Bölüm 25: Sadece Tanrının Sözünü Dinleyen Rahibe Miria 4

avatar
1393 2

Chikyuu Tenseisha no Koroshikata - Bölüm 25: Sadece Tanrının Sözünü Dinleyen Rahibe Miria 4


Bölüm 25: Sadece Tanrının Sözünü Dinleyen Rahibe Miria 4

 

Çevirmen:Ratelnim

Editör:Kurogane / Extacy12

 

“Burası mı?”

 

Ruby’nin haritasını takip ederek Euva kilisesi olması gereken yere gittim. Geldiğim yer meyhaneler caddesinin tam ortasındaydı.

 

Kilisenin kasabaya bakan yüzü aynı bir barı andırıyordu.

 

Bu gerçekten bir kilise mi?

 

Eh, Ruby neden yalan söylemiş olsun ki

 

Şimdilik, kapıyı açıp içeriye girmeyi denemem gerekiyordu.

 

“Burası gerçekten bir bar …”

 

Raflara şişelerle doluydu ve uzun bir tezgâh vardı.

 

Burası tamamen bir bardı. Bardan başka bir şey olamazdı.

 

Ve tezgâhın arkasında bir kadın vardı.

 

//ÇNRatel Notu: Tabii ki kadın, seride erkek mi var ki :D

 

“Hm …? Sen de kimsin, seni daha önce buralarda görmemiştim?”

 

Koyu-kahve benizli kadın kısık gözlerle bana bakıyordu.

 

Beyaz bir gömleği ve ceket giyiyordu … barmen* olmalıydı.

 

//ÇN:Kadınlara barmen denmez aslında ama türkçede barmaid karşılığı yok herhalde.

 

Kesin kes yanlış geldim.

 

İç çektim ve konuştum.

 

“… sanırım yanlış yere geldim. Söylesene burası bir kilise mi?”

 

“Kilise mi? Tabii ki bir kilise. Başka neye benziyor ki?”

 

“Belki bir bara ya da meyhaneye. Yoksa bir bar olabilir mi …”

 

“Her neyse, görebileceğin gibi, bu kiliseye bakan alçak gönüllü rahibe ben oluyorum.”

 

“Hayır, şey, sen tam bir barmen gibi gözüküyorsun ve rahibeler kendilerine alçak gönüllü demezler, öyle değil mi?”

 

“Peki her neyse, lütfen otur sayın müşteri. Tam da yapacak hiçbir şeyim yokken geldin, seninle bir tur içelim.”

 

“Rahibeler, inananlara müşteri demezler, öyle derler mi …”

 

Her seferinde ona laf yetiştirmeye çalışmanın sonu gelmeyecekti bu yüzden yavaşça bir koltuğa oturdum.

 

Bir elimde tamamen dolu bir kupayla, tezgâhın arkasındaki kadının tam karşısına oturdum.

 

“İsmim Rania. Uzun zamandır bu şehirde rahibelik yapıyorum. Eh, son günlerde ucuz barlar inananlarımızı çalıyorlar ve bu yüzden pek dua etme fırsatı bulamıyorum.”

 

“Kiliseler genellikle barlarla müşteri için rekabet etmezler, öyle değil mi …”

 

“İnananlar artık gelmiyor, arkadaşlarım gidip evlendi ve bu kilisede tamamen yalnız kaldım. Tanrım, burada çok yalnızım, biliyor musun...”

 

Rania içeceğini büyük bir yudum aldı.

 

İçki dudaklarından aşağıya bir çizgi halinde akıyordu … çok seksi.

 

“… şey, evet, tüm arkadaşların evlendiği zaman yalnız kalıyorsun”

 

Nereye varmak istediğini anlamıyordum ama onunla sohbet etmeyi denedim.

 

“Oh, bunu anlıyor musun? Gerçekten öyle, değil mi? …sonra düğünlerine gittim ve beni gördüklerinde çiçek buketini bana fırlattılar. Anlıyor musun, buket uçuyordu. Tam. Da. Bana doğru. Onlara durmalarını söyledim ancak ellerinin ayarı bozuktu. Biraz rezil olmayı göze alarak atladım ve çiçeği yakaladım.”

 

“… demek yakaladın.”

 

Sıkıldığımı belli etmemeye çalışıyordum, kiliseye seviye atlamaya gelmiştim ancak burada oturmuş bir kadınla içki içip evlilik muhabbeti yapıyordum.

 

Popüler olmadığımdan falan değil. Ama bilirsin, bir erkeğe rahibe olduğumu söylediğim zaman kuyruklarını kıstırıp benden kaçıyorlar. Benim kutsal saflığımı bozarlarsa tanrıçanın onlardan öç alacağını falan sanıyorlar herhalde. Onlara şöyle dedim sorun değil, hadi ama, biraz erkek ol ve benim kutsal saflığımı al. Neredeyse otuzuma geldim ve hala yalnızım çünkü siz tavukların buna yetecek yüreği yok”

 

“… o, oh”

 

“İşte böyle bilirsin, hayat devam ediyor pek çok şey olup bitiyor — biraz daha iç göğsüne dolup kelimelere dökemediklerini anlat. Seni dinleyeceğime söz veriyorum.”

 

Bakış, Rania bana derin bir bakış attı.

 

Anlıyorum, anlıyorum, demek bana hayat hikayesini durduk yere anlatmasının nedeni buydu

 

Eğer bana kendi hikayesini anlatırsa bunun benim kendi öykümü anlatmamı kolaylaştıracağını düşünmüştü.

 

Bu tip bir duyarlılık onu biraz rahibeye benzetmişti. Az çok.

 

Ama sonra tekrar...

 

“Bana karşı bu kadar düşünceli davranmışken bunu söylediğim için üzgünüm … bugün buraya geliş sebebim günah çıkarmak değil seviye atlamak”

 

“Hm? Ne, demek öyle? Neden daha önceden söylemedin? Yüzün yorgun gözüküyordu bu yüzden whoa, umutsuz bir çocuk ona karşı düşünceli olmalıyım diye düşündüm”

 

“Şey, gerçekten baya yorgunum aslında.”

 

Buraya gelmeden önce yaptığım şey oldukça yorucuydu.

 

Ruby bugün tam formundaydı ….

 

“Peki o zaman, eğer kahramanlık hikayelerin varsa buraya yaz.”

 

Rania bana bir kalem ve kâğıt verdi.

 

Bu dünyaya geldiğim günden bugüne kadarki kahramanlık öykümü Tanrıça Euva’ya bir rapor olarak yazdım.

 

Kahramanlıklarım, ha ….

 

Benimkilere pek de kahramanlık denemez gerçi*.

 

//DN:Yok canım çok kahramanca birşey yaptın mk:D

 

//ÇN: Bukou genellikle savaşlardaki kahramanlıkları anlatan bir kelime

 

Benim savaş tipi bir hilem yoktu ve hep iddialı olmayan ufak işler yapmıştım.

 

Olayları yumuşatmanın bir gereği yoktu, bu yüzden olayları olabildiğince tarafsız yazmaya çalıştım.

 

‘Yuutarou’nun haremindeki Ruby’yi çaldım ve onunla ahlaksızca seks yaptım. Bu sırada yol arkadaşım Liu’ya da çakıyorum. Laf arasında, ikisiyle de ciddi düşünmüyorum. Onları fuck buddy olarak kullanma niyetindeyim.’

 

Rania kâğıda yazdıklarımı gördü ve yüzü kasıldı.

 

“… biliyorsun, Leydi Euva biraz serkeş bir tanrıça olsa da bu tür saçmalıkları onaylamasına imkân yo… WHOAH BUNU TAMAMEN ONAYLIYOR MU!?”

 

Rania kâğıdı tutuşturduğu anda, altın renkli zerreler kağıdın etrafında dans etmeye başladı.

 

Altıın renki parçacıklar kafamın etrafında dönüyordu.

 

Bir rahip olmasam da tanrıçanın son derece mutlu olduğunu biliyordum.

 

Su anda tanrıça baş parmağını kaldırıp bana “İyi iş, Motoki, gerçekten iyi iş” diyor olmalıydı.

 

… Doğru olan şeyi yaptığımı biliyorum.

 

Görünüşe göre tanrıça Euva benim gibi bir ahlaksızın klasik iyi adam olan Yuutarou’ya eziyet etmemden ve onu çileden çıkarmamdan zevk alıyor.

 

“…. oooh”

 

Tüm bedenimin sonuna kadar enerjiyle dolduğunu hissettim.

 

Statlarımın ve yeteneklerimin arttığını hissedebiliyordum. Eğer durum buysa

 

“… sen, nesin sen?”

 

“İsmim Motoki, alçak gönüllü yeniden-doğan”

 

“Yeniden-doğan mı? Yeniden-doğanlar gerçekten harika, öyle değil mi? Bu tarafta hiçbir aileniz ve can sıkıcı akrabalarınız yok mu? Sizler sırtında semer ağzında yular olmayan yaban eşşekleri gibisiniz!!”

 

Rania şiddetle beni omuzlarımdan yakaladı.

 

Sen, ateşle oynamayı bırakıp benimle bir yuva kurmaya ne dersin? En azından bu gece bana eşlik et!”

 

Rania gömleğinin düğmelerini çözdü ve iki dağın arasındaki derin vadi gözlerimin önüne serildi.

 

Terle ıslanmış, derin, koyu benizli vadiyi görünce… yutkundum.

 

“Şey … bunu daha sonra yapalım”

 

Kendilerini bana sunan kadınları reddeden tipten bir erkek olmadığım için muhtemelen ilerleyen zamanda onu da si…cektim, ama bugün kendimi tutmalıydım.

 

Bugün denemem gereken bir şey vardı.

 

*****

 

Aynı günün gecesinde, bir kez daha Liu ile mezarlığa gidip çürümüş cesetleri yerin altından çıkardık.

 

Sonra

 

“Oldu …!”

 

Sonunda yeni bir yetenek kazanmıştım.

 

Eski, etleri tamamen çürümüş bir ceset çıkartıp onun yaşarkenki haline dönüşmeyi başarmıştım.

 

“Böylece …”

 

Miria’yı ele geçirme yolunu yarılamış oluyordum.

 

Miria’nın dağınık altın sarısı saçlarını ve ateşli çığlıklarını hayal ederek yutkundum.

 

//ÇN:Seks hayatınızı renklendiren bir novel kabul edin.

 

//ÇN:Madem kadın/erkek ilişkisi üzerine yazılan bir novel çeviriyorum, bu konuda birkaç şey karalamasam olmaz. Bir erkek/kadın 3 şeye önem verir/vermelidir bu 3ü olmadan diğer faktörlerin de değeri düşer:

 

Silüet: Bir kadın boydan resminin kesilip çıkartıldığını ve siyaha boyandığını düşünün. İşte buna silüet diyoruz. Bir silüet bizden çok önemli detayları saklasa da aslında önemli olan çoğu şeyi anlatır.

 

Boy vücut orantısı, duruş, saçlarının şekli, kıyafet seçimi, bacakları düzgün mü, kilolu mu zayıf mı, kendine güveniyor mu, bir kız grubunun içindeyse alfa dişi kim? Erkekler bir kıza baktıkları anda ilk 1 ya da 2 saniyede tüm bu soruları kendine soruyor ve cevaplıyor ve anında bir not veriyor. Kadınlar da aynısını erkekler için yapıyorlar, sorular biraz farklı tabi: kaslı mı, boyu uzun mu, omuzları geniş mi, kalçaları tatlı mı… Bunlar tamamen limbik beyinde yapılan şeyler, yani acımasız ve kötü insanlar olduğumuzdan değil sadece doğamız gereği başkalarını yargılıyoruz :D

 

Eğer sürekli frendzone’daysanız, renkli gözlerinize kimse bakmıyorsa, sınıf takımına iyi top oynamanıza rağmen ilk tercih olarak giremiyorsanız doğru yerdesiniz. İnsanlar muhtemelen sizi yardımcı karakter ya da bu serideki tabirle (foil)* olarak görüyorlar ve bu onların sorunu değil, sizin sorununuz.

 

//ÇN:Detaylı foil tanımı önceki bölümlerde vardı.

 

Birkaç örnek veriyim. Yüzünü bile görmediğiniz silüetlerden ne gibi çıkarımlar yapabildiğinize bir bakın.

 

Örnek 1Örnek 2Örnek 3Örnek 4,

 

Örnek 5Örnek 6Örnek 7Örnek 8,

 

Örnek 9, Örnek 10, Örnek 11, Örnek 12,

 

Örnek 13, Örnek 14, Örnek 15, Örnek 16,

 

Örnek 17, Örnek 18, Örnek 19, Örnek 20,

 

Örnek 21,

 

Bir şeyler anlatmaya çok hevesliydim ancak üşendim ve kısa kesiyorum, sonraki 2 maddeyi başka bölümlerin sonlarına yazarım. Silütle ilgili düzeltebileceğiniz en önemli 4 unsur duruşunuz, kas/yağ yapınız, saçınız ve giyinişiniz. Kimse kemiklerinizi düzeltmenizi beklemiyor xd

 

Doğal duruşunuza aynadan bakın bi de buna bakın duruşunuz yanlışsa duruşunuzu düzeltin ki bu şıp diye yapabilecek bir şey değil, ayakta düzgün durmak isteyen birisi iyi karın kaslarına, formda kalça kaslarına ve omuzlarını destekleyecek sırt kaslarına sahip olmak zorunda. Ve bunlara ilaveten omurilik hafızasında yazılmış olan klasik duruşunu silmesi gerekiyor. En az 40 gün alan bir uğraş. Ancak sonuçları sizi çok tatmin edecek emin olabilirsiniz.

 

İlgilenenler düzgün posture(duruş) için yazılmış kitapları bulup okuyabilir. Zamanında okudum, elimden geldiğince uyguladım ve çok faydasını gördüm, içinde çok güzel antrenmanlar vardı.

 

Yağ/kas yapısı hakkında söyleyebileceklerimi zaten biliyorsunuzdur. Yazmama gerek yok. Çok üşengeç bir adamım mk.

 

Saçınız ve giyinişinizi geliştirmek için en kolay yol vücudu size benzeyen birini taklit etmek. Misal olarak ben: giyinirken Kıvanç’ı (Yaklaşık aynı boydayız) taklit ediyorum ve saçım için kopyayı Beckham’ın futbolcuyken kullandığı taçlı modelden çekiyorum şimdilik. Herkes taklit ediyor utanmayın beyler :D

 

Umarım çok saçmalamamışımdır. Hayırlı günler.

 

//DN:Eveeet arkadaşlar çevirmenimizin bu engin bilgilerinden yararlandınız yorumda düşüncelerinizi bekliyorum;)

 

&&Motoki ne gibi şeyler planlıyor?Liu ne zaman sinirlenecek?Rahibe planları anlayacak mı?

 

&&Merak ediyorsanız Takipte kalın;)

 

Extacy12: Çevirmenimiz de Skill of Lure’nin faydalarını görmüş gibi xd






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44365 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr