Çeviri: bebebiskuvisi

Chu Mu salondan çıktı ve meydana doğru yürüdü.

Meydanda pek çok insan yürüyordu. Chu Mu bir bakışta yüzden fazla kişi olduğunu tahmin etti, bu yüzden ruh andacını kullanarak Chu Ning ve Chu Xing’i aramaya başladı.

Daha önce, Chu Ning ve Chu Xing, Chu Mu öncülüğünde Günah Kaynağı Sıradağları’na gitmişti ve birkaç milyon altın kazanmışlardı. Önceki seviyelerinde, bu miktar güçlerini büyük ölçüde artırmalarına yeterdi.

Ruh hayvanı eğitmenlerinin sık sık bir boşluğa köprü kurmaları gerekiyordu. Belli bir eşiğe ulaştıklarında, bir kartopu etkisi oluyor ve onları güçlendiriyordu.

Chu Mu, Chu Xing ve Chu Ning’in ortalama olmadıklarına inanıyordu. Sadece hiçbir zaman güçlenmek için bir fırsat çıkmamıştı karşılarına. Bu olaydan sonra güçleri kesinlikle artmıştı; Tianxia Şehri’ne gelmeleri de bunun kanıtıydı!

Kardeşlerinin daha güçlü olduğunu görünce doğal olarak çok mutlu oldu. Sonuçta sürekli olarak ailesine refakat edemezdi. Sadece genç nesillerin ailelerinin ve bölgelerinin sınırlarını aşması, tüm aileyi büyütmeye ve refaha erdirmeye devam ettirebilirdi.

Chu Mu şu anda beşinci andaç Ruh Lordu’ydu. Ruh andacıyla araştırma yapma yeteneğinin menzili neredeyse beş yüz metreydi. Chu Ning ve Chu Xing beş yüz metre çevresinde olduğu sürece onları kesinlikle bulurdu.

Nitekim kalabalığın içinde iki tanıdık silüet buldu da!

Chu Mu’ya kıyasla, onların görünüşleri pek değişmemişti. Ama ruh andacıyla onlara kilitlendiğinde ikisinin de özelliklerinin önceki karşılaşmalarına kıyasla çok farklı olduğunu gördü!

Chu Mu çok keyifli hissetti ve hızlı adımlarla onlara doğru ilerledi.

Meydanda, Chu Ailesi’nin üçüncü nesilden en büyüğü olan Chu Xing aniden adımlarını durdurdu ve garip bir ifadeyle yakındaki insanları gözlemeye başladı.

“Büyük Kardeş, sorun ne?” Chu Ning, Chu Xing’in aniden durduğunu görerek sordu.

“Biri bizi izliyormuş gibi hissediyorum…” dedi Chu Xing.

Chu Xing’in seviyesi hiçbir zaman düşük olmamıştı. Ruh hayvanlarındaki büyük değişimden sonra, iki kardeş birlikte tehlikeli yabanda eğitimler yapmaya ve sürekli kendilerine meydan okumaya başladılar.

Kısa süre önce, Chu Xing sonunda büyük engeli kırmış ve Ruh Lordu seviyesine ulaşmıştı.

Chu Xing her ne kadar genç nesil içinde yaşlı kabul edilse de, Ruh Lordu olması babasını aştığı ve tüm ailenin en güçlü kişisi olduğu anlamına geliyordu.

Tianxia Şehri’ne gelmeye cesaret edebilmesi de bundandı.

Chu Xing, Ruh Lordu olsa bile Tianxia Şehri’nde pek matah olmayacağını biliyordu elbette. Ama bir uzmanın kalbine sahipti ve diğerleri kadar iyi olmasa da, Tianxia Şehri’nin uzmanlar havuzuna adım atarak hızlıca güçlenebileceğini düşünüyordu!

Chu Ning şu anda sekizinci andaç Ruh Öğretmeni’ydi. Öncekine kıyasla, gücü gerçekten çok hızlı artmıştı. Chu Xing Tianxia Şehri’ne gelmeye karar verdiğinde kararlı bir şekilde onu takip etmişti!

“Peki ya şimdi?” diye sordu Chu Ning. Ruh Öğretmeni seviyesinde olduğundan başkalarının casusluğunu fark edemiyordu muhtemelen.

“Ve bu kişinin giderek yaklaştığını hissediyorum.” Chu Xing kaşlarını çattı.

“Güçlü mü?” diye sordu Chu Ning endişeli bir şekilde.

“Çok güçlü, nasıl saklanırsam saklanayım işe yaramıyor. Kendini saklamaya çalışsaydı bizi izlediğini bile fark edemezdim.” dedi Chu Xing çok ciddi bir şekilde.

Chu Ning’in ifadesi kasvetlendi. Buraya yeni gelmiş olduklarından kendi yerlerini biliyorlardı. Bir sorun çıkarmamak için çok özenli davranmıştılar, peki ne diye bu kadar güçlü bir uzman peşlerine takılmıştı?

“Burada.” dedi Chu Xing nefesini tutarak kalabalığa bakarken.

Chu Ning de bu uzmanı olabildiğince çabuk bulmak isteyerek hareketli kalabalığa baktı.

Aniden genç bir adam ikisinin önünde durdu.

Bu genç uzman, simsiyah gözlerinde yaşına uygun olmayan bir bilgelik ve gizemle dimdik durdu.

Chu Xing de Chu Ning de afalladı, zira onlara kilitlenen inanılmaz güçlü uzmanın onlardan daha genç biri olacağını hiç düşünmemiştiler!

Tianxia Şehri’nde sayısız uzman vardı ama hepsi bu kadar anormal olamazdı. Yirmilerinin başındaki bu genç adam, inanılmaz şekilde orta seviye Ruh Lordu’na ulaşmıştı! Chu Kardeşler kendilerini özgüvenlerini yitirmeye hazırlamış olsalar da, bu beklediklerinden de ağır bir darbeydi!

“Büyük Kardeş, Üçüncü Kardeş!” Chu Mu ağzını açarak çok içten bir gülümseme sergiledi.

Chu Xing ve Chu Ning hâlâ şoktaydı. Bu oldukça anormal gencin onlara bu unvanlarla hitap ettiğini duyduklarında şaşkın şekilde birbirlerine baktılar.

“Büyük Kardeş, Üçüncü Kardeş, ben Dördüncü Kardeş Chu Mu!” Chu Mu onların sadece görerek onu tanıyamayacaklarını bildiğinden andacını kullanarak zihinsel dünyalarına bilgiyi yansıttı.

Chu Mu bundan bahsetmeseydi sarsılmayacaklardı. Bu sözlerle beraber Chu Xing ve Chu Ning gözlerini sonuna kadar açtı ve inanmazlık içinde Dördüncü Kardeş olduğunu söyleyen gence baktılar.

“Sen...Sen Chu Mu musun?” Chu Xing ve Chu Ning uzunca bir süre inanamayarak Chu Mu’ya baktı.

İkisi de andacıyla onlara kilitlenen kişinin Tianxia Şehri’nin üst düzey bir uzmanı olması gerektiğini düşünmüştü. Ve bunu düşünürlerken Chu Mu’yu görmeleri kafa karışıklıklarının ve şaşkınlıklarının daha da büyük olmasına neden oldu.

Chu Mu kardeşlerinin ona inanmadığını gördü ve Yaşlı Li’den görünüşünü eski hâline döndürmesini istedi.

Chu Xing ve Chu Ning bakarken Chu Mu’nun yüzü yavaşça değişti. Yüz açıları, burun tipi, ağzının kenarları falan, bu değişiklikler hemen göze çarpmayan şeylerdi ama tüm bu ufak değişikliklerden sonra tanıdık bir yüz gördüler ve yüzlerindeki şaşkınlık yavaşça keyfe dönüştü.

“Dördüncü Kardeş!! Gerçekten sensin!!” İlk tepki veren Chu Ning oldu ve Chu Mu’yu sıkıca kucakladı.

Hiçbir şey, gurbette bir aile üyesiyle karşılaşmaktan daha heyecan verici olamazdı. Üç kardeş oldukça coşkuluydu ve hemen deneyimleri hakkında konuşmaya başladılar.

“Senden ayrılınca aileye geri döndük. Hem ben hem de Büyük Kardeş ufak bir yerde kalmaya devam edersek ailemizin yavaşça çürüyeceğini düşündük. Bu nedenle Büyük Kardeş’le beraber tüm aile meselelerinden elimizi eteğimizi çekip dışarıda eğitim yapmaya başladık. Bu iki yılda birçok yere gittik ve sonunda dış dünyayı tecrübe ettik. Göklerin Altındaki Savaş’ın yakın zamanda başlayacağını duyduktan sonra da binlerce mil öteden alelacele buraya geldik…” Tekrar buluştuklarında Chu Ning her şeyi anlattı.

Chu Xing de başıyla onayladı ve Chu Mu’nun omzuna vurdu. “En başta aramızdaki farkı biraz azaltabileceğimi düşünmüştüm ama…”

Bundan bahsedince Chu Xing umutsuzca kafasını salladı. Chu Mu orta seviye Ruh Lordu olmuştu bile ve ruh hayvanlarının da saçma derecede güçlenmiş olması gerekiyordu. Farkı kapatmayı geç, fark daha da açılıyordu!

Kendine güvenleri zedelenmiş olsa da, Chu Mu’nun bu seviyeye ulaşmasından dolayı aşırı gururluydular!

“Göklerin Altındaki Savaş konusunda biraz bir şeyler öğrendim! Mevcut gücünle üçüncü sınıfta yarışacak olmalısın, değil mi?” diye sordu Chu Ning.

Chu Xing ve Chu Ning, Tianxia Şehri’ndeki uzmanların çoğunun üçüncü sınıf olduğunu duymuştu. Buraya geldiklerinde üçüncü sınıf bir uzman tarafından küçük düşürülmüş olsalar da öfkelerini yutmak zorunda kalmıştılar.

Üçüncü sınıf genç uzmanlar ikisinin seviyesinin çok üstünde görünüyordu zaten. Onları aşmayı geç, tanıdıkları içinde bir tane ile onlardan yoktu, ama şimdi üçüncü sınıf bir uzman tam önlerindeydi ve onların kardeşiydi. Nasıl heyecanlanmazdılar?

“Chu Ning, bu kadar fazla soru sorma. Önce oturup bir şeyler içebileceğimiz bir yer bulalım. Bunları sonra konuşuruz.” Chu Xing, Chu Ning’i durdurdu.

“Olur, uzun zamandır böyle bir şey yapmamıştık.” Chu Mu başıyla onayladı ve onları meydanın güney tarafına götürdü.

Chu Mu her şeyi yiyebilecek tipte bir adam olduğundan detaylar önemli değildi. Önemli olan birlikte olmalarıydı.

Chu Xing ve Chu Ning de aynı görüşteydi, içebilecekleri herhangi bir yer onlar için uygundu.

Ama Chu Mu onları lüks bir restorana götürdüğünde ikisi de garip ifadeler takındılar.

Chu Mu ifadelerini gördü ve restorana bir kez daha baktıktan sonra şaşkın bir şekilde, “Ne oldu?” diye sordu.

“Daha demin Tianxia Şehri’nin nefis lezzetlerini tatmak istemiştik ama kapının önündeki iki muhafız burasının sadece belli oluşumların yüksek unvanlı kişileri için olduğunu söyleyip bizi içeri almamıştı.” dedi Chu Xing.

“Bu önemli değil. Ama Qin Menger ve Luo Bölgesi Tarikatı’ndan birinin buraya geldiğini gördük. Qin Menger’i burada göreceğimizi düşünmediğimizden mutlu olduk. Ama Qin Menger’in yanındaki adam tam bir piçti. Bize böcekmişiz gibi davrandı ve Menger’i de alıp uzaklaştı.” dedi Chu Ning.

“Qin Menger’i az önce gördüm, yanındaki gerçekten de çirkin bir köpekti.” Chu Mu soğukça gülümsedi.

“Dördüncü Kardeş, Menger’le her zaman yakın değil miydin? Haber bile vermeden ayrılman biraz...biraz...Şimdi onun nasıl bir köpekle birlikte olduğunu gördün, bu bir güzelliğin kaybı değil mi?” diye sordu Chu Ning.

“Evet, Dördüncü Kardeş, Menger’in o adamla hiçbir ilişkisi olmadığını söyleyebilirim. Muhtemelen Luo Bölgesi Tarikatı’ndan olduğu için bir şey söyleyemiyordur. Şimdi o adamdan daha iyi olduğuna göre, araya girmelisin!” dedi Chu Xing.

“O geçmişte kaldı.”

Chu Mu kafasını salladı. Qin Menger’i her zaman kız kardeş olarak düşünmüş, ona karşı başka bir his beslememişti. Bununla birlikte, Qin Menger’in ona karşı hisleri olduğunu biliyordu ama hiçbir şey yapamazdı, yoksa onun duygularıyla oynamış olurdu.

“Hadi gidelim.” Chu Mu bu konuyu düşünmek istemedi.

“Bir oluşuma bağlı olmayan insanların girmesine izin vermiyorlar…” Chu Ning daha konuşmasını bitiremeden Chu Mu’nun artık eskisi gibi olmadığını fark etti!

Açık artırma salonunda…

“Ne oldu Menger?” dedi Luo Bölgesi Tarikatı’ndan olan adam.

“Sanırım restoranda bir şey unuttum.” Qin Menger telaşlı bir şekilde bir şey ararken konuştu.

“Endişelenme, geri döneriz. Restoran benim yerimi biliyor. Ona dokunmayı geç, bizim için koruyacak, bir dahaki gidişimizde bize teslim etmek için bekleteceklerdir.” dedi Luo Bölgesi Tarikatı’ndan olan adam gülerek.