Bölüm 1028: Yalnız Başına Mücadele

Devasa bir ışık tapınağı kaos uzayın kara boşluğunda süzülüyor ve içinde çok sayıda gelişimci bulunuyordu.

Tapınağın en üst noktasında gümüş maskeli, gümüşi cübbeli bir adam vardı. Kendisi Dokuztoz Tarikat Efendisi'ydi ve namı çevre bölgelerde duyulmuştu. Sayısız canlı varlık önünde düş çöküyor ve mandasında yaşıyor, acımasızlığı ve gücüyle etrafındaki gelişimcilerin kalplerine dehşet salıyordu.

 Hemen altında Dokuztoz Tarikatı'nın Efendi Yardımcıları olarak görev yapan üç figür durmaktaydı.

“Tarikat Efendisi.” Üç Efendi Yardımcısı'ndan biri olan Taolordu Zarafet konuştu. “On yıl geçti ama Doğudiyar Tarikatı hala gitmiş değil. Ne yapacağız?”

“Sormana gerek var mı? Saldıracağız tabii. Hepsini ortadan kaldıracağız!” Taşı andıran bir vücuda sahip olan Taolordu Gaddaralev öfkeyle kükredi. “Doğudiyar olmadan bize karşı koyamazlar!”

“Hmph.” Zarif ve yakışıklı Taolordu Zekiruh kükredi. “Gaddaralev, Patrik Doğudiyar olağanüstü bir güce sahipti ve yuvasını dehşetengiz formasyonlarla kapladığına şüphemiz yok. Anlaşmayı denedik ve başarılı olsaydık her şey sorunsuz hallolacaktı… Ancak saldırmak? Hmph. Sadece Tarikat Efendisi buna kalkışabilir. Bizler ise ölüme yürümekten başka hiçbir şey yapmış olmayız.”

Üç yardımcı efendi de dördüncü adımdaydı ve Zekiruh en güçlüleriydi.

“Yeter.” Dokuztoz Tarikat Efendisi soğuk bir sesle araya girdi. “Madem gitmediler, o vakit hepsini geberteceğiz.”

Üç yardımcı efendi, bilhassa Zekiruh ve Zarafet ikilisi şaşkındı. Taolordu Zekiruh kükredi. “Sizler, şimdilik çekilebilirsiniz.”

“Anlaşıldı.” Aşağıda duran diğer Taolordları ve Dünya Seviye gelişimciler hızla geri çekildiler; olaya anlam verememişlerdi.

“Tarikat Efendisi.” Taolordu Zekiruh başını kaldırarak Dokuztoz Tarikat Efendisi'ne baktı. “Tarikat Efendisi, Doğudiyar Tarikatı sizin için bir takıntıya dönüşmüş olabilir mi? Önce Taolordları'ndan birini katlettiniz, akabinde koca tapınağı burayı gözlemlemek için Doğudiyar Ebedidünyası'na taşıdınız ve şimdiyse, güç kullanmaktan bahsediyorsunuz! Doğudiyar Tarikatı inanılmaz derecede zayıf bir durumda; kuşatmamız yeterli olacaktır, saldırmanın gereği yok. Böylece, er ya da geç dışarı çıkmak zorunda kalacaklar; tabii kendilerini oraya kapatırlarsa durum başka. Böyle olursa tarikatları gitgide zayıflayacak. Birkaç kaos döngüsünde ise işleri tamamen bitecek. Neden zorla saldırma riskine giriyoruz ki?”

“Katılıyorum. Tarikat Efendisi, belki de biraz aceleci davranıyoruz?” Taolordu Zarafet sordu. Bu kararın biraz aceleyle verildiğini düşünüyorlardı. Burada oturabilir ve Doğudiyar Tarikatı'nı istedikleri kadar kapana kıstırabilirlerdi ancak Tarikat Efendisi saldırmakta ısrarcıydı.

“Hm. Eski Tarikat Efendisi ölüp gittikten sonra beni rahat, merhametli biri olarak görmeye başladınız, öyle mi? Emirlerime uymanıza gerek olmadığını düşünüyorsunuz, mm?” Dokuztoz Tarikat Efendisi'nin ses tonu soğuktu.

“Cüret edemeyiz.” Üç yardımcı efendi de saygıyla konuştu.

“Madem cüret edemezsiniz, o vakti gidin ve emirlerimi yerine getirin. Doğudiyar Tarikatı'na!” Dokuztoz Tarikat Efendisi kükredi.

“Anlaşıldı.” Üç yardımcı efendi emirlere uymak zorundaydı.

“Doğudiyar Tarikatı'na!” Çok geçmeden emir tarikat boyunca yayıldı ve devasa ışık tapınağı ilerlemeye başladı.

….

Tırırım…

Devasa tapınak Doğudiyar Tarikatı'nın dünya atmosferine girerek göklere yükseldi ve süzülen bir dağ misali direkt Doğudiyar Tarikatı'na doğru ilerlemeye başladı. Artık varlığını gizlemeye gerek duymuyordu.

“Dokuztoz Tarikatı'nın tapınağı.”

“Dokuztoz Tapınağı!”

Doğudiyar Ebedidünyası'nda yaşayan gelişimciler başlarını kaldırarak bu devasa tapınağa bakıyorlardı. Kalpleri şaşkınlıkla doluydu. Büyük şeylerin olacağı kesindi!

“Derhal, derhal harekete geçin!”

“Doğudiyar Tarikatı'na gidelim ve güvenli bir mesafeden yaşanacakları izleyelim. Son yıllarda bu bölgede gerçekleşen en büyük savaşa tanık olacağız. Böyle bir şeyi kaçıramayız.”

“Muhtemelen Doğudiyar Tarikatı'nın sonu geldi. Böyle büyük bir olayı kaçırmamızın imkanı yok. Doğudiyar Tarikatı gibi uzun yıllardır yerini korumuş bir oluşumun direnmeden pes edeceğini sanmıyorum. Bana kalırsa, bu mücadelede Dokuztoz Tarikatı'ndan bir iki Taolordu ölecek.”

Heyecanlanan gelişimciler hızla Doğudiyar Tarikatı'na doğru gidiyorlardı. Böyle bir savaşı kaçırırlarsa sonsuza kadar buna pişman olurlardı.

………

“Geliyorlar.”

“Dokuztoz Tarikatı geliyor.”

“Dokuztoz Tarikatı ana üssünü bile buraya getirmiş.” Doğudiyar Tarikatı'nda bu haberler orman yangınları kadar hızlı yayılıyordu. Müritlerin çoğu şaşkın ve gergindi. Bu günün geleceğini uzun zaman öncesinden biliyor ve Taolordu Karakuzey'in desteğini aldıklarını biliyor olsalar da… Gerilmeden ve korkmadan edemiyorlardı.

Dokuztoz Tarikatı'nın gücü çok fazlaydı! Namı ve şöhreti çevre bölgelerde efsanevi denecek boyutlara ulaşmıştı.

“Taoist dostum Karakuzey! Taoist dostum Karakuzey!” Yıldırımalaz, Ning'den destek istemek için Boşluk Geçidi'ne yöneldi.

“Geldiler mi?” Ning, Hapazizi, Su Youji ve Naia dörtlüsü aynı anda dışarı çıktı.

“Dokuztoz Tarikatı'nın ana üssü, ‘Dokuztoz Tapınağı', şu anda bize doğru uçuyor.” Yıldırımalaz boğanızı temizledi, her halinden gergin olduğu anlaşılıyordu. “Işınlanmayla yahut gizli taktiklerle aramıza sızmaya çalışmıyorlar; direkt karşımıza dikilecekler! Gelişimcilerin çoğu onları görmüş olmalı. Kendilerine güvendiklerine şüphe yok.”

Ning başını salladı. “Paniğe gerek yok. Bu andan itibaren emirlerimi dinlemeniz gerekiyor.”

“Pekala.” Yıldırımalaz başını salladı.

“Dokuztoz Tarikatı'yla tarikatın dışında konuşacağım.” Ning gülümsedi.

“Tarikatın dışında mı?” Taolordu Yıldırımalaz şoke oldu. “Bunu yapamazsın. Dışarı çıkarsan formasyonlar seni koruyamaz.”

“Onlara denk olmadığımı anlarsam, doğal olarak formasyonlara geri döneceğim.” Ning gülümsedi. “Merak etme. Kendi yeteneklerimi iyi biliyorum.”

Ning'i ikna edemeyen Yıldırımalaz'ın elinden sadece şunları söylemek geliyordu: “Taoist Dostum Karakuzey, dikkatli olmalısın.”

“Doğudiyar Tarikatı'ndaki formasyonları sana bırakıyorum. Formasyon kontrolü bu savaşta kritik bir öneme sahip olacaktır.” Ning dedi.

“Merak etme.” Yıldırımalaz başını salladı.

Ning daha sonrasında takipçilerine dönerek gülümsedi. “Bu savaşa katılmanıza gerek yok. Dışarıdan izlemek mi istiyorsunuz, malikane dünyasına girmek mi?”

“Tabii ki izleyeceğim.” Su Youji hemen cevap verdi.

“Böyle bir savaşı kaçırır mıyım hiç?” Hapazizi başını iki yana salladı.

Taolordu Naia ise hiçbir şey söylemeden diğer ikilinin yanında duruyordu.

Ning gülümsedi. “Pekala ama işler tehlikeye girerse malikane dünyama döneceksiniz. Sonuçta fazlasıyla zayıfsınız; gerçek savaş başladığında Dokuztoz Tarikat Efendisi sizi tek bir hamleyle öldürebilir.”

Nihayetinde, yeterince güçlü değillerdi. Ning hem hükümdarın zırhına hem de akılalmaz bir koruyucu ilahi yeteneğe sahipti; ayrıca dokuz gizli sanatını unutmak olmazdı. Bu yüzden Kongsan ve Dokutoz Tarikat Efendisi gibi figürlerle çarpışmaya cüret edebiliyordu. Naia gibi Taolordları ise tek bir hamlede hayatlarını yitirme riskine sahipti. Aradaki güç farkı çok falaydı.

“Emirlerinizi dinleyeceğiz, efendim.” Su Youji söz verdi.

“O halde gidiyorum.” Ning başını salladıktan sonra havalandı.

Diğerleri genç adamın gidişini gergin kalpleriyle ve ifadeleriyle izliyorlardı.

“Taolordu Karakuzey'in Dokuztoz Tarikatı tarafından anında öldürülmesinden korkuyorum. Böyle bir şey olursa işimiz biter.”

“Yapacak bir şey yok. Taolordu Karakuzey'e inanmak zorundayız.” Doğudiyar Tarikatı öğrencileri çaresizdi.

……

Dışarı çıkan Ning bölgeyi süzdü ve birkaç yüz kilometre ötedeki bir dağ zirvesini görünce tek bir adım atarak oraya ulaştı.

“Demek düşman nihayet kapıya dayandı.” Genç adam üstünde çıktığı bir kayadan uzakları izliyordu. Gözlerinde bir ateş vardı… Savaşma arzusundan doğan bir ateşti.

“Artık beş Üstün Tao'da da gelişmeler kaydettim. Ancak ne zaman onları birleştirerek daha güçlü bir Nihai Kılıç Taosu oluşturmayı denesem başarısız oluyorum.” Ning'in yüzü ekşidi. Boşluk Geçidi aslında ona epey yardımcı olmuştu. Doğudiyar Tarikatı'na gelmeden önce Ning sadece Kan Damlası ve Yin-Yang kılıç iradelerinde gelişme kaydedebilmişti.

Yin Yang kılıç iradesindeki ilerleyişi, Doğudiyar Tarikatı'na doğru hızla gelirken doğal yollardan yaşanan bir hadiseydi. Diğer üç Üstün Tao ise Boşluk Geçidi'nde geçirdiği on bin yıllık zaman diliminde gelişme göstermişti. Ancak ne yazık kı onları kullanarak daha üst düzey bir Nihai Kılıç Taosu geliştiremiyordu. Bunun için bir aydınlanma anına ihtiyacı vardı.

“İnsan tek başına gelişimin zirvesine ulaşamıyor. Belki bu savaş sayesinde Nihai Kılıç Taosu’nda bir gelişme kaydedebilirim. Nihai Kılıç Taosu’nun ikinci aşamasını kavradığımda ikinci adıma geçebileceğim.” Ning bu anı heyecanla bekliyordu Şu anda Kongsan'la savaştığı zamandan biraz daha güçlüydü, ancak ciddi manada bir dönüşüm geçirmemişti. Onu bu sınır aşımına itecek bir güdünün peşindeydi.

……..

Tırırım… Devasa tapınak nihayet ufukta kendini gösterdi.

“İşte orada.”

“Dokuztoz Tarikatı geldi.” Bölgede saklanan çok sayıdaki gelişimci savaşı izlemek için bekliyordu.

Devasa tapınak aniden duraksadı. Dokuztoz Tarikatı'nın Taolordları ve diğer gelişimcileri mesafeye bakıyorlardı. Ardından bakışları Doğudiyar Tarikatı'nın neredeyse hemen önünde duran bir dağ zirvesine odaklandı. Orada sırtında siyah bir kılıç kını taşıyan, beyaz cübbeli bir genç duruyordu. Genç adam da ayağa kalkarak onlara baktı.

“İkinci adımda olan bir Taolordu mu?” Dokuztoz Tarikat Efendisi mırıldandı. “Öyle ufacık bir Taolordu Doğudiyar Tarikatı'na gidişimizi engellemeye cüret ediyor… Öyle mi?”

……