Bölüm 816: Taolordu'nun Ayarlamaları

Kemdiyar Salonu'ndaki Su Perdesi Evi yaklaşık yüz kilometrelik bir alana sahipti. Saklıydı, zarafet doluydu ve Kemdiyar Salonu'nun en değerli misafirlerini ağırladığı yerdi.

Su Perdesi Evi…

 Burası bir bahçeye, bir saraya, bir çalışma odasına ve suyun üstünde süzülen farklı farklı binalara sahipti. Her bina havada süzülen ahşap köprülerle bağlıydı ve yalın ayaklı, dilenciyi andıran bir yaşlı adam, o esnada köprülerden birinde beyaz cübbeli bir gençle birlikte yürüyordu.

“Eh.” Taolordu Saltsema rahat bir nefes çekti, yüzünde duygusal bir ifade vardı. “Kemdiyar'ın bana yardım edeceğini biliyordum. Yine de bunu kendi ağzından duyduktan sonra biraz suçlu hissettim. Gerçekten de eski dostlarıma iyilik borçlanmayı sevmiyorum.”

“Sadece bir avatardan bahsediyoruz, büyük kardeşim. Bizzat seninle gelmesini istemiyorsun ki. Avatarını yitirse bile yeni bir tanesini çabucak yapabilir, değil mi?” Ji Ning bu konuya tam anlam veremiyordu.

Taolordu Saltsema başını çevirerek Ning'e baktı. “Çabucak yapabilir mi? Bir Taolordu'nun avatarını nasıl yarattığını biliyor musun?”

Ning şaşırdı. Yavaş yavaş başını iki yana salladı.

“Bir Dünya Seviye üstat kendi Tao'sunu bulduğunda ve Samsara Taolordu seviyesine adım atmak üzere olduğunda, öncelikle ruhunun ve bedeninin mutlak noktaya ulaşmasını ister.” Taolordu Saltsema konuştu.

“Mutlak noktaya mı?” Ning mırıldandı.

“Yani diğer bir deyişle, bütün klonların birleşmesi gerekir.” Taolordu Saltsema konuştu. “Ne çeşit bir klonlama tekniği kullandığın önemli değildir, hepsini birleştirmen gerekir. Tabii ‘Kadimikizler’ gibi ölümlü gelişimciler tarafından yaratılan klonlar istisnadır. Zira hem Kadimikiz hem de gerçek vücut Gökyüzü Felaketi'ne maruz kalır; onları birleştirmek mümkün değildir.”

Ning başını salladı.

Genç adamın Ki Arıtıcılığı yapan bir Kadimikiz'i vardı. Gerçek vücudu ise Hem Habistanrı Vücut Geliştirme Ustası hem de Ki Arıtıcısı'ydı. Gerçek vücudunun on sekiz klonu vardı, bunların hepsi birleşebilirdi; zira hepsi birbirinin tamamen aynısıydı; lakin Ning'in Kadimikizi ile gerçek vücudu arasında bir takım farklılıklar mevcuttu. Onları birleştirmek söz konusu olamazdı.

“Bu yüzden, yola ölümlüler olarak başlayan gelişimcilerin iki hayatı vardır.” Taolordu Saltsema gülümsedi. “Lakin üst düzey gelişimcilerin yarısından fazlası yola ölümlü olarak adım atsa da, Kadimikiz'e sahip olmayan kişi sayısı hiç de az değildir! Sonuçta, yıllar yılı maceraların ardından bazıları Kadimikiz'ini yitirmiştir. Samsara Taolordları'nın %90'ından fazlası sadece gerçek vücuda sahiptir. Kadimikizleri yoktur.”

 Ning başını salladı.

“Mesela ben bu konuya bir örneğim. Bir Samsara Taolordu'yum ve Genişgök Sarayı'ndan çok uzaklardayım. Peki onlarla nasıl bağlantı kurabiliyorum? Çünkü orada bir avatarım var.” Taolordu Saltsema, Ning'e baktı.

“Avatarlar büyülü hazinelerden yaratılır!” Taolordu Saltsema açıkladı. “Golemlere çok benzerler. Kendimiz için golem vücutları yaratırız, ardından ruhumuzdan bir parçayı bu vücuda göndererek golemi kontrol altına alırız! Basitçe söylemek gerekirse, bir golem vücuduyla ruhumuzu mükemmel bir şekilde birleştirir, ardından enerjimizi kullanarak bu vücudu geliştiririz. Her bir avatarın maliyeti, on Ebediyet Silahından bile daha fazladır.”

Ning ne diyeceğini bilemiyordu.

“Kemdiyar'a verdiğim hazineler, iki üst düzey avatar yapmasına yetecektir, hatta birazı da artacaktır.” Taolordu Saltsema iç çekti. “Ama ham maddeler bir avatar vücudunun maksimum güce ulaşmasını sağlayan yegâne şeyler değildir. Taolordu'nun da bizzat avatarı yetiştirmek için uzun zamanlar harcaması gerekir.”

“Ayrıca, her Taolordu genelde sadece tek bir avatar üstüne çalışır. Sonuçta, her avatar vücuduna ruhundan bir parça katmak zorundadır; avatar vücuduna odaklanmayı bırakırsa, vücut zamanla güç kaybeder. Genelde, çoğu Taolordu'nun bir avatarı vardır.” Taolordu Saltsema açıkladı. “Benim de sadece tek bir avatarım var. Çünkü avatarlar, büyülü hazinelerden yaratılan vücutlardadır; avatarım kusursuz bir şekilde Genişgök Sarayı'nı koruyan formasyonla birleşebilir. Formasyonu birleştiğinde, avatarımın gücü kendi gücüme denk bir hale ulaşır! Yani Genişgök Sarayı'nı güvence altına aldığımı söyleyebilirsin.”

“Bunlara ek olarak, bir avatar formasyonun merkezi olarak görev yaptığında, formasyonun gücü de ciddi ölçüde artar.”

“Demem o ki, bir avatar herhangi bir organizasyonun ana güçlerinden biridir.” Taolordu Saltsema Ning'e baktı. “Taolordu Kemdiyar'ın avatarı da Kemdiyar Salonu'nu koruyan formasyonla tamamen birleşebilir. Ondan yanıma bir avatar göndermesini istediğim için, önümüzdeki süreçte Kemdiyar Salonu'nun savunma hattı ciddi ölçüde zayıflayacak.”

Ning anlamaya başladı.

“Üç yıla ihtiyacı var; çünkü ikinci, zayıf bir avatar yapacak. Ayrıca bunu yaptığı için gerçek vücudu Kemdiyar Salonu'nda kalacak ve orayı terk edemeyecek!” Taolordu Saltsema ekledi. “Dalgadeğişen Alemi'ne göndereceği güçlü avatar öldükten sonra, hemen bütün eforlarını yeni avatarı, yani ikinci avatarı güçlendirmek için harcayacak.”

“Yani avatarının öleceğine kesin gözüyle bakıyor?” Ning şaşırdı.

“Evet.” Taolordu Saltsema başını salladı. “Avatarının oradan sağ çıkma şansı %10 bile değil. Mükemmel bir avatar, sayısız yıldır burada duran bir avatar, öylece ölüp gidecek. Bu öyle birkaç hazine vererek kapatılabilecek bir açık değil. Artık Kemdiyar'a borçluyum! Taobirleşimi'mde başarısız olursam, o halde ölmeden önce bu iyiliğini ödeyeceğim; lakin şu anda, Taobirleşimi için her şeyi göze almam gerekiyor.”

Ning başını salladı.

Bir avatarın Üç Alem’deki Lord Tathagata'ya ait dharma vücutları gibi bir şey olduğunu düşünüyordu. Yani ilahi yeteneklerle ve gizli sanatlarla yapılan vücutları andırıyordu. Lakin görünen o ki, avatarlar daha çok golemlere benziyordu! Aralarında büyük farklılıklar vardı.

Ning ve Saltsema bahçede bulunan ve suyun üstünde süzülen ahşap bir eve girip oturdu.

“Her şey düşündüğüm gibi gidiyor. Artık Ebediyet Tılsımı'na sahibim ve Kemdiyar avatarını Dalgadeğişen Alemi'ne yapacağım yolculuk için yanımda gönderiyor.” Saltsema, Ning'e baktı. “Şu anda beklentilerime karşı gelişen tek durum, seni burada bulmam. Şu anda seni Genişgök Sarayı'na götürebilecek durumda değilim. Eğer her şey sıkıntısız ve planlar dahilinde giderse, dört beş yıl sonra buraya dönebilirim.”

“Ama Dalgadeğişen Alemi'nde bir yerlere tıkılırsam işler karışabilir. Orada milyonlarca yıl kapalı kalabilirim, hatta yüz kaos döngüsü boyunca çıkamamam bile mümkün.” Taolordu Saltsema konuştu. “Eğer orada uzun süre boyunca kalırsam, Genişgök Sarayı'na tek başına gitmek zorunda kalacaksın.”

“Benim için endişelenme, büyük kardeşim.” Ning kendine güveniyordu.

“Dünya Tanrısı seviyesine adım atman zor olmayacaktır. Dünya Tanrısı seviyesine geçtiğinde, Genişgök Sarayı'na tek başına gitmek şu anki halinden daha güvenli bir şekilde seyahat etmeni sağlar.” Taolordu Saltsema elini salladı ve altın bir parşömen çıkardı. “Bu yıldız haritasında Kemdiyar Bölgesi'nden Genişgök Sarayı'na nasıl gideceğine dair bir rota var. Çabucak ezberle.”

Ning keyiflendi. Hemen merkezhissini göndererek parşömendeki bilgileri ezberledi. Genç adam bunu yapar yapmaz şoke oldu.

Arada inanılmaz bir mesafe vardı.

Kemdiyar Bölgesi ile Genişgök Bölgesi birbirine çok uzaktı. Taolordu Saltsema'nın ona verdiği rota mümkün olan en basit yol haritasıydı, ancak buna rağmen Ning bu rotayı tercih ettiği takdirde yüz yüz yirmi farklı bölgeden geçmek zorunda kalacaktı! Ayrıca, yıldız haritasında bazı tehlike bölgelerine dair bilgiler de vardı. Anlaşılmalıdır ki Sistaşı'nın Yıldızefendisi bile sadece birkaç komşu bölgeye gitmişti. Eğer kişi yıldız haritasına sahip olmadan kafasına estiği gibi dolaşacak olursa, kolayca bir tehlike bölgesine düşebilirdi.

“Sana verdiğim yıldız haritasında yaklaşık üç yüz bölgeye dair bilgi var.” Saltsema ciddiyet dolu ifadesiyle konuştu. “Ayrıca not almadığım bazı yabancı bölgeler de var, zira yanlış yola sapacağından endişeleniyorum. Sonsuz Diyarlar'da sayısız tehlike mevcuttur. Bir Dünya Seviye üstat öyle kafasına estiği gibi gezemez. Çizdiğim rotayı takip etmelisin. Bu sayede karşılaşacağın tehlike miktarı ciddi ölçüde azalacaktır… Ama buna rağmen, Dünya Seviyesi’ne adım atmadan yola çıkmayacaksın.”

“Anlaşıldı.” Ning başını salladı.

Kadim kaosta gerçek güvenlik diye bir şey yoktu. Sayısız gizemin olduğu bir yerde, güvenlikten bahsetmek mümkün değildi.

Var olan haritalar ve rotalar sayısız gelişimci tarafından onaylanmış şeylerdi. Bunlar, figürlerin kendi hayatlarını riske atarak bulduğu ve çizdiği güvenli rotalardı! Eğer bu rotaları takip etmeden, rastgele bir şekilde seyahat edecek olursanız bir tehlike bölgesine kapılmanız işten bile değildi.

Kemdiyar Bölgesi ve Genişgök Bölgesi arasında gerçekten çok uzun bir mesafe vardı. Taolordu Saltsema'nın çizdiği rotada kesinkes güvenli denecek bazı yerler ve güvenli sayılabilecek birtakım yerler mevcuttu. Ning güçlendiği takdirde bu rotayı izleyebilirdi.

“Sana birkaç teknik de vereceğim.” Saltsema elini salladı ve Ning'in önündeki masada birkaç bambu parşömeni belirdi. “Aslında, Genişgök Sarayı'na resmen katıldığında çok sayıda teknik ve gizli sanat öğreneceksin. Yine de… Resmî tören için öncelikle Genişgök Sarayı'na ulaşman gerekiyor. Bunu yaptığın sürece gerçek bir Genişgök Sarayı üyesi olabilirsin.”

“Karşılama tılsımın var, yani sana erkenden birkaç teknik versem bir sorun çıkmaz.”

“Bu tekniklere çalış ve bir an önce Dünya Seviyesi’ne adım atmak için uğraş. Geri dönemezsem, Genişgök Sarayı'na gitmek için kendi gücünü kullanman gerekecek.” Saltsema konuştu.

“Anladım, büyük kardeşim.” Ning minnet doluydu. Saltsema zaten Ning'e yardım etmek için çok şey yapmıştı. Kendi planlarını bir kenara bırakıp bunun yerine Ning'i yüz bölge boyunca gezdirerek Genişgök Sarayı'na götürmesi pek olası değildi.

Ning üç yılını Kemdiyar Salonu'nda geçirdi. Takipçileri, Ateşperisi Su Youji ve Üstün Tanrı Vahşiköpek'in de malikane dünyasından çıkarak geçici bir süreliğine Su Perdesi Evi'nde yaşamalarına izin verdi.

Bu üç yılda, Saltsema arada sırada Ning'e rehberlik sundu. Hatta Ateşperisi'ne bile birtakım önerilerde bulundu. Üstün Tanrı Vahşiköpek ise ne yazık ki kavrayış konusunda fazla zayıftı. Saltsema ona bir şeyler öğretmeye yeltenmedi.

Üç yıl kaşla göz arasında geçti.

……..