Çeviri: bebebiskuvisi

Chu Mu konutuna vardığında orada bekleyen ve avucundaki yuvarlak bir kristalle oynayan bir adam gördü. Belli ki birini bekliyordu.

“Sen Chu Chen misin?” Genç adam yürüyerek gelen Chu Mu’yu gördüğünde yüzünde dostça bir gülümseme yükseldi.

“Evet.” Chu Mu başıyla onayladı.

“Ben Saray Efendisi Yu’nun öğrencisi Shang Heng. Bir Saray Yöneticisi’yim. Saray Efendisi Yu, sorunun üstesinden gelmende sana yardım etmemi istedi.” dedi Shang Heng denilen genç adam.

“Saray Efendisi Yu nerede?” diye sordu Chu Mu.

“Şu anda yapacak bir şeyi var. Shen Yicheng’i biraz tanıyorum. Neden Saray Efendisi Yu’yu bulmak istiyorsun?” diye sordu Shang Heng.

“Bir Luo Bölgesi Tarikatı öğrencisinden bir şeyler öğrendim. Onunla konuşmak istiyordum.” dedi Chu Mu.

“Bana söyleyebilirsin. İhtiyar bana kabaca durumu açıkladı zaten.” dedi Shang Heng.

Chu Mu başıyla onayladı ve hemen Du Chang’dan aldığı bilgileri Shang Heng’e açıkladı. Shang Heng’in Shen Yicheng’in hedefini bulup bulamayacağını görmek istedi.

“Luo Bölgesi Tarikatı’ndan Jiang Zhi kiralanmış bir katil olmalı ve muhtemelen onu görmezden gelebiliriz. Bunu Shen Yicheng’in bizzat konuşmak yerine adamlarını göndermesinden anlayabiliriz. Dahası Jiang Zhi sadece ortalama biri. Ama Ruh İttifakı’ndan Feng Kun uğraşması zor biri ve gücü nispeten yüksek. Dahası, Shen Yicheng, Ruh İttifakı insanlarının verdiği bir görevi üstleniyorsa, bunun özel bir sebebi olması gerekir.” Shang Heng hızlıca bir değerlendirme yaptı.

“Gizli uzmanı henüz bulamadınız mı?” diye sordu Chu Mu.

Shang Heng başını sallayarak dedi ki: “Diğer taraf çok ihtiyatlı davranıyor; Shen Yicheng’in onları bulup bulmadığını bile bilmiyorum.”

“Öyleyse onları bulmak için Luo Bölgesi Tarikatı’ndan Jiang Zhi’yi kullanabiliriz. En azından harekete geçtiğinde onu gizlice takip edebiliriz.”  dedi Chu Mu.

“Evet, Shen Yicheng’in kendi başına hareket etmeyeceğini düşündüğümden ben de aynısını düşünüyordum. O adam her zaman karanlıkta saklanmaktan zevk almıştı.” Shang Heng Shen Yicheng’i iyi tanıyormuş gibiydi ve bir süre düşündükten sonra devam etti: “İş böyle olduğuna göre, Jiang Zhi’ye yakınlaşmamız ve bugün ne yaptığını öğrenmemiz gerekiyor. Ama Luo Bölgesi Tarikatı’nda güvenebileceğimiz biri yok.”

“Demin bahsettiğim Du Chang, Luo Bölgesi Tarikatı Kıdemlileri’nden birini ziyaret etmeye geldi. Onu bulursak Jiang Zhi’yi bulmak için kullanabiliriz.” Chu Mu bunu çoktan düşünmüştü, bu yüzden Du Chang ve Qin Menger’in aradıkları kişiyi bulmaları için Jia Jing’i görevlendirmişti.

“Haha, her şeyi planlamışsın zaten. Shen Yicheng, Luo Bölgesi Tarikatı’ndan bir salak sayesinde bir ipucu bulacağımızı asla düşünmezdi.” Shang Heng güldü.

Chu Mu ve Shang Heng bu konuda tartışmayı bitirdikten sonra, Shang Heng diğer genç uzmanları bulmaya gitti. Shen Yicheng’le başa çıkmak için sadece ikisi yeterli değildi. Dahası, bundan önce, Shen Yicheng’le birlikte kaç uzmanın harekete geçeceğini de bulmak zorundaydılar.

Shang Heng ayrıldıktan sonra, Chu Mu Jia Jing’in Genç Hanım Ting Lan’ın KUtsal Kütüphane’de olduğundan bahsettiğini hatırladı.

…………….

Chu Mu kendisi için bir Bağlayıcı Rüzgar Ruhu yakalamak istemişti ve gelecekte yaşanabilecek yanlış anlaşılmaların önüne geçmek için Ting Lan’a bundan bahsetmek zorunda olduğunu hissediyordu.

“Genç Efendi, Kutsal Kütüphane, Ruh Sarayı’nın ruh tekniklerini sakladığı yer. Yedinci seviye unvan elde ettiğinizde bir ruh tekniği seçme hakkınız olmuştu. Hiç değilse tehlikeli bir durumda sadece bedeninize güvenmek zorunda kalmazsınız.” dedi Yaşlı Li.

Yaşlı Li’nin sözleri, Chu Mu’ya böyle bir ayrıcalığa sahip olduğunu hatırlattı. Ruh teknikleri aşırı pahalıydı ve Chu Mu o kadar parayı kendisi için bir ruh tekniğine harcamaktansa ruh hayvanlarına harcamayı tercih ederdi. Şu anda ücretsiz olarak bir tanesini elde edebilecek olması büyük bir fırsattı.

“Yaşlı Li, iyi bir önerin var mı?” diye sordu Chu Mu.

Bir ruh hayvanı eğitmeni hangi seviyeye ulaşırsa ulaşsın, ruh gücü her zaman çok kısıtlı olurdu, zira ruh hayvanlarını çağırmak için kullanılması gereken ruh gücü, ruh hayvanlarının güçlenmesiyle daha da artardı. Bu, ruh hayvanı eğitmenlerinin her zaman ruh gücü sıkıntısı çekmesinin sebebiydi.

Ruh teknikleri anormal miktarda ruh gücü tüketirdi ve Chu Mu’nun tahminine göre, şu anki Ruh Lordu seviyesiyle, dokuzuncu aşama bir ruh tekniği kullanmak bir ruh hayvanını değiştirmeyi çok zorlaştırırken, sekizinci aşama bir ruh tekniğini ise ancak birkaç kez kullanabilirdi. Çok kritik bir an gelmedikçe onları kullanamazdı.

Ruh teknikleri nispeten nadir kullanılırdı ama daha fazla ruh hayvanına sahip olmak, kullanışlı olacakları bir durum elbet geleceğinden çok daha iyiydi.

Chu Mu ruh tekniklerinden pek anlamadığından Yaşlı Li gibi bir uzmandan tavsiye almanın en iyisi olacağını düşündü.

“Genç Efendi, neden önce oraya gitmiyorsun? Sen ruh tekniklerine bakarken ben de açıklama yaparım ve kendi isteğine göre birini seçersin.” dedi Yaşlı Li.

Chu Mu başıyla onayladı ve Kutsal Kütüphane’ye doğru yürüdü.

Orta saraydaki Kutsal Kütüphane, orta sarayın simgesiydi. Saf gümüşten yapılan bu kütüphane, insanlara tarihi barındırmanın olağanüstü hissini veriyordu. Gümüş kutsal parlaklık altında durmak, bir okyanus dalgasına benzer kutsal kültür duygusuyla yıkanmaya benziyor ve insanın bu antik ve tarihi kitap mabedi denizinde kendini kolayca kaybetmesine neden oluyordu…

Kutsal Kütüphane’nin etrafındaki güvenlik oldukça sıkıydı ve Bağlayıcı Rüzgar Kutsal Bölgesi etrafındakinden aşağı değildi. Chu Mu, kutsal muhafızların izin vermesinden önce pek çok kimlik kontrolünden geçti.

Merdivenlerden çıkıp kapıdan girdiğinde gümüş bir ışıkla yıkandı. Chu Mu, ruh hayvanı bilgileriyle dolu yerlere her zaman ilgi duymuştu. Şu an Ruh Sarayı’nın ortasındaydı ve bilgisini artırma fırsatı bulduğu bu yere gelmesi gerektiğini hissetmekteydi. Bu şekilde, yenilme bir konuma ulaşabilirdi.

“İlk köşk kitapları içeriyor ve onlar herkes tarafından okunabiliyor. İkinci köşkte de kitaplar var ama onlar sadece statüleri belli bir seviyeye ulaşmış insanlar tarafından okunabiliyor…” dedi Yaşlı Li.

“Neden böyle bir sınıflandırma var?” diye sordu Chu Mu şaşkın bir şekilde.

“Bu çok doğal. Dünya çok engin ve sınırsız. Açıklaması mümkün olmayan ve insanların bilmediği çok sayıda ruh hayvanı var. Dünyanın bilinen kısımlarında bile henüz çözülmemiş sayısız gizem var. Mesela, Genç Efendi’nin de karşılaştığı Hapis Adası Tanrısı nereden geldi? Büyüleyici Dünyalar’ın kökenleri ne? Peki Kıvrılan Gökyüzü ve oradaki güçlü yaratıklar? Göksel Sınır Abidesi’nin varlığı? Batı Krallığı’nın en güneyindeki yasak bölge ya da ikinci sınıfın nihai onurundaki devasa kemik çizimi...Bu gizemler hakkında belgeler olsa da henüz kesin cevapları yok. İnsanların kargaşa yaratmasını önlemek için de bunlara benzer gizemleri içeren kitaplar sınıflandırılmıştır.” diye açıkladı Yaşlı Li.

“O kitaplara ulaşabilmek için hangi seviyeye ulaşmalıyım?” Yaşlı Li sadece hızlı bir açıklama yapmış olsa da Chu Mu’nun kalbinde bir arzu uyandırmıştı.

Küçükken babasının bacağına yatıp ondan kıtanın çözülmemiş gizemleriyle ilgili hikayeler dinlemekten çok keyif alırdı. Geçmişte hep bu hikayelerin onu eğlendirmek için Chu Tianmang tarafından uydurulduğunu düşünmüştü ama şimdi, onların Chu Tianmang’ın kendi deneyimlerinden geldiğini biliyordu. Chu Tianmang onları Chu Mu’yu anlatmak için çocuk hikayelerine dönüştürmüştü. Onların hepsi gerçekse, Chu Mu o gizemli bölgeler hakkındaki her şeyi öğrenmeyi çok istiyordu. O gizemli yerlerde daha gizemli ruh hayvanlarının yaşayıp yaşamadığını bilmek istiyordu!

“Genç Efendi şu anki seviyesiyle onları göremez. Onları görebilmek için onuncu seviye unvana sahip olmalısın.” Yaşlı Li hemen bir kova soğuk suyu Chu Mu’nun yüzüne çarpıp onu gerçekliğğe geri döndürdü.

Chu Mu sadece Büyüleyici Dünya’da dolaşabilirken Yaşlı Li zirve güce ulaşmış olanlardan bahsediyordu.

“Demin bahsettiğin ikinci sınıfın nihai onurundaki devasa kemik çizimi de ne?” diye sordu Chu Mu.

“Sana çözülmemiş bir gizem olduğunu söyledim zaten. Göksel Sınır Abidesi’yle ilgili soracak olsaydın da cevap veremezdim.” dedi Yaşlı Li tersçe.

“Peki ya Hapis Adası Tanrısı?” Chu Mu ondan özellikle bahsetti.

Chu Mu daha önce Hapis Adası Tanrısı’ndan bahsettiğinde Yaşlı Li’nin çok rahatsız olarak beklenmedik şekilde konuyu değiştirdiğini hatırladı.

“Bilmiyorum, bilmiyorum. Genç Efendi böyle konularla zamanını heba etmemeli. Çabucak gidip kadını bul, sonra da bir ruh tekniği kitabı seç.” dedi Yaşlı Li sabırsızca.

Chu Mu ihtiyarı ne kadar zorlarsa zorlasın bir cevap alamayacağını biliyordu, bu yüzden Kutsal Kütüphane içindeki öğrencilere Ting Lan’ı sormaya başladı.

Pencere yanında yürürken Ting Lan’ı kütüphane koltuğuna oturmuş bir hâlde buldu. Titiz bir şekilde kitap okuyordu.

Yarı dinlenme durumunda olduğundan çok etkileyici giyinmişti. Güzel ve zarif kıyafetlerinin altındaki etkileyici ve asil hatları belirgindi. Bu sebepten sayısız kişi kitaplarına odaklanamıyordu…

“Ting Lan.” Chu Mu onun önüne yürüyerek seslendi.

Ting Lan Chu Mu’yu fark etti, burada bir sohbete başlamanın uygunsuz olacağını düşünüyor gibiydi. Kitabını bırakıp ayağa kalktı. Yüzünde sıcak bir gülümseme ortaya çıkarken dedi ki: “Genç Efendi Chu.”

“Tamam. Bugün senin konutundan ayrıldıktan sonra, bir kıdemli genç ruh hayvanının yakalandığı yerde serbest bırakılacağını söyledi, yani onu yakalamak için büyük bir şans var…” dedi Ting Lan.

“Saray Efendisi Yu bunu öylemişti zaten.” dedi Chu Mu.

Ting Lan elini uzattı ve ruh hayvanı yüzüğünü Chu Mu’ya verdi. Yumuşak bir sesle dedi ki: “Bu, ruh hayvanı yüzüğünün içinde sekizinci evrenin yüksek seviyelerindeki Bağlayıcı Rüzgar Ruhu var. Ting Lan’ın şu an için Bağlayıcı Ruh Kutsal Bölgesi’ne girme şansı yok. Genç Efendi Chu’nun bu şansı olduğuna inanıyorum. Oraya girdikten sonra bu Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’nu serbest bırakmama yardım eder misiniz? Hem, yavru Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’nu bulursanız onunla bir ruh sözleşmesi imzalayabilirsiniz. Genç Efendi Chu’nun böyle bir ruh hayvanına ihtiyaç duyduğuna eminim.”

“O zaman, Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’nu kendim için yakalamıştım. Sadece Ruh Sarayı kurallarını bilmediğim için böyle bir olay yaşandı.” Chu Mu, Ting Lan’a doğruca gerçekleri anlattı.

Ting Lan afalladı ve bir süre nasıl cevap vereceğini bilemedi...