Bölüm 1023: Sınır Bölgesi Doğudiyar

Siyah bir araç Sonsuz Diyarlar'da hızla ilerliyordu. Uzay zaman formasyonlarını kullanarak yolculuğunuzu %99 oranla kısaltabilirdiniz, ancak bazı bölgeleri yavaş yavaş uçarak geçmekten başka çareniz yoktu. Mesafe çok olmayabilirdi ama uçuş yüz yıllar boyunca sürebiliyordu.

Aracın üstünde…

Ji Ning, Hapazizi ve Su Youji üçlüsü şarap içiyor, rahatça sohbet ediyordu.

“Taolordu Doğudiyar ölmüş mü? Öyle inanılmaz bir Taolordu ölüp gitmiş demek…” Hapazizi iç geçirerek başını salladı.

“108,000 kaos döngüsü geçtikten sonra, Sonsuz Diyarlar'ın şu anki Taolordu neslinden neredeyse tamamı ölmüş olacak! İki üç tanesi hayatta kalsa bile şaşırmak lazım.” Su Youji konuştu. 108,000 kaos döngüsünden daha uzun yaşamak istiyorsanız Ebediyet İmparatoru olmanız gerekiyordu, ancak genelde bunu başarma şansına sahip olan kişiler zayıf, dikkat çekmeyen Taolordları'ydı!

Zayıf Taoları vardı ve dolayısıyla Taobirleşimi'nde başarı şansları daha yüksekti. Fakat… Ebediyet İmparatoru olduktan sonra Sonsuz Diyarlar'ın kum torbalarına döneceklerdi! Heybetli Taolordları kendilerine isim yapmak için onları durmaksızın kovalayacaktı. Dolayısıyla, zayıf Ebediyet İmparatorları'nın kaderinde ölümden başka bir şey yoktu. Sadece biraz daha güçlü olanları hayatta kalabilirdi.

“108,000 kaos döngüsü uzun, upuzun bir zaman. Haha, sıradan ölümlüler sadece yüz yıl yaşayabiliyorken çoğu bitki bir hasadın ardından yitip gidiyor.” Ning gülümsedi. “Daha hayata gözlerimi açalı bir kaos döngüsü bile geçmedi; hatta bir kaos döngüsünün %0.01'ına bile yaklaşmadım. 108,000 kaos döngüsü boyunca parlak, dikkat bir figür olursam bu bana yetecektir. Tabii Taobirleşimi'ni tamamlayarak ebediyeti kazanırsam daha da iyi olur.”

“Haha, Taobirleşimi'ni başarıyla tamamlarsanız muhtemelen bir hükümdar olursunuz.” Hapazizi konuştu.

“Kesinlikle.” Su Youji'nin gözleri parlıyordu. “Bir hükümdar olduğunu düşününce bile heyecanlanıyorum.”

“Tamam, tamam. Fazla abartmayın.” Ning başını iki yana salladı. Muhtemelen ucubevari yetenekli figürler bir hükümdar olmaya hayalini kuruyorlardı ama bu bir hayalden ibaretti. Kaçı başarılı olabilirdi ki?

“Eh?” Ning aniden başını salladı. “Şu Taolordu'nu aradan çıkaralım.”

……

Ning'in malikane dünyasında…

Yeşil bir çayırlığın üzerinde o yeşil cübbeli uzaylı kadın oturuyordu. Uzun, zarafet yolu yeşil saçlarına endişeyle kaplı bir çift iplikvari mavi göz eşlik ediyordu.

“Ustam canını kaybetti. Bu nasıl olur?” Taolordu Kongsan birkaç gün önce öldüğünde yeşil cübbeli kadın buna inanamamıştı. Kongsan'la arasında bir bağlantı olduğu için o ölür ölmez bu haberi aldı.

“Hayır… Böyle ölemem…” Yeşil cübbeli kadının kalbi korkuyla doluydu. Daha önceleri öldürülmekten ziyade yakalandığı için mutlu olmuştu, zira böylece düşman Taolordu Kongsan'la konuşabilir ve belli bir bedel karşılığında kadın, ustasına geri dönebilirdi. Fakat Kongsan'ın ölümüyle birlikte… Artık onu kurtaracak kimse yoktu. Kaderi tamamen Ning'in ellerindeydi.

Vhoosh. Aniden mesafede beyaz cübbeli bir figür belirdi. Yeşil cübbeli kadın başını çevirip bakmadan edemedi, adam ona doğru yürüyordu. Ning sakince konuştu. “Yüzündeki ifadeye bakılırsa, Kongsan'ın öldüğünü öğrenmişsin. İki seçeneğin var. Ya ölürsün ya da beni takip edersin.”

Yeşil cübbeli kadın rahatladı. Ning'in hiçbir şey söylemeden onu öldüreceğini düşündüğü için çok korkuyordu. Hemen ayağa kalktı, Ning'in önünde saygıyla eğildi. “Naia size boyun eğmeyi ve sonsuza kadar hizmet etmeyi kabul ediyor, efendim. Bütün hazineleri sizindir.”

“Hazinelerin sende kalsın.” Ning yeni takipçisinin eşyalarını alacak kadar ileriye gitmezdi. Gülümsedi. “Bugünden itibaren benim üçüncü Taolordu takipçimsin. Ayrıca, benim Taoist adım Karakuzey'dir. Hizmet ettiğin kişinin adını bile bilmemen utanç verici olurdu.”

“Anlaşıldı.” Taolordu Naia saygılıydı. “Karakuzey” ismini tekrar ve tekrar kendi kendine söyledi.

Bugünden itibaren Taolordu Naia da Ning'in takipçileri arasına girmişti.

……..

Taolordu Naia bir hayatözü yemini ettikten sonra Ning onu siyah araca çağırdı.

“Üçünüz birbirinizle iyi geçineceksiniz.” Ning gülümseyerek yeşil cübbeli kadını işaret etti. “Kendisi Taolordu Naia, daha önceleri Kongsan'ın en kıdemli öğrencisiydi. Bugünden itibaren takipçilerimden biri olacak.”

“Dördüncü adımda mı?”

“Takipçi mi?” Hapazizi ve Su Youji ikilisi heyecanlandı, ardından ikisi de Taolordu Naia'yla konuşmaya başladı.

Taolordu Naia sessiz biriydi ama kötü bir insan değildi. Ning, Odunsema Tarikatı'ndan Taolordu Kongsan'a dair istihbarat raporu aldığında öğrencilerine dair de bir şeyler öğrenmişti. Taolordu Kongsan'ın en kıdemli öğrencisi olan Taolordu Naia'ya dair detaylı bilgilere ulaşmıştı. Kendisi yıllar boyunca Kongsan'ı takip ederek ona hizmet etmiş ve yolundan çıkarak günahkâr hareketlere bulaşmamıştı. Uslu ve itaatkâr biriydi.

“Kötü biri değil gibi. Sanırım onu kabul edebilirim.” Ning bu yüzden onu takipçisi olarak aldı. Kadın kötü biri olsaydı, Ning onu anında katlederdi.

Böylece yeni grubun macerası başladı. Önce Parkıyı Krallığı'nı ziyaret ettiler ve uzay zaman tünellerini kullanarak Sonsuz Diyarlar'ın uzak köşelerinden birine, Doğudiyar Bölgesi'nin yakınlarına ışınlandılar. Uzun bir yolculuktu. Neyse ki Ning'in ışık hızının yüz katına çıkan aracı onlara fazlasıyla yardımcı oluyordu. Doğudiyar Bölgesi'ne ulaşmaları beş altı yüz yıl sürdü.

“Doğudiyar Bölgesi. Şu anda Sonsuz Diyarlar'ın dış sınırlarındayız.” Siyah araç bir kaos yıldızından çıkarak kadim kaosa girdi. Ning ve diğerleri güverteden önlerinde duran devasa bölgeyi izliyorlardı. Burası Doğudiyar Bölgesi'ydi!

“Efendim.” Taolordu Naia saygıyla konuştu. “Doğudiyar Bölgesi sınırda bulunduğu için çok tehlikelidir. Ayrıca burada bazı sinsi güçlerin yer aldığı biliniyor! Taolordu Doğudiyar hayattayken namıyla ve şöhretiyle onları uzak tutuyor, böylece sinsi güçler kafalarına göre sorun çıkaramıyorlardı. Ama o öldükten sonra… Bu bölge dengesini yitirecektir.”

“Muhtemelen bu yüzden ölmeden önce en büyük endişesinin kendi evi olduğunu söylemişti.” Ning konuştu.

“Sonsuz Diyarlar'ın sınırlarındayız…” Ning mesafeye baktı. “Sınırların ötesinde Büyük Karanlık yatıyor, değil mi?”

“Evet. Büyük Karanlık.” Taolordu Naia başını salladı.

“Sonsuz bir karanlık denizi…” Hapazizi iç geçirdi ve Su Youji'nin yüzünde karmaşık bir ifade belirdi.

Sonsuz Diyarlar sayısız gelişimciye, anormal yaşam formuna, Mengü'ye ve diğer türlere ev sahipliği yapıyordu. Peki ya dışında ne vardı? Dehşetin Yıldızdenizi gibi inanılmaz derecede tehlikeli olan bölgelerin dışında, Sonsuz Diyarlar'ın ötesinde ebediyen uzanan Büyük Karanlık bulunuyordu. Orada ne kaos yıldızı ne kaosdünyası ne ışık ne de uzay zaman formasyonu vardı. Peki karanlık nereye kadar uzanıyordu? Kimse bilmiyordu, çünkü öylece uzayıp gidiyordu. Taolordları oraya girmeye cüret edemiyordu… Ama sonsuz ömre sahip Ebediyet İmparatorları buna kalkışabiliyordu.

İmparator Miratkar, İmparator Dalgadeğişen ve diğer heybetli figürler Büyük Karanlık'ı merak ettikleri için oraya girmişlerdi. Ebediyen yaşayacakları için buna cüret edebilmişlerdi… Ama hala daha dönmüş değillerdi.

“Birçok Taolordu denedi.” Ning konuştu. “O Taolordları avatarlarını Büyük Karanlık'a gönderdi, ancak ölmelerine rağmen avatarları hala daha geri dönmüş değil.”

“Korkunç.” Hapazizi mırıldandı.

“O kadar da korkunç değil. Nihayetinde, Büyük Karanlık ölü bir bölge.” Taolordu Naia konuştu. “Oraya kıyasla, Dehşetin Yıldızdenizi daha ürkütücü. Aynı şekilde sonsuz denen o yer sayısız tehlikeyle ve sayısız fırsatla dolu. Hükümdarlar'ın bile rastgele girmeye cüret edemediği bir yerden bahsediyoruz.”

“Bildiğimiz kadarıyla Dehşetin Yıldızdenizi koca evrendeki en ölümcül tuzak alanı.” Ning gülümsedi. “Neyse, bundan bahsettiğimiz yeter. Yaşamaktan sıkıldığımızda, Dehşetin Yıldızdenizi'ne bir uğrarız. Şimdilik öyle yerlere gitmeyeceğiz. Bu yolculuktaki görevimiz, Taolordu Doğudiyar'ın evine yardımcı olmak.”

Bu bölgeyi dengelemek kolay iş değildi. Sınırlarda yer alan bu bölgede gayet tabii Tao İttifakı'nın otoritesi de zayıftı! Çevre bölgelerden bazıları anormal yaşam formları, Mengüler ve bazı sinsi güçler tarafından yönetiliyordu. Hatta bazıları dışarıdan gelen işgalcilerin, Karanlık Krallığın bile buraya adam yolladığından şüpheleniyordu.

Uzun lafın kısası, Sonsuz Diyarlar'ın en karmaşık yerleri sınır bölgeleriydi.

…….