Bölüm 86: Dünya Aniden Değişiyor

avatar
5057 66

Desolate Era - Bölüm 86: Dünya Aniden Değişiyor



Bölüm 86: Dünya Aniden Değişiyor

 

 Her ne kadar Ji Mo bütün samimiyetiyle Ji Ning’in öğrencisi olmak istese de Ji Ning nasıl olur da bunu kabul edebilirdi? Sonuçta, bir kılıç tekniğinin “ruha” sahip olabilmesi için kişinin Tao’nun kırıntılarına adım atması gerekiyordu. Bu öylece insanın başkasına öğretebileceği bir şey değildi! Meselenin ardından Ning tek tek gençlere bazı tavsiyeler vermeye başlamıştı. Gençler, özellikle de Ning’in sergilediği yetenekleri gördükten sonra ona mutlak saygıyla yaklaşıyorlar ve akıllarını kurcalayan sorulardan bazılarını genç efendileriyle paylaşıyorlardı. Doğal olarak onunla paylaşılan bu sorular Ning için ciddi bir zorluk ifade etmiyordu ve genç adam ona doğrultulan soruları kolayca cevaplıyordu. Sadece kılıç tekniği bakımından bile koca Ji klanında Ji Ning’e kafa tutabilecek herhangi biri yoktu.

 

Gençlere dört saat boyunca tavsiyeler verdikten sonra, Ning onları yollamaya karar vermişti.

 

“Geri dönüp konuştuğumuz şeyler hakkında düşünün biraz. Daha fazla burada kalmanızın bir anlamı yok.”  Tavsiyeler verdikten sonra Ning kendi başına oradan ayrıldı.

 

 Altı genç arzu dolu kalpleriyle Ning’in gidişini izliyordu. Ah, Ning’le daha çok zaman geçirmek istiyorlardı!

 

………..

 

Gece.

 

Ning bağdaş kurmuş, pratik yapıyordu. Element enerjisi durmaksızın genç adamın vücuduna akın ederek içeride sıvılaşarak Ki’ye dönüşüyordu. Aradan geçen uzun bir zamanın ardından genç adam dantianındaki enerji topluluğunun bir nevi dolduğunu hissedince durmuştu.

 

“Büyük ihtimalle, birkaç ay içinde Ki Arıtıcısı olarak ‘Mor Saray” ımı oluşturabileceğim.” diye konuştu kendi kendine Ning. “Lakin, [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’nı kullanarak Zifu’ya adım atmam için bu sanatın yedinci seviyesini kavramak zorundayım. Kim bilir bu ne kadar zamanımı alacak.”

 

 Ning geçirdiği beş yılın ardından hem Ki Arıtıcısı hem de Habistanrı Vücut Geliştirme ustası olarak Xiantian’ın zirvesine adım atmıştı.

 

Ki Arıtıcılığı’nda kullandığı teknik, Ji Klanı’nda yaygın olarak bilinen [Su Element Sanatı]’ydı. Bu sanatta çalışan insanların sahip olduğu ki kalitesi düşük olsa da kişi bu sanatı kullanarak diğerlerine kıyasla daha kolay Zifu’ya adım atabiliyordu! Ning’in Tao’yla ilgili bilgileri düşünüldüğünde, genç adamın vücudundaki ki belirli bir seviyeye geldiğinde, direkt olarak Zifu’ya adım atabilmek için “Mor Saray” ı oluşturabileceği de anlaşılabiliyordu!

 

“[Su Element Sanatı] çok sıradan bir teknik.” diye kendi kendine konuştu Ning: “Kişiyi yalnızca Zifu Öğrencisi seviyesine kadar götürebiliyor. “Mor Saray” ı oluşturduktan sonra yeni bir teknik bulmam gerekecek.”

 

 Ki Arıtıcılığı teknikleri, kişiyi ne kadar ileriye götürebilirse bir o kadar değer kazanıyordu.

 

“Zamanı geldiğinde, sağlam bir Ki Arıtıcılığı tekniği bulmam gerekecek.”  Ning kendi kendine düşünüyordu. “Sonuçta, [Su Element Sanatı] oldukça yüzeysel bir teknik. Eğer böyle yüzeysel bir teknikle ilerlemeye devam edersem… Büyük ihtimalle, Ki Arıtıcılığı’nda en fazla Wanxiang seviyesine ulaşabilirim.”

 

İşte bu, yüksek kalite ve düşük kalite tekniklerin arasındaki bariz farktı!

 

Öğrenmesi zor, üst kalite teknikler kişiyi yavaş yavaş doğru yöne yönlendirerek kişiye sağlam bir temel kazandırıyordu.

 

Öte yandan düşük kaliteli teknikler, kişinin kolayca “Mor Saray” ı oluşturmasına imkân sağlıyor ve nadiren de olsa bu tür tekniklerde çalışan insanlar, bütün odaklarını verdikleri takdirde Wanxiang seviyesine ulaşabiliyorlardı. Lakin ardından… Kadim Taoist olmak için herhangi bir umut barındırmıyorlardı!

 

 Sonuçta, Ji Klanı düşük seviyeli sayılabilecek bir klandı. Ne üst seviye Habistanrı Vücut Geliştirme Teknikleri ne de üst seviye Ki Arıtıcılığı tekniklerine sahiplerdi. Tabii [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı] gibi dünyanın bir numaralı tekniği olarak görülen bir kavrama sahip olsalar da bu teknik başlı başına bütün dünyada yaygın olarak bulunabilen bir teknikti. Bunun yanında, klanın sahip olduğu Ki Arıtıcılığı teknikleri oldukça zayıf ve yüzeysel kalıyorlardı bu yüzden dört yüz yıldır pratik yapmalarına rağmen Dokuzateş ve Gölge Nine hala Zifu seviyesini aşmayı başaramamışlardı.

 

“Dış dünyaya açılmam lazım.” Ning istekliydi. “İlk önce Mor Sarayı oluşturmak istiyorum. Böylece, kendimi koruma konusunda da biraz özgüven kazanmış olurum. Sonuçta şu anki gücümle dışarıya çıkmam intihardan farksız olacak.”

 

Ning kendi gücünü iyi biliyordu.

 

Bir Ki Arıtıcısı olarak Xiantian’ın zirvesindeydi lakin, altı ay önce çoktan [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nun dokuzuncu seviyesini kullanmayı başarmıştı ve bu bağlamda, genç adamın sahip olduğu güç muhtemelen Zifu’nun zirvesinde yer alan birine denk bir seviyeye ulaşmıştı! Buna karşılık tek sıkıntısı vücudunda bulunan Ki miktarıydı. Genç adamın vücudunda yeterince Ki olmadığı için kendisi çoğu Zifu Öğrencisi kadar uzun süre mücadele edemiyordu.

 

Vücut Geliştirmecisi olarak [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’nı kullanarak Xiantian’ın zirvesine adım atmıştı. Şu an için henüz Zifu’ya adım atmış, sıradan Vücut Geliştirme Ustaları’na denk bir güce sahipti! Vücudundaki yaşam gücü göz önünde bulundurulursa, genç adamın kafatası delinse bile hayatını kaybetmeyeceği söylenebilirdi! Her ne kadar bu konuda sahip olduğu saldırı gücü [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’ndan biraz daha zayıf olsa da rakibiyle gerçek bir mücadeleye başladığında, vücudunun sahip olduğu güç daha bariz bir şekilde ortaya çıkacaktı.

 

“Her ne kadar [Düşük Bin Kılıç Formasyonu] bir hayli keskin bir saldırı gücüne sahip olsa da…”  Ning kendi kendine konuştu. “Eğer Habistanrı Vücut Geliştirme Teknikleri’ni kullanarak Zifu’ya adım atmış ve sağlam bir vücuda sahip biriyle karşılaşırsam… Vücudunu ikiye ayırsam bile bedeni çabucak iyileşecektir.”

 

“Ki Arıtıcılığı’nda Zifu’ya adım atan kişilerle, Zifu’nun zirvesinde olsalar bile mücadele edebilirim.”

 

“Lakin Habistanrı Vücut Geliştirme Ustaları’na karşı… Düşük seviyeli olanlarla başa çıkabilecek olsam da, daha üstü benim boyumu aşacaktır.”  Ning meseleyi çok iyi biliyordu: “ Merak ediyorum da, acaba [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’nda ilerlemek için ne yapmam gerekiyor? Yin Yang’ı dönüştürerek…Kan Damlası Doğuşu’na ulaşmak…bunu nasıl yapacağım?”

 

Başı kesilse bile hayatını kaybetmeyen insanların pek de heybetli bir yanları yoktu.

 

Lakin Ning [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’nın yedinci seviyesine ulaşmayı başarırsa, işte o zaman tek bir kan damlasından bile geri doğabilecekti! Zaten diğer Zifu Ki Arıtıcıları’yla karşılaşma konusunda bu kadar özgüvenli olması da sahip olduğu yaşam enerjisinden kaynaklanıyordu. Sonuçta bir Habistanrı Vücut Geliştirme Ustası’nı öldürmek… Çok ama çok zordu! Bunun tek yolu yavaş yavaş rakibin ilahi gücünü tüketmekti.

 

“Kan Damlası Doğuşu.” Ning beklenti doluydu.

 

Aslında, Ning çoktan canavarca bir figür olarak görülebilirdi. Saldırı konusunda, [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’na sahipti! Bir numaralı Habistanrı Vücut Geliştirme Tekniği’nde Xiantian’ın zirvesine adım atmıştı ve Zifu Öğrencileri bile onu kolay kolay öldüremeyecekti! Rakipleri onu kolay kolay öldüremeyecek olsalar da Ning [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nu kullanarak karşı tarafı öldürebilecek potansiyele sahipti.

 

“Yeterli değil, yeterli değil. Eğer Bei Zishan’ın arıları daha çok olsaydı, muhtemelen ilahi gücümü tüketerek beni öldürebilirlerdi…”  Ning dikkatsiz olmaya yeltenmiyordu.

 

Hala daha yaşlı boğanın sözlerini unutmuş değildi…

 

Ölümsüzlük yolunda yürüyen kişileri hafife almamak gerekiyordu! Evet, belki kendisi sağlam yeteneklere sahipti lakin ya diğerleri? Onlar da boş boş oturuyor değillerdi ya?

 

“Whew.”

 

Ning gözlerini kapayarak [Nuwa’nın Resmi]’ni hayal etmeye başladı. Bu hareketini küçüklükten beri sürdürüyordu. Zaten [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nun dokuzuncu seviyesini kullanabilmesi de sahip olduğu ilahi iradeden dolayıydı.

 

………….

 

Gökyüzü yavaş yavaş aydınlanıyordu.

 

Yatağında bağdaş kurmuş bir şekilde sessiz sessiz oturan Ning, yavaşa gözlerini açarak hissiyatında yaşadığı değişiklikten sebep kaşlarını çatıyordu.

 

“Yanlış mı hissettim?” Ning kendi kendine konuştu.

 

“Tırırım…” Akılalmaz yoğunlukta bir element enerjisi dışarıya saçılmış ve Yılankanadı Gölü’nde devasa bir dalgaya dönüşmüştü. Bu element enerjisini hisseden Ning’in suratı değişiyordu. Swish! Kaşla göz arasında camdan fırlayan genç adam bahçede duran uzun ağacın tepesine çıkmıştı.

 

“Kuzeyde.”

 

Ning ağacın tepesinden kuzeyi izliyordu. Akılalmaz derecede vahşeti beraberinde getiren element enerjisi kuzey bölgesinden gelmişti.

 

 Bu element enerjisi adeta göle fırlatılan kocaman bir taşı andırıyordu. Kuzeyin uzak noktasından dört bir yana buna benzer element enerjileri saçılıyordu… Birbiri ardına yayılan element dalgaları binlerce kilometre katedebiliyorlardı.

 

“Ne dehşet verici bir element dalgası ama…” Ning şaşırmıştı: “Böylesine güçlü bir element aurasına karşılık… Şu anda özümsediğim element enerjisi resmen devede kulak kalıyor. Neler oluyor burada? Böyle güçlü bir dalgaya sebep olan şey ne?”

 

Swoosh!

 

Adadanın arka tarafından bir figür fırlamış, ağaçları geçerek tam gaz ilerlemeye koyulmuştu. Çok geçmeden figür Ning’in yanına ulaşmıştı. Beyaz kürklere bürünen bu figür Yichuan’dan başkası değildi.

 

“Baba.” Ning babasına baktı.

 

“Sen de hissettin demek.” Yichuan sakin bakışlarıyla kuzeyi izliyordu.

 

“Evet, kuzeyden.”  Ning onayladıktan sonra konuştu: “Dehşet verici bir element dalgası. Gerçekten böylesini daha önce hissetmemiştim. Eğer yanılmıyorsam, dalganın kaynağı buradan bin kilometre kuzeyde bulunuyor.”

 

 Yichuan da onayladı: “Senin kadar açık bir şekilde hissedemesem de ben de bunun dehşet verici bir dalga olduğunu düşünüyorum.”

 

“Baba, böylesine dehşet verici bir element dalgasına ne tür bir şey sebep olabilir?” Ning çabucak sordu.

 

“Çok sayıda nedeni olabilir.”  Yichuan konuştu: “Belki iki Ölümsüz arasındaki mücadeleden yayılan şok dalgalarıdır, belki de aniden yeryüzünde kadim bir kalıntı belirmiştir! Ayrıca ölümsüz seviye bir büyülü hazine de ortaya çıkmış olabilir!”

 

 Ning’in suratı değildi. “O zaman Ji Klanı’mız…”

 

Bulundukları bölgenin bin kilometre kuzeyi Ji Klanı’nın hükümdarlığı altındaydı. Batı Vilayeti Merkez Vilayeti’nin güneybatısında kalıyordu ve bin kilometre kuzeyde bulunan bölge de Ji Klanı’nın en orta topraklarından biriydi!

 

“Ne olursa olsun, durum bizim için iyiye işaret değil.” Yichuan konuştu.

 

Ning’in suratı ekşimişti.

 

Ölümsüzler arasındaki bir mücadele mi? Kadim kalıntı mı? Ölümsüz seviye bir büyülü hazine mi? Nasıl olur da en güçlü ustaları Zifu Öğrencisi olan Ji Klanı böyle şeylere karşı koyabilirdi?

 

“Gel, bir bakalım.” Yichuan konuştu.

 

“Tamam.” Ning bir hayli endişelenmişti. Aynı esnada, çabucak vücudundaki Ki’yi kullanarak adada yaşayan Güz Yaprağı’na bir mesaj yolladı: “Güz Yaprağı, ben dışarı çıkıyorum. Adaya sen bakacaksın.”

 

Swoosh!

 

 İkili tam gaz ilerliyor, gölün sularını adımlayarak adeta uçuyorlardı. Artık bu raddede, bütün enerjilerini ayak oyununa odaklandıklarında Mavi Ateşkuşu’ndan bile daha üstün bir hıza ulaşabiliyorlardı!

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr