Çeviri: bebebiskuvisi

Yaşlı hizmetçinin rehberliğiyle, Elemental Tarikatı şube binasına girdiler ve muhteşem altından ve yeşimden birkaç büyük salondan geçtiler…

“Ailemizin genç efendisi başkalarına yardım etmekten hoşlanır. Ama bu nezaketi sık sık insanlar tarafından yanlış anlaşılıyor…” Yaşlı hizmetçi hiç ara vermeden konuşarak yardımcı karakter olarak parlak bir performans sergiledi.

“Bu seferki küçük anlaşmazlığın sebebi şöyle olmalı ki...siz ikiniz...hey...siz ikiniz?” Yaşlı uşak arkasını döndü ama arkasında gösterişli kıyafetler giyen iki elemental ruh hayvanı eğitmeni olduğunu gördü. Konuştuğu ikisi ise, salonlardan birinde çoktan kaybolmuştular…

Chu Mu ve Ye Qingzi, bu iki kibirli genç efendinin sıkıcı oyunlarını oynayacak sabra sahip değildi. Şube binasına girdikten ve diğer yerlerle olan bağlantıları gördükten sonra, doğal olarak kendi sorunlarıyla ilgilenmeye başladılar.

Elemental Tarikatı’nın nüfuzu çok büyüktü. Çeşitli bölgelerde şubeleri görmek mümkündü. Dahası, Elemental Tarikatı mensupları, gittikleri her şehirde, tarikata gönderilmek üzere bir rapor hazırlardı. Böylece tarikat mensuplarıyla iletişim kurar, mesajlar bırakır, görevler, ödüller ya da nesneler takas ederlerdi…

Chu Mu bunu Kabus Sarayı’nda da görmüştü. Elde ettiği nesneleri, Kabus Sarayı’nın nüfuzunun geçerli olduğu bölgelerde doğrudan değiştirebiliyordu.

Kişi şanslıysa bu değiş tokuşlardan oldukça faydalı çıkabilirdi. Her ne kadar piyasa satış fiyatından biraz daha pahalı olsa da, yine de uygun ve güvenilirdi. Bir yandan kişi popülarite ve prestij kazanırken, öte yandan yaptığı işlem sayısına göre oluşuma katkı yaptığı için puan kazanırdı. Bu puanlar da yavaşça biriktiğinde, kişinin pozisyonunu yükseltmesini sağlayabilirdi.

Ruh hayvanı eğitmenlerinin çoğu farklı bölgelerde dolaşmaktan hoşlanırdı ve oluşumlarının ilgilenmediği ya da ilgilenemediği bir şehirde bulunurlarsa, basit ve güvenilir işlemlere ihtiyaç duyarlardı.

Bu nedenle, ‘seyahatte olan insanlar’la ilgilenen sorumlular olduğu sürece, onların nerelerde bulunduğu ya da bulunacağı bilinirdi.

Chu Mu ve Ye Qingzi şube binasına girdiler ve ilk birkaç salonu geçip üyelerinin çoğunun toplandığı elemental büyük salona ulaştıktan sonra, yaşlı hizmetçiyi hemen göz ardı ettiler. Doğrudan danışmanların yanına gittiler ve Li Şehri’nden gelmiş olan Elemental Tarikatı mensuplarını sordular.

“Evet, gerçekten de kısa süre önce Li Şehri’nden iki kıdemli geldi. Bir mahkuma eskortluk ediyorlarmış gibi görünüyorlardı, ama konuşma tarzlarına bakılırsa Li Şehri’ne dönüyormuş gibi görünmüyorlardı.” dedi yaklaşık otuz yaşında olan esmer ve ince danışman.

“Oh, ne kadar zaman önce ayrıldılar? Nereye gittiklerini söylediler mi?” diye sordu Ye Qingzi.

Danışman dalgın bir biçimde başını kaldırdı. Karşısında muhteşem bir kadın olduğunu görünce gözleri parladı ve bir an ağzından kaçıracakmış gibi göründü…

“Bu...Genç Hanım bana kimliğine dair bir kanıt gösterdiği sürece, onların nerede olduklarını ve nereye gittiklerini söylemeye cesaret edebilirim.” dedi esmer danışman.

Ye Qingzi kaşlarını çattı. Eğer o ikisi rotalarını değiştirmişse, Li Şehri Elemental Tarikatı’na mektup gönderme planları işe yaramaz olurdu.

Chu Mu daha önce Ye Wansheng’i kurtarmak adına onları oyalamak için mektup yazmaktan bahsetmişti. Olağan yöntemlerle mektup göndermek çok yavaştı ve Li Şehri’ndeki Elemental şubesinden Yu He’ye ulaşacağına dair bir güvence de yoktu. Sadece Elemental Tarikatı kanalıyla zamanında gönderebilirlerdi. Ama Ye Wansheng’e eşlik eden iki kişi planlarını değiştirmiş oldukları ve Zhanli Krallığı’ndan Li Bölgesi’nin Li Şehri’ne gitmedikleri görülebiliyordu. Bu durumda, Chu Mu ve Ye Qingzi’nin onları bizzat takip etmekten başka seçenekleri yoktu.

“Bunu alın…” Ye Qingzi uzamsal yüzüğünden bir altın çantası çıkardı ve göz kırparak esmer ve ince danışmana uzattı.

“Genç efendi, bu kabul edilemez. Yöneticimiz çok katı, onun ardından iş çeviremem…” Esmer ve ince adam parayı geri verdi. Ama para çantasının çok ağır olduğunu fark edince, bir süreliğine tereddüt etti.

“Kısa zaman önce Genç Efendi Lu Tao ve Genç Efendi Hua Cheng’in de bunu sorduğu söylendi. Onlar kıdemlilerin nereye gittiğini biliyorlar. Kendi sorumluluklarım var ve başıma bela alamam. O ikisinin nereye gittiğini öğrenme istiyorsanız…”

Ye Qingzi arkasını döndü ve çaresizce başını sallayarak Chu Mu’ya baktı. Aslında o iki adamı görmezden gelmek istiyordu ama görünüşe göre onları bulmak zorundaydı…

“Yine de teşekkür ederim.” Ye Qingzi altın çantasını uzamsal yüzüğüne koyarken bu sefer göz kırpmadı.

Esmer ve ince danışman hâlâ elini uzatıp altın çantasını almayı planlıyordu ama elini boşa savurdu. Bu yüzden oldukça utandı ve ayrılan Ye Qingzi’ye arkadan baktı. oldukça güçlü bir şehvet ifadesi ortaya çıkardı; elde edemediği altın çantasıyla ya da arkasını dönüp giden güzellikle ilgili fantaziler kurmaya başladı…

……………..

Elemental Tarikatı’nın büyük salonun yayılmış, Elemental Dünyası’ndan çeşitli ruh hayvanları vardı. Bu ruh hayvanları yaygın Peri türleri değildi. Bunun yerine, oldukça nadir olan Elemental Krallığı ruh hayvanlarıydı. Bu yaratıklar özel yeteneklere sahipti. Duvardaki tasarım, farklı renk diyagram izleri ve enerji şablonlarıyla, eşsiz elemental kristalleri gösteriyordu…

Chu Mu’nun bakışları bu tasarım üzerinde dolaştı ve çok geçmeden bir dağ tasarımının üstünde, birkaç buz element kristalini gördü. Buz element kristalleri, Chu Mu’nun çok iyi anladığı şeyler değildi.

“Sıradan buz kristallerinden bir iki kat daha güçlü olabilirler…” Yavaşça hafif yaşlı bir ses kulağına ulaştı.

Chu Mu bu duvar tasarımının önünde kısaca durmuştu ama orada onu ve Ye Qingzi’yi izleyen yaşlı bir adamın hemen yanında olduğunu fark etmemişti.

“Kıdemli, elmas gibi parlaklık yayan bu renkler nelerdir?” Chu Mu saf ve asil bir duygu veren buz tipi kristali işaret ederek sordu.

“Bu Sırlı Buz’dur ve en yüksek buz kristali formlarından biri olarak kabul edilir. Ruh hayvanı eğitmenleri tarafından kontrol edilen buz tipi ruh hayvanlarının çoğu, hâlâ normal buz kristali seviyesindedir. Siyah Kristal kontrol edebilen ruh hayvanları güç bela ortalama kabul edilirler. Yükselen Buz seviyesine ulaşanlar uzman olarak bilinirler. Elbette, genç nesil içinde bu durum farklıdır; Siyah Kristal kullanan bir ruh hayvanına sahip olanlar uzman kabul edilmelidir. Yükselen Buz’a sahip ruh hayvanlarını kontrol eden ruh hayvanı eğitmenleriyse, haha…” Yaşlı adam güldü ve konuşmaya devam etmedi.

Yükselen Buz! Siyah Kristal’den daha yüksek seviyede bir buz kristali. Chu Mu, Buz Perisi üzerinde Siyah Kristal Ruh İncisi kullanıp onun Siyah Kristal’i kontrol edebilmesini sağlamıştı. Yükselen Buz seviyesine ulaşmak için ise, muhtemelen bir güçlenme sürecine girmeliydi.

Prenses Jin Rou’nun Yükselen Buz Lanetli Şeytan Tilkisi, Yükselen Buz’u kontrol ediyordu. Ama o şeytan tipi bir ruh hayvanı olduğundan, onun kontrol ettiği Yükselen Buz ile Elemental Dünyası ruh hayvanlarının kontrol ettiği Yükselen Buz aynı kavramlar değildi.

Yükselen Buz Lanetli Şeytan Tilkisi üç özniteliğe sahipti: Şeytan, hayvan ve buz. Son derece yüksek bir buz tipi yeteneğe sahip olsa bile, temel buz tipi kontrolü, Elemental Krallığı ruh hayvanlarının seviyesine ulaşamazdı. Doğal olarak kullandığı buz tipi tekniklerin güçleri de daha aşağıda olacaktı.

Mesela, Yükselen Buz Lanetli Şeytan Tilkisi tarafından kullanılan Buz Mührü Tekniği’nin gücü, buz tipi kontrolüne, tekniğin seviyesine ve Yükselen Buz tipi buz kristaline dayanıyordu.

Buz Mührü altıncı aşama bir teknikti ve Yükselen Buz Lanetli Şeytan Tilkisi’nin buz tipi tekniği, Buz Mührü’nün gücünün yedinci aşamaya ulaşmasını sağlıyordu. Buna Yükselen Buz’un etkisi de eklendiğinde, yedinci aşamanın zirvesine ulaşıyor, sekizinci aşamaya yaklaşıyordu.

Ama aynı güç seviyesine ve yeteneğe sahip Elemental Dünyası’ndan bir ruh hayvanı altıncı aşama Buz Mührü kullanırsa…

İlk olarak, güç seviyesi, tür üstünlüğünün etkisiyle yedinci aşama bir güce ulaşmasını sağlayacaktı. Buna ruh hayvanının temel buz kontrolü eklendiğinde, tekniğin gücü sekizinci aşamaya ulaşacaktı. Nihayetinde Yükselen Buz da eklendiğinde, güç ikiye katlanacaktı.

Farklı türler farklı avantajlara sahipti. Aynı türden canlılar, farklı yetenek seviyelerine sahipti. Aynı yeteneklere sahip olanlar, farklı tekniklere ve öznitelik önceliklerine sahipti. Özdeş güce sahip olanlar bile farklı kristallere sahipti…

Tür grupları en az olan Elemental Dünyası ruh hayvanlarının bile, her biri eşsizdi…

………………

“Yıllar önce, Sırlı Buz’u kontrol edebilen ultra yetenekli bir ruh hayvanına sahip bir gencin buraya geldiğini hatırlıyorum. Kibirli tavrı insanların hoşuna gidiyordu...muhtemelen zirveye ulaşmıştı. Zavallı ben ise, hâlâ burada sıkışıp kalmış durumdayım…” Yaşlı adam iç çekti ve başını salladı. Kendi kendine konuşuyor gibiydi.

Chu Mu şok oldu. Yükselen Buz seviyesi, genç nesil ruh hayvanı eğitmenlerinin zirvesiydi zaten. Muhtemelen sadece Kabus Sarayı’nın genç prensesi gibi insanların ulaşabileceği bir seviyeydi. Yine de, henüz gençken Sırlı Buz’u kontrol edebilen bir buz tipi ruh hayvanına sahip biri olmuştu.

“Buzul İmparatoru Qingshan’dan mı bahsediyorsun?” dedi Ye Qingzi.

“O mu? Bahsettiğim kişinin yanında devede kulak.” dedi yaşlı adam gülerek. Başka bir şey söylemedi, ellerini arkadan bağlayarak başka bir duvar tasarımının yanına yürüdü.

Ye Qingzi şaşkın bir ifade takındı. Buzul İmparator Qingshan, buz tipi ruh hayvanları kontrol eden ünlü bir uzmandı. Gençliğinde, Sırlı Buz’a sahip bir ruh hayvanı kontrol ettiği söylenirdi. Ama böyle bir uzman bile ihtiyarın bahsettiği kişinin çok gerisindeydi, öyle mi? Öyleyse, bu kişi tam olarak hangi seviyeye ulaşmıştı?

Chu Mu da çok meraklandı ve o gizemli gencin kim olduğunu öğrenmek istedi…

“İşte buradasınız. Sizi çok aramak zorunda kaldım. Çabuk beni takip edin.” Yaşlı hizmetçi sonunda Ye Qingzi ve Chu Mu’yu buldu. Hemen endişeli bir görünüm sergileyerek onların yanına yürüdü.

“Oh, hızlı bir şekilde elemental salonunun duvar tasarımına bakıyorduk. Dikkatli olsaydık seni kaybetmezdik.” dedi Chu Mu, yaptıklarından bahsetmeyerek.

“Çabuk Elemental Meydanı’na gidin. Belki de genç efendiler çoktan sorun çıkaranlara karşı olan savaşlarını bitirmişlerdir. Siz ikiniz genç efendilerin savaşına tanıklık edeceğiniz için şanslısınız…” dedi yaşlı adam gülerek.

“Gidelim öyleyse. Uzmanların nasıl savaştığını görmek isteriz.” Chu Mu’nun dudaklarının köşeleri havaya kalktı.

Aptalca kibirlerinde yanlış bir şey yoktu, tek sorun bu bölgeden hiç ayrılmamış olmalarıydı. Bununla birlikte, kibirli bir aptalın gerçek bir uzmanın önünde şov yapmaya çalıştığında ve anlamsız bir tuzakla uğraştığında, o zaman uzmanın yapacağı şeyler hakkında o uzmanı suçlamak da abesle iştigaldi.