Bölüm 163: Taoist Lakabı, Karakuzey

avatar
4861 61

Desolate Era - Bölüm 163: Taoist Lakabı, Karakuzey



Bölüm 163: Taoist Lakabı, Karakuzey

 

Taoist Yeşimdeniz, başkan koltuğuna kurularak aşağıdaki iki Kadim Taoist sırasına bakıyordu. Hemen onların altında Wanxiang Üstatları ve son sırada da Zifu Öğrencileri duruyordu.

 

Siyah Beyaz Okulu’ndaki öğrenciler üç farklı gruba ve nesle ayrılmıştı. Zifu Öğrencileri ve Wanxiang Üstatları aynı jenerasyondan sayılıyor ve birbirlerine “kıdemli ya da küçük öğrenci kardeşim” şeklinde hitap ediyorlardı. Tabii ki bunun sebebi, bu Zifu Öğrencileri için Wanxiang seviyesine ulaşmanın epeyi kolay olmasıydı.

 

Kadim Taoistler’in pozisyonları daha yüksekti ve Ölümsüzler, okuldaki en üst pozisyona sahip kimselerdi. Genel bağlamda, Ji Ning gibi öğrenciler Ölümsüzler’le karşılaştıklarında, onlara “Patrik”, Kadim Taoistler’le karşılaştıklarına onlara “Üstat Amcam” olarak hitap ediyordu. Lakin tabii kişi Ölümsüzler’den birinin öğrencisi olabilirse ona “Usta” diyecekti. Yine de diğer Ölümsüzler’e hitap şekli “Patrik” olarak kalacaktı.

 

Genel bağlamda ölümsüzlük yoluna adım atan kişilerin pozisyonları, sahip oldukları güçlere göre belirleniyordu ve kişiler genelde kendi denkleri olanlarla arkadaşlık yapıyordu.

 

“Evet.” Taoist Yeşimdeniz konuştu. Oturduğu sandalyeden sesi salonda yankılanıyordu. “Siyah Beyaz Okulumuz bu yıl iki yeni öğrenci aldı. Soldaki zayıf, kürk giyenin adı Ji Ning.”

 

Ning şaşkına döndü. Zayıf mı? Yani… Kulağa mantıklı geliyordu. Sonuçta kendisine “genç” diyecek halleri yoktu.

 

“Sağdaki ve daha da zayıf olanı, beyaz cübbelinin adı da Mu Kuzeyoğul.” Taoist Yeşimdeniz konuştu.

 

Kuzeyoğul şaşkına dönmüştü. Daha da zayıf olanı mı?

 

Yüzden fazla öğrenci kahkahalara boğulmuştu ve suratlarında keyif dolu ifadelerin yer ettiği seçilebiliyordu. Açıkça görüldüğü üzere herkes, okul başkanları Taoist Yeşimdeniz’in nasıl biri olduğunu iyi biliyordu.

 

 Taoist Yeşimdeniz gülümseyerek Ning ve Kuzeyoğul’a doğru bakmaya başladı. “Bugün burada bulunan öğrencilerimiz okuldaki öğrencilerin yalnızca ufak bir kısmıdır. Gelemeyen çoğu öğrencimiz ya kapalı kapılar ardında eğitim yapmakla meşguller ya da dünyayı gezmeye çıkmışlardır. Gelecekte, onlarla tanışacaksınız. Bugünden itibaren sizler de Siyah Beyaz Okulu’nun öğrencileri arasında olacaksınız. Hepimiz tek bir kalp olmalıyız. Siyah Beyaz Okulu’nun üyeleri arasında iç karışıklıklar yaşanması kesin bir dille yasaklanmıştır.”

 

“Anlaşıldı.” Ning ve Kuzeyoğul hemen söylenenleri onaylamışlardı. Taoist Yeşimdeniz ekledi. “Mm. O zaman Kan Yemini’ne başlayalım.”

 

Ning ve Kuzeyoğul birbirlerine birer bakış fırlattı. Ardından, parmaklarını keserek kanlarını yere akıtmışlardı.

 

“Kalbimizden gelen bu kan bizim şahidimiz olsun ve Cennet’in Taosu bizi gözetsin. Ben Ji Ning (Mu Kuzeyoğul), kendi isteğimle Siyah Beyaz Okulu’na katılıyorum. Siyah Beyaz Okulu’nun öğrenci olarak, okulun kurallarına uyacağım…”

 

 İsimsiz, kadim bir aura salonu kaplamıştı. Kimseden çıt çıkmıyordu. Sadece Kuzeyoğul ve Ning’in sesleri salonda yankılanıyordu.

 

 Cennet’in Taosu’na edilen bir Kan Yemini!

 

 Bu yemini bozmak imkansızdı. Zaten bu yüzden Büyük Xia Hanedanlığı’ndaki kişilerin büyük çoğunluğu kendi okuluna ihanet etmiyordu. Eğer kişi okuduğu okula ihanet ederse, okulun cezasından hemen önce Cennet Taosu kişiyi yargılıyordu. Lakin tabii, eğer hata öğrenciye değil de okula aitse ya da okul öğrenciyi kovmuşsa durum değişiyordu.

 

……

 

Kan Yemini’ni duyan Taoist Yeşimdeniz tatminkâr ifadesiyle başını öne salladı. “Muazzam. Artık resmen okulumuza katıldınız. Bize katıldığınıza göre Taoist lakaplarınızı seçmek zorundasınız. İstediğiniz ismi seçebilirsiniz.”

 

Ning ve Kuzeyoğul düşünmeye başlamıştı. Taoist lakabı… Örneğin, Taoist Yeşimdeniz’in Taoist lakabı “Yeşimdeniz” ve Ölümsüz Alevejderi’nin Taoist lakabı da “Alevejderi”ydi.

 

“Kendi adınızı da seçebilirsiniz.” Taoist Yeşimdeniz gülümseyerek konuştu. “Öğrencilerimizden bazıları kendi isimlerini kullanmaya alışkın olduklarından, bu yolu tercih ediyor…’

 

 “Taoist lakabım ‘İkizodun’ olacak.” Kuzeyoğul aniden konuştu. Taoist Yeşimdeniz başını hafifçe öne salladı. “İkizodun mu? Tamam.” Ardından Ning’e bakmıştı. “Ji Ning, peki ya sen?”

 

Ning hafifçe konuştu. “Taoist lakabım… Karakuzey olsun…”

 

“Tamamdır.” Taoist Yeşimdeniz onayladı. “Madem Taoist lakaplarınızı seçtiniz, o zaman sizi öğrencisi olarak almak isteyen üstatlarımıza zaman verelim. Eğer istemiyorsanız, meseleyi dile getirebilirsiniz.”

 

“Anlaşıldı.” Ning ve Kuzeyoğul cevapladı. İstemiyorsanız mı? Şaka mıydı bu? Aralarında herhangi bir nefret bağı olmadığı takdirde, öğrenciler üstatlar arasından onları seçenlere karşı çıkmıyorlardı.

 

“Mu Kuzeyoğul.” Aniden, Taoist Yeşimdeniz’in yanındaki Kadim Taoist kalabalığından beyaz saçlı, bebek suratlı yaşlı bir kadın konuştu. Kuzeyoğul’a fırlattığı bakışlarda şefkatli bir sevgi seçilebiliyordu. “Duyduğuma göre Yapı Taosu’nda yürüyormuşsun. Bendeniz Berrakyeşim, Yapı Taosu’nda birkaç öngörüye sahip biriyimdir. Acaba beni ustan olarak kabul etmek ister misin?”

 

Ning’in kalbi teklemişti. Berrakyeşim mi? Kuzeydağ Baiwei’nin verdiği rapora göre Taoist Berrakyeşim, Siyah Beyaz Okulu’nda Yapı Taosu konusunda en yetenekli ve en bilgili olan kişiydi.

 

“Öğrenciniz istiyor.” Kuzeyoğul saygıyla diz çöktü. “Saygılar, Usta.” Taoist Berrakyeşim gülümseyerek onayladı. “Mm.”

 

Ning başını çevirerek mesafedeki Kadim Taoistlere baktı. Acaba hangisi ustası olacaktı? Hangisi? Lakin Taoist Yeşimdeniz ve diğer Kadim Taoistler’den çıt çıkmıyordu.

 

“Hm. Garip. Neden kimse küçük öğrenci kardeşimiz Ji Ning’i seçmiyor?”

 

“Evet. Üstat amcalarımızdan hiçbiri ses çıkarmadı.”

 

Diğer öğrenciler kendi aralarında gizlice konuşuyorlardı. Sandalyesinde oturan Taoist Yeşimdeniz, aniden başını çevirerek sarayın dışına doğru bakmaya başladı. Sarayın giriş koridorunda bir figür belirmişti. Siyah saçlı, siyah cübbeli bir adam yürüyordu. Bakışları sağlam ve keskindi. İçeriye adım atar atmaz adeta bütün saray karanlığa bürünmüştü. Bütün öğrenciler ona bakıyordu.

 

“Saygılar, Patrik.” Öğrencilerin çoğu hemen konuştu. Birkaçıysa yaşananları anlayabilmiş değildi. Açıkça seçilebildiği üzere, bu adamı tanımıyorlardı. Yine de diğerlerini duyduklarından hemen saygıyla eğilmişlerdi. Kalabalığı takip eden Ning ve Kuzeyoğul da eğiliyordu.

 

“Saygılar, Üstat Amcam.” Kadim Taoistler de saygıyla konuştu. “Üstat Amcam.” Taoist Yeşimdeniz çoktan ayağa kalkmıştı.

 

Siyah cübbeli, siyah saçlı adamın figürü aniden koskoca sarayın merkezi olmuştu. Adeta bütün dünya onun etrafında dönüyordu.

 

“Ji Ning.” Siyah cübbeli, siyah saçlı adam Ning’e bakıyordu. “Benim rehberliğim altında kıdemli öğrencim olmak ister misin?” Ning şoke olmuştu. Bu adam konuşmaya başlar başlamaz Ning onun kim olduğunu hemen anlamıştı.

 

Baiwei’nin ona verdiği raporda saraydaki Ölümsüzler’le ilgili olan bilgiler kısıtlıydı, sadece birkaç cümle yazılmıştı. Sonuçta, Ölümsüzler’le ilgili bilgiler genelde gizli ve çok önemli görülen değerlerdi. Bu yüzden, Ölümsüz Diancai’yle ilgili çok az bir bilgi vardı…

 

Ölümsüz Diancai: Siyah Beyaz Okulu’ndaki Toprak Ölümsüzleri’nden birisidir. Kılıç oyununda oldukça yeteneklidir. Öğrencisi yoktur…

 

Siyah Beyaz Okulu’ndaki yaşayan Ölümsüzler arasında yalnızca Ölümsüz Diancai öğrenci kabul etmemişti. “Rehberliğim altında kıdemli öğrencim” sözlerini duyan Ning bu adamın kim olduğunu hemen anlamıştı.

 

Bu adamın öğrencisi olmayacaksa, o zaman kimin öğrencisi olacaktı?

 

“Öğrenciniz isteklidir.” Ning diz çöktü. Saygıyla başını yere koymuştu. “Öğrenciniz, Ji Ning, ustasına saygılarını sunuyor.”

 

“Mm. Beni takip et.” Ölümsüz Diancai’nin katı suratında nadir bir gülümseme vardı. Başını öne sallayıp diğerlerine birkaç kelime söyledikten sonra mekânı terk etmiş ve Ning de onu takip etmeye koyulmuştu.

 

Salondaki öğrenciler şaşkına dönmüştü. Ölümsüzler’den biri direkt olarak öğrenci mi almıştı? Bu gerçekten de nadir gerçekleşen bir olaydı. Sadece, kendi yaşıtları arasında canavarvari bir figür olarak görülen öğrenciler bu başarıya ulaşabiliyorlardı ve bu canavarca figürlerin çoğu, söylentilere göre reenkarne olmuş Ölümsüzler’di.

 

………..

 

Ölümsüz Diancai ve Ning’in eşliğinde bulutlara süzülüyordu. Malikaneye adım atan ikili ardından ana salona ulaşmıştı.

 

Ölümsüz Diancai yeşim yatağına oturdu. Ning de kenarda, saygıyla dikiliyordu. Diancai’nin normalde sakin, sessiz bir adam olduğunu anlamıştı.

 

“Bütün hayatım boyunca, üstat Kuzeyürüyen kadar saygı ve hayranlık duyduğum bir başkası olmamıştır.” Ölümsüz Diancai konuştu. “Zamanında, üstat Kuzeyürüyen’in kılıç iradesini almayan kimseyi öğrencim olarak kabul etmeyeceğimi söylemiştim. Sana gelince… Sadece kılıç iradesini almakla kalmadın. Mirasını, [Yüz Santimlik Kılıç]’ın tam halini bile elde ettin. Ben bile tekniğin son üç duruşuyla ilgili bir fikre sahip değilim.”

 

Ning saygıyla dinliyordu. Okul başkanı bile bu konuyu bildiğinden, ustasının meseleyi önceden öğrenmiş olması gayet doğaldı.

 

“[Yüz Santimlik Kılıç] tekniğini elde ettiğini yalnızca ben, Yeşimdeniz ve diğer Ölümsüzler biliyor.” Ölümsüz Diancai konuştu. “Bu yüzden, diğerlerine söyleyemezsin.’

 

Ning saygıyla cevapladı. “Öğrenciniz anlıyor…”

 

Ölümsüz Diancai, Ji Ning’e bakıyordu. “Siyah Beyaz Okulu’nda, üst seviye Ki tekniklerini ya da ilahi yetenekleri öğrenmek için, bunlara karşılık siyah beyaz sikkeleri kullanman gerektiğini biliyor olmalısın.” Ning onayladı. Daha önce ona verilen siyah beyaz kitapta gerekli bilgiler yazıyordu.

 

Eğer kişi ilahi yeteneği, “Gökyüzü Dönüşümü”nü elde etmek istiyorsa belirli sayıda siyah beyaz sikkesi ödemek zorundaydı. Eğer kişi ruh yaratığı için bir teknik almak istiyorsa, yine siyah beyaz sikkeleri kullanmak mecburiyetindeydi!

 

Siyah beyaz sikkeler, okul tarafından ödül olarak verilen şeylerdi. Örneğin, kişi Tao Bölgesi seviyesine ulaştığında, siyah beyaz sikkeleri alıyordu. Aynı şekilde Wanxiang seviyesine, Kadim Taoist seviyesine ulaştığında, Yağmurejderi Korumaları’na katıldığında da siyah beyaz sikkeleriyle ödüllendiriliyordu…

 

Uzun lafın kısası, kişinin performansı ne kadar etkileyiciyse, okuldan alacağı ödül de bir o kadar artıyordu. Doğal olarak, bu sayede okuldaki daha üst seviye yeteneklere de ulaşım sağlanabiliyordu.

 

“Ruhun ‘ilahi his’ seviyesine ulaştı mı?” Ölümsüz Diancai sordu. Ning şaşkına dönmeden edememişti daha önce bunu kimseye söylememişti.

 

“[Yüz Santimlik Kılıç]’ın tam halini miras almak ruha büyük bir baskı uygular. Geçmişte, [Yüz Santimlik Kılıç]’ın tam halini miras alan kişilerin neredeyse hepsi, ‘ilahi his’ seviyesine ulaşmış reenkarne Ölümsüzler’di…” Ölmüsüz Diancai açıkladı.

 

Ning saygıyla konuştu. “Öğrenciniz ‘İlahi his’ seviyesindedir ancak reenkarne ölümsüz olma konusunda…”

 

“Büyükanne Meng’in İksiri’ni içtikten sonra geçmiş hayatına dair hatıraları unutursun.” Ölümsüz Diancai başını iki yana salladı. “Lakin, ruhunun sahip olduğu güce bakarsak, Reenkarne Ölümsüz olmasan bile büyük bir lütfa denk geldiğini söyleyebilirim.”

 

 Ölümsüz Diancai bir saniyeliğine düşündükten sonra konuştu. “Okula yeni girdiğin için giriş ödülü olan bin siyah beyaz sikkesi alacaksın. Tao Bölgesi seviyesine ulaştığın için ek olarak bin siyah beyaz sikkesi daha alacaksın. Ruhun ilahi his seviyesinde, yani iki bin siyah beyaz sikkesi daha alacaksın. Ustan olarak, sana iki bin siyah beyaz sikke vereceğim. Böylece toplamda, altı bin siyah beyaz sikken olacak.”

 

Ölümsüz Diancai ciddi ses tonuyla konuştu. “[Yüz Santimlik Kılıç] tekniğinin tamamını miras aldığında göre, gelecekte bunu kullanmak zorunda kalacaksın. Bu yüzden, Tao Deposu’na gittiğinde, [Yüz Santimlik Kılıç]’ın ilk kağıdını alman lazım. [Yüz Santimlik Kılıç] Siyah Beyaz Okulumuzun temelini sağlamlaştıran bir kılıç oyunudur. Bu yüzden, ilk kâğıt bile sana iki bin siyah beyaz sikkeye mal olacaktır.”

 

Ning ne diyeceğini bilemiyordu. [Yüz Santimlik Kılıç]’ı miras almıştı lakin bu gerçeği saklamak adına depoya giderek [Yüz Santimlik Kılıç]’ın ilk kağıdını almak mı zorundaydı? Ve fiyat da iki bin siyah beyaz sikkeydi! Demek ustasının ona ekstradan iki bin sikke vermesinin sebebi buydu…

 

“Ki tekniğine gelirsek… Unutma, kesinkes seni Ölümsüz seviyesine kadar eğitebilecek bir teknik seçmen lazım.” Ölümsüz Diancai konuştu. “İlahi yetenek ve kılıç teknikleri konusunda… İstediğini seçebilirsin.”

 

“Çekilebilirsin. Direkt Tao Deposu’na gidip siyah beyaz sikkelerini ve sıvılaşmış element özünü al. Ardından Ki Arıtıcılığı tekniğini, kılıç tekniğini, ilahi yeteneğini ya da ne istiyorsan onu seçmeye git.” Ölümsüz Diancai konuştu. “Eğer kavrayamadığın bir konu olursa gelip bana soracaksın.”

 

“Tamam.” Ning saygıyla eğildi. Ardından, mekânı terk ederek direkt Tao Deposu’nun yolunu tutmuştu.

 

………






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44294 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr