Bölüm 152: Siyah Beyaz Okulu

avatar
4778 53

Desolate Era - Bölüm 152: Siyah Beyaz Okulu



Bölüm 152: Siyah Beyaz Okulu

 

“Doğru ya, Ji Ning, bu kitapta Sakinsu Eyaleti”ndeki büyük güçlerin detaylıca özellikleri yazıyor.” Kuzeydağ Baiwei elini havaya savurduğu gibi 60 santimlik devasa kitabı Ning’e uzatmıştı.

 

 Ning devasa kitaba bakıyordu, kitap neredeyse bir kalkan boyutlarındaydı. “Biraz büyük değil mi…”

 

Kuzeydağ Baiwei gülümsemeye başladı. “Sakinsu Eyaleti’nin ne kadar büyük olduğunu düşün! Bu kitapta bütün büyük güçlerin detaylıca özellikleri yazıyor ve hatta içinde spesifik insanların sahip olduğu büyülü hazinelerden tut, tekniklere kadar her şey var.”

 

“O kadar detaylı mı yani?” Ning şaşırmıştı. “Ben sadece okula girmek istiyordum.” Baiwei sırıttı. “Özet çıkarmaya yeltenmediğim için bizimkilerden zaten hali hazırda bulunan detaylı raporu getirdim… Üstelik o elinde tuttuğun düşük seviye bir rapordur. Üst seviye raporların uzunluğu yüzlerce kitabı bulabiliyor.”

 

Ning ne diyeceğini bilemiyordu. Yapması gereken tek şey gireceği bir okul bulmaktı lakin Baiwei ona detaylı bir rapor vermişti. “Al bakalım.” Baiwei konuştu. Ning hemen kitabı almıştı.

 

Baiwei konuştu. “Bunu okumak için epeyi zaman harcaman gerektiğini düşünüyorum. Aslında, şu anki gücünle, gireceğin okulu Sakinsu Eyaleti’ndeki en iyi okullar arasından seçmelisin. Sakinsu Eyaleti’nde, Yağmurejderi Koruması ve Marki’nin dışında sekiz büyük güç bulunuyor. Sana kısa bir özet geçeyim. Daha sonra, kitabı okuduğunda meseleyi daha iyi anlarsın.”

 

Ning onayladı.

 

 “Sekiz büyük gücün içinde üç büyük okul, üç büyük kabile ve iki büyük kilise bulunuyor.” Baiwei’nin ses tonu ciddiydi. “Hepsinin de upuzun geçmişe uzanan, kadim ve derin kökleri var. Her ne kadar diğer güçlerin bazıları Ölümsüzler’e sahip olsalar da bu sekiz büyük güce kıyasla hala daha bazı eksiklikleri vardır. Örneğin Ölümsüzler’i yeterince güçlü olmayabilir ya da temelleri sağlam değildir. Bu tarz…”

 

“Üç büyük okul sırasıyla Siyah Beyaz Okulu, Gökyaran Kılıç Tarikatı ve Yüz Çiçek Peridiyarı.” Baiwei konuştu. “Bu üç okul, Sakinsu Eyaleti’ndeki diğer okulların arasında en güçlüleridir. Bin Nehir Okulu, Kuzey Nehir Okulu… Bu tür okullar onlardan çok ama çok daha zayıftır.”

 

“Üç okulun da akılalmaz tarihleri var.”

 

“Gökyaran Kılıç Tarikatı, üç okul içinde kılıç oyununa odaklanan tek okuldur. Çok sayıda öğrenciye sahip oldukları için buraya girmeyi seçersen okulun zirvesine ulaşmak adına ciddi bir kan gölünden geçmen gerekecek. Yetenekli öğrencilerin her biri de mücadeleye bağımlıdır.” Baiwei ekledi. “Bunu zaten biliyordun, diğerine geçelim.”

 

Baiwei konuştu. “Yüz Çiçek Peridiyarı sadece kadın öğrencileri aldığı için ne kadar deha olursan ol, seni kabul etmeyeceklerdir. Bu okul daha önce büyük bir figürün tek başına yarattığı, ayrı bir boyutta bulunuyor. Bu boyuta Yüz Çiçek Peridiyarı diyoruz.”

 

Ayrı bir boyut mu? Ning’in sualtı malikanesi de farklı bir boyuttaydı…

 

“Gökyaran Kılıç Tarikatı’na katılmak istemiyorum ve Yüz Çiçek Peridiyarı’na da katılmam mümkün değil. Peki ya Siyah Beyaz Okulu?” Ning sordu. Baiwei gülümsedi. “Şimdilik, Siyah Beyaz Okulu’ndan bahsetmeyelim.”

 

“Neden ki?” Ning sordu. “İşte, var birkaç sebebi…” Baiwei konuştu. “Şimdiyse sana sekiz büyük gücün içindeki üç büyük klanı açıklayayım. Bunlar sırasıyla Doğunehir Klanı, Ejderavcı Klanı, Maviodun Klanı…”

 

“Ejderavcı Klanı’nda okçulara uygun bir ilahi yetenek var lakin dışarıya bu yeteneği öğretmiyorlar.” Baiwei konuştu. “Bu Ejderavcı Klanı arada sırada kadim, güçlü okçular yetiştirebiliyor. Öyle ki, bu okçular ilahi hisleriyle, bin kilometre uzaktan ve hatta daha da uzaktan rakiplerini saptayarak onları yaralayabilen ve hatta öldürebilen oklar fırlatabiliyorlar…”

 

Ning’in gözleri parlamıştı. Kendisi de yüz kilometreye yayabildiği bir ilahi hisse sahipti. Üstelik, ilahi yeteneği, [Yıldızkavrayan El] sayesinde elleri akılalmaz bir seviyeye ulaşabildiği için yayı gererek sağlam bir ok atma şansı da vardı.

 

“Doğunehir Klanı. Suyu kontrol etme konusunda olağanüstüdür. Sana önerim, Doğunehir Klanı’na üye olan herhangi biriyle, su bulunan bir ortamda mücadele etmemendir…”

 

“Maviodun Klanı üç büyük klan arasından en kadim geçmişe sahip olanıdır. Yaş bakımından Kuzeydağ Klanımız’la bile aşık atabilirler. Bu kabile Habistanrı Çağı’nda oluşturulmuştur.” Baiwei konuştu. “Maviodun Klanı golem ve inşa konusunda akılalmaz derecede yeteneklidir ve Sakinsu Eyaleti’ndeki çoğu yapı onların ellerinden çıkmıştır. Geçen sayısız yılın ardından… kim bilir ne kadar kadim ve güçlü yapılara sahiplerdir? Onlar da kimsenin bulaşmak istemediği büyük güçler arasındadır.”

 

Ning onayladı. Üç büyük okul, üç büyük klan… Hepsi de olağanüstü güçlere sahiplerdi.

 

“İki büyük kiliseyse Cennetin Aziz Kilisesi ve Kan Tanrısı Kilisesi.”

 

“Cennetin Aziz Kilisesi dürüst ve eli açık davranıyor olsa da sahip oldukları heybeti sorgulamaya kimse cüret edemiyor.” Baiwei konuştu. “Uzun zamandır varlıklarını sürdürüyorlar ve gerçekten gizemlerle dolu bir organizasyon olduklarını söylemem lazım.”

 

“Kan Tanrısı Kilisesi altmış milyon yıl önce kurulmuş şeytani ve manyak bir örgüttür. Bu kiliseye ait herkese ‘çılgın’ gözüyle bakabilirsin. Genelde büyük günahlar işledikleri için Yağmurejderi Korumaları’yla araları pek iyi değildir.”

 

“Yağmurejderi Korumaları onları avlıyor mu?” Ning sordu, aklı karışmıştı. Baiwei gülümsedi. “Ji Ning, bu dünyada, karmik başarılar adı altında bir şeyin olduğunu biliyorsun, değil mi?” “Evet.” Ning onayladı.

 

Tabii ki de biliyordu. Bu karmik başarılar sayesinde, Yeraltı Krallığı”na gönderildikten sonra Cennet Alemi’ne gitmesine karar verilmişti lakin Yeraltı Krallığı’nda yaşanan felaket dolayısıyla genç adam tekrardan Ölümlü Alemi’ne girmek zorunda kalmıştı. Hızlı davranmamış olsaydı, muhtemelen çoktan ruhunu kaybetmiş olacaktı.

 

“İyi davranmak pozitif karmaya, kötü davranmak da günaha sebebiyet verir.” Baiwei açıkladı. “Karmik başarıların ne kadar fazla olursa gökler tarafından da bir o kadar fazla sevilir ve şans konusunda olumlu bir ruh haline girersin ancak fazla günah işlersen yaşayacağın ‘üç kıyamet’ ve ‘dokuz felaket’ de akılalmaz derecede tehlikeli olacaktır, tabii şansın da azalacaktır.”

 

“Büyük günahlar işleyen bu yaratıkları öldürmek karmik başarıyı da artıran bir kavramdır.” Baiwei gülümsedi. “Yağmurejderi Korumaları, Büyük Xia Hanedanlığı’nın emirlerini uygulayarak büyük günah işleyenleri bulur ve öldürür. Bu sayede bir bütün olarak Büyük Xia Hanedanlığı’nın karmik başarıları da artar… Yani zaman geçtikçe temellerini sağlamlaştırarak şanslarını da artırma fırsatını yakalarlar.”

 

Ning şaşırmıştı. Demek dünya çapındaki Yağmurejderi Korumaları’nın günah işleyen insanları kovalaması bundan sebepti… Yani Büyük Xia Henadanlığı’nın karmik şansını artırmaya çalışıyorlardı.

 

“İyi karması olan insanların auraları da temiz olur lakin günah işlemiş kişilerin etrafında çürümüş, şeytani bir aura dolaşır.“ Baiwei konuştu. “Efsanelere göre çok ama çok fazla iyilik yapan kişilerin auraları altın ışık hüzmeleri saçarken, akılalmaz kötülük yapan kişiler kanlı, vahşi birer aura taşır… Ne yazık ki, yalnızca Kutsal Gözü açmış kişiler bu auraları fark edebilir.”

 

Ning meseleyi anlamıştı. Kutsal Gözü’nü açtığı için ilahi hissiyle etrafında süzülen temiz aurayı hissedebilmişti. Demek buna “karmik başarı” adı veriliyordu. Lakin, daha önce diğerlerini süzdüğünde, insanların çoğunda bu tür temiz auranın olmadığını görmüştü. Yani, böyle bir auraya sahip olmak kolay değildi. Tabii altın ışık saçan bir auraya sahip olmak daha da imkansızdı…

 

“Kişi yeteri kadar karmik başarıyı nasıl toplar?” Ning sordu. “İyilik yaparak karmik başarı, kötülük yaparak günaha sahip olursun. Detaylarını tam bilmiyorum.” Baiwei konuştu. “Karmik başarılar ve günahlar, gökler tarafından belirlenen şeylerdir. Çok karmaşıklardır! Lakin, ne olursa olsun, ölümsüzlük yoluna adım atan kişilerin, ölümlü insanları öldürmesi kesin bir dille yasaklanmıştır. Ölümsüzlük yoluna adım atmış kişilerin birbirlerini öldürmesi sorun değildir lakin sıradan bir ölümlüyü öldürdükleri takdirde… Ağır günaha gireceklerine şüphe yoktur. Babam daha önce bu konuda beni uyarmıştı.”

 

“Beni bilgilendirdiğin için teşekkür ederim, Kardeş Baiwei.” Ning minnettardı.

 

“Okula katıldıktan sonra bu tarz meseleleri öğreneceksin.” Baiwei konuştu.

 

……

 

Muhabbetin ardından Ning’in aklına başka bir mesele gelmişti. “Siyah Beyaz Okulu dışında her güçten bahsettin, şu okulu da açıklasan?”

 

Genç adam daha çok, okullardan birini seçmek istiyordu. Gökyaran Kılıç Tarikatı’na girmeye istekli değildi ve Yüz Çiçek Peridiyarı’na da girmesi mümkün değildi. Yani, geriye bir tek Siyah Beyaz Okulu kalmıştı.

 

“Siyah Beyaz Okulu, sekiz büyük gücün arasında bir numaradır!” Baiwei, Ning’e bakıyordu. “Bir numara mı?” Ning hemen dikkat kesilmişti. “Evet.” Baiwei’nin gözleri parlıyordu. “Diğer yedi güç birbirlerine denktir. Hepsi kadim ve eski köklere sahiptir. Ancak Siyah Beyaz Okulu kesinkes bir numaradır. Aslında, Siyah Beyaz Okulu’ndan Kutsal Ölümsüz bile çıkmıştır.”

 

“Kutsal Ölümsüz mü?” Ning”in kalbi dört nala koşmaya başlamıştı. Oh, gökler! Her ne kadar Sakinsu Eyaleti’ndeki güçlerin içinde bazı Ölümsüzler bulunuyor olsa da bunların hepsi Kayıp Ölümsüz ya da Toprak Ölümsüzü’ydü. Daha önce farklı bir gücün, Kutsal Ölümsüz’e sahip olduğunu duymamıştı.

 

“Evet, Kutsal Ölümsüz.” Baiwei ekledi. “Siyah Beyaz Okulu, eskiden Sakinsuyun Kuzeydağ Klanı’na ve Yağmurejderi Korumaları’na denk bir güce sahipti.”

 

“Geçen onca yılın ardından, her ne kadar o kadim Kutsal Ölümsüz bölgeyi terk etmiş olsa da Siyah Beyaz Okulu sekiz güç arasındaki bir numarayı elinde tutmayı başarmıştır.” Baiwei gülümseyerek Ning’e baktı. “Ve şunu biliyor muydun? Üç büyük okuldan, Gökyaran Kılıç Tarikatı’nın ana merkezi yüz bin kilometre büyüklüğündedir, Yüz Çiçek Peridiyarı kendi boyutuna sahiptir ancak Siyah Beyaz Okulu… Sakinsu Şehri’nin tam içinde yer alır!”

 

“Sakinsu Şehri?” Ning meseleye inanamıyordu. “Sakinsu Şehri’ne nasıl sığıyorlar peki? Hem de bu kadar büyük bir okul?”

 

Baiwei gülümsedi. “Bunun sebebi, Siyah Beyaz Okulu’ndaki öğrencilerin, Ölümsüzler’den Zifu Öğrencileri’ne kadar değişen ve sayı bakımından yalnızca birkaç yüzü geçmeyen bir durumda olmalarıdır. Koskoca Siyah Beyaz Okulu’nda toplamda, yüz Zifu Öğrencisi, iki yüz Wanxiang Üstadı, otuzdan fazla Kadim Taoist ve arada sırada ortaya çıkan en azından altı Ölümsüz vardır.”

 

Ning şaşkına dönmüştü. Ne? Yüz Zifu Öğrencisi mi? İki yüz Wanxiang mı? Hatta Zifu sayısı Wanxiang’dan daha mı azdı? Kadim Taoist sayısına da inanmak zordu… Üstelik altı Ölümsüz’e sahiplerdi! Gökyaran Kılıç Tarikatı’nda bile o kadar ölümsüz yoktu!

 

“Şimdi anladın mı?” Baiwei Ning’e bakıyordu. “Siyah Beyaz Okulu’nda çok az öğrenci vardır. Ayrıca bu okula girmek çok zordur. Senin gücünü biliyor olsam da yapabileceğim tek şey seni Gökyaran Kılıç Tarikatı’na önermektir ancak Tao Bölgesi’ne sahip olduğuna göre, Siyah Beyaz Okulu’na girebileceğini düşünüyorum.”

 

“Sadece benim gibi biri mi girebilir yani?” Ning meraklıydı.

 

“Siyah Beyaz Okulu, Büyük Xia Hanedanlığı’nın İmparatorluk Başkenti’nde bile tanınan bir okuldur.” Baiwei Ning’e bakıyordu. “Her yıl, bu okul en fazla üç ya da dört öğrenci kabul eder. Hatta bazı yıllarda kimseyi almazlar. Aralarına yalnızca canavarvari yetenekleri alıyorlar. Eğer başvuran kişinin temelinde ufacık bir sorun bile varsa o zaman o kişinin Siyah Beyaz Okulu’na girmesi mümkün değildir. Sakinsu Eyaleti’nin dışındaki büyük güçler bile Siyah Beyaz Okulu’na girebileceklerini düşündükleri öğrencilerini buraya yolluyorlar…”

 

……….

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr