Bölüm 564: Kabus Alem Koruyucusu, Kimse Geçemez (2)

avatar
2977 13

Charm of the Soul Pets - Bölüm 564: Kabus Alem Koruyucusu, Kimse Geçemez (2)


 

Bölüm 564: Kabus Alem Koruyucusu, Kimse Geçemez (2)

 

Tianxia Şehrinin güneyinde yükselen iki kayalı dağ vardı. Dağlar uzaktan bakınca uzayan ufka çakılmış iki devasa kılıcı andırıyordu. İki dağın uzunluğu, genişliği ve dikliği birebir aynıydı.

 

Kafanızı yana eğip dağlara dikkatlice baktığınızda iki dağ arasında bir sınır görevi gören bir sis olduğunu görebiliyordunuz. Bu dağlara bakarken insanın içinde bir kudret hissetmemesi mümkün değildi. Dağın diğer tarafında su yüzeyine yansıyan görüntüsü vardı. Dağ ve yansıması yan yana duruyordu...

 

Bunlar Tianxia Şehrinin güneyindeki meşhur Aynalı Kılıç Dağlarıydı. İki dağın zirveleri arasında sayısız sarkıt kayalardan oluşan bir zincir vardı. Bu sarkıtlar kayadan köprüler, geçitler ve pagodalar oluşturmuştu ancak uzaktan bakıldığında bütün bunlar devasa bir canavarın göğüs tahtasını andırıyordu. 

 

İki Aynalı Kılıç Dağı arasındaki sarkıtlar zirvenin biraz aşağısında duruyordu. Dağların uzunluğu iki bin metreyken sarkıtlar bin beş yüz metrelik bir yükseklikte asılıydı. Her bir yana yayılmış bu sarkıt kayalar uzaktan bakıldığında oldukça küçük duruyordu ancak bazı kayaların genişliği üç metreydi, oldukça büyük ruh hayvanları bile bu bu kayaların tepesinde durabilirdi.

 

"İnsanlar bunları bir göğüs tahtasına benzetir ancak bana cehennem kapılarının sınırında duran iki kuleyi andırıyor..." Yarışmacılar Tianxia Şehrinin hisarlarında durmuş Aynalı Kılıç Dağlarına bakıyordu.

 

“Onlar hakkında bilmediğin bir şey var. Aslında Aynalı Kılıç Dağlarının başka bir ismi var; Ayrık Dünya Kapıları da derler. Efsanelere göre Ayrık Dünya Kapıları başka bir dünyanın sınırıdır. Bir efsunla Tianxia Şehrinden bu dünyadan göçmüş ruh hayvanlarıyla dolu bir ruh dünyasına geçiş yapabilirsin derler," diye bir efsaneden bahsetti bir adam.  

 

"Böyle bir şey gerçekten var mı? Yoksa biri uydurmuş mu?" Birçok kişi ikna olmamıştı.

 

"İnanmadın mı? O zaman ay tutulmasına kadar bekle, bu her sene ikinci ayda gerçekleşir. O zaman Aynalı Kılıç Dağlarının neye benzediğini görür ve söylediklerime inanırsın," dedi efsaneden bahseden kişi. 

 

Bu efsaneyi aslında birçok kişi de önceden duymuştu. Ancak efsaneler efsaneydi sonuçta; bu girişi gören kimse olmamıştı.

 

Alem Koruyucusu turu başlamadan önce kimsenin buraya girmesine izin yoktu. Bu yüzden tüm yarışmacılar güney hisarlarında toplanmıştı. Burada binlerce insan vardı .

 

Bu binlerce insan sınıflarına göre ayrılmamıştı. Yani herkes, hangi sınıftan olduğu fark etmeksizin aynı Alem Koruyucusuyla karşılaşacaktı!

 

Tabii ki burada da bir zorluk seçimi vardı, birinci sınıf üyeler Dört Kontrollü Alem Koruyucularını seçecekti. Dört Kontrollü Alem Koruyucusunu yendikleri taktirde birinci testi geçmiş sayılacaklardı.

 

İkinci sınıf üyelerin ise Üç Kontrollü ya da daha üst seviyeden bir koruyucu seçmeleri gerekirdi.

 

Üçüncü sınıf üyelerin de İki Kontrollü ya da üstünde bir koruyucu seçmeleri lazımdı. Ancak İki Kontrollü Alem Koruyucusunu yendikleri takdirde birinci testi geçmiş sayılacaklardı.

 

Totalda üç tane Alem Koruyucusu vardı. Yani üç test vardı. Koruyucular sırasıyla üçüncü sınıf, ikinci sınıf ve birinci sınıftı.

 

Yarışmacı hangi sınıfta olursa olsun birinci testle başlaması gerekirdi. Eğer Alem Koruyucusu yarışmacının yeterince güçlü olmadığına karar verirse geçmesine izin vermezdi. Böylece sonraki savaşı etkilenmemiş olurdu. Normalde birinci testteki Alem Koruyucuları ikinci ve birinci sınıf yarışmacıların geçmesine izin verirdi. Ne de olsa birinci test sadece üçüncü sınıf üyeler için yapılıyor gibi bir şeydi.

 

"Acaba birinci testin Alem Koruyucusu kim? Çoktan dördüncü aleme geldik ve yarışma yetkilileri alemi korumak için çok güçlü birini seçmiştir. Acaba birinci testteki Alem Koruyucusu kaç üçüncü sınıf üyeyi durduracak?" Hisardaki insanlar çoktan tartışmalara başlamıştı.

 

Alem Koruyucusunun kim olacağı yarışmacılar için çok önemli bir meseleydi. Üçüncü sınıf üyeler arasında akla mantığa sığmayan güce sahip olanlar vardı. Bunlar da doğal olarak dördüncü alemi geçebileceklerinin bir göstergesiydi.

 

Alem geçişi daha başlamamıştı ancak hisarlar çoktan ana baba yeri olmuştu. Herkes öğlen vaktini bekliyordu çünkü yarışma yetkilileri Alem Koruyucusunun kim olduğunu öğlen açıklayacaktı. 

 

Sonunda muazzam öğlen güneşi ortalığı ısıtmaya başladı. Binlerce insan birbirine girmişti. Hepsi kafalarını kaldırmış şehir kapısının kulesine bakıyordu.

 

Kısa bir süre sonra yarışma yetkililerinden biri çıkıp binlerce insana birinci testteki Alem Koruyucusunun ismini açıkladı ve böylece alem geçiş turu başlamış oldu!

 

"Umarım Tianxia Sıralamalarından biri olmaz. En azından bir umudumuz olur." Daha önce onur meydan okumalarında yer almayanlardan bazıları içten içe dua etmeye başlamıştı bile.

 

"Şansa çok güvenmemek lazım," dedi kendi gücüne güvenenler.

 

"Şansla ya da şanssız, dördüncü alemi geçebildiğim sürece insanın yüzüne bakacak yüzüm olur. Şimdiye kadar bizim şehirden dördüncü alemi geçebilen çıkmadı. Ben geçersem var ya..."

 

İnsanlar hâlâ tartışmalara devam ediyordu. Mor ve siyah renkli bir elbise içerisinde zarif bir kadın ortaya çıkana kadar bu konuşmalar aynı hararetle devam etti.

 

"Dördüncü alem, birinci testin Alem Koruyucusu, üçüncü sınıf bir üye." Kadının insanı hülyalara daldıran soğuk sesi şehrin güney bölgesinde yankılandı. Herkes gözlerini bu kadına kilitlemişti. Birçok insan gerilmişti, sanki kadın alem geçişlerinin sonunun geldiğini açıklayacaktı.  

 

"Birinci testin Alem Koruyucusu üçüncü sınıf bir üye; Ruh Sarayından Chu Chen!"

 

Sonunda soğuk ve küstah ses duyulmuştu! 

 

Bu açıklamadan önce gücüne güvenenler kadının vücudunu incelemeye koyulmuştu. Ancak birinci testin Alem Koruyucusunun Chu Mu olduğunu öğrendiklerinde birden bire kendilerine geldiler ve sakinliklerini kaybettiler!

 

Şehrin güney kısmında birden bire çığlıklar ve naralar yükselmeye başlamıştı; vatandaşlar şehri ruh hayvanları mı bastı diye endişelenmeye başlamıştı.

 

İnsanlar küfürler yağdırmaya başlamıştı. Göklerin Altındaki Savaş gibi böylesine prestije sahip bir etkinlikte bu görülmemiş şeydi!

 

Yarışmacılar birinci testin Alem Koruyucusu Chu Mu'ya küfür etmiyordu, yarışma yetkililerin alem geçiş turu için yaptıkları bu aptalca tercihe küfür ediyorlardı!

 

Göklerin Altındaki Savaş yarışmacıları arasında Ruh Sarayından Chu Chen'in adını duymayan kişi sayısı azdı!

 

Birinci alemde bu şahıs ikinci sınıfın en yüksek onurunu elde etmişti ve ikinci alemde daha da ileri giderek birinci sınıf onur listesine girmişti!

 

Yarışma yetkilerinin seçebileceği o kadar fazla üçüncü sınıftan genç uzman varken gidip de bu delikanlıyı seçmişlerdi. Ruh Sarayından Chu Chen'i Göklerin Altındaki Savaşında sınıfları atlaya atlaya geçen bu genci, kim tanımıyordu ki?

 

Yarışma yetkililerinin bu tercihi yarışmacıları sinirlendirmişti. Çünkü birinci testin koruycusu Ruh Sarayından Chu Chen olunca bırakın üçüncü sınıf üyelerini ikinci sınıf üyeleri de zorlanacaktı!

 

En azından üçüncü sınıf üyelerinin az da olsa bir tesellisi vardı; en düşük zorluğu, ikili kontrolü seçebilirlerdi. Ancak ikinci sınıf üyeleri büyük bir tehlike bekliyordu!

 

Ruh Sarayından Chu Chen'in üçlü kontrolüyle karşı karşıya kalmak ve ona karşı ruh hayvanlarını kullanmak zorundalardı. Bu durumda da başarı oranlarını korumak için Alem Koruyucusu onların geçmesine izin veremezdi ve dördüncü aleme geçeceğinden emin olanlar birden yarışma yetkililerin bu akıl almayan kararı yüzünden durdurulmuştu! 

 

"Haksızlık bu! Çok büyük haksızlık! İkinci sınıfın en yüksek onurunu elde eden ve birinci sınıfın onur sıralamasına giren biri nasıl Alem Koruyucusu olabilir? Bu açık açık bizim geçmemizi engellemek değil de ne? Yarışma yetkilileri nasıl olur da böyle beyinsizce bir şey yapabilir!" Herkes sayıp sövmeye devam ediyordu. 

 

Birkaç alem daha geçmeyi düşleyenler sinirden küplere binmişti. Yarışmacıların da önceden dediği gibi, onların şehrinden dördüncü alemi geçen daha çıkmamıştı. Bu onlar için çok önemliydi, birkaç alem daha geçmeleri gerekiyordu. Yarışma yetkililerin bu kararı ise tüm umutlarını yerle bir etmişti.

 

"Sessizlik!" diye bağırdı mor ve siyah bir elbise giyen kadın.

 

Ruh andacı hemen etrafa yayıldı. O kadar güçlüydü ki alandaki herkesi susturdu, kimse tek bir kelime etmeye cüret edemiyordu.

 

"Bu karar yarım sene önce verildi ve tüm büyük kuvvetler tarafından onaylandı. Eğer bir itirazınız varsa Göklerin Altındaki Savaşındaki temsilci kuvvetinize yapın bu itirazı, neden kabul etmişler onlardan hesap sorun!" dedi kadın soğuk bir ses tonuyla. Buz gibi gözleri ve korkunç tavrıyla sözlerine devam etti, "Şimdi ister alem geçiş turuna devam edersiniz ister pes edersiniz! Gücü ve cesareti olmayanların buraya kadar gelip de kendilerini utandırmalarına lüzum yok!" 

 

Kadının sözleri kalabalığı daha da sinirlendirmişti. Bu sonucu kabullenmelerini istemek fazla oluyordu. Ne de olsa diğer alem geçiş turları bu kadar zor değildi!

 

"Kim bu kadın? O kadar yüksek bir konumda mı ki böyle zorbaca konuşabiliyor?!" diye bağırdı biri birden. 
Sesin sahibi öyle yüksek bir perdeden konuşmuştu ki herkes duymuştu onu, mor ve siyah elbise giyen kadın da dahil. Gözleri buz kesti ve hemen binlerce insan arasından bu kaba kişiyi tespit etti.

 

Bir ruh anlaşması efsunu yaptı ve birden şehir kulesinden aşağı vahşi bir güç yayıldı. Saniyeler içerisinde kahverengi bir ışık bulutlara yükseldi. Öyle bir güçtü ki bu insanlar kendilerine doğru gelen bir okyanus dalgası var sanmıştı! 

 

Bulut tabakası şiddetle sarsıldı ve içinden devasa bir yaratık atladı birden. Sanki ezecekmiş gibi şehir kulesine indi!!

 

"Bulut... Bulut Yılanı Maymun Hükümdar!!!"

 

Keskin çığlıklar duyuluyordu. Hisarların üstündeki binlerce insan gözleri genişlemişti, korku içerisinde onuncu fazdaki hükümdara bakıyorlardı, bu hükümdar hisarın yarısı kadar vardı. Güçlü canavarın aurası tüm havaya yayılmıştı.

 

Kabaca konuşan adam şoktan yere düşmüştü. Yüzü bembeyaz kesmişti, çünkü onuncu faz hükümdar direkt kendisine bakıyordu. Sanki azraille göz göze gibiydi!

 

"Bir daha böyle bir şey olursa cesedini Bulut Yılanı Maymun Hükümdara yediririm!" diye bağırdı mor ve siyah elbiseli kadın buz gibi bir sesle.

 

Kalabalıkları kontrol altına almanın en doğrudan yolu gerçekten de güç kullanaraktı. Artık kimse sesini yükseltmeye cüret edemiyordu. Ellerinden gelen tek şey boyunlarını eğip yarışma yetkililerinin verdiği karara uymak ve bu sıra dışı Alem Koruyucusunun karşısına çıkmaktı. 

 

Birinci testin Alem Koruyucusu o kadar kişinin gözünü korkutmuştu ki alem geçişinden vazgeçmek istediler. Hisarın üstünde duranlar onuncu fazdaki Bulut Yılanı Maymun Hükümdarı çağıran kadına bakıyordu. İçten içe şok olmuşlardı, Göklerin Altındaki Savaşında bu kadar genç bir kadının bu kadar güçlü olmasını beklemiyorlardı ama bu kadın Göklerin Altındaki Savaşa katılmamıştı. 

 

Chu Mu, bu mor ve siyah elbiseli kadının hangi güçten olduğunu kestirmeye çalışıyordu. 

 

"Neye bakıyorsun? On kişiden beşi geçerse eleneceksin!" Mor ve siyah elbiseli kadın hemen Chu Mu'nun kendisine baktığını fark etmişti. 

 

Chu Mu'nun nutku tutulmuştu. Kadının bu kadar hiddetli olmasını beklemiyordu. Gözlerinden herkesi nasıl küçük gördüğü anlaşılıyordu. Böylesine bir kibir ve bu hiddet Chu Mu'yu rahatsız etmişti.  

 

Chu Mu'nun yanında duran Ye Wansheng de aynı şeyleri hissediyordu. Kadının bu otoriter tavırlarına bakıp sırıttı, "Sence insanların bu kederli iç çekişleri eğlencesine miydi? Ondan beşi mi geçecekmiş? Chu Chen üçüncü sınıf bir üye olabilir ama ondan biri geçse bile iyi sayılır, o geçen bir kişi de birinci sınıf üye olacaktır zaten!" Ye Wansheng sözlerini bitirince kadının bakışları buz kesildi. 

 

Bu sefer de kadının yanında duran ve bir uşağa benzeyen adam sırıtarak, "Altı yıl önce Shan Hanım üçüncü sınıf bir Alem Koruyucusuyken kimsenin geçmesine izin vermedi. Genç hanım bu Göklerin Altındaki Savaşa katılmayı düşünmedi bile. Genç hanımla konuşmadan önce bir kiminle konuştuğunuzu anlayın lütfen!" dedi. 

 

Chu Mu uşağı şöyle bir süzdü ve kaşları dikildi. Kadının gücüne içten içe şaşırmıştı. Onuncu faz Bulut Yılanı Maymun Hükümdarı asıl ruh hayvanı bile değil gibi duruyordu.

 

"İkinci sınıfta uzmanlar bulutlar gibidir. Kısa bir süre sonra elde ettiğin onurun gerçek uzmanlar için bir şakadan farkı olmadığını fark edeceksin. Üçüncü sınıf bir üyeye göre bu yaşta bu gücün nadir görüldüğünü kabul ediyorum. Ancak küstahlık için hâlâ alacak yolun var!" dedi Shan Hanım, Chu Mu'yla sanki ders verirmişcesine konuşuyordu. 

 

Chu Mu hâlâ herkesten iyi olduğunu düşünen bu kadına ısınmamıştı. Aslında Chu Mu tek bir kişiyi bile geçirmeye niyetli değildi. 

 

En büyük ödül 400 milyondu ve bir kişi bile geçerse bu sayı 300 milyona inecekti. Bu yüzden birinci sınıf bir uzman bile gelse karşısına kolay kolay bırakmama kararı almıştı! 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44756 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr