Bölüm 189: Gümüş Saçlı Adam

.........

Ning etrafına bir bakış attı. Geçirdiği bir ayda, Ölümsüzlük yolunda yürüyen insanlardan hepsi sessizce evlerinde antrenman yapmıştı. Onlara göre… Bir aylık pratik ve bekleyiş pek de bahsi geçecek bir durum değildi. Bu yüzden, bir ay boyuncuyla hiçbiriyle tanışmamıştı!

“Yüz!” Ning’in gözleri etrafı süzdüğünde, genç adam meydana toplanan kişi sayısının tamı tamına yüz kişi olduğunu anlamıştı. Ardından bakışlarını ön tarafa çevirdi.

 Hemen önünde, Ning ve diğer 99 kişiye bakan üç figür duruyordu. Bu üçlüye gümüş saçlı, beraberinde yalnız, ölümcül bir aura taşıyan siyah cübbeli yaşlı adam liderlik ediyordu. Adayları süzdüğünde, Ning de dahil herkes vücutlarına inen garip, görünmez bir auraya maruz kalmıştı. Adeta siyah bir ejderha, karınca parçalarına bakıyordu.

 “Ölümsüz!” Ning kendi kendine konuştu. Gümüş saçlı, siyah cübbeli yaşlı adamın bakışları insanı dehşete düşüren cinstendi. Aniden konuştu. “Yüz kişilik ekip toplandığına göre Zindan Dağları’ndaki bataklıklara gidebilirsiniz.”

Ning ve diğerleri dikkat kesilmişti.

“Henüz Yağmurejderi Korumaları’na katılmadınız.” gümüş saçlı, siyah cübbeli yaşlı adamın sesi soğuktu. “Bu yüzden, dağın arka taraflarındaki bu ıssız köşede yaşamak zorunda kaldınız. Gerçek bir Yağmurejderi Koruması olduğunuzda… Doğal olarak Kızıl Ejder Dağları’nın derinliklerine girebileceksiniz.”

Lafını bitiren yaşlı adam Kızıl Ejder Dağları’nın tepesine işaret etti. “Orada gerçek Yağmurejderi Korumaları bulunuyor. Kızıl Ejder Dağları, keyif içeren ve Sakinsu Şehri gibi canlı bir yer değildir. Sahip olduğumuz tek şey, ebedi sessizliktir.” Gümüş saçlı yaşlı adam sakince konuşuyordu. “Sessizce pratik yapmayan isteyenler, genelde Kızıl Ejder Dağları’ndaki mağaralardan birini seçerler. Şu anda Kızıl Ejder Dağları’nda pratik yapan Ölümsüz sayısı… Yirmiden fazladır!”

Bu sözleri yankılandığında, Ning ve diğerleri şoke olmuştu. Yağmurejderi Korumaları gerçekten de Sakinsu Eyaleti’nin en büyük güçlerinden biri olduklarını sergilemeyi iyi biliyorlardı! Yirmiden fazla Ölümsüzleri mi vardı?!

Ning ve Kuzeyoğul, en güçlü üçüncü oluşum olan Siyah Beyaz Okulu’na ait öğrencilerdi. Ve buna rağmen, ortada ne denli büyük bir güç farkı olduğunu anlamışlardı. Her ne kadar okullarında birkaç Ölümsüz olsa da… Yağmurejderi Korumaları’nın üssünde, sadece pratik yapan Ölümsüz sayısı bile yirmiden fazlaydı. Kim bilir göreve çıkan insanların sayısı ne kadar ulaşıyordu?!

“Aslında, arada sırada İmparatorluk Başkenti’nden buraya, dağda bulunan insanlara Tao anlatmak için Kutsal Ölümsüzler bile gelir.” Gümüş saçlı yaşlı adam etrafı süzüyordu. “Güç bakımından, Yağmurejderi Korumaları’nın bu oluşumu, Sakinsu’yun Kuzeydağ klanına denktir. Tabii geçmiş ve tarih bakımından onlara üstün olduğumuza şüphe yoktur.”

“Yani Yağmurejderi Korumaları’na katıldığınızda, ilahi yetenekler olsun, gizli sanatlar olsun ve hatta Xia Hanedanlığı’nın merkezi, İmparatorluk Başkenti’ne bile gitmek olsun, bu tür fırsatları elde edebilirsiniz. Hatta Yağmurejderi Korumaları’nın ana üssüne giderek oraya bile kayıt olabilirsiniz.”

“Bütün bunları yapmak için… İlk önce Yağmurejderi Korumaları’na katılmanız gerekiyor!” Gümüş saçlı, siyah cübbeli yaşlı adam, dağ gibi figürüyle insanları süzüyordu. “Evet, hepiniz bana geçmişinizi ve gücünüzü söyleyeceksiniz. Yağmurejderi Korumaları’na katılmak istiyorsanız… Koşullarımızı sağlıyor olmanız gerekmektedir. Eğer minimum koşulları bile yerine getirebilecek durumda değilseniz, Zindan Dağları’nın bataklıklarına gitmenize de gerek yok, hemen geri dönebilirsiniz.”

 Whoosh! Aniden, gökyüzünde beliren bronz ayna dikkatleri çekmişti. “Hepiniz, geçmişinizi ve gücünüzü tam anlamıyla bizlere açıklayacaksınız. Yalan söylediğinizi anlarsam, acımadan öldürüleceğinizi hatırlatmadan harekete geçerim, ona göre. Sen.” Gümüş saçlı yaşlı adam ön taraftaki sakallı genç adamı gösterdi.

Sakallı adam konuştu. “Gök Yaran Kılıç Tarikatı, Ki Arıtıcısı, orta seviye Wanxiang Üstadı, Bu Morgüneş!”

“Tamam.” Gümüş saçlı adam onayladı. “Sıradaki.”

“Doğunehir Klanı, Ki Arıtıcısı. Üst seviye Wanxiang Üstadı, Doğunehir Bulutdoğan!”

……..

Birbiri ardına öne çıkan insanlar geçmişlerinden bahsediyor, güç seviyelerini söylüyordu. Yağmurejderi Korumaları onlara katılmak isteyen insanların geçmişleriyle yakından ilgiliydi. İsimlerini ve nereden geldiklerini öğrendikten sonra… Ellerindeki bilgi ağıyla hemen ayrıntılı bir rapor çıkarabilirlerdi.

Tek bir kişi bile yalan söylemeye cüret edememişti zira bunu yapmak, intihardan farksızdı.

“Sen.” Gümüş saçlı yaşlı adam Kuzeyoğul’u işaret etti. Kuzeyoğul cevapladı. “Siyah Beyaz Okulu, Ki Arıtıcısı, orta seviye Wanxiang Üstadı, Mu Kuzeyoğul.”

“Siyah Beyaz Okulu mu?”

“Siyah Beyaz Okulu’ndan da mı gelmişler?”

Aniden, birkaç insan Kuzeyoğul’a dikkat kesilmişti. Her ne kadar çoğu üst seviye tarikatlardan, okullardan ve büyük klanlardan geliyor olsalar da Siyah Beyaz Okulu’ndaki herkes rakipsiz birer dehaydı. Birini bile dikkatsizce gücendirmemek gerekiyordu!

“Sen.” Yaşlı adam Ning’e işaret etti.

“Siyah Beyaz Okulu, Ki Arıtıcısı ve Habistanrı Vücut Geliştirme Ustası. [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı] dokuzuncu seviye. Ji Ning.” Ning cevapladı.

Gümüş saçlı, yaşlı adam şaşırmıştı. Ölümsüz’ü bile şaşırtmayı başaran birinin, diğerlerini nasıl bir şekilde etkilediğini söylemeye gerek yoktu. Herkes hayranlık ve merak doluydu. Yağmurejderi Korumaları’na katılmak için, genel bağlamda kişinin en azından alt seviye Wanxiang Üstadı olması gerekiyordu lakin katılacak kişi efsanevi, bir numaralı Habistanrı Vücut Geliştirme Tekniği olan [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’nda çalışıyorsa onun için durum istisnai bir hal alıyordu. Zifu seviyesinde olması yeterliydi.

Lakin bu durum, oldukça nadirdi. Beklenmedik bir şekilde bugün, [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’nın dokuzuncu seviyesinde olan birisi ortaya çıkmıştı.

“[Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’nın dokuzuncu seviyesi, sıradan bir alt seviye Wanxiang Habistanrı Üstadı’na eşittir. İlahi yetenek kullanırsa gücü kesinkes ciddi bir düzeye ulaşacaktır sonuçta, kendisi Siyah Beyaz Okulu’ndan geliyormuş.”

“Fazla aceleci. Ne olursa olsun, kendisi sıradan alt seviye Wanxiang Üstatları’na denk bir güce sahip. Ki Arıtıcılığı’ndaki gücünden bahsetmediğine göre o konuda da Wanxiang’a ulaşmamış olsa gerek. Ki bakımından zayıf ve Habistanrı bakımından koşulları ucu ucuna sağlayabiliyor… Bir grup düşmana karşı hiçbir şey yapamayacaktır.” İnsanlar çeşit çeşit düşüncelere sahipti.

Yağmurejderi Korumaları’na katılmaya cüret eden insanların hepsi de kendine güvenen elit kişilerdi.

……..

“Mm…” Gümüş saçlı, siyah cübbeli yaşlı adam Ning’in bronz aynadaki yansımasına bakarak yavaşça başını öne salladı. “Doğruyu söylüyorsun. Sıradaki.” Gümüş saçlı, siyah cübbeli adam sıradaki insana baktı lakin, tam o esnada….

Aniden Ning’in aklında bir ses yankılanmıştı. “Adın Ji Ning mi? [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı] Habistanrı Çağı’ndan beri dünyanın bir numaralı tekniği olarak görülen, özel spesifiklere sahip bir tekniktir. Yağmurejderi Korumaları’na katıldığında, Habistanrı gücünü daha düzgün bir şekilde nasıl sergileyebileceğini öğrenebilirsin. Zindan Dağları’ndan sağ dönmen lazım…  Hatta, onuncu ya da on birinci seviyeye ulaşıp sonra bataklığa gitsen senin için daha iyi olur. O zaman kesinkes sıkıntı yaşamayacağını düşünüyorum.”

Gümüş saçlı, siyah cübbeli yaşlı adam konuştuğu esnada Ning’e yandan bir bakış bile atmıştı. Ning meseleyi iyi biliyordu… Ona bu mesajı yollayan insan Yağmurejderi Korumaları’ndaki Ölümsüz’den başkası değildi lakin genç adam tereddüt etmiyordu. Açıkça seçilebildiği üzere, kararını vermişti.

“Özel mi?” Ning bu söylemi biraz düşünmeye koyulmuştu. “Yeraltı malikanesindeyken büyük, altın renkli ayı da Habistanrı vücudumun ‘Mükemmel’ olarak görüldüğünü ve Taoist Üçhayat’ın bıraktığı [Yıldızkavrayan El]’i bile kaldırabilecek bir durumda olduğunu söylemişti. Üstelik, Habistanrı Çağı’nda bile [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı] bir numaralı Habistanrı Vücut Geliştirme Tekniği olarak görülüyormuş. Bugüne kadar geldiğine göre… Sanırım ulaşmak epeyi kolay olmalı. Ji Klanımız’da bile ilk dokuz seviyenin tamamlanmış hali var!”

Ning’in içinde garip bir hissiyat vardı… Adeta [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’nı etrafa yayan kadim bir güç bulunuyordu. Üstelik, bu teknik çok önceleri bir numaralı teknik olarak anılmaya başlamıştı. Xia Hanedanlığı bile Habistanrı Çağı’nın sonlarına doğru kurulmuştu. Yani diğer bir deyişle, bu teknik Xia Hanedanlığı’ndan bile daha eskiydi… Buna rağmen, Xia Hanedanlığı bu tekniği isteyerek ve aktif bir şekilde yayıyordu.

“Bunun bir sebebi olsa gerek.” Ning kendi kendine konuştu. “Lakin şüphe yok ki, altın ayının bile övdüğü bu teknik sorun barındırmıyor. Teknikte sorun olmadığına göre… Şimdilik, benim gibi bir çocuğun endişelenmesine gerek yok.”

 “Yağmurejderi Korumaları’ndaki Ölümsüz, bazı özel spesifiklere sahip olduğunu söyledi ve Yağmurejderi Korumaları’na katıldığım takdirde, ilahi vücudumun gerçek gücünü sergileyebilecek miymişim?” Ning heyecanlanmaya başlıyordu. Yağmurejderi Korumaları koskoca Xia Hanedanlığı’ndaki en güçlü orduydu. Bazı gizli sanatlara sahip olmalarına şaşmamak lazımdı.

Tarih ve geçmiş bakımından… Yağmurejderi Korumaları doğal olarak Siyah Beyaz Okulu’ndan kat kat üstündü. Sakinsu Marki bile bütün Yağmurejderi Korumaları’na meydan okuyabilecek seviyede değildi.

“Sen.” Gümüş saçlı yaşlı adam son insana işaret etti. Güzeller güzeli altın cübbelere kuşanan adam, saygıyla konuştu. “Karejderi Dağı, Ki Arıtıcısı, üst seviye Wanxiang Üstadı, Birinci Dong!”

Ning’in kulakları titredi. Başını çevirip konuşan adama baktığında, adam da ona bakmıştı.

“Beni tanıyor.” Ning meseleyi hemen kavramıştı. Birinci Dong isimli adamın suratında bir gülümseme vardı ve hatta Ning’e doğru hafifçe başını bile sallamıştı. Ning ona sakin bir bakış attı. Ebeveynleri ve amcası Karejderi Dağı’nın öğrencilerinden sebep can vermişti. Nasıl olur da Ning Karejderi Dağı’na ait bir öğrenciye gülümseyebilirdi?

Ning düşünmeye başladı. “Karejderi Dağı’ndan gelen bu adamın burada ne işi var? Tesadüf mü, bilerek mi…”

Daha önceleri, genç adam Sakinsu Şehri’nden dışarıya adım atmadığı için Karejderi Dağı’nın ondan intikam almasına da fırsat vermemişti. Acaba şehirden çıkar çıkmaz Karejderi Dağı peşine mi takılmıştı?

“Sahip oldukları bilgi ağı bu kadar iyi olmasa gerek.” Ning düşündü. “Ayrıca ben Siyah Beyaz Okulu’ndaki Ölümsüzler’den birinin öğrencisiyim. Karjederi Dağı bu kadar cesur bir hareket biçimi izlemeyecektir. Tesadüf olsa gerek…”

……

Herkes gücünden ve geçmişinden bahsetmeyi bitirince, gümüş saçlı adam ellerini salladığı gibi insanlara ışık hüzmeleri yolladı. Ning elini uzattığında ışık hüzmesini almıştı ışık hüzmesi aslen bir tılsımdı.

“Tılsım.” gümüş saçlı, siyah cübbeli adam konuştu. “Bağlayın. Bağladığınız takdirde Kızıl Ejder Dağları’nın derinliklerine girebileceksiniz. İç kısımdaki ışınlanma formasyonu sizi Zindan Dağları’ndaki bataklığa yollayacaktır. Tılsımı bağlamazsanız, Kızıl Ejder Dağları’nın etrafındaki koruyucu formasyon içeriye girmenize izin vermeyecektir.”

Grup tereddüt etmeden tılsımları bağlamaya başlamıştı. “Git.” Gümüş saçlı, siyah cübbeli adamın vücudu aniden bulutlarla kaplanmış ve bulutlar Ning ve diğerlerine doğru da atılmıştı lakin ruh yaratıkları geride kalmıştı.

“Yağmurejderi Korumaları’na katılmanız için uygulanacak bu testte, ruh yaratıklarına yer yoktur. Burada beklesinler, eğer sağ dönmeyi başarırsanız onları arayabilirsiniz.”

Bulutların üstünde süzülen Ning başını çevirip Beyazsu Tazısı’na baktı. “Beyaz Amca, beni bekle.” Ning zihinsel yoldan konuştu. “Dikkatli ol.” Beyazsu Tazısı da cevaplamıştı.

Ardından, siyah cübbeli, gümüş saçlı Ölümsüz’ün önderliğinde grup çabucak Kızıl Ejder Dağları’nın iç kısımlarına ilerlemeye başladı.

...