Bölüm 223: Felaket Tellalı

avatar
4201 44

Desolate Era - Bölüm 223: Felaket Tellalı



Bölüm 223: Felaket Tellalı

 

“Dayım, Yuchi Dağ. Annem, Yuchi Kar. Babam, Ji Yichuan!” Ji Ning acı ve çılgınlık dolu gözleriyle ona bakıyordu. “Zamanında, onları umursamamıştın, değil mi? Aslında, şimdiye dek aklına bile gelmemişlerdi lakin şimdiyse, onlar için intikam almaya geldim!”

 

Ning’in sözleri, genç adamın kalbinden direkt geliyordu. Yu Dong ise önünde duran bu genç adamdan yayılan nefreti hissedebiliyordu. “Bu genç… O kadının taşıdığı çocuk mu yani?”

 

“Yirmi yıl… Sadece yirmi yıl geçti. O çocuk doğduktan sonra bu kadar kısa süre içerisinde ustam Üstat Yarımay’ı öldürebilecek seviyeye mi geldi? Ben… Nasıl bir düşman yaratmışım kendime?!” Yu Dong her zaman için tedbiri elden bırakmayan ve güçlü figürleri gücendirmemeye çalışan bir insan olarak yaşamıştı. Öldürdüğü birkaç dehayı bile sürüyle plan yapmadan katletmemişti.

 

Beklenmedik bir şekilde, genç efendi Yedinci Dong’u eğlendirmek için yakalamaya çalıştığı o hamile kadın, böylesine canavarvari bir genci doğurmuştu!

 

“Ben… Böyle bir şeyden sebep ölecek miyim?”

 

Yu Dong işkenceden sebep acılar içerisindeydi lakin zihninde, birbiri ardına görüntüler yankılanıyordu. Küçüklüğünde tırmandığı o acı dolu yollar. Güçlenmek için yaptığı türlü türlü şey! Ondan güçlü insanları bile manipüle edebiliyordu ve bu tür insanları piyonları haline getirmişti. Şimdiyse Wanxiang’a adım atmış biriydi.

 

“Hayatım boyunca tedbiri elden bırakmadım ancak bu sebepten öleceğim…” Yu Dong işkence çekiyordu. Aniden son kez, vahşi dolu bir kükreme savurdu. “Gökler bana tuzak kurdu! Bunu kabul etmeyeceğim, etmeyeceğim!!”

 

Acı dolu kükremesi malikanede yankılanırken, Yu Dong’un kızıl vücudu alevlerle kaplanmıştı. Kenarda duran Ning sakince izliyordu. Aniden genç adam yüzüğünden tütsülüğe benzer bir eşya çıkardı. “Topla!” Ning tek bir düşüncesiyle talimat verdi.

 

Genç adamın ilahi hissi, tütsülüğe emilen ruhu görebiliyordu. Ruhlara karşı kullanılabilecek çok sayıda büyülü hazine vardı ve “İllüzyon Hortlak Bayrağı” da bunlardan biriydi. Ning’in tütsülüğü ise bu hazineye benzer şekilde çalışan ancak farklı amaca sahip olan bir eşyaydı. Direkt ruhu emerek ruhun sahip olduğu gücü yok ediyordu.

 

“Yu Dong etkileyici bir figür sayılabilirdi.” Kuzeyoğul iç çekti. “Sıradan bir ölümlü olarak doğmasına rağmen Wanxiang’a kadar yükselebilmiş ve Üstat Yarımay’ın kızını bile kendine bu denli bağlayabilmiş! Etkileyici!”

 

Sözlerini yarıda kesen Kuzeyoğul aniden duraksadı. Yanında duran Ji Ning’e bakmadan edememişti. Sonuçta Yu Dong, Ning’in nefret dolu bir düşmanıydı.

 

Ning’in gözlerindeki bakış, sakin göl sularından farklı değildi. Genç adam yerde kavrulan cesede baktıktan sonra sakince: “Gerçekten de etkileyici bir figürdü lakin, yaptıkları akıl alacak gibi değildi… Üst seviyeye ulaşabilmek adına her şeyi yapmaya niyetliydi! O genç efendi Yedinci Dong’a yaranmak için hamile olmasına rağmen annemi kullanmaya çalıştı! Annemi korumak adına dayım oracıkta can vermiş ve babamın da ölümsüzlük yolu kalıcı olarak kesilmişti.”

 

“Nihayetinde, annem de babam da can verdi. O Yedinci Dong’a yaranmak için böyle bir şeyi yapabildi…” Ning ilahi hissiyle gördüklerini hatırlıyordu. Yu Dong adeta Yue Wei’ye bir seks kölesi olarak davranıyordu. Bu insan cidden iyi biri değildi. Dediği gibi, kişi nehrin yanında yürürse elbet bir gün ayakları ıslanacaktı. Yu Dong bugün Ning’in ellerinde can vermemiş olsa dahi günün birinde başka birine can verecekti!

 

Ölümsüzlük yolu kişinin kendi gücüne bel bağladığı bir yoldu! Taktikler, stratejiler, dışarıdan gelen yardımlar… Bunlar sadece kişiye geçici bir güç kazandırabilirdi. Nihayetinde, hepsi boşunaydı.

 

Kendi gücüne bel bağlamak, geçerli olan tek ve yegâne edebi yoldu!

 

“Vhoosh!” Ning elini sallayarak bahçedeki büyülü hazineleri topladı. “Hadi, gidelim.” Ning başını çevirip Kuzeyoğul ve Beyaz Amcası’na baktı. “Daha önceleri, Üstat Yarımay’dan çok garip bir hissiyat almıştım. Sanırım ciddi bir geçmişi var burada oyalanamayız.”

 

“Tamam.” Beyaz Amcası onayladı. Kuzeyoğul da onaylamıştı. “Kuzeydağ Klanı’nın kan madalyonu, herifin tehlikeli biri olduğunu kanıtlıyor.”

 

Çok geçmeden Ning’in grubu bölgeyi sessizce terk etti. Kimse gittiklerini anlayamamıştı.

 

Havada…

 

Ejder başlı gemi bir kez daha renk değiştirerek saf, siyah bir forma bürünerek ilerlemeye başladı. “Anne. Baba. Amca.” dedi Ning sessizce. “Düşmanlarımızdan birini öldürdüm. Merak etmeyin. Yakında biri bile sağ kalmayacak! Ve dayımın tek çocuğunu… Bir gün, o kızı bulacağım.”

 

Ning’in babasından duyduklarına göre, dayısının tek bir kızı vardı lakin genç adamın kuzeni neredeydi? Adı neydi? Neye benziyordu? Ne yazık ki Ning bu sorulara cevap verebilecek bilgiye sahip değildi. Onu bulmak kolay olmayacaktı.

 

Lakin, Ning pes etmemişti zira kişi ne kadar güçlenirse önüne de daha fazla seçenek çıkıyordu…Bazı efsanevi Ölümsüzler’in tek bir elle, gelecekte yaşanacakları tahmin edebildiklerini duymuştu. Eğer gelecekte böyle teknikleri öğrenebilirse muhtemelen kuzenini bulması da pek zor olmayacaktı.

 

Yan taraftaki Beyazsu Tazısı sessizce izliyordu. Nefret ettiği insanlardan biri öldüğü için heyecanlıydı ve aynı zamanda minnettarlık doluydu. Kendi kendine konuştu. “Abi, oğlun Ning gitgide güçleniyor. Wanxiang’ın zirvesindeki biri bile ona karşı koyamıyor. Ning’in adı kesinkes bu geniş dünyanın dört bir köşesinde yankılanacak.”

 

“Kıdemli öğrenci kardeşim.” dedi Kuzeyoğul. Ning ona bakıyordu. “Bulutalanları’na gidecek miyiz?” Karbulut Alanları, Dong Klanı’nın olduğu noktaydı. Shui Yi, Dong Klanı’na ait bir Zifu Öğrencisi’ydi. Yani, Shui Yi’yi öldürmek istedikleri için Karbulut Alanları’na gitmek zorundalardı. “Evet, gideceğiz.” dedi Ning.

 

“Ama burada büyük bir klandan bahsediyoruz.” Kuzeyoğul hemen cevapladı. “Ondan fazla Wanxiang Üstadı’nı geçtim, başlarında bir de Kadim Taoist var. Evet, o Kadim Taoist Karejderi Dağı’nda yaşıyor ancak geriye birkaç tane koruyucu teknik bırakmıştır. Ayrıca kritik bir durum olduğu takdirde hemen geri dönecektir.”

 

 Ning başını öne salladı. “Biliyorum. Merak etme küçük öğrenci kardeşim. Kadim Taoist’le savaşacak kadar kibirli değilim.”

 

“Sakin düşünebiliyor olman güzel.” Kuzeyoğul onayladı. Ning’in Yu Dong’u öldürdüğünü görünce endişelenmeden edememişti. Kendisi de buna benzer bir tecrübe yaşadığı için, kişinin intikam uğrunda çıldırabileceğini biliyordu. Ning’in bu sebepten hayatını kaybetmesini istemiyordu.

 

“Ning, oğlum.” Beyazsu Tazısı konuştu. “Bana kalırsa ilk önce Üstat Yarımay’ın hazinelerine bakalım. Ben de onun tehlikeli bir adam olduğunu düşünüyorum.”

 

“Tamam.” Ning ve Kuzeyoğul ikilisi onayladı. Çok geçmeden Üstat Yarımay’ın depo tipi büyülü hazinesini bağlayarak aleti incelemeye koyulmuşlardı.

 

……..

 

Yarımay Dağı her zamanki gibi huzurluydu. Köleler ve takipçiler Üstat Yarımay’ın öldüğünü bile bilmiyordu. Lakin, Ning’in grubu bölgeyi terk ettikten yaklaşık iki saat sonra, bölgeyi çevreleyen uzayda kırılmalar yaşandı.

 

Şak! Simsiyah, kılıç şeklinde bir savaş gemisi dağın üstünde belirdi. Svoosh! Svoosh! Svoosh! Birbiri ardına gemiden fırlayan kızıl cübbeli figürlerden toplamda on üç tane vardı. Liderleri gümüşe benzeyen bir uçan kılıç taşıyordu. Diğer on iki kişideyse griye çalan uçan kılıçlar vardı.

 

“Tırırım…” Güçlü, heybetli bir ilahi his bölgeyi süzdü. Grubun lideri olan kel adamın başında garip semboller yer alıyordu. Bakışları soğuktu.

 

“Kaptan? İkinci Kardeş, o…?” Liderin yanındaki kızıl cübbeli adam fısıldadı. “Ölmüş.” Kel, kızıl cübbeli adamın sesi hüzün doluydu bu ses adeta birbirine çarpan kılıçların çıkardığı sese benziyordu. “Cesedini yok etmiş olsalar da savaşa dair auralar hala bölgede bulunuyor ve İkinci Kardeş’in kanına ait kokuyu alabiliyorum. Aslında, İkinci Kardeş’in mumu söndüğünde, zaten ölmüştü! Ama hiçbiriniz buna inanmamıştınız…”

 

“Bu nasıl olur? Yaşlı İkinci Kardeş hayatının sonlarına yaklaştığı için emeklilik adına buraya gelmedi mi? Düşmanları yoktu, olsa bile Kuzeydağ Klanı’na ait kızıl madalyonumuzu kullanarak onları korkutamaz mıydı? Kim Yaşlı İkinci Kardeş’i öldürmeye cüret edebildi ki?”

 

“Yaşlı İkinci Kardeş akılalmaz bir güce sahipti. Özellikle de yerine getirdiği ordu görevleri sayesinde elde ettiği o Yarımay Sabre Formasyonu muazzam bir güç barındırıyordu. Muhtemelen Wanxiang seviyesindeki sadece belirli dehalar onu alt edebilirdi lakin yine de bir süreliğine dayanabilmesi gerekiyordu. Sahip olduğu kaçış yeteneklerini düşünürsek, ölmüş olduğuna hala inanamıyorum.”

 

“Tek olasılık… Düşmanın her şeyi planlayıp onu tek bir hamlede öldürmüş olması…”

 

Grup sessizce muhabbet ediyordu.

 

“Yaşlı İkinci Kardeş ekibimizde yüz yıldan fazla savaştı. Sayısız jenerasyonda arkadaşları vardı! Yarımay Dağı’na dönmüş olmasına rağmen öldürülmesi… Eski kardeşleri bunu kabul etmeyecektir. İntikamını almalıyız!”

 

“İntikamını alacağız!”

 

“Yaşlı İkinci Kardeş’i kim öldürdüyse biz de onu öldüreceğiz. Ruhunu parçalayacağız!”

 

“Gölge Ordusu’ndaki kardeşlerimiz bu işin peşini bırakmayacaktır.”

 

Kızıl cübbeli figürler öfkeliydi.

 

Kel, kızıl cübbeli lider ise etrafa soğuk bakışlar fırlatıyordu. “Araştırın! Bu meseleyi iyice araştırmamız lazım! Yaşlı İkinci Kardeş’i kimin öldürdüğünü bulmamız şart! Emekliliğin tadını çıkarmak için evine dönmüş olmasına rağmen… Onu öldürmüşler.”

 

“Evet.”

 

“Evet.”

 

Grup onayladı.

 

“Geri dönelim. Yaşlı Kaptana sorup Gölge Ordusu’nun merkez üssünden de yardım isteyeceğim.” Kel adam soğuk, alçak sesiyle konuştu. “Gidelim.”

 

Vhoosh. Kızıl cübbeli grup gemiye döndü. Bir kez daha ortaya çıkan uzay kırığı, gemiyi içine aldıktan sonra kapanmıştı.

 

 Ning, Kuzeyoğul, Beyazsu Tazısı ve Qingqing de hala daha Üstat Yarımay’ın büyülü eşyalarını inceliyorlardı. Yu Dong’un çoğu eşyası Ölümlü Seviye olduğu için ilk olarak bağlama işlemine oradan başlamışlardı. Ning’in grubu şaşkındı zira bu adamın serveti, Birinci Dong ve Kuzeynehir Zhou’ya denkti.

 

Lakin grubun asıl merak ettiği şey, Üstat Yarımay’ın büyülü hazineleriydi. Nihayet, adamın bıraktığı depo tipi hazinelerden birini bağlamayı başarmışlardı. Depo tipi büyülü hazinenin içinden eşyaları çıkaran grubun aniden… Bütün modu yerle bir oldu.

 

“Oh, kahretsin…” Qingqing konuştu.

 

………..

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44355 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr