Bölüm 9: Bir Kahramanla Aşk Yaşamayı Dileyen Grimoire Dükkanı Kızı 2

avatar
1213 1

Chikyuu Tenseisha no Koroshikata - Bölüm 9: Bir Kahramanla Aşk Yaşamayı Dileyen Grimoire Dükkanı Kızı 2


Bölüm 9: Bir Kahramanla Aşk Yaşamayı Dileyen Grimoire Dükkanı Kızı 2

 

Çevirmen:Ratelnim

Editör:Kurogane / Extacy12

 

O gece İnsan şehri Coura saat geç olmasına rağmen enerjikti.

 

Bunun nedeni, en popüler konulardan biri olan yeniden-doğan Yuutarou’nun kısa süre önce seferinden dönmüş olmasıydı.

 

Bu seferde, iki Ork kalesini ve onların müttefikleri olan Trollere ait bir köyü yok etmişti.

 

Tavernadaki herkes Yuutarou’nun etrafına toplanmıştı.

 

Erkekler savaş hikayeleri istiyor, kadınlarsa onun ilgisini çekmeyi umuyorlardı.

 

Ziyafet gecenin geç vakitlerine kadar sürdü.

 

“Ruby muhtemelen kıpır kıpırdır, öyle değil mi?”

 

Grimoire dükkanındaki kız Ruby, Yuutarou ile karşılaşmak istiyordu; ancak bara gelecek kadar cesareti olmadığından, muhtemelen yatağında dizlerine sarılmış bir vaziyette oturuyordu.

 

“Peki, hadi onu görelim o zaman.”

 

Ayna yeteneğini grimoire dükkanına yakın bir sokakta kullandım ve Yuutarou’ya dönüştüm, onu daha önce teleskoptan görmüştüm.

 

Dükkan sıkı sıkıya kapatılmıştı; bu sebeple ben de Ruby’nin odasının pencere kepenklerine bir taş attım.

 

Elbette ki, Ruby hala ayaktaydı. Kısa süre sonra yüzünü pencereden gösterdi.

 

“Yo!”

 

“Y, Y Y … Yuutarou … ! N … neden, buradasın … !”

 

Telaşa kapılmıştı ve aceleyle saçlarını toplamaya çalıştı. Çok sevimliydi.

 

“Şey, seni görmek için acele ettim! Seni rahatsız mı ediyorum?”

 

“R,R R … Rahatsız etmek … ? H, Hiç de bile ! Ben …. Ben ben … mutlu oldum … !”

 

“Anlıyorum, ben de mutluyum!”

 

Yuutarou’nun nasıl konuştuğunu bilmiyordum, ancak böyle bir şey olmalıydı.

 

Adaletin yanında olarak hava atmaya çalışan bir orta okul çocuğunu hayal etmek hiç de zor değildi.

 

Ruby de benden şüphelenmiş gibi görünmüyordu.

 

“Seni götürmek istediğim bir yer var, gidelim mi?”

 

“Ş, Ş Ş … Şimdi mi?”

 

“Evet. Bu kadar geç sorduğum için üzgünüm, ama gerçekten gitmek istiyorum — Hadi, atla!”

 

“E, …. Eh!?”

 

İleri doğru uzandım kollarımla onu teşvik ettim, “Hadi ama!”

 

Ruby biraz tereddüt etti, ama bana inanıyordu, hayır, Yuutarou’ya inanıyordu ve aşağı atladı.

 

Ruby’nin nazik bedenini havada kolayca yakaladım.

 

Muhtemelen bunu kendi vücudumda yapamazdım, ancak şu anda Yuutarou’ydum.

 

Dönüşmüş haldeyken, dönüştüğüm kişinin yeteneklerini, becerilerini ve büyülerini taklit edebiliyordum.

 

Tabii ki mükemmel değildi ama tek bir kızı yakalamak büyük bir mesele değildi.

 

“P, Peki … n, nereye … ?”

 

“Ah, Ruby’nin anne-babasının mezarlarına. Hemen gidip onlara Orkları yendiğimi söylemek istiyorum!”

 

Ruby bundan oldukça etkilenmişti.

 

Anne-babasından sevgiyle bahsedildiğini duyan her kız etkilenirdi.

 

Ruby’yi prenses taşıyışıyla1 taşıyarak yürümeye başladım.

 

1//ÇN:Böyle birşey

 

Attığım her adımda, Ruby’nin devasa göğüsleri kollarımın arasında titreşiyordu.

 

Çok yumuşak ve lezzetli görünüyorlardı, kelimenin her manasında … aklımı başımda tutabilmek için elimden geleni yaptım.

 

Bir süre sonra, şehir mezarlığına ulaştık.

 

Burada çok sayıda mezar vardı.

 

“Um, anne ve babanın mezarları nerede? Üzgünüm görmek için çok karanlık.”

 

“Ş, şu tarafta … ”

 

Ruby bana anne-babasının mezarlarının olduğu yere kadar yolu tarif etti.

 

Avuçlarımı birleştirdim* ve onun yeraltındaki anne-babasıyla konuşmaya başladım.

 

2// ÇN:Beyle

 

‘İyi akşamlar, benim adım Motoki.

 

Şu anda Yuutarou’nun bedenindeyim ama aslında çok daha sade bir insanımdır.

 

Üzgünüm, kısa süre sonra kızınızın duygularıyla oynayacağım, ama bunu yapmak için kendi nedenlerim var, lütfen benden nefret etmeyin.’

 

Mezar ziyaretini bitirdikten sonra, yıldızları izlerken sohbet ettik..

 

Ruby ailesiyle ilgili anılarından bahsetti, bana hayır Yuutarou’ya olan minnetinden dolayı utanarak konuşuyordu.

 

Gökyüzü ağarmaya başlayınca, konuştum.

 

“Üzgünüm, ama yakında sabah olacak — Ruby, bu geceyi ikimize ait özel bir anı haline getirelim. Eğer bundan bahsedersen bu da sıradanlaşacak, sadece ikimiz olsak bile bu geceden bahsetmeyelim. Bu geceyi kalbindeki mücevher kutusuna koy ve sakla.”

 

Ruby’ye bugün olanları gerçek Yuutarou’ya söylememesi gerektiğini süslü laflarla izah ettim.

 

“E, Evet … ! K … kalbimdeki … mücevher kutusu …”

 

Görünüşe göre Kalbindeki Mücevher Kutusu lafı onun aklını başından almıştı.

 

***

 

Aynı anda Yüksek Ork Liu da çalışmaya gitmişti.

 

Hırsız yeteneği Duvara Tırmanma’yı kullanarak iki ayağıyla grimoire dükkanının duvarına tırmanmıştı.

 

Sonra Ruby’nin atladığı ­…. kilitsiz ve ardına kadar açık pencereyi kullanarak odaya girdi.

 

Cup! Liu yere indi.

 

Hayalet Hırsız Liu-chan ziyarete geldi. Kendi kendime söylemem gerekirse bu harika bir yetenek, böylesine yetenekli olmam korkutucu, acaba herkes neden bana tapmıyor merak ediyorum,” Liu kendini övüyordu.

 

Liu bir Ork soylusunun kızıydı.

 

Orkların basitçe çirkin görünüşlü oldukları herkesçe biliniyordu; ancak soylu orkların görünüşleri çoğunlukla Elfler’e benziyordu.

 

Güzellerdi, büyüde ve el becerilerinde iyilerdi.

 

Liu küçüklüğünden beri dahi olması beklenen birisiydi.

 

Ancak ne yazık ki kişiliği korkunç derecede problemliydi.

 

Dur durak bilmeden etrafındaki insanları rahatsız eden ve kendini övmeyi seven garip bir çocuktu.

 

Bu nedenle Liu Hırsızlıkla alakalı yetenekler edinmeye devam etti.

 

Diğer Ork’ların evlerine sızıp bulabildiği her şeyi çalarak sorun çıkarmayı sürdürdü.

 

Sadece bu da değil, Ork Kraliçesi O’Luna’nın şatosundan yüksek kalite şarap çalmak gibi fark edildiği anda yakalanıp idam edileceği eylemlerde de bulunuyordu.

 

Sonra bir gün yakalandı.

 

Ancak, Luna Liu’yu yargılamadı.

 

Eğer benim arkadaşım olmaya istekliysen ben de seni serbest bırakmaya istekli olurum, demişti.

 

Ardından Luna’nın arkadaşı olarak şatoya sık sık gelir olmuştu.

 

Liu bu ziyaretlerinden birinde şatoda kalan Motoki’nin gözüne takılmıştı.

 

Sonra, onu bir yolculuğa çıkardı ve işte buradayız.

 

“Tanrım, Motoki benim ne olduğumu zannediyor. İnsanları ordan oraya sürüklemek, göğüslerini dikizlemek ve dokunmak. Ona benimkinden bir parça — ooh, işte burada.”

 

Liu, Motoki’nin ondan Ruby’nin odasında araştırmasını istediği şeyi bulmuştu.

 

Yatağının altına saklanmış bir kağıt destesi.

 

Kağıtlarda özenle yazılmış kelimeler vardı.

 

“Acaba neden bunları çalmamı istedi?”

 

Bu Ruby’nin romanıydı (noveliydi).

 

&&Motoki kıza neler yapacak?Kızın saf ve temiz duygularıyla nasıl oynayacak?Suikast başarılı olcak mı?

 

&&Merak ediyorsanız Takipte kalın:)

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44363 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr