiçek yaprakları” kısmı ilk kısımdan binlerce kat daha karmaşıktı.

Zaman geçti ve günler günleri kovaladı. Ning'in Kadimikiz’i geçici bir süreliğine Su Taosu’nu bırakarak Formasyon Taosu’na odaklandı ve Yedi Cehennem'in Ateşi'yle aynı türde olan diyagramları incelemeye koyuldu.

“Bu ‘çiçek yaprağı’ formasyonunu kavramam birkaç yüz bin yıl sürecek.” Ning zaman geçtikçe bir şeylerin farkına varıyordu. Tiran Erk çok sayıda Sithe formasyonunu ele geçirmiş olsa da, genç adamın bunu anlaması yüz binlerce yıl sürecekti.

“Peki ya ‘ercik’ kısmı? Formasyonun asıl merkezi o.” Ning devasa, ateşten çiçeğin orta yerine baktı. Merkezi formasyonu kavrayamadığı sürece, formasyonun kontrolünü ele alarak Dokuztoz'u kurtaramazdı.

Süzülen ateşler kolaydı. Çiçek yaprakları zordu. Çiçek erciği ise öyle zordu ki, Ning onu kavramak için ne kadar zaman harcayacağını bilmiyordu. Bir kaos döngüsü? On? Bu kadarının bile yeterli olacağını düşünmüyordu.

“Demek öyle?” Ning gözlerini kapayarak meditasyona odaklandı. “İşleri ağırdan alalım.”

……

Ning formasyonlara odaklanmış bir vaziyetteyken, Sonsuz Diyarlar hala daha İpeksikar'ın ölümünden sebep karmaşıktı.

Geniş bir ebedidünyada…

Burası sayısız ırkın yaşadığı bir yerdi ve hepsi de kanatlıydı. Göklerde uçan bu canlılar, ebedidünyanın tartışmasız efendileriydi.

Vhooosh. Düzlemsel bir yarığın içinden bir figür çıktı. Kendisi etrafa kan kokusu saçan, kızıl cübbeli yaşlı bir adamdı ve şeytani ifadesiyle bütün dünyayı süzdü.

“Altınada, eski dostum.” Kızıl cübbeli yaşlı adam seslendi ve tanrıhissiyle koca dünyayı kapladı.

“Eh?” Altından bir ışık hüzmesi ortaya çıkarak kel, altın kürklü bir uzaylıya dönüştü. Bu şahıs Sonsuz Diyarlar'daki Tao İttifakı'nın iki üstün liderinden biri olan İmparator Altınada'ydı. İmparator Altınada kendi ırkının üyeleri için bu ebedidünyayı kurmuştu ve avatarı sürekli burada yaşıyordu. Burada sorun çıkarabilmek için en azından Hükümdar seviyesinde olmanız gerekiyordu.

“Kanlıbulut.” Altınada'nın yüzü ekşidi.

“Kardeşim Altınada.” Kanlıbulut gülümsedi ve bu gülümsemesinden sebep suratındaki ifade iyice vahşi bir hal aldı. “Buraya geldim, çünkü senden yardım isteyeceğim.”

“Yardım mı?” İmparator Altınada güldü. “Ne yani, İpeksikar öldükten sonra lidersiz kaldınız diye korkmaya mı başladınız? Yoksa benden seni korumamı mı isteyeceksin?” Aslında İmparator Altınada bu şeytani adamlarla uğraşmak istemiyordu.

“Korkmak mı? Korktuğumu mu sanıyorsun?” Kanlıbulut'un gözlerinde kızıl ışıklar çaktı ve adam hırladı. “Bendeniz Kanlıbulut, hayatım üzerine yemin ederim ki birazdan söyleyeceğim sözlerin tamamı doğrudur…”

İmparator Altınada şaşırdı.

“İpeksikar'ın nasıl ve neden öldüğünü biliyor musun?” Kanlıbulut Altınada'ya baktı. “Açıklayayım…” Böylece Kanlıbulut, yaşanan her şeyi anlattı.

“Yani diyargemisi artık Karakuzey'in ellerinde, öyle mi?!” Altınada şaşkındı. “Bu gerçek mi yahu?!” Dedikten sonra hemen sessizliğe büründü; sonuçta karşısındaki adam söze girmeden önce bir hayatözü yemini etmişti! “Demek sebebi buydu. İpeksikar'ın bir diyargemisi vardı ve bu gemi artık Karakuzey'in ellerinde.” Bu yaşananlar kulağa gerçek gibi gelmiyordu.

Diyargemisi! Kim böyle bir hazineyi elde etmek istemezdi ki? Alevejder Diyarıdüzlemi'ndeki üç Hükümdar'ın hazineleri toplamı bile bir diyargemisi almaya yetmezdi! İpeksikar böyle bir şeyi ele geçirdiği için çok şanslıydı ve bugüne kadar kimseye bunu çaktırmamıştı. Fakat öldükten sonra, gemi artık Ji Ning'in ellerindeydi. Aslında kaçamamasının tek sebebi bütün o tuzaklar ve bariyerlerdi. Öleceğini anladığında her şeyi Kanlıbulut'a anlatmaya karar vermişti.

“İmparator Altınada, bu haberi Tao İttifakı'nın irtibat halinde olduğu diğer diyarıdüzlemlere iletmeni istiyorum.” dedi Kanlıbulut. “Herkese söyle.”

“Sen!” İmparator Altınada'nın suratı asıldı.

“Tek yapman gereken haberi yaymak. Bütün o Hükümdarlar'ın ve büyük güçlerin buraya koşa koşa geleceğine eminim.” dedi Kanlıbulut ve çılgınlar gibi güldü. “Kardeşim Altınada, Tao İttifakı'nın üyeleri olarak birbirimize bu tarz konularda yardımcı olmalıyız, değil mi?”

“Evet.” Altınada başını salladı. Tao İttifakı'nın lideri olduğu için eski kuralları takip etmesi gerekiyordu. Tao İttifakı'ndaki bütün İmparatorlar, kendileri adına Tao İttifakı aracılığıyla haber gönderebilirdi.

“Bu haberi ittifakımızdaki on altı diyarıdüzleme göndereceğim.” dedi Altınada. “Fakat Karakuzey de Tao İttifakı'nın bir üyesi olduğu için ona da haber vereceğim.”

…….