Çeviri: bebebiskuvisi

Keskin sesler mağaranın içinde durmaksızın yankılanırken Chu Mu’nun ifadesi de hemen değişti. Buz Doğanları’nın yanlış bir şey olduğunu hissettiklerini ve uçarak buraya geldiklerini fark etmişti.

Hemen mağaranın daha derin bir kısmına baktı. Zaman aleyhine işliyordu ve artık düşünecek zaman yoktu, bu yüzden hemen ruh sözleşmesi büyüsünü okumaya başladı. Yakalama başarılı olsa da olmasa da, Chu Mu bu denemenin ardından Mo Xie’yi buradan götürecekti.

Sözleşmenin mavi hâlesi ortaya çıktı ve yavaşça Buz Perisi’nin bedenini sardı. Buz Perisi’nin bedeni kıvrılmaya başladı, bazen büyüyor, bazen küçülüyordu.

“Yi!”

Keskin sesler gelmeye devam ederken Chu Mu arkasından gelen bir soğuk hava dalgası hissetti ve ürperdi.

“Mo Xie, gidiyoruz!” Chu Mu daha fazla tereddüt etmedi ve mağaranın derinlerine doğru koşmaya başladı.

Mo Xie de Buz Perisi’nin etrafında koşmayı bırakarak Chu Mu’yu takip etmeye başladı.

Mağaranın içinden dışarı doğru esen bir rüzgar vardı ve bu da mağaranın bir çıkışı daha olduğu anlamına geliyordu. Chu Mu bu yüzden mağaranın derinliklerinde Buz Doğanları tarafından tuzağa düşürülmekten endişelenmiyordu.

“Yi!”

Çığlıklar gittikçe yakınlaştı ve Chu Mu kanat çırpış seslerini duyabilmeye başladı. Ama arkasına bakmak yerine arkadaki Buz Doğanları için bir engel olması adına Mo Xie’den Yanan Diken’i kullanmasını istedi.

Ama koşarken aniden andacının buz gibi bir aurayla bağlantılı olduğunu hissetti. Bir sonraki anda da, bilincinin buz mağarasına girdiğini hissetti. Bu soğukluğun ardından hoş bir aşinalık geldi.

“Bu...Buz Perisi…” Özel zihinsel bağı hissedince, Chu Mu’nun yüzünde oldukça garip bir ifade oluştu.

Bu garip ifade, hoş bir şaşkınlık, şüphe, acziyet ve hayret karışımıydı.

Chu Mu daha kaçmaya başlarken Buz Perisi’ni yakalama ümitlerini fırlatıp atmıştı. Ama kaçarken beklenmedik şekilde Buz Perisi’nin buz gibi saf bilinci ile kendi bilinci arasında bir bağ oluşmuş ve ruh sözleşmesi başarıya ulaşmıştı!

“Yi!! Yi!!”

Buz Perisi’nin bilinciyle Chu Mu’nunki birbirine bağlandıktan sonra, Buz Doğanları koruyucu azizlerinin onları bıraktıklarını hissetmiş gibiydiler. Daha da korkunç çığlıklar attılar ve mağaranın derinliklerine doğru şaşırtıcı derecede korkunç  Buz Bıçakları gönderdiler.

Buz Bıçaklarından gelen kaotik rüzgarı hissedip çığlık seslerini duyunca, Chu Mu daha fazla tereddüt etmeye cesaret edemedi ve büyü sözlerini okumaya başladı. Oldukça düşük bir zekaya sahip Buz Perisi’ni ruh hayvanı bölgesine geri çağırdı.

“Huhuhuhu!”

Buz bıçaklarının kükreyen rüzgarları mağarayı tamamen doldurdu ve Chu Mu’ya ulaşarak sırtında acı dalgalarının kabarmasına neden oldu.

“Mo Xie, bu taraftan!”

Buz bıçakları tam onlara ulaşmışken Chu Mu aceleyle Mo Xie’yi aldı ve yan taraftaki küçük bir mağaraya daldı.

“Longlonglong”

Kükreyen buz bıçakları azgınca Chu Mu’nun kulaklarında ıslık çaldı ve mağaranın derinliklerine doğru ilerlemeye devam etti. Buzlu mağaranın ortasında, bir sürü buz parçası yere çarpıp daha küçük parçalara ayrıldı.

“Wuwuwu”

Mo Xie, Chu Mu’nun kucağından atladı ve bir şey söylemek istermiş gibi diliyle yanağını yaladı.

“İyiyim, iyiyim…”

“Wuwu”

“Evet, evet başardım...ama Buz Perisi’nin ruh sözleşmesiyle ilgili hiçbir fikri olmadığını düşünüyorum, bence bu yüzden kabul etti…” dedi Chu Mu.

Ayakta duran Chu Mu bedenindeki buzları silkeledi ve çatallı mağarayı takip etti.

Chu Mu şu anda sadece Beyaz Kabus’u besleyebilecek kadar ruh gücüne sahipti, ruh gücünü geri kazanmadan Buz Perisi’ni çağıramazdı.

“Linglingling--”

Chu Mu’nun aklında, Buz Perisi’nin çıkardığı melodik sesler çınladı. Bu sesleri çıkarmasının sebebinin, hem ruh hayvanı bölgesine hem de anlaşılmaz zihinsel bağa bir anlam verememesi olduğu açıktı.

“Burası senin yeni ortamın. Önce bedenindeki iki yarayı iyileştir.” Chu Mu ruh andacını kullanarak Buz Perisi ile konuştu.

Ama Buz Perisi boş boş bakıyordu ve ruh hayvanı bölgesinde kafası karışmış bir şekilde gezinip duruyordu.

Buz Perisi’nin durumunu görünce Chu Mu acı acı güldü. Elemental Krallığı’ndan olan canlılar düşük zekaya sahip oluyordu. Onlardan birini savaşmak zorunda kalmadan yakalamak nadir değildi.

Ama yüksek savaşçı seviyesindeki bir Buz Perisi’ni savaşmadan yakalamak kesinlikle nadir bir durumdu. Dahası, bu Buz Perisi zeka bakımından bir çocuk gibiydi, hiçbir şey anlamıyordu…

Elemental Krallığı’ndan olan ruh hayvanlarının zihinsel saldırılara karşı oldukça güçlü bağışıklıkları vardı, Chu Mu da Buz Perisi’nin düşük zekasından dolayı zihinsel saldırılar tarafından yenilmesinden endişelenmiyordu. Savaşlarda ise, Chu Mu onu tam olarak kontrol edip zeka eksikliğini giderebilirdi. Buz Perisi’ni doğru pozisyonda tuttuğu sürece düşük zekası pek sorun olmazdı.

Ayrıca, Chu Mu, Buz Perisi’nin düşük zekasının asıl sebebinin, Buz Doğanları tarafından yetiştirilmesi olduğunu düşünüyordu. Dış dünyayla etkileşime geçtikten sonra zekası da gelişecek ve olgunlaşacaktı.

Chu Mu kesinlikle çok şanslıydı, dördüncü andaç Ruh Askeri’yken yüksek savaşçı sınıfı bir ruh hayvanı elde edebilmişti.

Ruh hayvanı eğitmeninin seviyesi ne olursa olsun, tüm ruh hayvanlarıyla bir ruh sözleşmesi imzalayabilirdi. Ama ruh hayvanı eğitmenleri güçsüzken, yüksek tür seviyeli ruh hayvanlarıyla sözleşme imzalamazlardı.

Yüksek tür seviyesine sahip ruh hayvanlarının güçleri çok çabuk yükselir, zekaları çok çabuk olgunlaşırdı. Ayrıca, gururları ve haysiyetleri kemiklerine işlemiş olurdu. Gençken ve zekaları kısıtlıyken bir insanla ruh sözleşmesi yapmış olsalar bile, belli bir aşamaya ulaştıktan sonra isyan etmeleri söz konusu olurdu.

Bu tür bir isyan ikisi arasındaki ruh sözleşmesini ortadan kaldırmazdı. Bununla birlikte, ruh hayvanı, eğitmeninin hiçbir komutunu dinlemez, kendi başına hareket eder ve efendisinin kontrolünü tam manasıyla kaldırırdı.

Ruh hayvanı efendisini bir kez terk ettikten sonra ise, geri çağrılamazdı. Ölmedikçe de, ruh hayvanı eğitmeninin yakalayabileceği ruh hayvanı sayısını bir azaltır ve çağırma pozisyonunu işgal ederdi.

Bu nedenle de, yüksek tür seviyesine sahip ruh hayvanlarıyla ruh sözleşmesi imzalayan ruh hayvanı eğitmenleri pek akıllıca bir iş yapmış kabul edilmezlerdi.

Normalde, Ruh Öğrencileri’nin hizmetçi sınıf ruh hayvanlarıyla, Ruh Askerleri’nin savaşçı sınıf ve altındaki ruh hayvanlarıyla, Ruh Öğretmenleri’nin de komutan sınıf ve altındaki ruh hayvanlarıyla ruh sözleşmesi imzalaması en iyisiydi.

Chu Mu şu anda dördüncü andaç Ruh Askeri’ydi ve ona en uygun olan yüksek savaşçı sınıf bir ruh hayvanıyla ruh sözleşmesi yapmıştı.

Chu Mu rüzgarın estiği yöne doğru yürümeye devam etti. Daha derinlere ilerledikçe mağaradaki buz tabakası azalmaya ve yavaşça Yeşil Demir Asmalar tekrar görülmeye başladı.

“Orada ışık var. Burası başa bir alana açılıyor olmalı!”

Işık hüzmeleri mağaranın içine sızıyordu ama Chu Mu mağaradan ayrılmak konusunda acele etmedi. Bunun yerine ‘Hayvan Ansiklopedisi’ni çıkarıp heyecanla sayfalarını çevirdi ve yeni ruh hayvanı olan Buz Perisi’nin yeteneklerini aradı.