Bölüm 412: Uzay Kırığı

…….

Bu kez… Tamamen yanılmışlardı!

 Bu tekniğe bel bağlayarak, gerçekten de rakiplerini ve hatta Boşluk seviye Habistanrıları sıradan Kutsal Ölümsüzleri bile öldürebiliyorlardı. Ne yazık ki… Ba Yılanı’nın vücuduna kapatılan kişi [Sekiz Dokuz Gizemin Sanatı]’nda Üçüncü Halka’ya ulaşmış olan Ji Ning’di! Genç adamın vücudu Ölümsüz seviye büyülü hazinelere denkti. Her ne kadar Ba Yılanı’nın Cehennemi adlı teknik çürüme etkisine sahip olsa da Ölümsüz seviye büyülü hazineleri çürütebilmesi mümkün değildi!

“Burada kalamam. Çıkmam lazım.” Ning [Gökyüzü Dönüşümü]’nü aktif etti ve vücudu aniden devasa bir forma büründü. Artık kanlı göl sadece Ning’in dizlerine gliyordu.

Altı Ölümsüz kılıcı elinde, Ning durmaksızın, çılgınlar gibi yılanın vücuduna, karın duvarlarına saldırmaya başladı.

Bang! Bang! Bang!

Ba Yılanı titriyordu.

“Hala ölmedi mi?”

“Bu nasıl olur?”

“Ba Yılanı’nın Cehennemi’ne bile can vermedi mi yani?!” On iki kişi şoke olmuştu. Hemen ilahi hisleriyle inceledikleri durum onlara…. Yılanın karnındaki kanlı gölde, vücudu altın ışık hüzmeleriyle çevrili, üç başlı, altı kollu devasa bir gencin durmaksızın, çılgınlar gibi saldırdığı manzarayı göstermişti. Göl suyu ona zarar veremiyordu.

Bu dev dehşet verici gücüyle yılanın karnına bile saldırıyordu. Gecenehri’nin dalgaları Ba Yılanı’nın dört bir yanını sarmıştı ve yılana atılıyordu… Bütün bu faktörler düşünüldüğünde, on iki beyaz cübbeli adamın formasyonu korumak için ne kadar element Ki harcadıklarını söylemeye gerek bile yoktu!

“Bu çocuk yüz yıldan az süre çalışmış durumda; sadece Toprak Ölümsüzü… O zaman nasıl Ba Yılanı’nın Cehennemi’ne dayanabiliyor ki?” Kimse duruma inanmıyordu. Bu gerçekten de büyük bir bedel ödeyerek kendi Altınnilüfer Kadimleri’ne zarar vererek uyguladıkları bir teknikti. Kesinkes başarılı olacağını düşünmüşlerdi… Ancak gerçek çok acıydı!

“Vücudunu kaplayan şu altın ışık hüzmesinden dolayıdır! O altın ışık hüzmesi… Koruyucusu bir hazine olmalı. Muhtemelen o hazine sayesinde tekniğe dayanabiliyor!”

“Evet. Muhtemelen bir Gerçek Ölümsüz ya da Semavi Tanrı’nın öğrencisi olmuştur; ustası da ona koruyucu hazine vermiştir.”

“Evet.”

“Koruyucu hazineler fazla uzun dayanmaz. Enerjisi bitince Ji Ning kesinkes ölecek.”

Tecrübeleri sınırlıydı; sonuçta Üç Alem’de kişinin vücudunu büyülü hazineler kadar sağlam bir hale sokabilen ilahi yeteneklerin varlığını duymuş olsalar da, Ji Ning’in vücudu sadece [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’nın on beşinci aşamasındaydı. Ning’in [Beşlişimşek Vajrası] gibi ilahi yeteneklere çalışmış olsa da bu tekniğe karşı koyamayacağını düşünüyorlardı.

Bu yüzden, tahminleri koruyucu hazine yönündeydi.

Gerçek Ölümsüz ya da Semavi Tanrı’nın verdiği bir koruyucu hazine… Aktifleştiğinde, kişiyi belirli bir süre boyunca koruyabilirdi, ancak içindeki enerji tükendiğinde işe yaramaz bir eşyaya dönüşecekti.

“Ancak Ba Yılanı’nın Cehennemi’ni en fazla ufak bir tencerede çay demlemeye yetecek süre kadar sürdürebiliriz.”

“Ji Ning’in hazinesindeki enerji biterse o zaman kazanan biz oluruz; ancak ilk önce Ba Yılanı’nın Cehennemi kaybolursa… Bu yasaklı tekniği tekrar nasıl kullanacağız?!”

“Kaptan, ne yapacağız?”

Diğerleri kaptanın emrini bekliyordu. Kimse bu yasaklı tekniği bir daha kullanmak istemiyordu.

“Arkalarında sağlam güçler olan öğrenciler cidden uğraşılması zor kişiler…” Beyaz cübbeli adam zihinsel yoldan söyledi. “Yapabilecek bir şeyimiz yok. Yedek planı devreye sokacağız.”

“Tamam.”

“Yapalım.”

 Herkes onayladı.

“Yedek Plan” aslen destek almaktı… Ancak alacakları destekten dolayı Ji Ning’in öldürdüklerinde ellerine geçecek ganimetleri de paylaşmak zorunda kalacaklardı.

……

Beyazsu Tazısı’nın kullandığı Fuxi Asa Formasyonu çok güçlüydü. Ba Yılanı bu formasyonu zorla kırabilir ve formasyonları tehdit edebilirdi, ancak Kan Tanrısı’nın Kilisesi’nden gelen Veliaht tam gücünü sergilemeye istekli değildi ve formasyona saldırmaya da uğraşmayacaktı.

Beyaz Amca ve Ölümsüz Beşçgılın endişeliydi.

Havada, devasa nehir bükülüyor ve akılalmaz bir güce sahip Ba Yılanı’nın vücudunu çeviriyordu. Ba Yılanı öfke içinde kükreyerek nehre karşı koyuyordu.

“Parçalan!” Ba Yılanı insan dilinde kükredi, ardından kuyruğunu savurarak bir kez daha kükredi.

Tırırırım…

Uzay tamamen kırılmış ve kırığın diğer ucunda bir deniz görülmeye başlamıştır.

Bu küçük dünya Büyük Xia büyük dünyasına çok yakındı. Volkandaki giriş iki dünya arasında sabit bir koridor gibiydi, ancak bazı heybetli ustalar kendilerine zorla bir koridor daha açabiliyorlardı. Örneğin, Patrik Arcanum da açtığı koridor yoluyla Cadınehir Ölümsüz Malikanesi’ne girmişti.

Ba Yılanı’nın bu saldırısı Patrik Arcanum’un gücüne denkti.

 Svoosh. Uzayı kırdıktan sonra… Ba Yılanı nehrin içinde kalsa da uzay kırığına doğru atılmış ve Büyük Xia dünyasına dönmüştü.

Küçük dünya sessizleşti.

“Gittiler mi?”

“Kayıp mı oldular?”

Beyaz Amca ve Ölümsüz Beşçılgın tamamen şaşkına dönmüştü. Rakibin uzayı kırarak bu küçük dünyayı terk edeceğini düşünmemişti. İkisi de endişeli suratlarıyla siyah cübbeli Ning’e bakıyordu. Ning’in gerçek vücudu kaçırılmıştı! Gerçek vücudu Kadimikizi’nden daha önemliydi!

“Ji Ning,” Ölümsüz Beşçılgın söyledi.

“Benim için endişelenmenize gerek yok.” Siyah cübbeli Ning başını iki yana salladı, bağdaş kurdu ve ustasını, Öümsüz Diancai’yi korumaya başladı.

Ne olursa olsun, kimsenin ustasını rahatsız etmesine izin vermeyecekti. Kadimikizi burada, ustasını korumak için kalacaktı! Gerçek vücudu ise… Yeraltı malikanesine sahipti. Eğer gerçekten ölüm tehlikesiyle karşılaşırsa, direkt malikanenin içine saklanabilirdi; tabii bunu yaptığı takdirde malikane gün yüzüne çıkacaktı. Sonuçta gerçek vücudu çok önemliydi; sadece gerçek vücudu [Sekiz Dokuz Gizemin Sanatı] ve [Yıldızkavrayan El] gibi yetenekleri kullanabiliyordu.

Karakuzey Denizi’nin üstünde…

Geniş deniz çok sessizdi. Uzaktan, denizin üstünde ilerleyen bir tüccar gemisi görülebiliyordu.

Tırırım…

Denizin üstündeki gökyüzü kırıldı ve oluşan kırıktan akılalmaz bir güç dalgası yayılmaya başladı.

Bu güç dalgasınun kaynağı üç bin metre uzunluğa sahip devasa bir yılandı. Vücudu ise ona halat gibi bağlanmış bir nehirle çevriliydi.

“O ne öyle?”

“Yüce Gökler!”

“Yabaniyaratık?!”

Tüccar gemisindeki çok sayıda ölümlü ve “güçlü” Xiantian ustaları aptala dönmüştü; lakin o devasa yılan tek bir hareketle ortadan kayboldu.

……..

Ning, Binboğa Kılıcı’nın yarattığı Gecenehri sayesinde dışarıyı görebiliyordu.

“Eh? Büyük Xia’ya mı geldik? Burası Karakuzey Denizi olmalı.” Ning tahmin yürüttü. Aynı esnada, altı kılıcıyla saldırmaya devam ediyordu. Ba Yılanı sürekli titriyor ve on iki beyaz cübbeli figürün element Ki’si hızla harcanıyordu. Enerjilerini yenilemek için ruh hapları yutmak zorunda bile kalmışlardı.

Svoosh. Ba Yılanı hemen uzay ışınlanmasını kullandı ve Büyük Xia Hanedanlığı’ndaki geniş bir sıradağa ulaştı.

“Sıradağ? Ba Yılanı buraya mı ışınlandı?” Ning kendi kendine düşündü, hala daha yılanın vücudundaydı.

Aniden, Gecenehri’nin heybetli dalgaları büyümeye başladı; on kilometreden on bin kilometreye kadar büyümüşlerdi! Sonsuz nehir suları aşağıdaki sıradağı kaplıyordu; ancak Ning çok dikkatliydi; nehrin sıradan ölümlüleri öldürmediğinden emin oluyordu. Etrafı test etmek istiyordu.

“Formasyonlar!” Bulduğu şeyler Ning’i şoke etmişti. Aniden sıradağı kaplayan sis, Gecenehri’ni de tamamen içine almıştı.

“Sıkıntı. Formasyonun içindeyiz. On bin kilometrelik Gecenehri sadece bu formasyonun ufak bir kısmını deneyebildi; yani formasyonun devasa olduğu çok açık. Görünüşe göre bu sıradağ bir nevi gizli üs.” Ning bu bölgenin kendi evi olan Kırlangıç Dağı gibi formasyonlarla çevrili olduğunu fark etmişti.

Örneğin, Gökyaran Kılıç Tarikatı gibi güçlerin merkez üslerini çevreleyen çok sayıda büyük formasyon bulunuyordu. Durum diğerleri için de aynıydı.

Ba Yılanı’nın indiği bu sıradağın tehlikeli bir yer olması kuvvetle muhtemeldi.

…….

Büyük Xia Hanedanlığı. Ateşkapısı Eyaleti. Doğuodun sıradağları…

Doğuodun sıradağları Doğuodun Tarikatı olarak bilinen bir gücün yer aldığı bölgeydi!

“General.” Doğuodun Tarikatı’nın lideri mutlak bir saygıyla konuşuyordu, “Doğuodun sıradağlarında bir Ba Yılanı ortaya çıktı ve etrafında on bin kilometre uzunluğa sahip bir nehir var. Çok güçlü. Acaba bu insanlar Kanlıbulut Salonu’nun bahsettiği kişiler mi, general?”

 Salonun önünde uzun, kaslı, yakışıklı, gümüş zırhlı bir genç duruyordu. Gümüş zırhlı gencin aurası çok güçlüydü, Kutsal Ölümsüz seviyesindeydi.

“Görünüşe göre Kanlıbulut Salonu’ndaki o işe yaramaz herifler Ji Ning’i öldürmeyi başaramamış, bu yüzden benim yerime getirmişler.” Gümüş zırhlı genç küçümseyen bir kahkaha savurdu, “Daha yüz yıl bile çalışmamış olan şu Ji Ning’i öldürmeyi başaramadılar. İnsan kendinden utanır yahu! Mm… Doğuodun Tarikatı’nin lideri, burası senin bölgen. Gidip şu büyük formasyonu kontrol ederek Ba Yılanı’na yardımcı ol.”

Tarikat lideri saygıyla söyledi, “Anlaşıldı, General.”

Lakin içten içe sıkıntılıydı. Kendisi güçlü bir tarikatın lideriydi; ancak otuz yıl önceki o gecede, koskoca Doğuodun Tarikatı'nın üyelerinin tamamen beyinleri yıkanmıştı. Kendisi bile Reenkarnasyon Mührü’yle bağlanmış ve uslu bir köle olmak zorunda kalmıştı.

“Büyük Han,” gümüş zırhlı genç aniden seslendi.

Vhoosh.

Karanlığın içinde bir gölge belirdi; bu adam favorilere sahipti. Saygıyla söyledi, “Efendim.”

Gümüş zırhlı genç söyledi, “Kanlıbulut Salonu Ji Ning’i öldürmek için birkaç kişiyi yollamıştı. Daha önce, eğer bu yolladıkları grup Ji Ning’i öldürmeyi başaramazsa buraya, Doğuodun sıradağlarına geleceklerini söylemişti… Ve kısa bir süre önce, Kanlıtbulut Salonu’nun güçleri ‘Ba Yılanı Formasyonu’nu kullanarak Ji Ning’i buraya getirdi. Doğuodun Tarikatı’nın liderine eşlik et; zamanı geldiğinde, yardım de edebilirsin.”

“Anlaşıldı.” Favorili orta yaşlı adam saygıyla onayladı.

“Mm. Ben de şu ‘yasaklı bölgeye’ bakacağım. Ciddi bir şey olmazsa beni rahatsız etme.” Gümüş zırhı genç talimat verdi.

“Anlaşıldı.” Favorili adam bir kez daha onayladı.

Doğuodun Tarikatı’nın lideri de duruma ikna olmuştu, ancak içten içe aklı karışmıştı. Otuz yıl önce buraya gelen o gizemli güç, Doğuodun Tarikatı’nı ele geçirdikten hemen sonra ilk iş bölgeyi dehşet verici formasyonlarla kaplamış ve bir bölgeyi “yasaklı bölge” olarak ayarlamışlardı. Doğuodun Tarikatı’nın üyelerinin bu bölgeye girmesi tamamen yasaklanmıştı ve girdikleri takdirde hepsi öldürülüyordu!

Sadece gümüş zırhlı general ve adamları buraya girebiliyordu. İçinde ne olduğunu ise Tarikat lideri bilmiyordu.

Tırırım…

Gecenehri’nin akıntıları durmaksızın, şiddetle dağlara çarpıyor ve devasa ağaçları deviriyordu. Ba Yılanı Gecenehri’nin akıntılarından kaçmak için sürekli debeleniyordu.

“Benimle gel, Tarikat lideri.” Favorili adamın suratı değişti ve kükreyerek Tarikat Lideri’yle birlikte, Kanlıbulut Salonu’nun üyelerine yardım etmeye gitti.

Gümüş zırhlı general mesafeye bakıyordu, başını iki yana salladı, “Bu Ji Ning’i öldürmek gerçekten zormuş… Toplantı’yı kazanmasına şaşırmamak lazım.” Tek bir adım atarak kayboldu. Yasaklı bölgeye girmişti.

……